16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

22 OCAK 2012 / SAYI 1348 7 Ejderhanın alevi ADNAN BİNYAZAR Y Benzemezliklerin uyumu enzerlikler değil, benzemezlikler çeker insanı. Doğa, benzemezlikler uyumudur. Sanat ise, zıtlıklara uyum kazandırma edimidir. İlk resimler, hep tek renk; yontular taş kütlesi. Zıt renklerden ara renklere geçiş belki bin yılları aldı. İlk sözcükler hırıltı, şarkılar ırlamaydı. Seste ton, tını, ezgi zamanla oluştu. Sanatta ilginçlikler, özgünlükler, akımdan akıma atlama da bir sürecin ürünü. Güzellik bir görüntüsel uyum ise, ayrıntıda benzemezlikler egemendir. Denizsiz, dağsız, yaylasız, ovasız bir dünya düşünülebilir mi? Çölde bile kum tepeleri, vahalar, çalı öbekleri var. İnsanın ruh hali nasıl andan ana değişiyorsa, bugünün çölü de yarının çölü olmuyor; gece fırtınaları akşamın çölünde ne tepeler oluşturuyor... Gün vurunca hangi dalın çiçeği aynı rengi verir! Benzerliğin en kötü yanı, bir süre sonra tekdüzeleşerek yıldırıcı alışkanlıklara yol açmasıdır. Hep gülen ya da asık yüz var mıdır? Öyle bile görünse, iç gülüşlerini, derin hüzünlerini gizleyen olmamıştır. Tekdüze nezaket sözcüklerinin insanı nesneleştirdiği gibi, sevdalı yüreklerin aşkını da tekdüzelikler öldürür... Bu girişle nereye varmak istiyorum? Bir internet sitesinde rastladım; magazinsel becerileri sıralanarak görünümü yıldızlaştırılan sıradan bir bayanın fotoğrafının altına “Türk Jennifer Lopez” diye yazılmış. Hep böyle yapılıyor; niye kendinin ne olduğu belirtilmiyor da bir ünlünün adı yamanıyor ona? Oysa “kendi olmak” bir insanın en yüce erdemidir. Tarkan’ın ünlendiği günlerdi. Saçını, giyimini ona benzetip, onun hareketlerine öykünen bir gencin yapay davranışlarından tiksindiğimi anımsıyorum. Beğendiği herhangi bir ünlü eşcinsel diye, ona özenenlere ne demeli!.. Gençlik yıllarımda Şişli’de oldukça lüks bir sinemaya gitmiştim. Salona burnu Brigitte B biçimli, saçları atkuyruğu, etekleri diz üstü, yürüyüşü edalı mı edalı bir bayan girince, bir grup “Brigitte! Brigitte!” diye bağırarak ona alkış tutmuştu. Bayan da, yalnızca görünümüyle değil, kıvrak kalçalı yürüyüşüyle, kendini Brigitte Bardot yerine koyanlara yaklaşmış, şapırtısı uzaktan duyulan teşekkür öpücüğü kondurmuştu onların sululuk ıslağı yanaklarına... Benzerlik görecedir, yakıştırmadır. Benzer sanılır, oysa ikizler bile birbirinin tam benzeri değildir. Gerçekte hiçbir insan birbirinin benzeri değildir. Milyonlarca yıl önce benzemezliğinin ayrımında değildi insan. Uygarlaştıkça onun bilincine varmıştır. Benzemezlik fark edilince doğmuştur sanatsal yaratı. Günümüzde, benzemezliğin, insanlaşmanın belirgin niteliği olduğu biliniyor. DNA verileri, bunun bilimsel kanıtıdır. Bilim adamları, gözün irisinin her insanda ayrı, parmak izinin ise ancak 20 milyarda iki insanda aynı olabileceğinden söz ediyorlar. Alanı daraltarak söylersek; örneğin Oğuz Atay’a Türk Dostoyevski’si ya da Nâzım Hikmet’e Türk Mayakovski’si demekten saçma ne olabilir? Bu bir bakıma Divan adlı bir eseri olan Goethe’yi Divan şairleri arasına yerleştirmek gibi bir yanılsamadır. Aydınlanmanın özü, insanlığı kalıp beyinlerden kurtarma düşüncesine dayanır. Doğa bir benzemezlikler bütünü ise, insan neden adına eğitim denen bir süreçten geçirilerek, aldatıcı düşlerle sürü ruhlu kitleler oluşturmanın aracı kılınsın! Bu bağlamda, Arapça öğretimi, ilköğretim çocuklarını birer dinsel nesneye dönüştürmenin ilk adımıdır. Bilim, çağdaş düşünen toplumlarda gelişir. Körpe beyinler tekdüze bilgilerle doldurulduğu sürece kimse bilim tarihinde adımızın anılacağını hayal etmesin! [email protected] ılın ilk ayı her zaman bir tuhaftır. Yıl sonunda alınan büyük kararlar bir türlü uygulamaya konamaz. Rejim, detoks, egzersiz yapma niyetleri havada kalır. Kötü alışkanlıklardan vazgeçmek nedense ertelendikçe ertelenir. Yeni bir yıla girdiğini bir türlü hissedemeyenler için ikinci bir fırsat var. Çin takvimi ay ve güneş takvimlerini birlikte takip ettiği için yeni yıla girişi ilk hilale göre ayarlıyor. Buna göre yılbaşı Ocak veya Şubat ayında olabiliyor. Bu kez Çin takvimini takip eden ülkelerde yeni yıla 23 Ocak’ta girilecek. Yeni Çin yılı heyecanlı bir yıl olacağa benziyor çünkü bu yıl ejderhanın yılı. Ejderha yılı adı gibi güçlü ve su ile ilgili felaketlerin, büyük zorlu bir yıla işaret ediyor. sellerin, tsunamilerin olacağını, Mitolojiye göre ejderha ağzından büyük depremlerin de alevler fışkıran, karşısına geleni beklenmesini söyleyenler var. yakıp kavuran bir yaratık. Zayıf, iyi Yani bu yıl biraz balçığa kalpli bir yanı da var ama saplanmak olası gözüküyor. ejderhanın yumuşak tarafına Bataktan kurtulmak için iyi denk gelmek zor. Bu seferki tarafına bakmak lazım. Pek çok ejderha Çin takviminde aynı Çinli çocuklarını ejderha yılında AYLİN zamanda su elementine denk doğurmaya çalışıyor. Çünkü geldi. Altmış yılda bir olan bu ejderha gücün simgesi. Bu yılda ÖNEY TAN birleşme, sürekli çekişen toprak doğanların çok başarılı olacağına ile suyun karşı karşıya gelmesi inanılıyor. demek. Su toprağı besliyor, ama toprak suyu Kore, Çin takvimine göre bayramları bulandırıyor, denge tutturulamazsa ortalık şekillenen ülkelerden biri. Geçen yılı Kuzey çamur deryasına dönüyor. Hatta bu yüzden, Kore acı içinde tamamladı. Korelinin sofrasından da acı hiç eksik olmuyor. Acılı lahana turşusu kimçi (kimch’i) her yemeğin yanında sofraya geliyor. Her evin kendi tarifi var dense yeri, çünkü hazır almak Koreli bir ev kadınının asla düşünemeyeceği bir şey. Kimçi genellikle çok acı bir lahana turşusu olarak algılanıyor ancak pek çok sebzeden de yapılabiliyor. İçine tuz, şeker, balık sosu ve kuru karides macunu dahil bir sürü malzeme konuluyor. Bir iddiaya göre kimçi, tıpkı alev saçan ejderha gibi o kadar güçlü ki, metabolizmayı zembereği boşalmış saat gibi çalıştırıyor, insanı incecik yapıyor. Yeni yılın diyet kararına bir büyük kavanoz kimçi yaparak başlayabilirsiniz. [email protected] Kırmızı lahanalı kimçi B u tarifin kırmızı lahanadan yapılmasının bir kolaylığı var. Kırmızı lahana asit oranı 4,5 PH olunca parlak pembemor bir renk alıyor. Bu da kimçinin fermantasyonda erişmesi gereken mertebe. Kavanozun renginden açma zamanını anlayabilirsiniz. Bu tarife konan armut, Çin veya Japon armudu olarak da bilinen sert dokulu bir armut. Böyle bir armut bulamazsanız, sert dokulu ve ekşi olan Arap kızı gibi bir elma ya da dışı beyaz ile kısmen uçuk yeşil renkte olan bir turp da koyabilirsiniz. 1 büyük kırmızı lahana, 1 bardak turşuluk tuz (300 g), 6 lt. su, 200 g şeker, 1 veya 2 büyük beyaz turp (yaklaşık ½ kg), 750 g sert sulu armut, 1 iri parça taze zencefil (150 g), 5 baş sarmısak, 125 g (yaklaşık 1 demet) ayıklanmış taze soğan, 2 demet tere, 2 çorba kaşığı acı pul biber, 4 tatlı kaşığı toz kırmızı biber Lahanayı boyuna dörde bölün. Ortadaki sert kısmı kesip atın ve her bir lahana bölümünü tekrar uzunlamasına dört dilime ayırın. Tuzu suda eritin ve lahana dilimlerini tuzlu suda üstüne bir ağırlık koyarak bir gece bekletin. Ertesi gün lahanayı süzün ve iyice kurutun. Lahanayı geniş bir kapta şekerle karıştırın. Turp ve armutu soyun ve iri rendeleyin. Sarmısakları ayıklayın. Taze soğan ve tereyi robotta çekin, biberler ve diğer malzemeleri karıştırarak lahanaya ekleyin. Eğer bulabilirseniz yaklaşık yarım bardak balık sosu veya soya sosu da ekleyebilirsiniz. Büyük bir cam turşu kavanozuna bütün malzemeyi doldurun. Ağzını plastik film ile kapatın. Mutfağın serin bir köşesinde yaklaşık 67 gün fermente olmaya bırakın. Açıldığında önce berbat bir koku salacaktır ama lezzeti yerinde olacaktır. Müzede eğitim eğlencelidir... Projeden beklenenler: 712 yaş grubu çocukların müzelere dikkatlerinin daha çok çekilmesi ve ilgilerinin arttırılması, müzeler konusundaki algılarının olumlu anlamda gelişmesi. / Gelecek nesillerde, ekolojiye zarar vermeden enerjinin üretilmesi ve kullanılması konusunda farkındalığın artması. / “Alternatif Enerji” konulu bilimsel eğitimin çocuklarda ve ailelerinde bir farkındalık yaratması. / Şehrin sosyoekonomik açıdan gelişmekte olan bölgesindeki çocukların, Santralistanbul Enerji Müzesi’ne ulaşma ve buradaki eğitimlerden yararlanma fırsatları olması. üzeler çocuklara yönelik eğlenceli etkinliklerle dolu. Yarıyıl tatilinde, birkaç saatinizi bir müzeye ayırırsanız, siz de Proje, 12 ayda, 712 yaş çocuğunuz da pişman ilköğretim dönemi çocuklarına olmazsınız. Sadece sergileri alternatif enerji kaynakları eğitimi gezmek, müze mağazalarında FİGEN verilmesini içeriyor. 1280 oyalanmak, müze kafelerde öğrencinin yararlanacağı proje, oturmak bile gününüzün iyi ATALAY 31 Ekim 2012 tarihinde sona geçmesine yeter. Çoğu müze, erecek. çocukların ilgisini çekebilmek ve EyüpAlibeyköy bölgesindeki öğrencilere, eğitimi de ihmal etmemek için bir sürü proje alternatif enerji kaynaklarının neler gerçekleştiriyor, eğlenceli atölye çalışmaları olduğu, kullanım alanları, avantajları düzenliyor. Bunlardan biri de, Türkiye Özgür gibi konularda oyunlar, aktiviteler Eğitim Kültür ve Sanat Vakfı’nın, ABTürkiye ve çalışma kâğıtları ile yapılan Kültürlerarası Diyalog/Müzeler Programı interaktif bir eğitimle öğretilecek. başlıklı hibe programı çerçevesinde Ardından çocuklar kendi rüzgâr “Müzelerde Yaşam Becerileri Eğitimi” türbinlerini üretecekler ve buradan kapsamında, Santralistanbul’da başlattığı da elektrik elde edecek. Projede, “Çocuklarla Alternatif Enerji” temalı proje. yenilenebilir ve tükenen enerji kaynaklarını Program, Kültür ve Turizm Bakanlığı, kullanmanın önemi ve sonuçlarını fark Avrupa Birliği Türkiye Delagasyonu ve etmenin, çocuklar için çok değerli yaşam Merkezi Finans ve İhale Birimi himayesinde becerileri kazandıracağı düşünülüyor. gerçekleştiriliyor ve Londra Bilim Müzesi [email protected] tarafından da destekleniyor. M Sanat atölyeleri İstanbul Modern, 23 Ocak3 Şubat 2012 tarihleri arasında 712 yaş grubundaki çocuklar için sanatla dolu, eğlenceli “Yarıyıl Sanat Atölyeleri” düzenliyor. Her gün farklı bir etkinliğin düzenleneceği atölyelere beş günlük ya da günübirlik katılmak mümkün. SSM’de resim atölyeleri S.Ü. Sakıp Sabancı Müzesi, “Bir Ülke DeğişirkenTanzimattan Cumhuriyete Türk Resmi” sergisi kapsamında, Akbank’ın desteğiyle gerçekleştirilen eğitim çalışmaları ile çocuklara ocak ayı boyunca pek çok etkinlik sunuyor. Atölyelerle çocuklar, Türk ressamlarını tanıyor; manzara, natürmort, portre, izlenimcilik, realizm gibi kavramlar konusunda farkındalık geliştiriyor. 15 kişi ile sınırlı olan ücretsiz atölye çalışmalarına kayıtlar muze.sabanciuniv. edu adresinden yapılabiliyor. 400 senede Devri Alem Pera Müzesi, 24 Ocak4 Şubat 2012 tarihleri arasında çocuklara “Yarıyıl Tatili Eğitim Etkinlikleri” düzenliyor. TürkiyeHollanda ilişkilerinin 400. yılı nedeniyle düzenlenen sergi kapsamında, 5 14 yaş grupları için hazırlanılan “400 Senede Devri Alem: Hollanda ve Türkiye arasında Yolculuk” adlı eğitim programında, “Kâğıttan Laleler”, “Nostaljik Kostümler”, “Bir Gemi, Bir Ev” ve “Tuvalimde Sen ve Ben” atölyeleri yer alıyor. Ayrıntılı bilgi ve rezervasyon: (0212) 334 99 00 [email protected] C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle