17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

2 İthal ırkçılık rüzgârı yeşil sahada Pis zenciler ve pis Türkler bir gün karşı karşıya gelirler ve... fıkra gibi değil mi? Fakat oluyor. Yıllarca Avrupa sahalarında aşağılanan bir ülke olarak siyahi futbolculara ırkçılık yapmaya da başladık. Irkçı tabirlerimizi bile Avrupa’dan ithal ettik. “Batı’nın ahlaksızlığını aldık” dedirttik. Zokora’yla girdiği polemikten sonra Emre Belözoğlu’nu korumak aynı olay yüzünden İngiltere’de kendisini suçlayan Yobo’ya kaldı. T ürk futbolunda ırkçılık var mı? Son zamanlarda birçok futbol yorumcusunun, futbolseverin ve futboldan nefret edenlerin sorduğu soru bu. Cevabı vermek ise bir hayli zor. Basit anlamıyla futbol ırkçılığını Avrupa ülkelerinde çok görülen biçimiyle siyahi futbolculara yapılan ırkçı saldırılarla özdeşleştiriyorsak son olarak Emre Belözoğlu ve Zokora arasında geçen olay ve benzeri birkaç istisnai örnek dışında “evet” yanıtını vermek bir hayli zor. Öte yandan ırk, millet ve ırkçılık terimleri üzerine detaylı düşündüğünüzde kafanızın karışması ihtimal dahilinde. İsterseniz bunların öncesinde futbol basınındaki karşıt görüşlere bir kulak kabartalım. Ercan Güven’in Milliyet’teki “Türk futboluna ırkçılık komplosu” başlıklı yazısından bir alıntı... “Bu coğrafyada ırkçılık oluyorsa bile, en medeni ülkelerin DOÕú 0 5 0U0 3Y LQL]H H Lú lik GD TL’D QÕQ TL m i r i ind bir futbolcunun formasını onda biri, yüzde biri. O da giydiği takımın taraftarları başka bir ırkı “aşağıda” sıkça siyahi insanlara gördüğünden değil bu özgü cinsel önyargılardan mazlum milletin, penis boyunun uzunluğu Türkiye’de ekmek aslanın gibi tezahüratlardan ağzında olduğundan... slogan üretmeye Var olan bir lokmayı da başladılar. Bu da aslında yabancıya kaptırmayalım bir çeşit ırkçılık olarak mantığı. ‘Hiç olmazsa biz DENİZ görülebilir ama işin bize dayanışalım’ çığlığı.” sonunda futbolcuya paye Bu yazıya cevap niteliği ÜLKÜTEKİN biçiliyorsa kimsenin de bir taşıyan bir yorumuysa itirazı olmuyordu. Bir NTV Spor’da Memhet taraftan da Güneydoğu’da Demirkol’dan dinleyelim. “Türkiye’de hareketlenen siyaset, Kürt karşıtı ırkçılık var mı yok mu, ona biz karar sloganların statlara taşınmasına veremeyiz. Azınlıklara soracaksınız. önayak oldu. Güneydoğu dışındaki Var diyorlarsa vardır, yok diyorlarsa hemen her ilde Kürt vatandaşlarla yoktur.” ilgili küfürler havada uçuşmaya İşin bu yönüyle bakınca bir kavram başladı. O dönemin bugüne karmaşası olduğunu görmek kolay, armağanı da maçlardan önce öte yandan “ırkçılık varsa da ekmek okunan İstiklal Marşları. Bu dönemin kavgasından” demek biraz abes. uç noktasıysa Bursaspor – Çünkü Hitler bile böyle bir tartışma Diyabakırspor maçının Bursa içinde Yahudi katliamını ayağında yaşanan olaylardan ve Almanya’daki sermayenin el “Kürtler dışarı” tezahüratlarından değiştirmesi gerekliliğiyle sonra Bursasporlu oyuncuların açıklayabilir. Avrupa kıtasında İkinci Diyarbakır’da yaşadıklarıydı. Futbolda Dünya Savaşı sonrası artan ve yabancı oyuncu sayısının artmasıyla yaklaşık 20 yıl içinde şiddetli biçimde günümüzde yarısından fazlası futbol sahalarına sıçrayan siyah yabancı olan 22 insanın İstiklal Marşı karşıtlığı özellikle Britanya, Hollanda için hazırola geçtiğini de gördük. gibi ülkelerde görülmüştü. Ancak bu Buraya kadar anlattıklarımız bir çeşit durum da tıpkı Güven’in yazısında ironi sayılıyordu ama futbolumuz bahsettiği iki savaş atlatmış yorgun Avrupa ile bağlarını arttırdıkça işin rengi de değişti. Milat belki de 1998’de dönemin Trabzonspor Başkanı Mehmet Ali Yılmaz’ın İngiliz futbolcu Kevin Campbell hakkında “yamyam” ifadesini kullanmasıydı. İngiliz futbolcu bu durumu sineye çekmek yerine işi İngiliz medyası DiyarbakırBursa maçı olaylar nedeniyle yarım kaldı. boyutuna taşıyınca konu uluslararası bir gündem kazandı ve Campbell bir kıtaya gelenlerin ucuz iş gücü apar topar ülkesine döndü. yaratması, daha basitinden fiyat Sonrasında akıllara Galatasaray kırarak bu ve diğer ülkelerdeki işsizlik taraftarının Sivasspor’un İsrailli oranını yukarı çekmesiyle de oyuncusu Pini Balili’ye saldırısı alakalıydı. Elbette radikaller ve aşırı geliyor. Beşiktaş taraftar grubu Çarşı milliyetçilerin statlarda zirve yapan buna büyük tepki göstermiş “ırkçı ırkçılığını bunlarla özdeşleştirmek olmak Galatasaraylı olmaktan bile tuhaflık olur ama ırkçılık gibi hassas kötü” pankartı açılmıştı. Ancak yeni bir konuyu da ekmek kavgasıyla ırkçılık dalgası Beşiktaş tribünlerini de açıklamak bir o kadar tuhaf. Biz Avrupa’yı bırakalım. Kıtadaki vurdu. Hem de İspanya’da ırkçı ırkçılık hakkında yeterli ölçüde yazıldı. saldırıya uğrayan Kamerunlu Etoo’ya Biz, geçmişten günümüze futbol destek olan Beşiktaş tribünlerini. Bu sahalarımızda ırkçılık portresi sezonki Galatasaray maçında Eboue, çizmeye çalışalım. Deri rengi temelli Beşiktaş tribünlerinin hedefi oldu. ırkçılık zaten siyahi insan sayısının Üstüne kulübün televizyon kanalında azlığından yok denecek kadar azdı Kamerunlu oyuncu için “maymun” ama ırkçılık kavramıyla yakıştırması yapıldı. En sonunda kısa bağdaştırılabilecek olaylar yok zaman önce yaşanan EmreZokora muydu? Aslında bu soruya olayı. Detaylarıyla anlatmaya gerek bugünden bakıp yanıt vermek de çok yok. Önceden de İngiltere’de hem de kolay değil. Örneğin 70’lerin bir şimdiki takım arkadaşı Yobo’ya karşı taraftar modası olan karşı tarafa aynı suçtan ceza alan Fenerbahçeli şehrin tarihi, kemikleşmiş özelliklerini futbolcuyu savunmak da yine kullanarak saldırmak günümüzün Yobo’ya düştü. Belki de Ercan Güven tasvirleri içinde bariz ırkçılık olarak haklıdır. Ekmek cidden aslanın tanımlanabilir. Yine de ağzında olmalı. Ancak akıllara gelen Zonguldakspor taraftarını feci başka sorular var. Avrupa’dan ithal derecede kızdıran “kömürcü i.neler, bir kelime olduğu çok belli olan “pis Eskişehir taraftarıyla özdeşleştiilen zenci” kelimesi karşılığında “bana da “i.ne Tatarlar a.tımıza yatarlar” ya da pis Türk dediler” savunması yapmak, Trabzonluları “ti”ye alan “burası leş abesle iştigal olmuyor mu? Ya da gibi hamsi kokuyor” türünden yıllar boyunca Almanya ve diğer sloganlar için kimse ırkçılığa özgü bir Avrupa ülkelerinde aşağılanan yüz yaptırım kullanmayı düşünmemiş. binlerce gurbetçisi olan bir ülke Bu yüzden yetmişler ve seksenler olarak Avrupa tipi ırkçılık yapmamız için ırkçıydık vesselam demenin bir ne kadar mantıklı. Belki de Avrupa geçerliliği yok. Doksanlarda siyahi Birliği’ne girmenin yazısız futbolcuların artan başarıları bizim kurallarından biri budur. Kendimizi sahalarda da daha sık görülmelerine yeterince Avrupalı gibi hissediyor yol açtı. Dikkat; bu dönemde siyahi muyuz acaba... C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle