16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 TÜRKÜ TURAN 22 OCAK 2012 / SAYI 1348 Amacım harçlığımı çıkarmaktı Sosyoloji okudun. Peki oyunculuk nasıl geldi ardından? Babam Bodrum’un ilk barı Veli Bar’ı açmış. Gençliğinden beri anne ve babam bar işletiyor. Ben de bebekliğimden beri oradaydım. Sanatçılar, sinemacılar, edebiyatçılar gelirdi, onların sohbetlerini dinlerdim. Okumayı da film izleme alışkanlığını da onlar aşıladı bana. O yüzden şanslıyım. Bara gelenler de çok iyi bir reklam yüzün var diyerek aklıma soktular benim. Sonra da reklam dünyası mı geldi? Üniversitede okurken sırf harçlığımı çıkarmak için ajansa kaydoldum. Düşündüğüm sadece para kazanmaktı. Ondan sonra bir iki reklamda oynadım, sonra “Annem” dizisine dahil oldum. Ne zaman ki Reha Erdem’le “Kozmos”ta çalıştım, işte o zaman gerçekten oyuncu olmak istediğimi anladım, bu alana yöneldim. Zorlu bir sektör bir yandan da. Seni motive eden ne oluyor? Beni güçlü tutan sadece daha iyi oynamak istemem. Hatalarımı görüyor ve onları kapatabilmek için daha çok çalışıyorum. Çok fazla film izliyorum, çok iyi oyuncular görüyorum. O kadar geride hissediyorum ki kendimi. Bu beni hırslandırıyor işte. Kendini eleştirir misin? Çok sert hem de. Kötü bir sahnemi görünce dizinin bölümünü kapattığım oluyor. Kötü bir handikap bu. Yoğun set koşullarında kendine zaman ayıramadığın oluyor mu? Yoğunluktan dolayı bir şey kaçırıyormuşum gibi hissediyorum. Şu an vizyonda izlemek istediğim filmler var, evde 20’ye yakın kitapla bakışıyoruz. Ama yine de bu çalışma temposunda bir şeyler kazanıyorum. Şu an edindiğim deneyim çok değerli. Doğru zamanda doğru şeyi yakaladığında onları tutmak gerek. Farklı türlerde izledik seni sinemada. Yakın zamanda vizyona girecek “Toprağın Çocukları” nasıl bir film olacak? İlginç bir tipim olduğunu söylüyorlar. Bu benim işime yarıyor sanırım. O yüzden farklı rolleri oynayabiliyorum. Kara komedi ve korku filminden sonra şimdi de köy enstitülerinin hikâyesini anlatan bir filmde rol aldım. Çocukluğum barda geçti Türkü Turan, 2011’de neredeyse hiç boş durmadı. Televizyon dizisinin yanı sıra sinema filmlerinde rol aldı. Bu yıl da “Toprağın Çocukları” filmiyle beyaz perdede olacak. Bodrum’un ilk barı Veli Bar’ın sahibi babası olunca çocukluğu sanatçılarla geçmiş. Zaten oyunculuğu da bara gelenler aklına sokmuş. ürkü Turan, son bir yılı oldukça hareketli geçirdi. “Öyle Bir Geçer Zaman ki” dizisinin yanı sıra “Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi” ve “Musallat 2” filmi geldi. Yakında da “Toprağın Çocukları”yla sinema perdesine çıkacak. Genç bir oyuncu olarak tüm bu yoğunluktan memnun Turan, “Doğru zamanda doğru hikâyeyi yakalıyorsan onu tutmak gerek. Bu yaşta enerjim var, iyi bir oyuncu olmak için çalışıyorum” diyor. Son dönemde oldukça yoğunsun. 2011’i senin yılın olarak mı değerlendiriyorsun? Aslında bu kadar çok iş olacağını tahmin etmiyordum. Her film art arda geldi, en son “Toprağın Çocukları”nı çektik, sonra bir yandan dizi devam etti. Bu kadar çalışmak biraz yorucu ama enerjiyi gençken değerlendirmek gerekiyor. Hayır diyemeyeceğim çok güzel işlerdi, kabul ettim. Onlardan biri de “Musallat 2”ydi. Tedirginlik yaşadın mı? Çünkü Türkiye’de korku filmi çekilemiyor, sinemaya giden izleyici çoğu zaman korku filminden gülerek çıkıyor. Alper Mestçi ismi benim için önemliydi. Çünkü “Musallat”ın Fotoğraf: VEDAT ARIK En basitinden Nuri Bilge Ceylan sinemasını ilkini beğenmiştim. Hatta Türkiye’de eli yüzü çok beğeniyorum. Sinema adına farklı bir şey düzgün korku filmleri yapılması için bir adım gibi yaptı. Ama şimdi ona benzer, uzun planlarla değerlendirmiştim. “Musallat 2”nin hikâyesini çekilen çok sayıda film görmeye başladık. Ancak okuyunca yine motive oldum. Zor bir işe bizi sıkmadan bunu bir tek NBC yapabiliyor. kalkıştığımı da fark ettim. Fiziksel performans, bir Benzeri renk, atmosfer, planlarla dolu film ay boyunca aralıksız çalışmak, plastik makyaj... çekmenin ne anlamı var? Birilerini taklit etmeden Zorladı, heyecanlandırdı, iyi de oldu. Korku sinemasıyla aran nasıl? üretmeliyiz. Zaten Türk sineması, son birkaç yıldır ZUHAL yükselişe geçti. Yapabileceğimiz o kadar çok film, En sevdiğim türlerden biridir. Her bir film anlatabileceğimiz o kadar fazla hikâye var ki... vizyona girdiğinde koşarak giderim, DVD’sini AYTOLUN Onlara yönelmek gerek. Neden yeni bir şey alırım. Sıkı takipçisiyimdir korku sinemasının. İyi de bir arşivin varmış. En sevdiğin korku filmi denenmesin ki! Senin yazdığın hikâyeler var mı? hangisi? Genel hikâyesini bitirdiğim bir senaryom var. Hayalim onu 1500’e yakın orijinal filmim var arşivimde. Hiçbirini çekebilmek. Psikolojik ve fantastik bir tür olacak. Sosyoloji kaçırmamaya çalışıyorum. En sevdiğim korku filmi ise ilk okuduğum için bu tür hikâyelere daha yatkınım. Hayal gücüm çekilen “Exorsist”. Filmleri kaçırmıyorsun, aynı zamanda oyuncusun. Peki bu de biraz uçuk olduğu için fantastik ögeler katmak istiyorum. açıdan baktığında sinemada nelerin eksik olduğunu Ama şimdilik film çekme hayalim biraz kenarda duruyor. düşünüyorsun? Çünkü oyunculukta çok yolum var. T Pilli Bebek: Bizim dinleyicimiz numarasız adamlar C çalışırım. O da müziğin em Kısmet verimliliğiyle paralel tarafından gidebilecek bir şey. 1992’de Pilli Bebek ismi kurulan Pilli Bebek nereden doğdu? uzun soluklu bir grup. Zaman içerisinde grup TRT’nin yayına ilk elemanlarının başladığı zamanlar değişmesi grubu bir orada yayımlanan bir “okul” haline getirmiş. çizgi filmin ismiydi. DENİZ Öyle ki gruptan ayrılan Televizyonun TÜRKÜLER elemanlar bireysel hayatımızdaki yeriyle KARAYILMAZ olarak müzik bizim çocukluğumuzla yapmamış ve gruptan örtüşen bir isim. Çıkış desteklerini noktamız televizyonla çekmemişler. Farklı müzik tarzları, ilişkisi, çocukluğumuza değinmesi, düşündüren şarkı sözleri ve son o dönemdeki insanların televizyona dönemde Behzat Ç. dizisindeki ve pilli bebeğe bakış açısı. Behzat Ç.’nin şöhretinize ne gibi müzikleri ile dikkat çeken grubun katkısı oldu? kurucusu, solisti ve söz yazarı Cem Kısmet’ten Pilli Bebek’in hikâyesini Benim bir şöhretim yoktu, ama dinliyoruz diyebilirim ki sahnemizi etkiledi, Grup ne zaman ve nasıl bir daha az sahneye çıkıyoruz. Katkı araya geldi? olarak sinema müziğiyle daha Şu anki halimiz kurulduğumuz yakından ilgilendim, Büyük orkestra hali değil. 1992’de Ahmet aranjeleri yaptım, dizinin sinema Başbağlar’la kurduk grubu. Aslında müzikleri de bana aittir. ne zaman bir araya geldi demek Öğrendiklerimin içerik olarak için ortada bir grubun olması İSKENDER PAYDAŞ Benim işim seslerle film oynatmak İskender Paydaş aranjör, besteci ve prodüktör. Bir müzisyenin yanında olmasını en çok istediği sanatçılardan. Müzikte anlatılan hikâyenin peşinde koştuğunu söylüyor. Bestekârı senariste, şarkıcıyı oyuncuya, aranjörü de yönetmene benzetiyor. Yıllardır hayat verdiği şarkılarını “Zamansız Şarkılar” albümünde bir araya getirdi. ranjör, besteci ve prodüktör İskender Paydaş, “Zamansız Şarkılar” albümünü yayımladı. “Zamansız Şarkılar” Paydaş’ın müzik serüvenine başladığı yıllardan bu yana besteci ve aranjör olarak imza attığı “Bu Aşk Fazla Sana”, “Batsın Bu Dünya”, “Kar Beyaz”, “Tavla” gibi klasikleşmiş şarkılarının farklı yorumlarını içeriyor. Albümde Paydaş’a sesleriyle Kenan Doğulu, Mirkelam, Atiye, Mustafa Ceceli, Özgün yoldaşlık ediyor. Teoman’ın da müziği bırakmadan önceki son kaydı bu albümde. 90’lar sizden çok şey öğrendi. Türkiye’de bateri ve klavye çalanların size öykündüğü de gerçek. Gizli bir kahramandınız ama şimdi çok daha görünür oldunuz. Nasıl başladı bu hikâye? “Zamansız Şarkılar” albümünde ya bir geri ya da bir ileri gitme riskim vardı. Çünkü yaptığım işte durmam gereken bir nokta var. O da sanatçı ile kendi tarzımın arası. Eğer bir adım fazla atarsam sanatçının önüne geçebilirim. 90’lı yıllarda daha bir ön plana çıkmıştım ve bu benim tercihimdi. Şimdi de sahnede kendim olmak istedim. Bunun bana iyi geleceğini düşündüm. Elbette yıllar içinde yüzlerce şarkı aranje etmiştim ve onları yeniden yorumlamak heyecanlı olacaktı. Önce müzisyenliğimin sınırlarını iki buçuk sahnede zorladım. Albümde de kariyerlerinin endişesinde olmayan şarkıcılarla birlikte çalıştım. Geriye de bu şarkıları keyifle söylemek düştü. Aranjör, besteci, A prodüktör... Hepsi başlı başına yaratıcılık gerektiriyor. Peki, aranjeden ne anlamalıyız ya da sizin yakalamak istediğiniz nedir? Aynı malzemeden herkesten farklı tatta yemek yapmak benim işim. Belki aşçıyım da denebilir. Mesela besteci senarist, şarkıcı oyuncu, aranjör de yönetmendir. Ben burada neyi hedefliyorum bu önemli. Müziğin tamamında anlatılan bir hikâyenin peşindeyim. Bazen bestecinin eksik bıraktığı noktaları tamamlarım. Ama genel düşünceyi zedelemem. Müzikteki mekân, zaman, kişiler üzerine hikâyeye girerim ve onu sahiplenirim. Benim aranjmanımda sanrı vardır. Bir görüntü yakalarsanız müzikte, doğru gerekiyor. Pilli Bebek oluşumun ismi gibi oldu, baştan bu yana değişmeyen tek eleman benim. Bu grubun içerisine zamanla farklı insanlar dahil oluyor; iyi müzisyen ve iyi insan olmak şartıyla. Ankara’daki müzik ortamıyla, İstanbul’dakini kıyaslayın dersek... Ankara bu işin oldu olası okulu gibidir, daha çok içerik anlatır. Seyirciyle daha samimi ve içerikle ilgili ilişki kurulur. Orada popüler kültürün geniş kitlelere yayılması ise çok sonra olur. Bu işin merkezi İstanbul’dur. Ankara daha çok içerikte kalmıştır. Bestelerinizi nasıl yapıyorsunuz? Beste yapmak için beste yapılmaz. Hiçbir üretim böyle değildir, o üretim, kafanızda sizinle birlikte sürekli var olan bir şeydir. Şehir hayatından tutun da, doğa hayatına, insan ilişkilerinden, insanın iç dünyasına kadar her ne anlatırsam anlatayım, hiçbir zaman kör göze parmak sokmam. Bir sözü yazarken direkt anlatımından uzak durup yakın metaforlarla anlatmaya bana katkısı oldu. İsmimizi duymayan insanlar bizi dizi ile tanımaya başladı. Yeni albüm çalışmanız var mı? İlk önce filmin “soundtrack”lerini çıkarmayı düşünüyorum. Önceden hazırladığımız “maxi single”mız vardı üç parçalık, başkalarının bestelerinden oluşan; onu hazırlayabiliriz. Ayrıca bu ay için de bir klip çalışmamız olacak. Dinleyici kitlenizden bahseder misiniz? 20 yılda pek çok jenerasyon değişti hâlâ da değişiyor. Bizim dinleyicimiz numarasız, olduğu gibi adamlardır. Zaman içerisinde dinleyicim olup sonradan arkadaş olduğum pek çok insan oldu. Samimiyet bu işin en önemli kısmıdır. Yakın zamanda konserleriniz var mı? 26 Ocak’ta İzmir’de Albancak Bios Bar’da olacağız. 28 Ocak’ta İstanbul’dayız, Bronx Pi’de sahne alacağız. Sitemizden bizi takip edebilirler. Herkesi bekleriz. www.pillibebek.com yapıyorumdur. Aslında Jimmy Page’e hayranım. işim seslerle film Ona öykündüğüm de bir oynatmak. gerçek. Ben de hassas ve Farklı, hatta zıt kırılgan konuları sert kulvarlarda onlarca isimle ritimlerle anlatmak çalıştınız. Hepsi ayrı bir istiyorum. Yani kontrastı ruh dünyası. Dengeyi nasıl seviyorum. İnsanların iç tutturuyorsunuz? çatışmaları bunlar. Çok ALİ DENİZ Birlikte çalıştığım boyutu seviyorum, bu insanlar işini iyi bilenler. uçlar işi canlı yapıyor. USLU Ne istediklerini biliyorlar Zaten hiçbirimiz yüzde yüz bu da işimizi mutlu, huzurlu ya da kolaylaştırıyor. Ortak bir dil mutsuz değiliz. Bir tarafımız karanlık, bulabiliyoruz. Ama genelde yönetim bir tarafımız aydınlık. Rock kısmına tamamen bende oluyor. Tabii gelince bağlama dünyadaki en iyi rock düşünsel anlamda biraz çatışma da enstrümanıdır benim için! Onca aranjman, düzenleme... iyidir. En çok kiminle zorlandınız peki? Beste çalışmalarınız nasıl? Bir tek Kayahan’da farklı! Bir bestenin altına aranjman Kayahan yönetimi elinde tutar, yaparken birkaç beste daha o zor bir adam. Bana teslim yapıyorum. Üstüne yazıyorum, ana olduğu bir şarkı var o da; “Bir melodiyi çıkarın, arkada benim yeni Aşk Hikâyesi”. Kayahan bestelerimi duyabilirsiniz. Bulunduğum çok iyi besteci, o yüzden mekânlardan ve ruh hallerimden iyi onun aranjmanı çok melodiler geliyor. Yaratıcılık anı zor. Müziğinde boş saniyeler sürüyor ama onun bir esere bir alan yok. Ben dönüşmesi disiplinli bir çalışma ve onun bir emek demek. Ya söz yazarlığı? şarkısına 90 tane aranjman Ben müzik üzerine söz yazdım yaptım! ama söz üzerine müzik yazarsam da Hangisiydi epey yol alabilirim. Mesela bu konuda o? yine Kayahan farklı bir yerde. Önce “Allah’ım müziği işler, bitirir, son halini verir. Ona Neydi ruhunu veren sözleri öyle bir yazar ki Günahım?”. sözmüzik doğmuş gibi gelir şarkı. Aslında rock Peki ya neden şarkı müzisyeni tavrınız söylemiyorsunuz? var. Şarkıcı gibi hissetmiyorum kendimi. Bana iyi seslerin eşlik Led Zeppelin, etmesinden memnunum. Zaten bana eşlik edenler de aslında birer enstrüman. C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle