14 Haziran 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

2 27 NİSAN 2014 / SAYI 1466 Eğitimsizlik “KADER”leri olmasın diye... “Acaba risk altındaki çocukların yaşamını eğitimle değiştirebilir miyiz” sorusunun yanıtını aramak üzere Siirt’teyiz, Pervari’deyiz, Şirvan’dayız, Kurtalan’dayız. Annesi, babası ya da her ikisi birden ölmüş, yoksul 123 çocuğun öğretmenlerine, ailelerine Darüşşafaka Okulları’nı tanıtmayı, eğitimle değişen yaşamlarımızı anlatmayı amaçlıyoruz. FİGEN ATALAY K ader, 12 yaşında evlendirildi, 13’ünde anne oldu, 14’ünde de öldü. Evi, Siirt’in Pervari ilçesine bağlı Yapraktepe köyündeydi. Okulda olması, eğitim alması gereken yaşlarda, bir erkeğin karısı, bir bebeğin annesi olmuştu. Ölümü için ister “kaza”, ister “intihar” densin, bu bir cinayetti. Kader’in trajik yaşamını değiştirmek için hiç kimse bir şey yapmadı ya da yapamadı. Kader’in ölümü üzerine, bir grup Darüşşafaka mezunu olarak şu sorunun yanıtını bulmaya çalıştık: “Risk altındaki kız çocukları için bizler ne yapabiliriz?” Kız çocuklarının işi zor Darüşşafa’dan değişik yıllarda mezun olmuş biz “Daçkalı Kızlar Grubu”nun içinde, okulun “ilk kızları” olan Hülya Key, Maviş Fuchs, Ülkü Karaaslan ve Sertaç Ökten de vardı. Geziye katılan mezunlardan bazılarının, döndükten sonra yazdıkları notlardan: SERTAÇ ÖKTEN: Kendine iyilik etmenin en güzel yolu başkalarına iyilik etmekten geçiyor. Doğu insanı tüm sıcaklığı, samimiliği ve de çaresizliği ile o kadar gerçekti ki, insan olduğumu, insanlık diye bir şey olduğunu ve benim de onun bir parçası olduğumu hissettirdi bu deneyim. O çocuklara ulaşmak, onların gözlerindeki ümidi görmek, o öğretmenlerin çocukların hayatını kurtarma konusunda nasıl istekli olduklarını görmek, bana Türkiye adına da ümit verdi. Darüşşafaka’nın bir parçası olmak ve Daçka için çalışmak da ayrıca gurur vericiydi. Her şeyin değer erozyonuna uğradığı bu dönemde, Daçka çölde vaha gibi hayatlarımıza değer katmaya, var oluşumuzu anlamlı kılmaya yardım ediyor, yani bize yine elini uzatıyor. l HÜLYA KEY: Şirvan’daki toplantı öncesi masada hazırlık yapar ve kayıt tutmaya çalışırken genç bir adam elinde bir torba ile yaklaşıp erkek kardeşi için geldiğini söyledi. Okula zarflarımız ulaşmış, o da okuyup gerekli her belgeyi temin etmiş, kardeşinin fotoğrafını bile çektirmiş. Sınava başvuru belgesini birlikte doldurduk. Çocuğun adı Ferhat Mantam. Öğretmenlerin genel olarak kız çocuklarının okula gönderilmek istenmemesi ile ilgili şikâyetleri vardı. Onları motive etmeye çalıştık. l Epey tartıştıktan sonra yapabileceğimiz en iyi şeyin, hepimizin hayatını değiştiren Darüşşafaka’ya, hem kız, hem erkek yeni öğrenciler bulmaya çalışmak olduğuna karar verdik. Okul, 1 Haziran’da yapılacak sınavlar için 25 ilde tanıtım toplantıları düzenliyor. Bu illere Kader’in memleketi olan Siirt’i de eklemek için Darüşşafaka Cemiyeti’nin onayını ve desteğini istedik, kabul ettiler. Türkiye’nin pek çok bölgesinde olduğu gibi Siirt ve ilçelerinde de yıllardır eğitim hizmeti veren Türkiye Eğitim Gönülleri Vakfı’ndan (TGEV) tanıtım için yardım istedik, ellerinden geleni yaptılar, hatta Eğitim Programları ve Saha Operasyonları Yönetimi’nden Merve Tahmisoğlu, o bölgedeki çalışmalarını bizim toplantılarla aynı zamana denk getirdi, bize güç kattı. Siirt ve ilçelerinde, durumu Darüşşafaka Eğitim Kurumları’nda okumaya uygun, yani ilkokul 4. sınıfta okuyan, yoksul, annesi ya da babası ya da her ikisi birden ölmüş 123 çocuk olduğunu öğrendik. Bu çocukların hayatlarını eğitimle değiştirme yolunda ilk adımı atmak üzere 3 öğretmenimizle (Şükran Demircioğlu, İbrahim Deniz, Nazan Ürgen) birlikte Siirt’e gittik. Oradan Pervari’ye, Şirvan’a, Kurtalan’a geçtik. Okul müdürleriyle, öğretmenlerle, çocuklarla, velilerle bir araya geldik, okulumuzu anlattık, yaşamın eğitimle nasıl değişebileceğini gösteren canlı örnekler olarak kendi öykülerimizi aktardık. Bu toplantılar sonunda, bu çocuklardan en azından bir bölümünün sınava gireceğini öğrendik, çok mutlu olduk. Birbirine çok bağlı, büyük “Daçka Ailesi”ne Siirt’ten kardeşlerimizin de katılması umuduyla İstanbul’a döndük. l [email protected] Siirt Merkez’deki tanıtım toplantısında, öğretmenler, okul müdürleri ve mezunlar bir arada. Hep sıcak su, tertemiz yataklar D arüşşafaka’da Siirt’li tek öğrenci olan Oktay Erdoğan’ın annesi Şükran Erdoğan (üstte), Siirt Merkez toplantımıza katılmak için Pervari’den geldi, yaşadıklarını anlattı, herkese, “çocuklarınızı tereddüt etmeden yollayın Darüşşafaka’ya” çağrısını yaptı. İşte Pervari’de 3 kez “Yılın Annesi” seçilen Erdoğan’ın anlattıkları: “Pervari’de yaşıyoruz. Dört çocuğum var. Oktay 9 yaşındayken babası öldü. Okuduğu ilkokulun müdürü bana Darüşşafa’dan söz etti, sınavı anlattı. Ben de “sınava girsin ama kazansa bile gönderemem, çocuk çok küçük” dedim. Oktay sınavı kazandı, ben göndermek istemedim. O sırada Pervari Kaymakamı olan Turgay Hakan Bilgin bana “Bu çocuğu Darüşşafaka’ya göndermezsen hakkını yemiş olursun” dedi ve ben de bunun üzerine Oktay’ı okula yolladım. Kaymakam Bey’e beni ikna ettiği için burada bir kez daha teşekkür ederim. İlk yıl Oktay ağlamadı ama ben çok ağladım. İkinci yıl da Oktay’da özlem başladı ama yavaş yavaş geçti. Oğlumu bu okula yolladığım için hiç pişman olmadım. Kimse çocuğunu bu okula yollamakta tereddüt etmesin. Yaz kış sıcak su var, yataklar üst üste değil ve tertemiz. Yemekler çok güzel, güvenlik çok kuvvetli, eğitim çok iyi.’’ l NİLGÜN ÖZDEMİR: Bana güvenerek Darüşşafaka Lisesi sınavlarına girersem başarılı olacağım konusunda ailemi ikna eden ilkokul öğretmenime duyduğum minnetin ve okulumun bana kattıklarının vefası olarak katıldığım tanıtım programında hikâyemin benzerlerini bulmak, uzun yıllar sonrasında Daçka’nın, bana neler kattığını daha iyi görme olanağı sağladı... Sunum yaptığımız çocuklarımızla aynı yerlerden geçmiştim ancak geldiğim noktaya Daçka sayesinde ulaşmış, sanki uzun mesafeli koşu yarışmasında, açık ara kopmuş gitmiş gibiydim. O değişim hayatımın farklılaşmasıydı. Bu şansı elde edebildiğim için öğretmenimi rahmetle anıyorum... Daçka’nın hayatını değiştirebileceği bir çocuğumuz için dahi, eğer minicik de olsa bir katkı sağlayabildiysem ne mutlu bana... “Bir çocuk değişir, Türkiye değişir” Tüm bağışçılarımızı şükranla anıyorum bizlere bu fırsatı tanıdıkları için. l Bugünün öğrencileri, yarının mühendisleri SERAP DAMGACI Sınav 1 Haziran’da Sınav 1 Haziran’da 20 merkezde yapılacak. Sınava girmek için son başvuru tarihi 28 Mayıs 2014 ama son anda (örneğin sınav sabahı) karar verenler, başvurusunu belirtilen tarihler arasında yapmayanlar da sınava girebiliyor. Gerekli belgeleri sonradan da götürmek mümkün. Sınava evine uzak yerlerde girecek olanların ulaşım masrafları da Darüşşafaka Cemiyeti tarafından karşılanıyor. l N Rakamlarla DARÜŞŞAFAKA l Darüşşafaka’da halen toplam 945 öğrenci eğitim alıyor. Öğrencilerin yüzde 42’si kız, yüzde 58’i erkek. Bu öğrencilerin yüzde 48’i İstanbul, yüzde 52’si Anadolu’dan geliyor. l Tüm öğrenciler okul kampusunda yaşıyor. l Her sınıf 24 öğrenciden oluşuyor. l Öğretmen başına ortalama 5 öğrenci düşüyor. 6 öğrenciye 1 bilgisayar düşüyor. ilaccra; Digiturk, Doğtaş, Kamil Koç, Lig TV, Türk Telekom, Hedef Aliance gibi Türkiye’nin önde gelen kurumsal markalarına yazılımsal çözümler sunan bir yazılım şirketi. Şirket, kurumsal ve bireysel firmalara verdiği yazılım hizmetinin yanı sıra, kurulduğu günden beri de yazılım mühendisi olmak isteyen, seçilmiş adayları, sektöre kazandırıyor. Kurulduğu günden beri, kendine ve sektöre kalifiye yazılım mühendisi yetiştiren firmanın İstanbul’dan sonraki şubesi Elazığ Akademi, geçen aylarda Elazığ Teknokent’teki ofisinde eğitime başladı. Biz de firmanın kurucusu Serbülent Sertoğlu’yla Nilaccra’yı, akademiyi ve bugünlere geliş sürecini konuştuk. Nilaccra nasıl bir sürecin eseri olarak doğdu? Bölümümle alakalı girdiğim pek çok işin ardından, geçici olarak bankada çalıştığım bir dönemdi. O sıralar müzik ve yazılımı harmanladığım bir müzik portalı projesi geliştiriyordum. Kurum vasıtasıyla tanıdığım kişiler bu projemle ilgilenmeye başladı ve web sitesi talebinde bulundu. Yazılımını yaptığım firmalardan görenler de yeni talepler için gelmeye başlıyordu. Bir anda kendimi yazılım işi içinde buldum. Firma kurmaya karar verdiniz, peki ya ekip? Birkaç arkadaşı işe alarak başladım. Yazılım ve mühendislikte sahip olduğum iddiayı, gelen arkadaşlarda da arıyordum. Haliyle bu süreçte umduğumu bulamadım. Üniversitelerde verilen diploma tek başına bir işe yaramıyordu. Mühendislik de öğrenilmesi gereken bir şeydi. Bir gün eski öğretmenimin yazılım okuyan öğrencileri ofise geldi. Sektör tecrübeme dayanarak, işi, uygulamalı olarak kendilerine öğretmemi istiyorlardı. “Tamam” dedim, “tek şart devamlılık!” Toplanıp kalabalık Nilaccra, hiçbir karşılık beklemeden kalifiye mühendisler de yetiştiriyor. Ciddi bir özveri işi… Mühendislik doktorluk gibi, daha çok pratiklik isteyen bir şey alan. Ülkemizde doktorların mecburi stajları vardır ancak mühendislerin böyle bir imkânı yok. Hâlbuki uygulamalı eğitimin de, okul esnasında Nilaccra, kurumsal bir yazılım şirketi. Elazığ’da kendi bünyesine ve sektöre, kalifiye mühendisler yetiştirdiği bir de eğitim akademisi var... bir sınıf oluşturdular. İlk olarak o gruba öğrettim işi. O kadrodan verimli işler çıktığını görünce de öğretmeye devam ettim. O gün eğitim verdiğiniz öğrenciler şimdi nerelerde? Çoğu hâlâ bugünkü Nilaccra’nın bir parçası. Bazılarıysa dışarıda sektördeki çalışma hayatına devam ediyor. verilmesi gerekiyor, bu ciddi bir eksik. Bizde mühendisler mezun oluyor, ancak gerçek bir çalışma ortamı bulabildiklerinde mesleği öğrenebiliyorlar. Biz bu açığı kapatıyoruz. Bu ekibin bir parçası olmak için ne gibi kriterler gerekiyor? Akademi için üniversitelerde başvuruda bulunan öğrenciler arasından çeşitli taramalar yapıyoruz. en önemli kıstas; ciddi bir amaç uğruna, gerçekten bir şeyler öğrenebilmek için gelmek, zaman kaybı yaratmamak. Burada, eğitim kadrosundaki herkes bir alt kuşak için oldukça özveriyle çalışıyor ve zaman harcıyor. Öğrencilerde de bu disiplini arıyoruz. Bir diğer önemli noktaysa, derslere devamlılık. Eğitimlerin içeriğinde neler var? Yeni sınıflar hangi dönemlerde açılıyor? Eğitimler 1520 kişilik sınıflarda, öğrencilere verilen teorik ve uygulamalı bilgilerden oluşuyor. 3 aylık dönemlerde ve ihtiyaca göre yılda bir veya iki kez tekrarlanan eğitimleri başarılı bir şekilde tamamlayanlar, sonrasında gerçek projelerde çalışma imkânı buluyorlar. Şu an Elazığ Akademi’de 6 aylık sürelerde eğitim veriliyor. 2. ve 3. sınıflardan da eğitim sınıfları oluşturduk Öğrenciler üniversitelerin bilgisayar ve yazılım mühendisliği bölümlerinden seçiliyor. Öğrencileri, sadece teorik bilgiyle mezun olmamaları için genelde son sınıflardan seçtik. Bu şekilde onlar da sektöre hazır hissedebiliyorlar. İstanbul ve Elazığ olmak üzere şu an iki akademi var. Anadolu’nun başka şehirlerinde de yeni şubeler açılacak mı? Evet, bundan sonraki ilk adresler; Malatya ve Diyarbakır. Şu an kadromuzdaki 100’ü aşan mühendis sürekli yazılım üretiyor. Hollanda ile yapacağımız yeni bir yazılım işini, sadece Elazığ Akademi öğrencileri yürütecek. Bunların dışında seyahate, yeme içmeye ve eticarete de yönelik, şu an kendi başına ayrı bir proje haline gelmiş 810 tane daha projemiz var. Her biri de farklı ve şu ana kadar gerçekleşmemiş alanlarda. Akademilerimizden gelen mühendislerle daha da çoğaltıp, ilerleyen dönemlerde projelerimizi hayata geçireceğiz. l C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle