Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sprint doğuştan gelen bir yetenek Pazar Dergi’de dünyanın en önemli sporcularından birini ağırlıyoruz. İsmi Mark Cavendish, dünyanın en hızlı bisikletçisi. Finişlerdeki sprint sırasında bisiklete 1500 watt civarında bir güç verebiliyor. Bu hafta Türkiye Bisiklet Turu için güney sahillerini şereflendirdi. Biz de Cavendish’i yakalamışken, hoş bir söyleşi yaptık. SAMİ GÜREL O dünyanın, bisiklet üzerindeki en hızlı ismi. Mark Cavendish, pist bisikletiyle başladığı ve salonda dünyanın en iyisi olarak taçlandırdığı kariyerini uzun süredir yollarda sürdürüyor. Elbette işler burada biraz daha farklı, kimi zaman karşısına hiç alışık olmadığı yokuşlar da çıkıyor. Ancak o artık bu türden zorluklara alışkın. Yol bisikletinin de en hızlısı olduğunu herkese ispatladı. İngiliz bisikletçi, bugün İstanbul etabıyla sona erecek Türkiye Bisiklet Turu’nu ilk kez şereflendirdi ve peşinden dünya üzerindeki çok sayıda basın mensubu ve hayranını da ülkemize çekti. Onun bu organizasyondaki varlığı bile Türkiye Bisiklet Turu’nu bir adım öne taşıdı. Biz de hazır buralardayken, kendisini Pazar Dergi sayfalarına konuk edelim dedik ve Cavendish’le hem bu sezonki hedeflerinden, hem geçmişten konuştuk. Bu arada bisikletçiler için altın değerinde birkaç tüyo da aldık. Türkiye’ye gelmeye nasıl karar verdiniz? Bu yarış hakkında çok güzel şeyler duymuştum. Takım arkadaşlarım buraya gelmem konusunda çok ısrar ettiler. Fransa öncesinde de çok iyi bir hazırlık olacağını düşündüm. Ayrıca ailem de Türkiye’yi görmek istiyordu. Onlar için de çok iyi bir fırsat oldu. Etapları inceleme şansınız oldu mu? Parkur hakkında ne söyleyeceksiniz? Güzel dizayn edilmiş bir tur olduğunu söyleyebilirim. Herkes için bir şeyler var. Benim gibi sprinter bisikletçiler, üç ya da dört etapta kendilerini gösterebilir. Öte yandan Türkiye’de Akdeniz kıyısından başlayıp, dağlarda devam etmek ve İstanbul’un tarihi dokusu içinde bu turu bitirmek oldukça spektaküler bir yaklaşım. Fransa Bisiklet Turu, bu sene sizin aile kökenlerinizin de bulunduğu İngiltere’de Yorksphire bölgesinde başlıyor. Üstelik en büyük rakiplerinizden Marcel Kittel de şu sıralar hazırlıklarını orada sürdürüyor. Bu sene Kittel’e rakip olabileceğinizi düşünüyor musunuz? Bu sene takım olarak Fransa Bisiklet Turu’nda büyük hedeflerimiz var. Ocak ayından beri bunun için hazırlanıyoruz. Takımıza Reinshaw gibi yeni katılanlar oldu ve bu da benim açımdan çok sevindirici, sezonu çok formda açtık ve bu da bizi yaz ayları için umutlandırıyor. Önümüzdeki günlerde Fransa’ya gideceğiz ve etapları çalışmaya başlayacağız. Sonrasında ne yapabileceğimiz hakkında daha iyi fikir sahibi olabiliriz. Birkaç haftadır antremanları artırdım ve şu an kendimi formumun zirvesinde hissediyorum. Türkiye Turu’nu bitirdikten sonra tekrar sıfırdan başlamam gerekmeyecek. Bir süre önce rahatsızlık yaşamıştınız. Bir mide virüsüydü. Pek çok bisikletçi bundan etkileniyor. Birkaç gün dinlenmem gerekti ama şimdi iyiyim. Buraya müthiş bir sprint treniyle geldiniz. Bu büyük planın bir parçası mı? Buraya güçlü bir takımla geldiğimiz doğru ama genel olarak Omega Pharma Quickstep her yarışa güçlü kadrolarla giriyor. Reinshaw, Petacchi Steigmans gibi harika isimler var. Oldukça esnek bir takım oluşturduk ve bu da harika bir şey. Dünyanın en iyi sprintçisi olmayı nasıl başardınız? Aslında gençliğimde de pek fazla sprint çalışmazdım. Daha çok dağları geçmeye odaklanırdım ve artık daha yaşlı olduğum için daha sıkı çalışmam gerekiyor, ama sprint biraz daha doğuştan gelen bir yetenek. Yokuşçu olmaksa daha psikolojik bir olay ve antrenman bu psikolojik bariyeri aşmak için gerekli. Ben yokuş çıkmak için yaratılmış biri değilim, ancak bir sprint kazandığınızda kendinizde diğerine ulaşmak için güç buluyorsunuz ve ertesi gün sprint etabı varsa, yokuşu aşmak daha kolay hale geliyor. Son günlerde ağırlık çalışması yaptığınızı duyduk. Evet, spor salonunda da çalışıyorum, ama çok altı çizilecek bir detay değil. Bisikletçiler formlarını ve kilolarını korumak için çok dikkatli olmak zorunda. Sizin nasıl bir diyet ya da beslenme programınız var? Diyetine sıkı sıkıya bağlı kaldığını söyleyen bir sporcu ya yalan söylüyordur ya da çatlağın tekidir. Bazı bisikletçiler bu konuda fazla takıntılı ama hiç de sağlıklı değil. Hayattan zevk aldıklarını düşünmüyorum. Sadece olimpiyatlardan önce sıkı bir programa girmiştim, çünkü parkurda birkaç tepe vardı ve ona uygun bir vücudum olmalıydı. Onun dışında çok özel bir şey yaptığımı söyleyemem. Şu anda önümde Fransa Bisiklet Turu var ve performansımı azaltacak bir şeyi mideme koymam, ama bir denge de tutturmanız lazım. Siz buradayken Orta Avrupa’da klasikler haftasıydı. Yarışları televizyondan izlediniz mi? Evet çok iyi yarışlar oldu. Özellikle Quickstep’teki çocuklara daha dikkatli baktım. l C M Y B