16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 TEMMUZ 2012 / SAYI 1372 7 Müziğimin temeli sesim, hayatımın ise müzik... Diana Arbus’un fotoğrafı... Damien Hirts (sağ alt), Gary Hume’un (sol alt) çalışmaları. anat, sanatçı ve onun eserleri artık “tükeciyle” ya da “sanatseverle” farklı mecralarda buluşuyor. Sanal âlem koleksyonculara zamandan ve mekândan kazandırıp, üstüne belli bir miktarda tasarruf sağlayıp müzayedeleri bilgisayarlarına kadar getiriyor. Elbette sanat ürününe ulaşmak için verilen emek, heyecan bu şekilde azalıyor. Ama mekâna mekânsızlıkla meydan okuyan online sanat piyasası büyümeyi sürdürüyor. Hem bu hikâye öyle büyüdü ki dijital sanat hareketini anlatan, danışmanlık veren, müzayede takvimlerini izlemenizi sağlayan çok itibarlı internet sayfaları açıldı. İşte biz de bu yeni maceranın rotasına doğru bir yolculuğa çıktık, çıkacak olanlar için de bir yol haritası çizmeyi denedik. Online sanat sitelerinin vazgeçilmezleri arasında www.art.sy var. Princeton Üniversitesi öğrencisi Carter Cleveland'ın kurduğu bu site hızlı bir sirkülasyona sahip. İçinde binlerce ürün bulmak mümkün, sürekli güncelleniyor ve en önemlisi farklı galerilerle iletişim halinde. İşin aslını öğrenmek için ideal bir başlangıç noktası burası. www.vipartfair.com dünyanın ilk online sanat fuarlarından. Tüm dünyadan eserleri topluyor ve alıcılarla buluşturuyor. Bir çeşit sanat çöpçatanlığı yapıyor. Üye sayısı yüz bine yakın. www.artstation.com ise daha gelişmiş bir içerik sunuyor. Sanat danışmanlığı, içerik bilgileri, rehberler, tüm dünyadan online ve gerçek müzayedeler hakkında bilgileri, takvimleri burada bulabilirsiniz. İyi bir sanat okuyucusu iseniz de sağlıklı okumalar yapabileceğiniz pek çok çalışmaya sahip. Hatta kaleminize ve kültürünüze güveniyorsanız siz de buraya yazabilirsiniz. Aradığınız, aramanıza yardımcı olacak tüm bilgileri sitede bulmanız mümkün. www.artnet.com bu işlerin miladı sayılabilir. 1998 yılında kurulan bu müzayede sitesi 40 binden fazla sanatçının 200 bine yakın eserini barındırıyor. Aslında işi anlamak için burası da doğru bir durak. Ayrıca üyelik sistemi burada size mihmandarlık yapıyor. İlgi alanlarınız, sevdiğiniz sanatçılar üzerine sürekli bilgilendiriliyorsunuz. Tabii fotoğraf, resim, heykelden ziyade antikalar da buradan alıcılara ulaşıyor. Kısacası yok yok! Eserlerin fiyat aralığı ise dudak uçuklatacak cinsten, mesela bin dolardan 200 bin dolara kadar bir yelpaze var. Özellik Diana Arbus ve George Platt Lynes fotoğrafları en çok talep gören eserler. Bir diğer dikkat çeken internet sayfası ise www.artspace.com. Damien Hirts, Gary Hume gibi isimlerin eserlerini buradan bulabilirsiniz ki normal koşullarda bu hiç kolay değil. Buraya üye olduğunuzda “sanat” indirimlerinden yararlanmanız sağlanıyor ve öncelikli alışveriş yapabiliyorsunuz. Türkiye’de online sanat hizmeti veren platform www.artalem.com. Kurucusu Fethi Yamaç. Amacını “2000’li yılları yaşadığımız bu hızlı akışın içinde, zamansızlığa yenik düşmeden güzel sanatların bir parçası olan plastik sanatının eserlerini ve yaratıcılarını sanatseverlerle buluşturmak” olarak tanımlıyor. Dünyadan farklı olarak Türkiye’deki alıcının eserleri canlı görmek, hatta onlara dokunmak istediğini söylüyor. O yüzden de alım işleminden önce yine eser ve tükecinin buluşmasının zorunlu Prof. Mehmet Şirzat’ın olduğundan yakınıyor. “Devrim” tablosu... Türkiye’deki alıcı profili 3045 yaş arası. İnternet yayınına başladığı ilk günlerde, günlük ziyaretçi sayısının bir elin parmaklarını geçmediğini ama şimdi bu sayının binlere ulaştığını anlatıyor. Ayrıca müzayede ve galeri etkinliklerini de yayımlıyor, şimdi de büyük ve hızlı bir bilgi envanteri ulaştırmak için çalışıyor. Burada da Ünsal Toker’den, Kemal Kara’ya, Mehmet Şirzad’a ve daha pek çok yerli isme ulaşmak mümkün. Başka söze ne hacet; artık sanat toplum için mi, toplum sanat için mi bilinmez ama “İnternet sanat için!” o kesin... Sanat artık bir tık uzaklıkta S Belçikalı genç müzisyen Selah Sue, öğrenim gördüğü psikolojiyi bırakıp müziği ile insanların ruhlarına hitap ediyor. Reggae, soul ve hiphop’la şifa dağıtıyor. Şu an Amy Winehouse’ın mirasçısı. “Fyah Fyah”, “Crazy Vibes” gibi şarkıları gençlerin marşı haline geldi. Müziğinde kitaplardan öğrenemeyeceğimiz ne varsa onları anlatmanın peşine düşüyor. elah Sue, reggae, soul ve hiphop’ı harmanladığı müziğiyle kısa sürede adını tüm Avrupa’ya duyurdu. “Raggamuffin”, “Fyah Fyah”, “Crazy Vibes” gibi şarkıları gençlerin marşı haline geldi. Amy Winehouse, Duffy gibi isimlerin tahtına oynayan Belçikalı müzisyen Selah Sue, Efes Pilsen One Love Festivali kapsamında 1415 Temmuz’da santralistanbul’da sahne alacak. Müziğe genç yaşlarda başladınız ama ciddi de bir psikoloji eğitiminiz var. Nasıl bir ilişki var aralarında? Gitar çalmaya 15 yaşında başladım, biraz geç oldu. Üç yıl boyunca akustik gitar üzerine çalıştım. Öncelikle akorları öğrenmem gerektiğini düşündüğüm için çalmayı bir kenara bırakıp akorlara yoğunlaştım. 18 yaşıma geldiğimde psikoloji eğitimi girdi hayatıma. Tercihler bazen sizi yönetir. İlk zamanlarda ne S olacağına karar vermedim, öğrenilebileceğini zamanın beni sınamasını düşünüyorum. “Selah Sue” sahne isminiz, bekledim. Bu iki uğraş da ruha nedir onun hikâyesi? hitap etmek, onları tercüme etmek üzerineydi. Aslında Asıl ismim Sanne Putseys. mayaları aynıydı, sanırım o Sahne ismi hep gizemli yüzden ikisi de hep hayatıma gelmiştir bana aslında. Hem yakın kaldı. Şimdi müzik telaffuzu kulağa hoş geliyor görünür olsa da ikisi de hem de Lauryn Hill’in sevdiği Yazılar: ayrılmaz iki sevgililer. şarkılarından biri olan ALİ DENİZ Muayenehanenizde “Selah”dan ilham alıyorum. psikolog olabilirdiniz ama Amy Winehouse ve Duffy USLU barlarda çalarak, sahnelere ile karşılaştırılıyorsunuz, çıkarak şimdi insanları ruhlarına çünkü sizi tanımlamak zor, sağlık veriyorsunuz. Sanırım müzikle şifa önce dinlemek gerekli. Var mı kendinizi dağıtan bir psikolog oldunuz? koyduğunuz bir yer? Barlardaki insanlara, konser alanında İnsanların ilk kez duydukları birini beni dinleyenlere şifa veriyorum, biraz anlatmak için böylesi karşılaştırmalara ruhlarına yaklaşıp rahatlatabiliyorsam, ihtiyaç duyması normal. Sanırım ileride soluk almalarını sağlıyorsam işimi iyi yeni çıkan bir müzisyeni de bana yapıyorum demektir. Zaten ne hayatın, ne benzetecekler. Ben ise şimdi burdayım müziğin ne de psikolojinin kitaplardan önemli olan da bu. Reggae, hiphop, soul ve caz’ı harmanlıyorsunuz ama müziğinizin temeli ses. Hayatınızın temeli de müzik mi? Müziğimde reggae, hiphop, soul ve caz’ı harmanlamayı deniyorum. Denemek ile yapmak farklı şeyler, şu an ilk albümünde neler yapabildiğimi göstermek için çalışıyorum. İlk albümümün temeline sesimi yerleştirdim, hayatımınkine ise müziği. Moby, Simply Red, CeeLo Green ve Sebastien Tellier gibi isimlerle sahneye çıkmak size ne hissettirdi? İlk anda heyecan sonra bir rüyanın gerçekleşmesi, şimdi ise sonsuz bir mutluluk. İlk albümünde henüz ergenlik çağındayken yazdığınız, dünyanızı anlattığınız şarkılar vardı. Şimdi o genç kız bir kadın oldu mu? Sanırım genç kızlar hep biraz kadınlar. Müzik en iyi plaktan dinlenir Flört grubu yeni albümü “Anadolu Beat” ile yola devam ediyor. Bu albümde de eğlenceli ve renkli melodilerini politik aforizmalarla süslüyorlar. “Rasta Baba”, “Eski Dostum”, “Yola devam” ve “Cemiyette Pişiyoruz” şarkılarıyla aşina olduğumuz Flört, 2010 yılında yayımladığı “Demli” albümünün ardından şimdi de “Anadolu Beat” ile yola devam ediyor. Ozan Kotra, Çağatay Kehribar ve Hakan Çağlar’dan oluşan grup eğlenceli ve renkli melodilerini politik aforizmalarla süslüyor. Flört’ün yeni albümünden çıkan ilk şarkı “Dün TRT’de İzledim”. Elbette 80’lerde ve 90’larda çocuk ve genç olanlar için bu şarkının anlamı büyük. Şarkıyı dinlerken o yıllar film şeridi gibi akıp geçiyor gözünüzün önünden. Grup elemanları durumu; “Bu memlekette 70’li yıllarda doğan her çocuğun aklında ve kalbinde geniş bir yer kaplar TRT. Neredeyse bütün çocukluğumuzu, oyunlarımızı, kahramanlarımızı oluşturmuştur. Biz gençliğimizin ilk dönemlerine kadar (yani özel kanalların açılma dönemi) bizde iz bırakan TRT’den bahsettik. Beslenebildiğimiz tek medya organıydı. Bizi TRT reklamı yapmakla suçlayanlar var. Eğer şarkının sözlerini ve döneme bakışımızı iyi algılayabilselerdi o eleştirileri yapmazlardı. Bugün yaptıklarımız yarın daha iyi anlaşılacak. Flört, dahil olan pek çok insanla birlikte evrilen, gelişen ve çemberin dışından çemberin içindekilere seslenen bir oluşum” diye özetliyor. Flört hem müzikal tavrı hem de kullandıkları nostaljik, analog kayıt teknojisi ile bugünden ayrı bir yerde. Ama bu geçmişe özlemlerinden ziyade geçmişe bir teşekkür ve selam verme anlamını taşıyor. Erkin Koray, Fuat Güner, Ahmet Güvenç ve burada adını geçiremeyeceğimiz tüm isimler onların esin kaynağı. Kayıt demişken orayı da es geçmemeli. Grup üyeleri anlatıyor: “Kayıtlara 2011 Eylülü’nde başladık. Albümdeki 12 şarkının iki tanesi 15 yıllık. ‘Dün TRT’de İzledim’ 2001’de yazılmıştı. Albüm kayıtları esnasında da yazılmış şarkılar var, hatta aynı gün kaydedilmiş. Biz kayıtlarımıza bilgisayar bulaştırmıyoruz. Her şey bantlara kaydediliyor. Kayıtlar üç ay kadar sürdü. Sonra bantları alıp Berlin’e gittik. Bu yüzden de albüm plak formatında da çıktı”. Zaten Flört grubuna göre müzik en iyi plaktan dinlenir, hatta plak dinlerken müziğin içindesinizdir. Bir kez plak dinleyen, değil mp3, CD’den bile müzik dinlemez. Flört bir sonraki albümlerini de plak olarak yayımlamak istiyor. Hatta ilk albümleri “Demli” de eylül ayında plak olarak rafa çıkacak. Onlar şartlar ne olursa olsun müzik yapmaya çalışan azınlıktan. Şu ana kadar geldikleri nokta da mucize değil. Ama günümüzdeki “kötü” müziğin artık sonuna geldiğini düşünüyorlar; “Çeşitli dönemlerde çok başarılı işler var. 50’ler, 60’lar, 70’ler ve 80’lerin ilkyarısına kadar çok iyi ürünler ortaya çıkmış. Sadece müzikte değil edebiyat ve güzel sanatlar alanında da. O yüzden herhangi bir döneme haksızlık edemeyiz. Şu an üretilen müzikse, iyi niyetli çalışmalar haricinde tamamı ile bitik. Pop müziğin kraliçeleri ve kralcıkları, prensleri ve prensesleri ile birlikte çok yakında tarihin komik sayfalarında yer alacaklar. 30 yıldır ne idüğü belirsiz laf salatalarıyla yazılmış aynı melodilerin ve sahte sanatın sonlarındayız. Çok mutluyuz”. Flört, iyi müzikleri kadar popüler müziğe inat, durmak istedikleri yer açısından da önemli bir cephe. İnandıklarını yapıyorlar, geçmişe özlem değil saygı duyuyorlar, dertleri ise şimdiyle. C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle