Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 KASIM 2011 / SAYI 1337 7 Alman usulü kıymalı patate s Alman Gönül açları iki yandan örgülü, kocaman kurdeleli küçük kız öğretmenin sorusuna büyük bir iştahla cevap verir: “En sevdiğim yemek, sosisli mercimek!” Akşam evde gururla abisine anlatır. “Öğretmen bugün en sevdiğimiz yemeği sordu. Ben de sosisli mercimek dedim.” Sözcükler dudaklarından döküldüğü anda yediği azar küçük kızı perişan eder. “Bize zaten gâvur diyorlar, sosis yediğimizi öğrenirlerse mahvolduk, hepten adımız çıkacak, mercimek fakir yemeği, şimdi beş paraları yokmuş diyecekler, bir züğürtlük eksikti, rezil ettin bizi!” O gece küçük kızı uyku tutmaz. Ertesi gün dersin en alakasız yerinde aniden parmak kaldırır: “Ben sosisli mercimekten nefret ederim, en çok bonfile ve patates kızartması severim.” kardeş daha eklenecektir; Sevgi, Doğrusu bonfileyi ancak özel Duygu, İzzet ve Mine. Zor günlerde görürler, ama annesi sığıştıkları VolkswagenVan ile tam bir patates üstadıdır. Elmadağ’a kayağa çıkan, Patates salatası şiir gibidir. Püre, Abant’ta kamp yapan, kızartma, fırında, hatta Gölbaşı’nda hafta sonunu neredeyse haşlanmış patates geçiren aile pek de tipik bir Türk bile onun elinde bambaşka olur. ailesi sayılmaz. Kalabalık aileye Çünkü 1940 yılında Ankara para kıt kanaat yeter ama yaşam Kızılay’da bir ilkokulda yaşanan AYLİN tarzları zengindir. Evde piyano bu olayın kahramanı küçük kızın ÖNEY TAN çalınır, plak dinlenir, babanın annesi Alman’dır. Alman fotoğraf makineleri ile 1940’larda Ankara’da tatiller, özel günler görüntülenir. yabancılardan oluşan Mutfakta o zaman için alışılmadık aletler azımsanamayacak bir grup yaşamaktadır. vardır; patates kızartması için patates Yeni kurulan konservatuvar, üniversiteler, keseceği, patates püresi için pres, çevirmeli hastaneler ve devlete danışmanlık için gelen kollu yumurta çırpacağı, Gugelhupf kalıbı, pek çok yabancı öğretim üyesi, uzman, kalp ve yıldız şeklinde çörek kalıpları, şarap araştırmacı, doktor, sanatçı vardır. İkinci açacağı. Alman mutfağı için elzem patates, Dünya Savaşı ortamında Nazi ideolojisine lahana, pırasa, soğan gibi malzemelerin karşı olan veya Yahudi kökenli Alman, Ankara’da pek sıkıntısı çekilmez. Bütçe el Avusturyalı, Macar pek çok profesör de verdikçe Sakarya Caddesi’ndeki domuz yaşamak için Ankara’yı seçecektir. kasabından sosis, salam alınır, sofra biraz Almanya’da mimarlık ve şehircilik okumuş daha Almanlaşır. İşte bu yüzden sosisli dedem ve aşkı uğruna konservatuvardaki mercimek hem anlamlı, hem hesaplı, piyano ve modern dans eğitimini kesen kalabalık sofrayı bir anda “Alman Şöleni”ne Alman karısı, çocukları Kaya ve Gönül ile yeni çeviren özel bir yemektir. Ankaralılar arasındadır. Türkiye’de aileye dört S Kıymalı patate s tarifi vermek haddim değil ama bir ön erim var. Kıym alı patatesi bildiğ iniz gibi yapın. Kıymasını kavu rurken içine iri bir tutam keraviye katın. Almanca sı kümmel olan, Frenk kimyonu veya kara kimyo n diye satılan, es ki Türkçe adıyla keraviye, şekli kimyona benzeyen, tadı oldukça farklı bir baharat. Patate s, lahana, pırasa ve soğana müthiş yakışıyor, içine katıldığı her şe yi Almanlaştırıyo r. Aylin Öney Tan’ın anneannesi Aliye Yenen (Annelisa Rupp), teyzesi Sevgi Soysal ve annesi Gönül Öney. Mutfakta geleneklerin uzantısı nesiller boyu hissediliyor. Mercimek vakasından sonra adı Alman Gönül kalan annem hep güzel Türk yemekleri yaptı, ama bazı yemekler bizim mutfağa uzak kaldı. Yeni fark ediyorum ki bir kez bile elinden kıymalı patates yememişim. Dahası kendim de hiç yapmamışım. Geçenlerde Alman usulü patates “Bratkartoffel” yemekten usanan kocam şikâyet dolu, “Sen hiç kıymalı patates bilmez misin” deyince bu gerçek ortaya çıktı. Bana göre kıymalı patates okul yemekhanesi kokan, mıy mıy çocukların çatalla eze eze yediği bir yemekti. Onca şahane patates yemeği dururken yapılacak yemek değildi. Çaresiz denedim. Her yaptığımda dayanamadım içine bir şeyler kattım. Kekik, kimyon derken hiçbiri Türk usulü olamadı, patates söz konusu olunca elimin tadı Alman kaldı. Bu yazıyı yazarken Alman Gönül itiraf etti. Geçenlerde 78 yaşında ilk kez kıymalı patates pişirmiş. “Fena da olmuyor, baban bayıldı” dedi. İlahi anne, tabii bayılır, o Alman değil ki! G aylinoneytan@yahoo.com SELÇUK EREZ Müdürümün direktifleriyle... Sayın Başkanımın da dediği gibi... Sayın Başbakanım da büyük bir isabetle.. en az üç çocuk... Müdürlerden, kulüp başkanlarından belediye başkanlarına, hatta başbakanlara kadar hepsini “im” ekiyle, aşırı benimseyerek ve “Şu söylediğimi o zaten onaylamıştı, benimsemişti, daha güzel belirtmişti...” anlamına gelecek cümlecikler ekinde konuşanlar ne kadar çok! Lafa böyle başlayanlara göre müdürlerin, başkanların, başbakanların ağızlarından hep bal akar, her şeyin iyisini onlar bilir, en doğru kararları onlar verir, üzüntülerimizi ve sevinçlerimizi en güzel onlar dile getirir. Böyle düşünmek, bunlara inanmak ve böyle konuşmak neyi yansıtır? Geçmişten örneklerle cevaplayalım: G Adolf Eichman kimdi? Hitler Almanyası’nda 2 milyon Yahudinin ölüm kamplarına sevk edilmesini örgütleyen adamdı. Bunu neden yapmıştı? Yahudilerden nefret ettiğinden mi? Hayır, örgütlemedeki başarısıyla Nazi büyüklerine, Himmler’e, Hitler’e yaranmak için çalışmıştı. Eksiği, insanlık suçları işlemesine yol açan neydi? Kendine emredilenin doğru bir şey olup olmadığını düşünmemek, sorgulamamaktı. G Hugh C.Thompson Jr. kimdi? ABD ordusunda görevli bir gedikli subaydı. 1968’de, Vietnam Savaşı sırasında kullandığı helikopterle uçarken silahsız Vietnamlıların yurttaşları tarafından öldürüldüğünü görüp helikopterini katliamın sürdüğü yere indiren ve kendisine karşı çıkan üst rütbelinin itirazlarına aldırmayarak sağ kalabilmiş Vietnamlı köylülerin oradan ayrılmalarını sağlayan kimseydi. Başta suçlandığı halde, sonra, Vietnam’da ülkesinin işlediği insanlık suçlarına karşı insanlığa çok yakışır örnekler sergilediği için madalyalarla donatılmıştı. Neden? Kendisine emredilenlerin doğru bir şey olup olmadığını sorgulayabilen biriydi de ondan... Diktatörleri, diktatör yapan, üstlerinin, müdürlerinin, başkanlarının, başbakanlarının “direktif”lerinin doğru olup olmadığını, hakla, hukukla, vicdanla bağdaşıp bağdaşmadığını irdelemeden yaltaklananlardır! Demokrasi geldiğinde kimi sıyırtır ama kiminden de hesap sorulur... G selcukerez@gmail.com Çocuklar ‘kurban’dan zarar görmesin B Espirisentır Misafir şair Çoğaldıkça Neler arıyorduk, Neler bulduk, Ekmek çoğaldıkça Büyüdü açlığımız, Vuruştuk bir güzel, Savaştık bir güzel, Yarı kaldı şarkılarımız. ugün Kurban Bayramı’nın ilk günü. Psikolog Doç. Dr. Serdar M. Artık sokaklarda kanlı görüntüler yok Değirmencioğlu, psikolog Can Gezgör ve ama gene de çocuklar kurban psikolog Okan Karka, hazırladıkları “Kurban kesimine götürülüyor, evde besleyip, ve Çocuk” adlı araştırmanın sonuçlarından bağlandıkları hayvanların yola çıkarak annebabaları bu kesimini izlemeye, etini yemeğe konuda uyarıyor. zorlanabiliyorlar. Çocuklar, ruh sağlıklarının zedelenmemesi için Annebabalar ne yapmalı? hiçbir şekilde kurban kesimini Çocuklar hiçbir şekilde izlememeli, istemiyorlarsa kurban kesimini izlememeli ve kurban eti yemeye izlemeye zorlanmamalı. zorlanmamalı. Dini bir kavram olarak Özellikle 6 yaş öncesi “kurban” özellikle 11 yaştan FİGEN çocukların, ölüme, can sonra daha iyi anlaşılabilir. Bu çekişmeye ve kana tanık nedenle çocuklar 12 yaşına dek ATALAY olmamaları gerekiyor. Bu kurban kesimini görmemeli. yaşlarda, “kurban kesilmesi”nin Hiçbir birey, 12 yaşında veya ne demek olduğunu da kavrayamayan daha büyük olsa dahi, istemiyorsa kurban çocuklar, zorla kurban eti yedirilmesi kesimini izlemeye zorlanmamalı. durumunda etten, hatta yemek yemekten Çocukların bir süredir baktıkları ve tiksinebiliyor. duygusal bağ kurdukları hayvanların Trabzon’a 20 bin kitap Çocuk Vakfı, Trabzon’un Of, Sürmene ve Çaykara ilçelerine 20 bin kitap ve dergi gönderdi. Çocuk Vakfı, Trabzon Fikir Kulübü ve MNG Kargo işbirliğinde gönderilen kitaplar, ilköğretim ve orta öğretim okullarının kütüphanelerine ve öğrencilere ulaştırılacak. Çocuk Vakfı Başkanı Mustafa Ruhi Şirin, ekitap ve akıllı tahta yanında, çocukların yazılı kültürle ve kitapla etkileşimi için eğitim sisteminin kökten gözden geçirilmesine öncelik verilmesi gerektiğini belirterek, “Ders kitabı dışında kitap okuyamadan ilköğretimi bitiren çocuklarımıza karşı kendimizi sorumlu hissediyoruz. Çocuk Vakfı, Türkiye’nin köy okulları öncelikli olmak üzere 20 yılda 380 bin ücretsiz kitap gönderdi. Gönderdiğimiz 20 bin kitapla kitap sayısı 400 bine ulaşacak” dedi. G Müzebüs yollarda Rahmi M. Koç Müzesi’nin, müzeye gelemeyen çocuklara ulaşmak için başlattığı gezici müze uygulaması 20112012 öğretim yılındaki yolculuğuna başladı. 7 yıl boyunca Türkiye ve KKTC’de, 80 ilde. 1180 okulda, 200 bin 857 öğrenciye ulaşan Müzebüs’ün bu yılki hedefi, 127 okulda, 30 bin öğrenciye ulaşabilmek ve onlara 600 saat eğitim verebilmek Yılda 2830 il dolaşan Müzebüs, her ilde milli eğitim müdürlükleri aracılığıyla seçilmiş okullarda uzun süre kalabiliyor. Müzebüs’te iki eğitmenin yanı sıra 60 obje hakkında bilgi ve belge de bulunuyor. Çocuklar objeleri yakından görebildikleri gibi onlara dokunabiliyor. G Sahibinin Sesi Siyasi partilere bayılıyorum. İnsanların siyasetten konuşmadığı tek yer orası kaldı. Misafir çizer: Erdoğan Başol figenatalay@ yahoo.com C M Y B C MY B kesilmesi, tüm çocuklar için rahatsız edicidir ve özellikle küçük çocuklar için çok ağır etkiler yapabilir. Bu nedenle kurbanlık hayvan evde beslenmemeli veya çocuğun kurbanlık hayvanla uzun süreli teması olmamalı. Çocukların yanında kurban kesiminin konuşulması ve ayrıntılı olarak anlatılmasından kaçınılmalı. Eğer bir kurbanlık hayvan evde beslenirse, hayvanın kesileceği çocuğa dürüstçe anlatılmalı. Çocuklar ve hiç kimse, istemiyorlarsa kurban eti yemeye zorlanmamalı. Çocukların ölümle ilgili ya da ölümün ardından yaşadıklarına ilişkin soruları bayram sırasında artabilir. Bu sorulara, yaşa uygun olarak, açık ve net cevap verilmeli. Çocukların duygularını anlatmalarına izin verilmelidir. “Erkekler ağlamaz” gibi ifadeler kullanılmamalı ve çocukların anlattıkları dikkatle dinlenmeli. Çocuğun üzüntüsüne ve yasına anne baba ve diğer aile üyeleri ilgi göstermeli ve değer vermeli. Üzüntüsünü paylaşırken “Boş ver!”, “Seneye yenisini alırız” gibi geçiştirici cümleler sarf edilmemeli. Televizyon kanalları kurban kesimlerine ilişkin görüntüleri, kan ya da parçalanmış hayvan görüntülerini vermekten kaçınmalıdır. Anne ve babalar çocuklarını bu görüntülerden uzak tutmalıdır. G Seyfettin Başcıllar Fırsat..Fırsat.. Fark Öğrenci ile öğretmen arasındaki en büyük fark nedir? Öğrenci bilmediğini sorar, öğretmen bildiğini sorar. G Bilgi kirliliğinden bıktım, hayatımı yazsam dezenformasyon olur! İbrahim Ormancı G Başa geldi, baş oldu. Başı yoktu. Sil yeni baştan! Yılmaz Sunucu Kemal Ateş Peşin fiyatına 10 taksit, ağıt yakılır. Tecrübeli timsah Yağmur yağdığında en çok gözlerimden ıslanırım... Mehmet Tuncer Petşop Lav Sitori