Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 18 AĞUSTOS 2013 / SAYI 1430 İsim babası Tayyip Erdoğan, logosu TOMA’nın su sıktığı siyahlı kadın ve penguen oldu. Çapul TV artık kalıcı oluyor ezi Parkı eylemleri yeni bir siyaset dili, muhalefet biçimi ve mizahı oluşturmakla kalmadı; yeni bir iletişim kanalını, “Çapul” TV’yi de hayatımıza soktu. Ana akım medyanın sansürüne, körlüğüne, saptırmasına karşı TÜREY “çapulcu” web TV izlenir oldu ve eylül ayında da kalıcı oluyor. KÖSE “Çapulcunun harman olduğu ekran”ın 24 saat düzenli yayın akışına geçmesi için kampanya başlatıldı. “Laptop, PC, akıllı telefon, kamera, görüntü, ses mikseri, tablet, mikrofon, ses kabloları, spotlight ışık, tripod” benzeri teknik ekipman gereksinimlerin yer aldığı “acil liste”lerle ayni veya internet üzerinden nakdi destek ve dayanışma kampanyası yürütülüyor. gönderenler oluyor. İndiegogo’da bir kampanya başlatıldı. Eylül ortasına kadar bu kampanya devam edecek. http://www.capul.tv/ kampanya adresindeki kampanya dışında elden herhangi bir para toplama kampanyası yok. Bizim adımıza kötü niyetli girişimler olabilir, elden para toplanmıyor. Bir vakıftan, kurumdan para almayı reddediyoruz. Yabancı fonlar ve vakıf fonlarına ilkesel olarak karşıyız, kitle dayanışmasıyla para toplanıyor. Kitlesel fonlama yöntemi kullanılıyor. Bunu stüdyo için kullanacağız, kamuoyuna da açıklayacağız, şu kadar parayla şunlar Çapul TV’nin “isim babası!” Başbakan Tayyip Erdoalınmıştır, diye. ğan. Logosu TOMA’nın su sıktığı siyahlı kadın ve “penguSiz Gezi eylemlerinin “yeni” en”. Stüdyoları sokaklar, muhabirleri gönüllü çapulcular. medyasını oluşturdunuz. Bir Şimdi, kurumsallaşıp kalıcı olmak için “Direnişin kanade “parti” arayışları var, bunları lını birlikte kuralım” çağrısı yapıyorlar. “Gezi Direnişi’nin nasıl değerlendiriyorsunuz? ve özlemini çektiğimiz özgür, eşit, kardeşçe yaşamı kuraBen örgütlü bir insanım ama na dek gerçekleştirmek zorunda kalacağımız Türkiye’nin Gezi Direnişi örgütlü, örgütsüz dört bir yanındaki başka direnişlerin televizyonu” olmak pek çok kesimi bir araya getirdi. için kalıcı olma kararı almışlar ve “daha iyi TOMA çekimKatılanların bir kısmı CHP’de, leri” için. Çapul TV’nin “koordinatörü” Ali Ergin Demirbir kısmı sosyalist, bir kısmı da han. Elektrik mühendisi ama “arada” mühendislik yapıtamamen örgütsüzdü, bunların yor. Daha çok “çapulculuk ve gazetecilik” yapıyor. Gezi hepsini bir araya getiren Parkı eylemleri sürecinde Çapul TV’nin sunuculuğu yaptı. bir düzlem yakalandı. Bu, Sendika.org editörü. Ali Ergin Demirhan, Çapul TV’nin parlamenterizme, seçimsandık yola çıkışı, yayıncılık anlayışları ve kalıcı olmak için başlasiyasetine de karşı bir itirazdı. tılan kampanyayla ilgili sorularımızı yanıtladı. “Çapulcunun harman olduğu ekran” kalıcı oluyor “Ana” akım medyaya karşı “çapul” akım İnsanlar bir başka siyaset Çapul TV, nasıl kuruldu? Nasıl kalıcı olacak? “Çapul” medya için Alternatif Medya Derneği kuruluyor. Gezi Parkı Direnişi sırasında halkı olaylardan yapma biçimi buldu. Kendisi Fikir direniş sırasında ortaya çıktı. Parkta çadırlar kuseçim sisteminin eleştirisi olan haberdar eden yegâne yayın organlarından biriydi Çapul TV. Kısıtlı olanaklarla yaptıkları yayınlar rulduktan sonra “Buraya TV kurmak lazım” dendi. 6 bir hareketten bu hareketi temsil Haziran’da kuruldu. Başbakan “çapulcu” deyince biz de sayesinde direnişe katılan her kesim kendi sesini duyurma şansı buldu. Çapul TV, direnişle sınırlı edecek bir parti çıkacağını bu ismi sahiplendik. Ana akım medyanın gerçeğe bir dizi kalmadı, artık kalıcı bir medya olmaya hazırlanıyor. düşünmek hayal olur, doğru süzgeç oluşturarak bakmasından dolayı bir duvar çıktı. da olmaz. Bu direnişin içinde Birtakım kalıplarla, süzgeçlerle yaklaştılar. Oysa bu insanlan bileşenlerin, LGBTT’den beyaz yakalılara taleplerini, yayın olacak. İnternet yayıncılığı yapmış, sendika.org ve pek çok örgüt var, tek bir örgüt veya parti direnişin ların kim olduklarını, neden burada olduklarını kendileriAnadolu’dan direnişin haberlerini, taleplerini vereceğiz. Çapul TV çalışmalarında deneyim kazanmış bir ekibimiz temsilciliğine soyunamaz. Tayyip Erdoğan’ın yenildiği yer nin anlatması gerekiyordu ihtiyaç Hukuksal altyapı hazır mı? var. Bunun etrafında gönüllü katkıları var, profesyonel buydu. “Uzman”lar bu gerçeğin Alternatif medya için sınırlayımedyadan arkadaşlarımız var. Sürprizlerimiz de olacak, sokak. Bu hareketin sandıkta ölçüye vurulması yanlış olur. yüzde birini anlatmaktan acizcı bir düzenleme yok, bir boşbazı TV’lerde gördüğümüz efsane programlar bizim ekSokak sandığın başaramadığını başardı. Elbette parti lerdi. Amatörler, direnişin luk var. Yasal bir çerçeve randa görülebilir. Onlar kendilerini direnişin parçası görügirişimleri de olabilir ama başarısız olur. Bu başarısızlık da gerçek özneleri kendilearayışından çok, insanyorlar, ana akım medyada görünmektense bize katkı vehareketin başarısızlığı olmaz.l rini anlatma yeteneğilara hesap verebilereceklerini söylediler. Temel bir sloganınız var mı? Logonuz ne sahipti, bunu değişecek mi? lim diye Alternatif “Çapul TV dostamaçladık ve baSloganlar sokaktan çıkıyor. “Çapulcunun harman olduğu Medya Dernelarına” çağrıda buşarılı olduk. İki ekran” gibi sloganlar ortaya atıldı. Şu andaki sloganımız, “Bu ği kurulacak. Bu lunuldu. Ekonomik hafta boyunca bizi daha başlangıç, mücadeleye devam”. Logo belki ileride dernek aracılığıyaltyapınız ne du1 milyon 700 bin kişi değişebilir. Şimdilik bu logoyla gideceğiz, çok la bu çalışmalara katkı rumda? izlemiş internetten. Halk benimsendi. l sunmak isteyenler katkılaBütün ekipmanlarıTV, Ulusal Kanal, Hayat TV, rını sunacak. Biz de hesap vemız ödünç, tüm harArtı 1, İMC TV de bizim yayınlarırilebilir bir iş yapmış olacağız. camalarımız cepten. mızı ekranlara taşıdı. Çok daha fazla Web TV yayıncılığı gönüllü katkıZaten ücretli değil, insana ulaşabildik. Parka gelenler Halk TV, CNN Internasına dayanıyor. Kirli bilgi, dezenformasyon gibi ciddi gönüllü emekle çalışıtional ve Çapul TV’den izledik, diyorlardı. Ana akım mededitoryal riskler yok mu? lıyor, bunda değişikyanın yerine geçmek, onlar gibi yapmak gibi bir derdimiz Sendika.org’un 13 yıllık bir geçmişi var. Sıfır hata delik olmayacak, bu biyok. Gönüllü ruhuyla amatör ama teknik anlamda profesmesem bile en az hata yapan kanallardan biri olabilçimde sürdürülecek. yonel bir yayıncılığımız olacak. Biz kalıcı bir yayın plandi. Sendika TV’nin altyapısı üzerine Çapul TV’yi kurduk. Stüdyoların kurulmalamamıştık ama çok izlenince, direnişin süreceği ortaya Toplumsal muhalefetin içinde gönüllü bir muhabir ağısı ve sabit ekipmançıkınca “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” slogamız var, editoryal süzgecimiz var. Gezi sürecinde ölüm, ların sağlanması için nımız var ya biz de devam edelim, dedik. Ağustosta hayaralanma gibi haberlerde hatamız olmadı, onca dezenhttp://www.capul.tv/ zırlıkları tamamlayıp stüdyo oluşturup test yayınlarına formasyona rağmen. İnternet TV yayını için iyi kötü eğitdestek.html sitesinbaşlamak istiyoruz. Eylül ayında düzenli akışa başlayacatiğimiz bir muhabir ağımız var, 1520 ilde. Sıfır sorunla de ilan ettiğimiz ekipğız. 24 saat yayın olacak, bu yayının önemli bir bölümübaşlayacağız, demiyoruz. Direnişin ihtiyacını karşılayabiman ihtiyaçları var, nü Gezi Direnişi belgeselleri oluşturacak, direnişe katılecek ve daha önceki deneyimlerden de faydalanan bir doğrudan bunları alıp G Bu daha başlangıç mücadeleye devam. Şerafettin Turan’ın sözleriyle: “XVI. yüzyılın sonlarına gelindiğinde, cılız birkaç uygulamanın dışında , bilimsel etkinlikler yalnızca dinsel bilimler anlamında algılanır olmuş ve bunun sonucunda da felsefe, astronomi, tıp, matematik gibi bilimler medrese öğretimi programlarından çıkartılmıştır.” ATAOL BEHRAMOĞLU OSMANLI ORTAÇAĞINDA MIYIZ? *** Fatih döneminde saray kitaplığı yöneticiliği yapmış olan Tokatlı Lütfi (Molla Lütfi) adlı bilim adamı ve yergi ustasının, peygamberliği yadsımak ve dinsizlikle suçlanarak 24 Aralık 1494’te boynu kılıçla vurularak idam edilmesi Osmanlı ortaçağına girişte belki bir dönüm noktası sayılabilir. Adnan Adıvar Osmanlı bilim tarihi konulu kitabında bu idamı Sokrates trajedisi olarak nitelemiş. Tarihimize sahip çıkacaksak, işbirlikçi İskilipli Hocaları değil, Aydınlanma tarihimizin kurbanlarından Tokat’lı Lütfi’leri tanıyıp tanıtmamız gerekiyor… *** Şerafettin Turan’ın “durağanlığa yöneliş” başlığı altında tanımlayıp örneklediği XVI. yy gerçekten de .olumlu ve olumsuzun iç içe olduğu bir dönem. Bağımsız matematik ve tıp öğretimi yapan medreselerin de içinde bulunduğu Süleymaniye Medreseleri’nin açılması, bilimsel eğitim yönünde önemli bir adım. Piri Reis’in denizcilik ve haritacılık alanında öncü çalışmaları da aynı dönemin ürünü. Şerafettin Turan, bu yüzyılda coğrafya ve astronomi alanında telif ya da çeviri yoluyla Türkçeye pek çok yapıt kazandırıldığını fakat aynı şeye başkaca pozitif bilimlerde rastlanılmadığını belirtiyor. Aynı yüzyılın son çeyreğine doğru, 1575’te Takiyüddin Mehmet’in ilk gözlemevini kurması ve bilimsel alanda bu büyük adımın dönemin Şeyhülislamı Ahmet Şemseddin Efendi’nin “gökleri gözetlemenin uğursuzluk getirdiği” şikâyeti sonucunda top atışlarıyla yerle bir edilmesi ise olumlu ve olumsuzun bir aradalığının çarpıcı bir örneği… *** Osmanlı tarihinin özellikle XVI ve XVII.. yüzyılları,, günümüz gericilerinin ataları olan şeyhülislamlar ve sözde din bilginleriyle dolup taşıyor. Bu konuda bilgi sahibi olunması, günümüz gericiliğinin amaçlarını, hedeflerini, kökenlerini iyi anlamak bakımından önem taşıyor. Bunlar arasında Birgili Mehmet Efendi’nin (15221573) “Peygamber’in yaşamına göre Muhammet Tarikatı” adlı (aslı Arapça) kitabındaki görüşlerinin, özellikle XVII. yy. Osmanlı toplumsal yaşamı üzerine bir karabasan gibi çökmekle kalmayıp büyük ölçüde günümüz AKP Türkiyesi’nde de hortlatılmış olduğunu söyleyebiliriz…. *** Bilimleri Müslümana “farz” (öğrenilmesi zorunlu) olanlar, yasak olanlar ve yasak olmayanlar diye sınıflandırarak “yıldızlar ilmi”ni yasaklar arasında sayıp tıp bilimini öğrenilmesi zorunlu değil isteğe bağlı gören(zira, ona göre “tedavi olmak vacip gerekli değil”dir! Birgili Mehmet, Müslümanın yapmaması gereken hareketleri de “afet” diye adlandırarak bu afetleri “kalp, dil, kulak, göz,el, ayak, beden ve üretim organları” (yani, bedene, ruha kimliğe ait her şey!) kapsamında bölümlere ayırıyor… Bu ayrımlar size, müzikte kadın sesi yasağını, erkekler korosunun perdelenmesini, içinde rakı geçen türküyü dinlemek istememeyi çağrıştırmıyor mu?.. *** Yazıyı “Türk Kültür Tarihi”nden bir alıntıyla sonlandıralım. “XVII. Yüzyıl başlarında Osmanlı bilginleri, Birgili’nin görüşlerini paylaşanlar ve paylaşmayanlar diye 2 büyük gruba bölünmüşlerdi (…) İnsanlar yollarda çevrilerek dini konularda sınava çekiliyor, beklenen yanıtı veremeyenler hırpalanıyorlardı. Öte yandan dine aykırıdır diye sanat eserlerine saldırılıyor, yazmalardaki minyatürler bile tahrip ediliyordu…” vb. dersiniz? l Osmanlı ortaçağından çok uzakta mıyız, ne B u haftaki pazar yazısında Prof.Dr.Şerafettin Turan’ın “Türk Kültür Tarihi” adlı kitabından edindiğim, kimilerini tazelediğim bazı bilgileri, kendi yorumlarımı ekleyerek paylaşmak istedim… XVII. yüzyıla, genel bir değerlendirmeyle, öyle sanıyorum ki Osmanlı ortaçağı dememiz gerekiyor… Bu ortaçağ süreci, bilim alanında hoşgörü ve çoğulculuk anlayışının egemen olduğu Fatih Mehmet dönemi sonrasında, XV. yüzyılın ikinci yarısında başlıyor ve iki yüzyıl süresince devam ediyor. ataolb@gmail.com www.ataolbehramoglu.com.tr http://behramogluataol.blogspot.com C M Y B