Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 ŞUBAT 2013 / SAYI 1405 7 Çocuklar nasıl bir medya istediklerini anlattı: Gazeteler yalan haber yazmasın! New York’ta gerçekleştirdiği “Memeler” hakkındaki doktora araştırması sırasında Twitter’daki yorumları ve Youtube’daki videoları ile ilgi çeken Doç. Bade Gediklioğlu’nun gerçek kimliği ortaya çıktı. Prof G olarak tanınan Bade Hoca aslında oyuncu ve oyun yazarı Ege Maltepe’nin yeni oyununun ana karakteri. Çocuklar, hep eğlenceli ve oyunlu eğitim görmek istiyor. İnternetteki kötü sitelerin kaldırılmasını, televizyonda bilim ve icat programlarının çok olmasını isteyen çocuklar, “reyting amaçlı program yapmayın” çağrısında da bulunuyor. Ana teması “Çocuk Hakları Bağlamında Medya” olan Çocuk Kongresi, 1415 Kasım 2013 tarihlerinde İstanbul’da yapılacak. Çocuk katılımı çalışmaları ise 15 Mart’ta başlayacak. Çocukların medyanın olumsuz etkilerinden korunması ve olumlu etkilerinden yararlanmasına yönelik çalışmaların çokboyutlu değerlendirileceği kongreyi çocuk ve yetişkinler birlikte gerçekleştirecek. “Aşk filmlerinin yerine hayvanlarla ilgili filmler konulsun. İnternetteki kötü siteler kaldırılsın. Bilim ve icat programları çok olsun isterdim. Ben okuldan gelince FİGEN bakıyorum hiç ATALAY olmuyor.” Kerem Sakar (9 yaşında) “Kongreye çocukların katılması çok iyi. Ama çocuklara yararlı olması için görüş ve sonuçlar kısa ve çarpıcı olmalı. Yoksa çocuklar sıkılır. Çocuklar hep eğlenceli ve oyunlu biçimde eğitilmeli (Facebook’daki Bil ve Fethet oyunu gibi).” Ümit Işık Tan (10.5 yaşında) “Kişisel sosyal paylaşım sitelerindeki güvenlik artırılmalı ve saldırılara karşı bir önlem alınmalı.” Betül Koç (11 yaşında) “Gazetelerin yalan haber yazmasının nasıl engellenebileceğinin tartışılmasını isterdim.” Fatih Sakar (12 yaşında) “Kızlara yönelik etkinlik programları olmasını isterdim. Radyasyon yaymaması için telefon, televizyon ve bilgisayarların kapatılmasını isterdim.” Merve Tarhan (12 yaşında) “Reyting amaçlı program yapılmamalı, insanları eğlendirmek için yapılmalı.” Aybike Emel (13 yaşında) “Yabancıların medya anlayışıyla bizimkinin karsılaştırılmasını isterim.” Zeynep Bayrak (13 yaşında) l figenatalay@yahoo.com E Bana memeni söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim! Yola genç kızların memeleri büyüdüğü ge Maltepe genç kızların memeleri andan itibaren sosyal hayatlarının kendi büyüdüğü andan itibaren sosyal kontrollerinin dışında değişmesini düşünerek hayatlarının kendi kontrollerinin dışında çıktım. Bazı kızların göğüsleri erkenden büyür değişmesini düşünerek yarattığı oyunu ve onlar nasıl hissederlerse hissetsinler çevre “Memeler” için bir karakter yaratmış. İşte Bade onları kadın gibi görmeye başlar. Karşı cinsle Gediklioğlu da bunun sonucu hayat bulmuş. arkadaşlık kurmak neredeyse imkânsızlaşır Ankaralı ve gayet ciddi, biraz da garip bir mesela. Bu ne kadar acı ve komik bir durum akademisyen olan Gediklioğlu bir yandan diye düşünüp, bu konu hakkında Türk bir kadınları meme boyutlarına göre nasıl akademisyen Amerika’ya gelmiş olsa, etrafta algıladığımızı sorgularken bir yandan da ciddi ciddi memeler memeler diye dolaşsa çok hayatında ilk kez ailesinin evinden uzakta komik olmaz mı dedim kendi kendime! Zaten geçirdiği bu araştırma süresince kendini nasıl geçen yıl yazıp New York’ta sahnelediğimiz keşfettiğini anlatıyor. Maltepe’nin derdi oyundan beri Türk bir karakter yaratma fikri memelerin sosyal yeri, kadınları etiketleme ve ile oynuyorduk. Bade Hoca da meme kanseri konularında Amerikalılar için kâbus olan uzun farkındalık yaratmak. soyadı ile böylece doğmuş oldu. Kimdir Ege Maltepe? İşin twitter ve youtube boyutu Ben İstanbullu bir oyuncuyum. nasıl başladı? 2009’dan bu yana da Türkiye’de Bade Hoca geçen yazdan beri SpolinIst çatısı altında yürüttüğüm Youtube’a videolar yükleyerek oyunculuk atölyeleri ile tanınıyorum. bize deneyimlerini aktarıyor. Ayrıca . Bilkent Oyunculuk Bölümü’nden twitter hesabı da var (@profbadeg) mezun olduktan sonra Fulbright oradan da memeler hakkında bursu ile New York’a gittim. Oscarlı ALİ DENİZ yorumlarını yazıyor. Sosyal medya yönetmen Mike Nichols ile çalıştım. USLU sayesinde Bade Hoca dünyanın Bırak Mike’ın karşısında sahneye dört tarafından araştırması ile çıkmayı, onunla tanışıp aynı ilgilenenlerle iletişim haline geçebildi. Youtube mekânda bulunmak bile büyük bir deneyim. videoları da projenin önemli bir bölümü oldu. Okuldaki her hocadan çok şey öğrendim ama Bu yalnızca birkaç kez sahnede oynanacak bir en çok Mike’ın anlattığı şeyler kulağımda küpe oyundan çıkıp bir sürece yayıldı. olarak kaldı. Mike’ın söylediği şeylerden biri Bade Hoca ya da sosyal medyadaki de “Mezun olduktan sonra birilerinin size iş ismiyle “Prof G”nin derdi neydi? vermesini beklemeyin” idi, Bir şeyler yapın, süreç içinde olun!’ Prof G’nin derdi merak ettiği bu konuyu Siz de bir karakter yarattınız, ismi herkese bulaştırmak ve aslında memelerin Bade Gediklioğlu. Önce sosyal medyada sosyal yeri, kadınları etiketleme ve meme “Memeler Araştırması”yla tanındı. Nedir bu kanseri konularında farkındalık yaratmak. Ben araştırma? aldığımız eğitimin bize bir şeyler ezberletip, Memelerin tanımından başlayan araştırma, olayları insanları etiketleyip kategorilere başlıca meme kategorileri, ‘Bir araç olarak ayırması konusundan çok şikâyetçiyim. Memeler’ Emzirme, Sosyal Memeler, Okullar bizi düşünmemek üzere eğitiyorlar. Memeler’deki Tehlike; Kanser, Memeler Dereceler, takdirler teşekkürler, diplomalar ve Zeka, MemeGüç Orantısı ve Benim tamamen bir illüzyon! Ondan sonra mezun Memelerim başlıklı bölümler içeriyor. olup bir işe girip bunalıma giren insanlarla dolu Nereden geldi bu fikir aklınıza? etraf. Çünkü hiç kimse gerçekten ne yapmak istersin bu dünyada ya da ne yapabilirsin diye sormuyor sana okulda, ya da gel bu konuda özgürce düşünelim, fikirlerimizi paylaşalım gibi ortamlar yok. O çok gözümüzde büyüttüğümüz akademisyenlerin büyük çoğunluğu okulun sınırları belli ortamı onlara güvenli geldiği için orada kalıp “koca profesör” oluyorlar. Ya da anneleri “Sen kadınsın, öğretmen ol” dediği için! Bade Gediklioğlu bizim içine kapalı eğitimimizi, biraz da her şeyi bildiğini zanneden Türk kadınını temsil ediyor. Kendisi akademisyen bir aileden gelen, 37 yaşına kadar anne babasının Ankara’daki evinden ayrılmamış bir kadın. En güzel özelliği meraklı oluşu. New York seyahatinin başlangıcından itibaren merakı sayesinde memeleri, kadınlığı hayatı sorgularken biraz da kendini buluyor. Memelerin boyutlarına göre nasıl algılanıyor kadınlar, nasıl ironik bir durum bu? Büyük memeli olduğu için sporcu dansçı olamayanlardan tutun, küçük memeli olduğu için kompleks sahibi olanlara, kadınların farkında olmadan yaptıkları seçimlere ya da toplumun onları bir şekilde görerek anlamlar biçmesine kadar giden bir mevzu. Özellikle yaşımız ilerleyince kendi seçimlerimizi yapıyoruz, ama çocukken ve ergen yıllarımızda bilinçaltımıza göğüs boyutumuzden dolayı giren birçok his birikiyor. “TITS by Prof G” oyunu bizi üzerinde pek düşünmediğimiz konularda düşündürecek bir iş. Bizi önyargılarımızla yüzleştirecek ve güldürecek. l TITS by Prof G WiredArts Festivali kapsamında 28 Şubat (Türkiye saati ile 01.00’de) ve 2 Mart (Türkiye saati ile 23.00’te) tarihlerinde New York Secret Theater’da sahnelenecek. Beş kamera ile canlı çekilerek yayımlanacak. Ayrıntıları @ ProfBadeg Twitter adresinden ve www. titsbyprofg.wordpress.com blogundan takip edebilirsiniz. 1. Türkiye Çocuk ve Medya Kongresi’ne 912, 1315, 1618 yaş gruplarından çocuklar, sözlü ve yazılı katılım, fotoğraf, film, karikatür, sunum, atölye çalışması ve posterle katılabilecek. Çocuk katılımı çalışmaları, 15 Haziran 2013 tarihinde sonuçlandırılacak ve kongrede görüş bildirmeye hak kazanan çocuklar kongre çocuk delegesi seçilmiş olacak. Çocuklar ne diyor? “Kongrede çizgi film kahramanları da olsun. Onlara beğendiğimiz veya beğenmediğimiz şeyleri söyleyelim.” Elif Nisanur (8 yaşında) Banyo kazalarına dikkat... E lginkan Topluluğu bünyesindeki Elmor AŞ, E.C.A.SEREL için başlattığı yeni sosyal sorumluluk projesiyle 57 yaş grubundaki çocukları ve annebabaları dikkatsizlik veya ihmaller sonucu banyolarda yaşanan kazalar ve yaralanmalara karşı uyarıp bir farkındalık oluşturmayı hedefliyor. Erdil Yaşaroğlu, proje için Mert ve Maceracı Ayı adlı iki karakter oluşturdu. Çocukların banyoda güvenli yaşam için uymaları gereken kurallar, Yaşaroğlu tarafından hazırlanan çizgi roman ile çocuklara anlatılacak. l Daha duyarlı değilim, sadece daha cesurum C esur Doruk bir baba; bu yönüyle diğer babalardan pek farklı bir yanı yok. Onu farklı kılan, eşinin hamileliği sırasında yaşadıklarını kişisel blogu aracılığıyla takipçileriyle paylaşmış olması. Başlarda yolunda giden hamilelik sürecinde yaşanan bazı tıbbi sorunlar da bu takipçilerin sayısının hızla artmasına sebep olmuş. Bu kritik günlerde bile yazmaktan vazgeçmemiş Doruk, çünkü yaşadıklarının, hamilelik sürecine hep kadınların gözünden bakan hemcinsleri için bir referans kaynağı olmasını istemiş. Çocuğu dünyaya geldikten sonra, blogunun aldığı DENİZ ödüller, Doruk’un ÜLKÜTEKİN hayatını, çocuk ekseninde aile temalı yayınlar için daha da cesaretlendirmiş. Şimdi Family Hug isimli internet dergisiyle, bu alanda Türkiye’nin en çok takip edilenlerinden biri haline gelmiş. Hikâyesini bir de kendisinden dinleyelim. “Bir adam bir bebek” blogu nasıl başladı? Aslında biraz ihtiyaçtan doğdu diyebiliriz. Erken doğum riski sebebiyle hamileliğimizin son bir ayını geçirdiğimiz hastanede prematüre, erken doğum araştırmaları yapar ve “neden” sorularını sorarken, bunlara çok cevap bulamadığımı fark ettim. Önce defterime notlar almaya başladım, sonra bunları bir blogda toplamak istedim. Hikâyenin başlangıcı da bu aslında... Blogun bu kadar ilgi çekeceğini bekliyor muydunuz? Eşiniz zor bir hamilelik süreci yaşamış, bu durum takipçi sayınızı da etkilemiş olmalı. Takipçilerin verdiği tepkiler nasıldı? Açıkçası bilmiyordum, farklı bir iş yaptığımın farkındaydım ama ilgi gerçekten fazla oldu. İlk sene Blog Ödülleri’nde, ikinci sene ise Altın Örümcek Hamilelik ve Web Ödülleri’nde 2 yazılı, çocukla ilgili ödül alınca iş biraz ller daha ciddiye bindi ve sözlü materya üzerimde hissettiğim neredeyse sorumluluk biraz daha k istisnasız olara arttı. Ödüllerle takipçi annelerin sayısı da hızla arttı. a da Yazdıklarınızın çok kaleminden y fazla insan tarafından ülür. ağzından dök okunmasından daha Cesur Doruk güzel bir şey yok tabii ki... n Hamilelik sırasında bu klişeyi yıka duygularınızdan ve bu in bir baba. Eşin duygularınızı blogunuza sında hamileliği sıra nasıl yansıttığınızdan da dığı bahsedebilir misiniz? yazmaya başla ir Altıncı aya kadar normal blogu, şimdi b ve güzel bir hamilelik aile dergisine geçirdik, ta ki eşim bir dönüştü. öğlen yemek arasında beni arayıp “Erken doğum riski varmış, hastaneye yattım” diyene kadar. Hasteneye vardığımda doktorumuz “bu gece” buradasınız deyince biraz heyecanlandık ama “bu gece” 40 gece olunca her gün “acaba” endişesi aldı yerini. “Acaba bugünü de atlatabilir miyiz? Acaba bebek kaç kilo oldu? Acaba küvez, yoğun bakım?” Bunların çoğu bloga yansıdı tabii ki. Amaç yazılarla, aynı endişeyi yaşayabileceklere biraz yol göstermekti... Böylesi bir blogun bir erkek tarafından yazılıyor olması oldukça ilginç, çünkü hamilelik ve bebekle ilgili yayınlar genelde annelerle özdeşleştirilir. Siz diğer babalara göre daha mı duyarlısınız, yoksa sadece duygularını daha açık etmeyi mi becerebiliyorsunuz? İlgi çeken kısmı da aynen bu oldu zaten. Anneler tarafından yazılan blog sayısı oldukça fazla ama baba olarak maalesef yok denecek kadar azdı. İyi bir model oldu. Bir babanın da duygularını açıkça, binlerce insana ifade edebileceğini gösterdi. Diğer babalara göre daha mı duyarlıyım? Bence hayır, ben sadece biraz daha cesurum diyorum. Family Hug dergisi de blogun bir adım sonrası olmalı. “Biradambirbebek.com”un başarısı projeleri de beraberinde getirdi. Birçok bebek ve çocuk markasına danışmanlık hizmeti verip, onlarla başarılı projeler gerçekleştiriyorum. Bunlarla beraber Family Hug aslında gelinebilecek çok güzel bir nokta. Türkiye’de olmayan tarzda çocuk ekseninde bir aile dergisi yapmak uzun zamandır aklımdaydı. Klasik anlatımın dışına çıkıp farklı bakış açıları ile konuları ele almak, markaları da bu farklı bakış açısında dergiye entegre etmek istedim ki, ilk sayıda da bunu başardık sanırım. Dergi, ilk sayı rakamları ile Türkiye’nin en çok okunan online dergisi olma yolunda hızla ilerliyor. Bu üzerimizdeki baskı ve sorumluluğu biraz daha artırıyor. İkinci sayıdan itibaren okuyucularımız çok daha interaktif bir dergi ile karşılaşacaklar. l Biradambirbebek.com www.familyhug.us C M Y B