Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 EKİM 2012 / SAYI 1386 7 Kısa kısa... Meme kanserine dikkat çekiyor Kanada’dan ithal edilen Selen Kozmetik Grubu’na ait Down Under Natural’s & Fruit Kıcks & NUDE ve Live Clean Saç Bakım ürünleri Türkiye’de meme kanseri konusunda kadınları bilinçlendirmek için yapılan çalışmalara 8 yıldır olduğu gibi bu yıl da destek veriyor. “Meme kanserinde erken tanı hayat kurtarır” sloganıyla Türkiye'de birçok noktada erken tanı için neler yapılması gerektiğini anlatan bilinçlendirme broşürüyle pembe kurdela dağıtarak kadınların bilinçlenmesi için yardımcı oluyor. Ayrıca Selen Kozmetik markaları içersinde bulunan NUDE ve Live Clean markaları ise Sulfat, Paraben, Fosfat, Silikon gibi kimyasal maddeler içermediği için tedavi sürecinde bulunan birçok kadının tercihi oluyor. Herkese uygun seçenek Shiseido saç büyümesini geliştiren ve saç bakımı ürünleriyle bakımlı görüntünüze yardımcı oluyor. Yağlı, kuru ve normal saçlar için üretilmiş Hair Care Extra Gentle Shampoo, yüksek temizleme ve arındırma maddeleriyle saçın doğal parlaklığını ve esnekliğini güçlendiriyor. Intensive Treatment Hair Mask ise, saçı içten onararak kuvvetlendiriyor, hızlı bir bakımla çatallanmış uçları ve kırılmaları onararak saça yumuşaklık, parlaklık ve esneklik kazandırıyor. Özellikle zarar görmüş saçlara karşı etkili olacak şekilde formüle edilmiş yoğun bakım özü Intensive Hair and Scalp Essence de dört haftada saç köklerinizi dirilterek, kuvvetli ve parlak saçlara kavuşmanızı hedefliyor. DENİZ PULAŞ Seboreik dermatitten kurtulun Seboreik dermatit tedavisinde üçlü etki artık tek bir üründe: Kızarıklığı ve kaşıntıyı giderir, mantarı önler ve nemlendirir. Seboreik dermatit hastayı rahatsız eden, yaşam kalitesini düşüren, hızla tedavi edilmesi gereken bir hastalık. Sıklıkla sebasöz bezlerinin çok olduğu, kaş, burun, burun kanatları, kulaklar, göğüs ve genital bölgede görülür. Sebum salgısının artması ve Malassezia furfur ile Pityrosporum gibi topikal mikroorganizmaların etkisiyle kızarıklık, kaşıntı, döküntü, yanma ve şiddetli kabuklanma olarak ortaya çıkar. Sebclair, seboreik dermatit tedavisine hem şampuan, hem de krem formuyla vücudun her bölgesinde kullanılabilecek steroidsiz ve antifungal bir çözüm sunuyor. Doku hasarını etkili bir şekilde onarıp, cildi serbest radikallere karşı korurken, aynı zamanda da cildi derinlemesine nemlendiriyor. Şekilli saçlar için Fön, maşa gibi uygulamalar ile vakit kaybetmeden saçlarınıza istediğiniz şekilleri vermek için L’oreal Paris’ten Yeni Elseve Köpükler 48 saate kadar etkili çözüm sunuyor. Kolajen, seramid ve UV filtresi gibi içeriklerle zenginleştirilen köpükler, beş farklı seriden oluşuyor. L’Oréal Paris Elseve Komple Onarıcı 5 Saç Maskesi ise saçın kaybettiği seramid ve keratin yapı taşlarını hızlı bir şekilde onararak, kökten uca sağlığına ve parlaklığına kavuşturuyor. Bitmedi: L’Oréal Elseve Extraordinary Oils, her saç tipi için, ağırlaştırmadan komple bakım sağlıyor. Doğal saç boyası: Herbatint 1960’ta Michele Albergo tarafından Roma’da kurulan Herbavita ürün serisi saç boyası, şampuan ve kremden oluşuyor. Herbatint saç boyası doğal bitki özlerinden üretilmiştir ve amonyak içermiyor. Ayrıca içerisindeki düşük hidrojen peroksit sayesinde beyaz saçları yüzde 100 kapatma garantisi de veren boyanın fiyatıysa 35.5 TL. Fotoğraf: UĞUR DEMİR İkon değil ama ikonları seçecek Deniz Pulaş bir süredir devam ettirdiği ev odaklı yaşamının ardından ekranlara İkon Makinası programıyla dönüyor. “İkon filan değilim” diyor ama izleyicilere oldukça eğlenceli bir program vaat ediyor. DENİZ ÜLKÜTEKİN aşlığa bakmayın o aslında 90’ların en tanınan mankenlerinden biriydi. Deniz Pulaş son yıllarda pek göz önünde olmamasını, sade yaşamı ve çocuğuna borçlu. Ancak şimdi ekranlara dönme zamanı. TV8’de Seda Ertan ve Barboros Şansal’la birlikte sunacağı İkon Makinası programında haftanın ikonlarını seçecek. Ancak programın nelere gebe olduğunu bizim gibi Pulaş da merak ediyor. İkon Makinası’nın nasıl bir konsepti olacak? Bir kadın programı gibi görünmekle birlikte, biraz Bugün Ne Giysem gibi aslında hiç alakası olmayan bir program. Belli kriterlerin bir araya gelmesi belirleyici olacak sanırım. Evet, önümüzdeki haftalarda erkek konuklarımız da olacak. Üç yarışmacımız var. Her birimiz bir yarışmacının avukatlığına soyunacak. Haftanın ikonunu seçeceğiz, bunu kılık kıyafetle değerlendirmek de yanlış. Mesela bir resim sergisine gideceksin, ne giyersin, nasıl gidersin gibi. Ancak “ten rengi çorap olmuş mu” filan diyerek kötü hissettirmeyeceğiz. Peki inanmadığınız birini nasıl savunacaksınız? Tarafsızlık çok önemli, belki temsil edeceğiz o kişiyi ama “kardeş bunu şöyle yapsaydın” diye yol göstermeler de olacak. Püf noktalar çok önemli. Mesela üzerine kırmızı şarap mı döküldü hemen beyaz şarap döktüğünde leke gidiyor. Bunun gibi ayrıntılara dikkat edeceğiz. Dikkate alacağınız ana kriterler nedir? Valla insanları tanıdıkça ortaya çıkacak. 19 yaşında bir kız da var, 45 yaşında bir hanım da. Gerçekçi olmaya çalışacağım. Ben ikon muyum, hiç böyle bir iddiam da olmadı. “Modayı takip etmiyorum” da diyorsunuz. Tasarımcı değilim sonuçta, kendi gardrobum zengin olmasa da olur. Peki siz programa katılsanız nasıl bir dereceyle ayrılırdınız? Hiç kolay olmasa gerek. Best Model’e filan katılmıştım, güzellik yarışmasına da. Yarışma tecrübem var aslında. Hakkınızda araştırma yaparken... Google’dan mı baktınız? Uygunsuz bir sürü fotoğrafımı görmüşsünüzdür. Birkaç tane vardı ama onlara bakmadım. Hadi, hadi bakmışsındır! Yok canım, karpuz kadar memem olsa bakılır da oğlan çocuğundan farksız olduğum için sorun değil. Hep iş kazası diyorlar ya, sizin iş kazanız da o. Güneşlenirken çekiyorlarsa, o pek kaza değil, benim güneşlenme tercihimle ilgili. Ama iş kazası evet, genelde ince yapılı olduğum için... Bir keresinde çapraz bir elbise giymiştim, o dönmüş arkama geçmiş. Herkes de bana bakıyor, “Allahım ne güzel bir kıyafet tanıtıyorum” diyorum içimden, kulise bir girdim arkadaşlar söyledi, “meme!”. Bilinçli bir şey değil, bazı hanımlar güzel iltifatlar ediyorlar. Galiba kimsenin kocasını ayartacak tip yok bende. Bir programda Nihat Doğan sizi konuşturmuyor, siz de protesto ediyorsunuz. Barboros Şansal da pek konuşma fırsatı veren biri değil. Nasıl olacak? Oradaki ekip çok enteresandı. Banu Alkan, Yeşim Salkım, Nihat Doğan bir de ben. Her reklam arasında “N’olur Deniz bir cümle kur” diyorlardı. Şimdi gardımı alacağım, küçük bir alet var, ördek vık vık öten. Konuşamadım mı, onu öttüreceğim. İkon denilince aklınıza ne geliyor? Kılık kıyafet gelmiyor, Marilyn Monroe, Audrey Hepburn filan geliyor. Bir heykel ya da fotoğraf da ikon olabilir, Türkan Şoray da. Aklıma ister istemez Eda Taşpınar da geliyor. Bunu Barboros çok güzel açıkladı, “Bütün ikoncanları bir kıyma makinasına atıp, lezzetli köfteler yapacağız.” Ne demek bilmiyorum ama biz biraz “AB” kalıyormuşuz. Belki podyumdaki o mesafeden dolayı. O mesafe her mankene karşı da olmuyor. Siz mi o mesafeyi koydunuz? Yoo, başka nasıl olunur bilmiyordum ki. İnsanlarda şöyle bir algı var ya, “kaliteli mankenler kuşağı vardı sonra mankenlik bitti” gibi. Ona katılmıyorum, sadece sponsorluk yasası yüzünden insanlar artık defile yapmıyor. Sektördeki insanlar mankenleri tanıyor. Mesela Didem Soydan’ı çok beğeniyorum. Birçok isim var. Ancak bizim gibi olamaz, çok iş vardı, yaz, kış Vakko’su, Beymen’i hep defile yaparlardı. Mankenliğin “ayağa düşmesi”, sektördeki insanların görünür olma isteğiyle mi alakalı? Mankenlik ayağa mı düştü? Galiba şöyle oldu, “Erkeğin Zeynası da Zeynosu da olurum” diyen kızlar çıktı. Dünyada bizim dönemimizde Claudia Schieffer, Cindy Crawford vardı. Burada da Begüm, Merve, Deniz, bizim tayfa vardı. Onun için insanlar da çok tanıdı bizi. Bizim dostluğumuz da bitmedi. Geçen yıl Fashion Week’te defiledeydim ben de. Kızlara bakıyorum hiç kimse birbiriyle konuşmuyor, ben biraz konuşmaya çalışıyorum, bakıyorlar. Sonradan anladım ki, başka ülkeden insanlarmış. B C M Y B C MY B