02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

2 19 ŞUBAT 2012 / SAYI 1352 Seçkin Aydoğan’ı bırakın AYŞE YILDIRIM Hollywood artık Türkiye’ye geliyor Henüz gözaltına alınmayan grup elemanı kaldı mı? D. Balcı: Yok (gülüyor)... Grupta onlarca eleman değişti, çoğu da tutuklamalardan kaynaklı. Bu sirkülasyon müziğe nasıl yansıyor? C. Bozkurt: 30’dan fazla kişi değişti. Yorum örgütlü sanatı savunur, kolektif üretimi benimser, müzikal temeli Anadolu kültürüne, değerlerine yaslanır. Onun için Yorumcular değişse de Yorum’un temelinde, müziğe kattığı politik çizgisinde değişiklik olmaz. Ses de, seslenilen yer de aynı. Yorum bir gölgeler ordusudur. 1989’da tüm Yorum’cular tutuklandığında, Yeni Grup Yorum adıyla her yerde konserler verdi müzisyenler... Yine bir üyeniz içerde, Seçkin Aydoğan... D. Balcı: Aralıkta Yürüyüş çalışanlarıyla, tutuklu gazetecilerle ilgili yasal bir açıklamadayken gözaltına alındı. 2 Nisan’da mahkemesi var. Tekirdağ F Tipi’nde çok fazla baskı, kötü muamele var. Durumu nasıl? C. Bozkurt: Keyfi uygulamalara maruz kalıyorlar. Mahkemeden getirilince ayakkabıları alınıp geri verilmiyormuş. Hücre arkadaşı ayakkabısız şu an. Gardiyan ve jandarmalar, bazı hücrelere arama adı altında saldırıyormuş. Yeni albümdeki parçaları Seçkin’le paylaşıyor, önerilerini alıyoruz. Ancak geçen, yeni bestemizi idare sözleri sakıncalı bulup imha etmiş. Parça yasal bir albümde çıkacak oysa... Yine de moralleri çok iyi. Yine ağız dolusu gülüyor, heyecanla anlatıyor, umutlu şarkılar söylüyorlar. “Köstebek” filminin İstanbul çekimlerinden sahneler... Y ıllardır neden yabancılar gelip Türkiye’de film çekmiyor diye söylenip durduk. Hatırlayın İlyada destanından uyarlanan Brad Pitt’in başrolde olduğu Troya filmi bile bu toprakların hikâyesi olmasına rağmen burada çekilmemişti. Artık işler değişiyor. Sinema ve turizm adına yeni bir endüstri doğuyor desek yeridir. Vizyonda olan Köstebek filmini izlemediyseniz bile basından mutlaka duymuşsunuzdur. Filmin bazı sahneleri İstanbul’da çekildiği için çokça yazılıp çizildi. Ben de merak içinde gidip filmi izledim. Film hakkında fazla bir şey söylemek istemiyorum; casusluk hikâyelerinden hoşlananların kaçırmaması gerektiğini düşünüyorum. Ama ben olayın başka boyutundayım. Kısaca hatırlatmakta fayda var. Tinker Tailor Soldier Spy (Köstebek), kitaptan sinemaya uyarlandı. Kitabın orijinalinde hikâyenin Hong Kong’da geçen kısmı, yönetmen Tomas Alfredson’un istanbul’u çok beğenmesiyle buraya alındı. Karaköy ve Beyoğlu sokakları 20 gün boyunca çekimlere ev sahipliği yaptı. Hatta Paris’te geçen bazı sahneler de burada çekildi. Bunun için de Çukurcuma’dan Beyoğlu’na çıkan yol 1970’lerin Paris’i gibi dekore edildi. Filmin başrol oyuncularından Tom Hardy, çekimler için geldiği İstanbul’da üç hafta geçirdi. Köstebeğin ardından Ben Affleck’in muhtemelen Eylül ayında gösterime girecek Argo ekliyorlar. Mesela film için harcanan bütçenin yüzde 2025’ini ödüyorlar. Yani bin lira harcandıysa bunun 200250 TL’sini devlet veriyor. Bunun yatırımcı için ne anlam ifade ettiği ortada. Öyle ki konu başka bir ülkede geçse bile Macaristan’a gidiyor, orada çekiyor. Çünkü teşvik yasasından yararlanıyor.” Dünyada bu konuda büyük bir endüstri olduğunu anlatıyor Santıroğlu. Ona göre teşvik yasası çıktığı anda Türkiye de bu pazarda yer bulmaya başlayacak. Bu konuda bakanlıkla görüştüklerini yasanın Şubat sonu veya Mart başı gibi çıkmasını beklediklerini söylüyor. “Bizim bir de inanılmaz mekân zenginliğimiz var tabii. Sadece İstanbul değil tüm Anadolu bir film platosu gibi” diyor Santıroğlu, “Dolayısıyla bize talep çok fazla olacaktır.” Hatta, teşvik yasasını bekleyen pek çok proje olduğu AZ Celtic Films devreye giriyor. müjdesini de veriyor. kurucuları Zeynep Gelir Vergisi Yasa çıktıktan sonra Santıroğlu ve Alex Yasası’ndaki onlar için de düğmeye Sutherland, değişiklikle basılacak. Köstebek’in Ben Affleck’in Köstebek filmi çekimleri çok iyi gittiği yönettiği “Argo” Türkiye’de çekilip ve KDV iadesini filminin setinde. KDV iadesi alan ilk sorunsuz aldığı için yabancı film oldu. Ben Affleck’in Argo Bu da yabancı yatırımcılar için filminin bazı sahnelerinin çekiminin oldukça cazip bir durum. Ama de İstanbul’a taşındığını anımsatıyor yeterli mi? Santıroğlu “Hayır” diyor. Santıroğlu. Filmin çekimleri yeni “Şu anda teşvik yasasını bekliyoruz. bittiği için onlar da yakında KDV’sini Çünkü rakiplerimiz bu konuda alacak. oldukça güçlü. Macaristan, Malta Böyle giderse her köşeden bir gibi ülkeler kendilerinde film Hollywood yıldızının çıktığı bir ülke çekilsin diye üstüne bir şeyler olmamız hiç de uzak değil. filminin bazı sahneleri de İstanbul’da çekildi. İki filmin de İstanbul çekimlerinde AZ Celtic Films şirketi ile çalışıldı. Şirketin ortaklarından Zeynep Santıroğlu, sonuçtan oldukça mutlu. “İnanılmaz geri dönüşler alıyoruz” diyor. Yurtdışından özellikle yönetmen ve yapımcılardan telefon aldıklarını söylüyor. “İstanbul’u çok beğenmişler. Tatil için geleceklerini söyleyenler bile var.” Peki nasıl oldu da yabancılar Türkiye’yi keşfetti? Tabii ki burada işin ekonomik yanı BİR f ilm Yıllar geçti, ne YORUM değişti, ne baskılar ört üniversite öğrencisi bir araya gelip dertlerini müzikle söylemeye Elemanları gözaltına karar verdiklerinde, tarih Türkiye'nin alındı, tutuklandı. en sancılı döneminin daha birkaç yıl ötesiydi, yani 1985. İki yıl sonra ilk Konserleri iptal edildi. albümlerini çıkardılar: Sıyrılıp Gelen. Uzun yıllar sessizliğe gömülmüş bir ülkede, Albümleri toplatıldı... faşizme, hapishanelerdeki işkencelere, Ancak kurulduğu sevgiye, aşka, özgürlüğe dair seslendirilen bu şarkılar hemen dinleyicisini buldu. İşte o 1985’ten beri hiç günden bugüne hiç susmadı Grup Yorum. susmadı Grup Yorum. 21 albüm çıkardı. Elemanları gözaltına alındı, tutuklandı. Konserleri yasaklandı, Şimdi de bir üyesi albümleri toplatıldı. Yıllar geçti, ancak bazı Seçkin Aydoğan, şeyler hiç değişmedi, ne gibi mi? Bırakalım Grup Yorum’dan Caner Bozkurt ve Dilan tutuklu. Şarkılarını Balcı anlatsın... o ve baskı altındaki Grup Yorum, 12 Eylül’ün faşizan uygulamalarını da, 90’ların baskılarını da dinleyicileri için yaşadı. Şimdi “demokrasi”den en çok bahsedilen günlerdeyiz, peki sizin için bir söylüyor, söyleyecek... şey değişti mi? Caner Bozkurt: Demokrasi her alanda çok dillendiriliyor Dilan Balcı: Geçen hafta ancak uygulamalar hep tam tersini gösteriyor. Özellikle İzmit’te Sabancı Kültür hukuk alanında iktidarla aynı Merkezi'nde yapacağımız bir düşünmeyen bütün kesimlere konser vardı, valilik tarafından bir kıyım yapılıyor. Biz zaten hiçbir gerekçe gösterilmeden kurulduğumuz günden bugüne yapılamayacağı iletildi. Bursa’da baskılardan nasibini alan bir ve Yalova’da konserlerimiz ESRA grubuz. Baskının her türlüsünü olacak, pankart asma, afişleme AÇIKGÖZ yaşadık; konserlerimiz gibi tanıtım çalışmaları her yasaklandı, albümlerimiz yapıldığında yırtıyorlar. Önce Biletix’in biletlerinizi toplatıldı, üyelerimiz gözaltına satmayacağına dair haberler çıktı, sonra da alındı, tutuklandı. Bugün de devam ediyor. Başa mı sarıyoruz, daha kötüye mi Biletix’ten avukatlarımız değerlendirdi, yoksa iyiye mi gidiyoruz? satacağız, diye açıklama yaptılar... C. Bozkurt: Baskı arttı mı, azaldı mı D. Balcı: Bu kendi durumlarını kurtarmak bunun çetelesi yok ama çok açık bir şey için yaptıkları bir açıklama. Ne bizi, ne de var: AKP hükümeti daha pervasız. Kimi dinleyicilerimizi tatmin etmedi. Çünkü hesap uygulamalar da 12 Eylül’ün bile önüne vermediler, özeleştiri yapmadılar. Sanki rutin geçti. Bugün İdris Naim Şahin üniversiteleri, bir uygulama yapmışlar da biz işi gazeteleri, kültür merkezlerini, dernekleri büyütmüşüz gibi bir hava yarattılar. Hiç “terör yuvası” diye gösterebiliyor. Yine de bu kimseyi bu açıklamayla kandıramazlar. Açıkcası Biletix’in tavrı çok da abes bizi umutsuzluğa düşürüp, geri adım atmaya götürmüyor. Halkın mücadelesi gelmedi bana. Yorum bileti satmayı “terör örgütü propagandası” olarak görüp, yükseldikçe daha da pervasızlaşacaklar. Peki bu zihniyet size nasıl yansıdı, gençlere 13 yıla kadar hapis cezası veren yasaklanan konseriniz filan oldu mu? bir yargı kararı dururken Biletix’le uğraşmak C. Bozkurt: Şimdilerde polis gidip konser ne kadar doğru? salonu sahibini sıkıştırıyor, korkutuyor. D. Balcı: Malatya’daki, Samsun’daki Konser organize edenler ceza alıyor. mahkemenin tavrı da, Biletix’in tavrı da Biliyorsunuz, Malatya’da Yorum bileti sattığı tamamen sınıfsal. Grup Yorum yoksulların için öğrenciler yıllarca ceza aldı. Daha önce müziğini yapar, Biletix’se bir tekel. C. Bozkurt: Tutuklu elemanımız Seçkin’in de Samsun’da Yorum konseri düzenlediği için ceza alanlar oldu. serbest bırakılması ve baskıya maruz kalan D BİR dava Yaratıcının ahlaki hakkı F ilmden başlamışken filmden devam edelim bu hafta. İsveçli iki yönetmen Claes Eriksson ve Vilgot Sjöman, kendilerine ait “Hajen som visste för mycket” ve “Alfred” filmlerini reklam vererek yayımladığı için TV4 kanalını dava etti. Yönetmenlere göre araya giren reklamlar filmlerin dramaturjik yapısını kesintiye uğrattığı için ahlaki hakları ihlal edilmişti. Söz konusu kanal ise reklam spotlarının radyo ve televizyon kanunu ile AB normlarına uygun ölçüde yani 5 dakika uzunluğunda olduğunu söylüyordu, dolayısıyla bu reklam araları, ürünün sanatsal itibarına ya da yaratıcıların kişiliklerine zarar verici boyutta değildi. Ayrıca kanala göre, yaratıcılar filmlerin yayın hakkını özel bir televizyon kanalına vermeyi onayladıkları andan itibaren, bu husustaki haklarından da vazgeçmişler demekti. Ama Bölge Mahkemesi, televizyon kanalını değil yaratıcıları haklı buldu. Dosya temyize gitti. Temyiz Mahkemesi de yaptığı inceleme sonucunda bölge mahkemesinin kararını onayladı. Çünkü, yaratıcılar üretimlerindeki cüzi değişiklikleri tolere etmeliydi ama bu vakadaki reklam araları tolere edilemeyecek ölçüde uzundu. Dramaturjik akışı sağlayan hikâyenin devamlılığı için ortaya konan çaba takdir edilmemiş, reklam araları filmin devamlılığını ve dramaturjiyi kesintiye uğratmıştı. Mahkemeye göre, reklam aralarına dayanan ticari menfaatler, ahlaki haklara göre yaratıcıların menfaatlerinden daha önemli değildi. Ayrıca, yaratıcıların filmlerin yayın haklarını özel bir televizyon kanalına vermeyi onayladıkları gerçeği, onların ahlaki haklarından feragat ettikleri anlamına gelmiyordu. Sonuç olarak, mahkeme TV4 kanalının yaratıcıların izni olmadan reklam araları vermesini ihmalkârlık olarak değerlendirerek, zararları karşılamasına karar verdi. Aslında bu olay biraz eski, 2006 yılında yaşandı. Neden şimdi gündeme geldi diye soracak olursanız; geçenlerde bir yönetmen, reklam araları yüzünden filmini mahveden televizyon kanalıyla ilgili serzenişte bulunuyordu. Olaya tanık olan bir müzisyen, dava açabileceğini ve gerekirse İsveç’te geçen bu davanın örnek olabileceğini söyledi. Türkiye’de böyle bir dava olur mu bilmem ama ahlaki haklarını korumak isteyenlere duyurulur. [email protected] C M Y B C MY B Yorum dinleyicileri için bir kampanyamız var. Her Pazar dinleyicilerimizle Galatasaray Lisesi önünde bir saat Yorum şarkıları söylüyoruz. Bizce de Biletix bu kampanyanın önüne geçmemeli. Asıl mesele Dilan'ın bahsettiği zihniyete karşı mücadele etmek. Artık o dinleyiciler de tehlikede.. Geçen yıl İnönü’yü dolduran 55 bin kişiyi yakında “suçlu” koltuğunda görmek bile mümkün... C. Bozkurt: Onlar zaten AKP nezdinde suçlular. Yorum dinleyicisi kimdir? Gecekonduda yaşayan, gecekondum yıkılmasın, diyen insandır. İşsizdir. Yeni yasalardan etkilenen memurdur. Yorum dinleyicisi zaten iktidarın “terörist” sıfatı içinde yer alan insanlardır, fiili hiçbir şey yapmasına gerek yok. Peki sizi “tehlikeli” yapan ne? C. Bozkurt: Demin sözünü ettiğim insanların, yoksulların müziğini yapmamız. Bu ülkede yoksullar çok tehlikeli. Sömürüyü de, baskıyı da, acıyı da, yoksulluğu da en çok onlar yaşıyor. Toplumu da, tarihi de değiştirecek dinamik, potansiyel onun elinde. Biz de onların müziğini yapıyor, onların sorunlarını anlatıyoruz. Yarını gösteriyoruz onlara. Yoksa bugüne kadar hiçbir konserde güvenliği tehdit edici bir olay yaşanmadı. İnönü'de 55 bin kişi vardı, bir polis güvenlikte yer almadı ama hiç sorun çıkmadı. Geçen sene 150 bin kişiyle Bakırköy’deydik, hiçbir güvenlik sorunu yaşanmadı. Bu baskılara, Biletix’in sansürüne karşı yanıt olacak bir büyük konser planı var mı? D. Balcı: Geçen sene ilkini yaptığımız Bağımsız Türkiye konserimizin ikincisini 15 Nisan’da Bakırköy’de yapacağız. Zülfü Livaneli, Aynur Doğan, Aylin Aslım, Hüseyin Turan, Nihat Behram gibi konuk sanatçılar da eşlik edecek bize. C. Bozkurt: Mahir’lerden bugüne bağımsızlık için mücadele edenleri anacağımız ücretsiz halk konseri bu. Baskılara dinleyicilerimizle cevap vereceğiz. Yeni albüm ne zaman çıkıyor? D. Balcı: Bu yıl içinde. C. Bozkurt: Her zamanki gibi halkın yaşadığı baskıları, sorunları ve mücadeleleri anlatan, umudu ifade eden bir Grup Yorum albümü olacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle