14 Haziran 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sadece mutlu olmak istiyorum Peki aykırı bir rolde oynamayı istemez misiniz? Çok farklı, beklenmedik bir rol yok mudur hayalinizde? Bir seri katil projesi gelse de oynasam gibi bir isteğim yok. Benim için, gerçeklik hissiyatı verebileceğim, renkleri olan her rol, güzel roldür. Özel beklentilerim yok. Sinemada farklı karakterler geliyor, evet. Ama zaten sinema ile televizyon gerçekliği birbirine çok yakın değil bizde. Oyunculukta sizi en çok çeken nedir? Gerçekten meslekte istediklerinizi yapabiliyor musunuz? Televizyonda oynadığım karakterler benim için gerçekten değerli. Ayrıca her zaman tiyatro şansım var. Dot’ta oynuyor olmak bir oyuncu için gerçek bir hazine sandığı ve içi çok renkli. O yüzden hareket alanım çok geniş. Oyunculukta beni heyecanlandıran işleri yapmak istiyorum. Onun dışında hiçbir derdim de yok. AYTOLUN Bizim Yenge’deki rolünüz Beğeneceğiniz bir proje tıpkı Canım Ailem’deki gibi karşınıza çıkmazsa geri bizden. Kendi içinde farklılıkları da var. çekilmek sizi korkutur mu? Nasıl bir geçiş oldu? Meliha’dan sonra bir buçuk yıl Enteresanlığını ilk karşılaşmada televizyona iş yapmadım. Göz önünde gösteren bir kadındı Meliha. Bu, bir oyuncu olmazsam unutulurum diye de için inanılmaz bir konfor alanı. Zorlukları da düşünmedim. Güzel işler yapmak, doğru vardı elbette, yaşı benden büyüktü, farklı insanlarla çalışmak için altı yıl da beklerim bir tonu vardı. Ancak Filiz ondan çok farklı. on yıl da. Mesela, Şener Şen’i özlemeyi çok Filiz’de de beni heyecanlandıran, bir severim. Doğru bulmadığı, inanmadığı işi kadının an be an değişimini göstermesi. yapmaz. Biz de bekleriz, “bir film çekse de Zaten benim için önemli olan gerçeklik izlesek” diye. Bu anlamda tek idolümdür, hissi. Ben, hayata benzeyen projelerin aslında her türlü bayılıyorum ona. Üretmek sadece çalışmak değildir, orası içinde olmak, hayattakilere benzeyen kesin. Peki proje olmadığında nasıl kadınları oynamak istiyorum. Sinema ve geçirirsiniz zamanınızı? tiyatro farklı tabii. Şebnem Bozoklu, Canım Ailem dizisinde Meliha karakteriyle karşımıza çıktığında çok şaşırmıştık. Yaşı kendisinden büyük, şivesi olan bir rolü çok başarılı bir şekilde izleyiciyle buluşturdu. Eleştireni az, beğeneni çok oldu. Şimdilerde de Bizim Yenge dizisinin Filiz’i olarak karşımıza çıkıyor. Yine bizden, evlerimizden bir karakteri canlandırıyor. Zaten Bozoklu, oyunculuk hayatında tam da bu rollerin peşinden gittiğini söylüyor. Onunla röportaj yapmak keyifli. Çünkü sözlerinde samimi, ne düşünüyorsa onu dile getiriyor. Hatta “Oyunculuk yapmazsam yaşayamam” diyenlere inat, “Asıl önemli olan hayattır. Ben bu hayatta mutlu olmak istiyorum sadece, o kadar!” diyor. Biz de söze önce diziyle başlıyor, oradan kendi ZUHAL hayatına uzanıyoruz. Oyunculuk yapmadığım zamanlarda daha oyuncu hissediyorum kendimi. Benim için zaten hiçbir zaman öncelik iş değil, önce hayat derim. Çünkü ben sokaktan ve insanlardan besleniyorum. Başka da bir damarım yok. Uzun çalışma saatleri, haftanın neredeyse her günü set. Hal böyle olunca kaçırdığınız şeyler de oluyor mu? Bu sadece benim için değil, uzun çalışan herkes için geçerli. Ama yine de ben işin aydınlık tarafındayım. Sevdiğim işi yaparak kaçırıyorum hayatı. Kendinize dışarıdan baktığınızda nasıl bir Şebnem görüyorsunuz? Hayatım kendimden dışarı çıkıp, kendime bakmakla geçiyor. nanılmaz bir otokontrol mekanizmam var. Adım atarken insanlarla iletişim kurarken çok dikkat ediyorum. Çünkü en büyük korkum kötü bir insan olmak. Daha önceki röportajımızda “yapmak istediğiniz en fantastik şey nedir” diye sormuştum, “iyi bir insan olmak” demiştiniz. Yıl 2011 ve dünya başka bir yere gidiyor. nanılmaz yalnızlaştı herkes. nsanların köşelerine çekildiği, hızla yalnızlaşan bu dünyada iyi bir insan olabilmek ve kalabalıklaşabilmek istiyorum. Hayatımı da mutlu olmak üzerine kuruyorum. Mutlu ve huzurlu bir insan olursan, kendine de çevrene de faydan dokunur. Bu anlamda kendini kurtarabilenlerdenim ben. G [email protected] Şebnem Bozoklu, bir buçuk yıl ara verdiği televizyona yine hayatın içinden bir karakterle dönüş yaptı. Bu kez Bizim Yenge’nin Filiz’i olarak evlere konuk oluyor. Göz önünde olmazsam unutulurum gibi bir derdi yok. O sadece gerçek hayata benzeyen projelerin içinde olmak istiyor. Bu konudaki idolü ise Şener Şen. ZÜLAL KALKANDELEN Liderinizi tanıyın BD Başkanı Barack Obama, 11 Eylül saldırılarının 10. yıldönümü dolayısıyla Le Figaro gazetesine demeç vermiş. Dünya medyasına da yansıyan sözleri, inandırıcılıktan çok uzak ve çelişkilerle dolu. Demecinde, El Kaide’yi bozguna uğratmakta olduklarını belirtmiş ABD Başkanı. Artık Amerikalıların El Kaide ile olan savaşı fiilin sonuna gelen mekte ekiyle ifade etmelerine alıştık. Bush da aynı ifadeyi kullanırdı, Obama da onun yolundan gidiyor. Afganistan’da uzunca bir süredir devam eden savaş, tam Obama’nın Vietnamı olarak anılmaya başlanmıştı ki, Amerikalılar Usama bin Ladin’i öldürdü. Bu olmasa, Obama’nın El Kaide’yi bozguna uğratmakta olduklarını savunması olanaksızdı. Çünkü Afganistan’da batağa saplanan Amerika’nın durumunu yakından izleyen herkes bilir ki, Ladin’in ölmesi El Kaide’nin yenilmekte olduğunu göstermiyor. Nitekim muhafazakâr görüşleriyle tanınan Washington merkezli The Foundation for Defence of Democracies (Demokrasileri Savunma Vakfı) adlı kuruluşun üyesi, radikal terorizm üzerine çalışan Daveed GartensteinRoss da, bu olayı bir süre önce “Bu, örgüte karşı önemli bir hamle ancak El Kaide’yi öldürmeyecek” şeklinde yorumladı. Bunun nedeni, Ladin’in ölümünün El Kaide için yalnızca sembolik bir kayıp olması. Örgüt, onun yerine propaganda lideri olarak kullanılabileceği çok sayıda isme sahip. Bunlardan biri de Ladin’in sağ kolu Eymen El Zevahiri’ydi ve haziran ayında onun yerini aldı. *** Obama’nın Le Figaro demecinde dikkati çeken en çelişkili sözleri ise, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ile ilgili. Şöyle demiş Başkan: “Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki halklar, demokrasiye giden en güvenli yolun şiddete ve teröre başvurmamak olduğunu gösterdi. Gelecek yıkmak değil, inşa etmek isteyenlere aittir.” A www.zulalkalkandelen.com [email protected] C M Y B C MY B Bu sözleri ancak dünya siyasetini izlemeyen ve Amerikan dış politikasını hiç tanımayan birisi N okursa, “Ne güzel konuşmuş! Gelecek elbette yıkmakla değil inşa etmekle kurulur” der. Ama bugün dünyada ne olup bittiğinin biraz farkındaysanız, bu sözlere ya kahkahayla D gülerek ya da öfkeyle “Dalga geçiyor herhalde!” diye karşılık verirsiniz. Çünkü Amerika’nın Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki petrole ve enerji kaynaklarına el koymak için başlattığı savaşın tam bir yıkım olduğunu bilirsiniz. Çünkü Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da on yıllardır diktatörlere boyun eğen halkın başına bu kez de emperyalizm zincirinin geçirildiğini anlarsınız. Çünkü terör ve şiddetten yılmış bir halkın üzerine “demokrasi ihraç etme” bahanesiyle bombaların atıldığını, bu operasyonlar sırasında sivillerin de öldürüldüğünü görürsünüz. Çünkü Batı emperyalizminin inşa edip kâr sağlamak için önce var olanı yerle bir ettiğini, kendi sermayesini uzak topraklara sokabilmek için her yeri yakıp yıktığını bilirsiniz. Olan biten sanki bir tiyatro oyunudur. Ruhunu şeytana satmış çıkarcı tüccar, iyilik meleği kostümünü giymiş rolünü oynamaktadır. Zaten D sözlerinin bir yerinde, “Dünyadaki liderlik rolünü oynamaya devam edeceğiz” demiş Obama... Bugünkü duruma bakıp, Amerika’nın “Dünya liderliği” tanımından ne anladığını çıkarsayabiliriz: Önce var olanı yıkmak, sonra yıkılanı inşa edip Amerikan şirketlerine rant sağlamak; diktatörlere karşı görünüp, çıkarı için kendisi ile işbirliği yapan Suudi diktatörlerle kol kola gezmek; kendi yarattığı ve yıllarca desteklediği teröristi sonradan düşman ilan etmek; silah endüstrisini beslemek için yeni savaşlar yaratmak. 21. yüzyılda dünya liderliği böyle tanımlanıyor. Bir dünyalı olarak liderinizi tanıyın. G
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle