Katalog

Flamenkonun prensleri geliyor Önce kendi hikâyelerini anlattılar, tam beş yıl sürdü turneleri. Bu kez doğaüstü olayları sorgulayan gösterileriyle dünya sahnesine çıkıyorlar. İlk durakları Türkiye. Birbirinden çekici 7 erkek kardeş, en değerli enstrümanları vücutlarıyla çok güçlü bir dans gösterisi hazırladı. Los Vivancos’un gözleri bağlı dövüş sahnelerine de hazırlıklı olun. Cenk Erdem / Sayfa 10 Derdi olan müzik yapar Niyazi Koyuncu, beş yıldır müzik piyasasında. Derdi ne para, ne şöhret; sadece söyleyecek sözü var. Neler mi anlatıyor? Derelerin satılamayacağını, devletin düşük fındık fiyatlarını, milliyetçiliği... Çıktığı yörenin dertlerini kendi tarzınca dillendirdiği albümü mayısta çıkacak. Dinleyin, anlayacaksınız... Fotoğraf: Vedat Arık / Sayfa 10 Türkiye’nin ilk kadın telgrafçısı 100 yaşına bastı... Sirkeci'deki postaneye girdiğinde Türkiye’nin ilk kadın telgrafçısı olacağını belki o da bilmiyordu. Ayşe Cevdet Kasman, 23 Nisan’da 100. yaşını kutladı. Aklı da kendi de hâlâ genç bu kadın, mors alfabesindeki iddiasını da koruyor. “Unutmamak için bazen gazete haberlerini mors alfabesiyle yazıyorum. Eskisi kadar hızlı değilim ama ağır yazarsa hâlâ alırım telgrafı.” Ayşe Yıldırım Sayfa 5 Irkçı mıyız? Sıkıntılarla yüklü bu yılki futbol sezonunda bir de ırkçılık vakası yaşadık. Öncesinde ırkçı değil miydik peki? “Irkçı” vukuatlarımız yok değildi, ama zamanla birlikte tanımlar da değişiyor haliyle. Deniz Ülkütekin / Sayfa 2 “Kıtlık” geliyor Ayşe Cevdet Kasman kocası Hasan ile. (Tarih: 14 Ağustos 1936. Yer: Şişli) Renklendirme: Eylem Zor Senarist Ömer Sarıkaya ve İrlandalı müzisyen Paul Dwyer, 18. yüzyılda İrlanda’da yüz binlerce insanın ölümüne neden olan kıtlığa yardım eli uzatan Osmanlı’nın hikâyesini “Kıtlık” filminde anlatıyor. Ali Deniz Uslu / Sayfa 4 Olimpiyatlar bizi de tanımalı C MY B Gözde Bayergi, Türkiye’nin milli dövüş sporcularından biri. Dünyanın sayılı kadın dövüşçülerinden. 20 yaşındayken başladığı bu sporda altı yılda bütün hayallerini gerçekleştirmiş; 14 Türkiye, iki Avrupa, bir de dünya şampiyonluğu var. Şimdi geriye bir tek hayali kaldı; olimpiyatlar. Ancak işi zor, çünkü dövüş sporları olimpiyatlarda yer almıyor. Sadece boks var. O da erkekler için! Oysa dövüş sporlarının kadınları daha da geliştirdiğini düşünüyor Bayergi; özgüven kazandırdığını, dünyaya korkmadan bakabilme, sokakta var olabilme gücü verdiğini. Onun artık hayata daha pozitif bakması, sakinliği bundan... Esra Açıkgöz / Sayfa 3 C M Y B