01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 AL DI MEOLA, Beatles ruhunu İstanbul’a taşıyor Beatles şarkılarını özleyenler 8 Mayıs akşamı kimselere randevu vermesinler. Zira Beatles şarkılarını dünyanın en iyi caz gitaristi olarak gösterilen Al Di Meola’dan dinlemek ayrıcalığına sahip olacaklar. Latin caz füzyonlarıyla tanınan Meola, Beatles’ın da çalıştığı Abbey stüdyolarında kaydettiği grubun parçalarıyla İstanbul’da konser verecek. Meola, Beatles için “Müzik seven herkes için her zaman bir keyif nedeni oldular ve son yıllarda onları yeniden bol bol dinliyorum ve hâlâ duyduğum en iyi müziklerden” diyor. K ırk yıllık kariyeriyle caz dünyasının unutulmazlar isimleri arasına giren Al Di Meola, son olarak zamanında genç bir gitarist olarak çok etkilendiği Beatles’ın parçalarıyla ünlü Abbey stüdyolarında “All Your Life” albümünü kaydetmişti. Al Di Meola, 2013 Eylül sonunda yayımladığı Beatles şarkılarını 8 Mayıs’ta İstanbul’a getiriyor. Berkley Müzik Okulu mezunu Al Di Meola kariyeri boyunca en çok Latin havasındaki caz füzyonlarıyla bilinen bir gitarist olarak son dönemlerde ustalığını çok daha fazla hissettirecek şekilde çok daha saf Latin caz yapıyor…Guitar Player dergisinin Francisco” için hem sıkı okuyucuları arasında müzik dinleyicileri hem de yapılan oylamalarda dört eleştirmenler, hâlâ üzerine kez En İyi Caz Gitaristi daha iyi, canlı bir akustik seçilen Meola için ünlü albüm kaydı gelmedi diye gitar tarihçisi Robert konuşuyor. Lynch; “Bu kadar yıldır Bir başka gitar efsanesi onun çalışmalarını Carlos Santana ile de inceleyebildiğim için turneye çıkan Meola, kendimi ayrıcalıklı özellikle işbirliği yaptığı hissediyorum” diyor. CENK çalışmalarla ve World İlk solo albümü “Land ERDEM Sinfonia projeleriyle de of the Midnight Sun” her dönem yeteneğiyle ile dinleyen herkesi meydan okuyan bir müzisyen olarak büyülediğinden beri teknik ustalığı ve biliniyor… karmaşık gitar sololarıyla efsaneleşen Al Di Meola ile kariyerinin ilk günleri, Meola’nın özellikle McLaughlin ve İtalyan kökleri, unutulmayan işleri, cazı Paco de Lucia’yla birlikte yaptığı hep öne çıkaran ancak farklı stillerle akustik albümü “Friday Night in San buluşturan müzikleri, Beatles projesi ve İstanbul konseri üzerine bir söyleşi gerçekleştirmiş olduk… Chick Corea’nın dünyaca ünlü füzyon grubu Return to Forever’a katıldığınızda sadece 19 yaşındaydınız, peki çok genç bir müzisyen olduğunuz o günlerin ruhunu nasıl hatırlıyorsunuz? Zamanında henüz genç bir yaşta üstelik en sevdiğim gruba dahil olmak benim için olağanüstü büyük bir fırsattı ve 70’lerin yepyeni füzyon müziklerinde öncülük eden en iyi 3 gruptan birinde olmak dışında ayrıca müziklerde ve sahnede de gitarda fazlasıyla meydan okuyan bir rolüm vardı. Caz arenasının İtalyan asıllı en büyük gitaristlerinden birisiniz, peki sizce en çok hangi yönünüzle İtalyan köklerinizi temsil ediyorsunuz? Tutkulu biriyim ve müzik de benim için büyük bir tutku. İtalyanlar da sevdikleri her ne olursa olsun oldukça tutkulu insanlar. Bana kalırsa İtalyan köklerimi en fazla temsil eden tarafım da çok tutkulu biri oluşum ve sanırım bu yönüm en çok müzikle ortaya çıkıyor… Ünlü İngiliz gitarist John McLaughlin ve kaybettiğimiz meşhur flamenko gitaristi Paco de Lucia ile gerçekleştirdiğiniz o unutulmaz canlı konser kaydı “Friday Night in San Franscisco” için kariyerinizin en büyük çıkışı diyebilir miyiz? “Friday Night in San Franscisco” bir albüm olarak kesinlikle kariyerimin en büyük çıkışı oldu diyebilirim, zamanında 2 milyon satmıştı ve hâlâ ilgi görüyor ve en son satışlarının 7 milyonu aştığını da biliyorum ve benim için de hâlâ çok özel bir albüm… Son olarak “Beatles’a vefa” albümünüzü Londra’nın ünlü Abbey Road stüdyolarında kaydettiniz, o meşhur stüdyoların müzisyenlerde yarattığı hisleri nasıl tarif edersiniz? Tıpkı yıllar önce Beatles’ın dört harika müzisyeninin kayıtlarının da gerçekleştiği aynı atmosferde üstelik yine The Beatles şarkılarıyla kayıtlarda olmak eşi bulunmaz ve tarif edilemeyecek kadar heyecan veren bir deneyimdi. Aynı stüdyoda kayıtlarda olmak kendiliğinden projeye de müthiş bir enerji verdi ve sihirli bir hale getirdi… Son dönemlerde müziklerinizle o sizi dinleyenlerin çok iyi bildiği füzyon tarzınızdan ziyade daha saf bir Latin caz havasına giriyor gibisiniz, peki müzikle geçen 40 yılı geride bırakırken şimdilerdeki müziklerinizi nasıl tanımlıyorsunuz? Aslında müziklerim hâlâ evriliyor ve gelişiyor diyebilirim ve bir besteci olarak sadece dinleyiciler için değil benim için de yıllar içinde ilginç bir hal alıyor ve bana kalırsa müziklerim çok daha derinlikli hale geliyor ve o derinlilik içinde de çok daha fazla çeşitlilik var… Eleştirmenlerin bol bol övdüğü World Sinfonia projelerinizde bile caza öncelik veriyorsunuz, peki siz bu çok özel projelerinizi nasıl tarif edersiniz? İlk kez akustik bir yaklaşımla klasik müzik öğelerini tango ve caz ile bir araya getirip geliştirmeye çalıştığım projeler oldu ve doğaçlamalarda iki esas enstrüman olarak akustik gitarla birlikte bandoneon veya akordeon öne çıkıyordu. Klasik müziğe göre daha özgür caz armonileri ile yaklaştığım projelerdi… Türkiye’deki kimi caz dinleyicileri 80’lerin sonunda İstanbul konserinizden en çok beyaz çizmelerinizle playboy havanızı hatırlıyorlar, yoksa o yıllarda gerçekten bir playboy muydunuz? Öyle bir imaj vermiş olmam kulağa oldukça eğlenceli geliyor ama evet gerçekten de o yılların tadını çıkardım sayılır ve şimdi o yılları öyle geçirdiğim aklıma geldiğinde gülüyorum ama artık çizmelerimin rengini de siyahla değiştirdim… Beatles şarkılarıyla 8 Mayıs’ta İstanbul’da Cemal Reşit Rey’de olacaksınız, peki Beatles bir müzisyen olarak sizin müziklerinizi nasıl etkilemiş olabilir? 60’lı yıllarda Beatles’ın müzikleri gitar çalan her müzisyeni müthiş etkiledi. Onlar piyasaya harika müziklerle girdiler ve yıllar içinde harika prodüksiyonlarla çok daha ilginç müziklerle bir 10 yıl boyunca müziklerini de geliştirdiler. Müzik seven herkes için her zaman bir keyif nedeni oldular ve son yıllarda onları yeniden bol bol dinliyorum ve hâlâ duyduğum en iyi müziklerden diyebilirim… Tüm dünyanın da işin içine yüksek teknoloji girmeden ve hiç de komplike olmadan bugüne kadar müziklerle yaşadığı en büyük zevklerden. l İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Yayın Yönetmeni: Miyase İlknur Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Sorumlu Müdür: Aykut Küçükkaya Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli / İstanbul (0212) 343 72 74 (20 hat) Reklam Genel Müdürü: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya Reklam Müdürü: Beste Paydaş Ertan Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı (0212) 251 98 74/75 (0212) 343 72 74 (554555) Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt / İstanbul Cumhuriyet gazetesinin parasız pazar ekidir / Yerel süreli yayın / [email protected] C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle