02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

2 Damla Sönmez bu sezon iki film, bir dizi ve tiyatroyla karşımızda 17 MART 2013 / SAYI 1408 H Çalışmak bana enerji veriyor avanın güzelliğiyle denk bir yerde, Polenözköy’de, atmışsınız. Size bu kararlılığı ne verdi? yapılan çekimden yeni çıkmış, Kurtlarla Koşan Oyun oynama dürtüsü galiba. Bir de aile konusunda Kadınlar’ı okuyarak zaman dolduruyor Damla çok şanslıyım. Annemle babam, nasıl olacak, geleceğini Sönmez. Henüz genç bir oyuncu ama oyunculuk üzerine nasıl kuracak, kaygılarıyla bana bir şey söylemeden yıllardır kafa yorduğu teklemeden verdiği yanıtlarından belli. iç geçirdiklerini gördüm, ama ona rağmen hep Bu yıl iki sinema filminde, bir dizi ve de tiyatro oyununda yüreklendirdiler, arkamda durdular. Biri mimar, diğeri izleyeceğiz onu. Şimdilerde bu dizinin çekimleri için yoğun mühendis olduğundan, gayet matematiksel düşünen çalışıyor. Bir Aşk Hikâyesi, ülkesinde reyting rekorları kıran insanlar ama bak bakalım yapabiliyor musun, dediler. Güney Kore dizisi “Özür Dilerim, Seni Seviyorum”dan Şartların bu şekilde gelişmesinden onlar da mutlu. uyarlanmış. Fox TV’de başlayacak dizinin başrollerinde Bu süreçte en büyük zorluk neydi? onun dışında Seçkin Özdemir, Zuhal Olcay, Yamaç Telli ve Uykusuzluk. Aynı anda hem konsevatuvara gidiyor, hem Elçin Sangu var. “MF Yapım” Fatih Aksoy ve tiyatroda asistanlık yapıyor, hem de bir dizide Faruk Bayhan’ın ilk dizi projesi bu. Sönmez’in oynuyordum. 45 yılım öyle geçti. Neyse okul bitti. tiyatro oyunu Yalnız Batı ise 16 ve 23 Nisan’da Tiyatro devam ediyor mu? Asmalı Sahne’de. Gelin önce oyunculuğu ve Geçen sezon ilk profesyonel oyunumu hayatı ondan dinleyelim... oynadım, Tiyatro Yan Etki’yle. “Yalnız Batı” bu Uzun Hikâye’de vardınız, şubatta birkaç sezon da devam ediyor, 16 ve 23 Nisan’da bölüm oynadınız. Ay sonu Bir Aşk Hikâyesi Asmalı Sahne’de oynayacağız. Yeni oyun provası başlayacak. Yazın Amerika’da A Sea Apart’ın için zamanım yok. Sahnede oyuncu olarak çekimlerinde olacaksınız. Sizin de oynadığınız çok daha yalnızsınız ve ekiple konuşmadan Onur Ünlü’nün Sen Aydınlatırsın Geceyi filmi anlaşabilmek gerekiyor. Bu da birlikte yoğun ESRA vizyona girecek. Bu yıl sizin yılınız anlaşılan... zaman geçirmekle mümkün. Bunu yapamadan, AÇIKGÖZ İşimi çok seviyorum. Zaten çocukluğumdan emin olmadan sahneye çıkmam çünkü tiyatro beri yapmak istediğim şeydi ve sabah kalkıp âşık hata kaldırmıyor. olduğunuz işe gidip eve dönmek apayrı bir huzur veriyor. O Antalya Altın Portakal’da En İyi Yardımcı Kadın yüzden ne kadar yoğunsam, enerjim o kadar yüksek oluyor. Oyuncu ödülü aldınız. Şimdi art arda dizilerde, sinema Peki nasıl geldiniz bu noktaya? filmlerinde yer alıyorsunuz. Hedefinize adım adım Oyunculukta doğru zamanda, doğru yerde olmak da yaklaşıyor olmak size ne hissettiriyor? önemli. Çok şanslı olduğumu düşünüyorum çünkü insan İyi bir oyuncu olmak istiyorum. Hep istedim ama şurada kendisine verildiği fırsatlar oranında kendini gösterebiliyor. olacağım, çok ünlü olacağım ya da çok para kazanacağım Bir de ben mesleği de çok sevdiğim için hiç boş durmadım, gibi bir hedefim olmadı hiç. En büyük avantajım, hayatın okurken de çalıştım. gerçekten keyif aldığım şeyi fark etmemi sağlamasıydı. Ödül Neden oyunculuk? çok gurur verici. Size birileri, diyor ki, o yaptığın şeyi çok Oyuncu olmaya karar verdiğimde çok küçüktüm, o sevdik ama bu korkutucu da çünkü oyunculuk öyle bir şey yüzden bunla ilgili keskin bir cümlem yok ama varsayımlarım ki ana kaptırıp bir şey yapıyorsunuz ama aslında yaptığınızın ya da şu anda yapmaktan neden zevk alıyorum, sorusunun çok da farkında değilseniz en iyisi oluyor. O yüzden çok cevabı var. Oyun oynamayı çok seviyorum. Bence empati iyi bir şey yapmışım, ne yaptım ve ben onu tekrar nasıl kurabilmek de bir oyun. Bunun için illa oyuncu olmak yapacağım, diye bir dönem kayboldum. Sonra kendime gerekmiyor tabii, ama oyunculuk insana farklı deneyimler “Damla oyun oynuyorsun, sen zaten oynamayı seviyorsun ve sunuyor. bu işi mutlu olduğun için yapıyorsun, oyuna dön” dedim. Oyuncu olmaya 89 yaşınızdayken karar vermişsiniz Sizin için hedef ne, iyi oyuncu olmanın içini nasıl ve ondan sonra hayatınızdaki her adımınızı buna yönelik dolduruyorsunuz? Fotoğraf: SERKAN ENGİN Beni etkileyen ve bunları insanlar görmeli, duymalı, deneyimlemeli dediğim hikâyeleri aynı dili konuştuğumuz, anlaşabildiğimiz yönetmenlerle, ekiplerle anlatmak. Gelelim Bir Aşk Hikâyesi’ne... Dizide yer alma hikâyeniz nasıl gelişti? Şubattaki hikâyemle okulum aynı dönem bitti. Tatil mi yapsam, derken bu iş geldi ama çekim tarihleri Amerika’da çekeceğim filmle aynı olunca vazgeçmem gerekti. Sonra film çekimi ertelendi ve diziye başladım. Yine yoğun bir tempoya girdik ama mutluyum. Birinci bölümü Almanya’da çektik. Çok tatlı bir ekibimiz var. En zorlu günümüzde bile otelde kahkalarla günün analizini yapıyoruz. Dizinin bize sorduğu soru, “Birbirine dokunamadan, kavuşamadan aşk olur mu”? Sizce? Olur. Aşk; sizin neyi, nasıl yapmak ya da yaşamak istediğinize bakmıyor. O gelip ben burdayım, diyor. Siz ona göre hareket etmeye başlıyorsunuz. Hayatınızdaki o akışa onun ayak uyduruyor ya da ayak diriyor olmasına göre de, mutlu ya da mutsuz eden aşk oluyor. Uyarlama diziler risklidir, üstelik Kore kültürü bize çok uzak. Senaryoda sizi ne çekti? Kültürümüze uymayan noktaları Makbule Kosif ve ekibi çok güzel uyarladı. Genelde bizdeki dizilerde esas karakterler değişmez ama bunda öyle değil, değişiyorlar. Hepsi birbirilerini etkileyerek başka hikâyeler yaratıyorlar. Mutlak iyi ya da mutlak kötü yok yani... Şaşırtıcı ama dizide kötü karakter yok. Senaryoyu bu yüzden de sevdim. Herkes bildiği yolda, hayatına devam ediyor. Sadece bazı olaylarda, bazı karakterlerin yaptıkları öbürlerine ters düşüyor, doğal çatışmalar var. Kısa sürede birbirinden farklı kakarterlerde oynama fırsatı yakaladınız. Şimdi de saf ama güçlü bir kadını oynayacaksınız. Role nasıl hazırlanıyorsunuz? Aslında hepsi farklı. Mesela, Mahpeyker’de Kösem Sultan’ın gençliğini oynarken dönemin mekânlarını gezdim, Harem’in açılmayan kısımlarında kendimi dinledim. 60’ları70’leri anlatan Uzun Hikâye ve Türkan için annemle, halamla sohbet ettim, albümlere baktım. Senaryoya “Ben nasıl hissederdim, düşünürdüm” diye bakıyorum. Sonra “Bu karakterin benden farkı ne” diye düşünüyorum, “Benim yaşadığım bir şeyi o nasıl karşılardı.” Öyle bakınca bazı şeyler üst üste oturuyor, bir şeyler havada kalıyor. “Hah, tamam, o” diyorsunuz. Bazen karakter kendi kendine ağırlığını koyuyor. O yüzden çok kurcalamamaya çalışıyorum. Hazırlığı abartınca organikliğini kaybedebiliyor. Karakterle ilişkimi en iyi anlatan; Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali’nde Bornova Bornova ile Genç Cadı ödülünü aldığımdaki sevincimdir çünkü ödül anonsu; Damla Sönmez’e ve filmdeki karakterim Özlem’eydi. Bu şizofrence ama biz Özlem’le birlikte bir şeyler yaptık. l C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle