Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
R PAZAR 10 2/8/07 16:14 Page 1 PAZAR EKİ 10 CMYK 10 ALIŞVERİŞ Casio’dan çeşit çeşit Geniş ürün çeşitliliği ile her zevke hitap etmeyi amaçlayan Casio saat koleksiyonunda 4500’e yakın model bulunuyor. Casio’nun Outgear koleksiyonunda yer alan “Marine Gear” modelleri sahip olduğu özellikleri ile şıklığa ve işlevselliğe cevap veriyor. Koleksiyonda yer alan Casio saatlere Tepe Natilus’da açılan Casio Point ve Casio bayilerinden ulaşılabilir. 5 AĞUSTOS 2007 / SAYI 1115 Makarnaya hak ettiği ilgiyi gösterin Yıllarca yapılması en kolay yemek olarak en çok haksızlığa uğrayan yemek oldu “makarna”. Makarnayı nasıl pişirdiğinizden önce ne ile pişirdiğiniz önemli. CEM BIALETTI’nin özel tasarım “Makarna Tenceresi” pişerken suyun taşmasını önleyen özel dizayn kapağa, Teflon Classic iç kaplamaya sahip, ergonomik kulpları sayesinde ise kapağı sabitlenerek suyun kolayca süzülmesi sağlanıyor. Bu yanıyla sudan ve makarnanızdan tasarruf etmeniz de hesaplanan “Gerçek” makarna keyfi için Cem Bialetti Makarna Tenceresi… Geçecek sabret Aylin Kotil eçenlerde çok sevdiğim bir arkadaşımla buluşmaya gittim. Bir çay bahçesinde oturup sohbet edecektik biraz. “Nasılsın?” dedim, “İyiyim desem ne fark edecek, kötüyüm desem ne fark edecek. Yaşananlar tarif edilmiyor ki...” dedi gözlerini kaçırarak. Bunu ben de deneyimlemiştim birkaç kez. Gerçekte karşınızdaki, iyiyim ya da kötüyüm cevabınızın ne kadarını anlar ki? Hem kötü halimizin ne kadarını günlük hayata, işimize, dostlarımıza yansıtma lüksümüz vardır? Etrafını iş sarmış, koşuşturma, hırs sarmış ya da sadece günü kurtarma telaşına düşmüş insanların, dostlarımızın ne kadar zamanı olabilir bizleri anlamak için? Herkes kendi yağıyla kavrulma çabası içerisinde, günleri peş peşe kovalarken hal ve gidişlerimiz kimi, neyi, ne kadar etkileyebilir? Beni, ben gibi algılayanlar çıkabilir mi acaba? Hele de başkasının mutsuzluğundan mutluluk duyanlar varken. Arkadaşım bana o cevabı verince hak vermemezlik edemedim. Problemli bir dönemiydi ve ben kendini iyi hissetmediğini biliyordum. Ancak neler yaşadığını bilsem bile o anki gerçek hislerini ne kadar hissedebilirdim? Acılar yalnız yaşanır, derken hep kendimi düşünmüşüm meğer. Oysa bu kez, acısı olan bir arkadaşımı gerçekte ne kadar hissedebildiğimi oturup düşündüm. Ne kadar merhem olabilirdim? Hiç… Sadece anlattığı kadarını dinleyebilir ve anlamaya çalışabilirdim. Ayrıldıktan sonra o biraz rahatlamış olurdu, ancak çok geçmeden sorunlarının içine dalardı tekrar. Ben ise üzülür, ama kendi hayatıma döner ve üzüntümün hafiflediğini görürdüm. Ve tek bir gerçekle tekrar karşı karşıya kalırdık: Aslında hayatta yalnızız… Bundan daha büyük gerçek ise bu hayatın bir gün son bulacağı… Hal böyle olunca sıkıntı etme demek onun yaşadıklarını hafifletir miydi? Bilemiyorum… Bilmediğim için de diyemedim zaten. Geçecek dedim, omzuna dokunarak. Geçmeyecek gibi gelse de şu an sana, geçecek. Sabret… aylin@kotilsarigul.com Serinlemenin en lezzetli yolu “Verano” Dünyanın en değerli üzümlerinden Cabernet Sauvignon ve Anadolu’nun en lezzetli üzümlerinden Öküzgözü, bu yazın en gözde rose şarabı Verano’da bir araya geldi. Şarapseverler, gerek romantik yaz akşamlarında gerekse yaz eğlencelerinde serinliğin keyif veren lezzeti “Verano”dan vazgeçemeyecek. G Miss Claire’den mucize çamaşır... Miss Claire, yeni sezonda ürettiği “V Derin Dekolte Sutyen” ile çığır açarak! Bu çok amaçlı kullanılabilen dekolte sutyen özellikle gece kıyafetlerinde kadınların vazgeçilmezi olacak. Ayrıca çok fonksiyonlu akıllı askıları sayesinde de düşünebileceğiniz her kıyafetin altında kullanılabilecek. Miss Claire derin dekolte sutyenin diğer bir önemli özelliği ise göğüsleri 1.5 beden büyük göstermesi! Ayrıntılı bilgi için, www.missclaire.com Banu Bora Türkiye’de... Dünyanın, trendleri takip ettiği moda sitesi WGSN tarafından, kumaş ve stil trend raporlarında referans gösterilen Banu Bora Sonbahar/Kış 0708 koleksiyonu, Milano ve Paris’teki özel showroomlarda sergilendi. İtalya, ABD, Hong Kong ve Güney Afrika’daki özel butiklerde satışa sunulan koleksiyon, Eylül’den itibaren Türkiye’de de Beymen’de alıcısıyla buluşacak. Banu Bora tasarım yaparken İstanbul’dan ilham alıyor, tasarımlarına İstanbul’daki güzelliğin, kaosun birlikteliğini yansıtarak, şehirli ve bohem kadınlara hitap ediyor. Kavaklıdere’den Lal Kavaklıdere, Lal ile size nar çiçeği renginde, çilek tadında bir yaz yaşatıyor. Denizli’nin Çalkarası üzümünün tüm özelliklerini taşıyan Lal, çilek, dut ve baharatın zarif kokularını da yansıtıyor, üstelik bu özelliğiyle baharatlı pizzalar ve makarnalarla da çok iyi uyum sağlıyor. Güneş sonrası bakım M. Asam Naturel Body Oil, içeriğindeki; üzüm çekirdeği yağı, zeytin, badem, soya ve Jojoba yağı ile güneş etkisi ile kuruyan ve yıpranan cilde kaybettiği nemi geri kazandırıp, cildin kadife gibi yumuşak olmasını sağlar. Satış fiyatı 67.00 YTL olan ürün ayrıca doktorlarca hamilelikte oluşacak göbek çatlaklarının minimuma indirilebilmesi için de öneriliyor. M. Asam Naturel Face Oil ise koruma maddesi içermiyor, bu yüz yağı, güneşlendikten sonra yüze uygulanıyor, fiyatı ise 51.00 YTL. Atalar avantajları... Minimalizm ve şıklık Ligne Roset Tazia’da buluşuyor Fransız markası Ligne Roset, yaşanılan mekânlara vazgeçilmez bir zarafet katıyor. Arap Yarımadası’nda yaygın olan alçak oturma ve yemek yeme kültürünün esintileri Tazia’nın tasarım felsefesinin temellerini oluşturuyor. Bu felsefe aynı zamanda ülkemizde Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde halen geçerli olan bir mobilya alışkanlığını da yansıtıyor. Tazia’nın puf, koltuk ve alçak masadan oluşan serisi, tasarımda farklılığı tercih edenlerden büyük ilgi görüyor. “2007 ilkbaharyaz koleksiyonu” ile sezona iddialı bir giriş yapan Atalar, yüzde 50’lere varan fiyat avantajları içeren özel bir kampanya başlattı. Marka bu kampanyayla birlikte, çok daha fazla sayıda Türk kadınıyla tanışmayı hedefliyor. LC Waikiki’de indirim Kadın, erkek, genç ve çocuk koleksiyonları ile modanın vazgeçilmez adresi LC Waikiki’de şimdi tüm ürünler yüzde 50’ye varan indirimlerle satılıyor. SOFRA Aylin Öney Tan Yeni tayyare makinistlerimiz Tayyare Cemiyeti’nin teşebbüsüyle geçen sene Yeşilköy’de açılan Tayyare Makinist Mektebi’nin evvelki gün imtihanları büyük bir muvaffakiyetle icra edilmiş ve 78 efendi mektepten diploma almıştır. Mektep hakkında büyük bir ihtimam gösteren Tayyare Cemiyeti, talebenin muvaffakiyet derecesini anlamak için Fransa’nın yegâne tayyare makinisti mektebi olan Henriot müessesesinin müdürünü mümeyyiz sıfatıyla imtihanlara çağırmıştır. Henriot müessesesinin müdürü, mektep talebesinde büyük bir muvaffakiyet görmüş ve Tayyare Makinist Mektebi’mizin müdürü Salim beyi tebrik eylemiştir. Tayyare Makinist Mektebi’miz talebesinin muvaffakiyetinin derecesini ölçmek için, ne yapmaya muktedir olduklarını zikretmek kâfidir. Hiç şüphesiz dünya bilir ki, Tayyare Makinist Mektebi’nin mezun talebeleri, ellerinde vesait olduğu takdirde bir tayyare yapabilmek iktidarına sahiptirler. Bir senelik tahsil esnasında talebe tam birer motor mütehassısı olarak yetişmiştir. Bir Fransız tedris heyeti tarafından yetiştirilen talebe mektepte mevcut atölyelerde de staj görmüşlerdir. İmtihanlarda hazır bulunan Tayyare Cemiyeti reis vekili Bitlis mebusu Muhiddin Nami bey, makinist mektebinden maksadın istidadlı (yetenekli) Türk gençlerini mütehassıs olarak yetiştirmek olduğunu, talebenin tam bir ecnebi talebe gibi yetişmesi için Fransızların yegâne tayyare müessesesi olan Henriot müessesesi ile konturato akdedildiğini ve mektepte aynıyla Henriot müessesesinin programının tatbik edildiğini söylemiştir. İmtihanlarda mümeyyiz sıfatıyla bulunan mösyö Henriot da; “Ben Türk gençlerinin bu kadar kabiliyetli olduklarını hatırımdan bile geçirmiyordum. Bir senede alınan netice hakikaten hayrete şâyandır. İmtihanda bulunduğumdan dolayı gördüm ki, Türk Tayyare Mektebi’nin bazı talebesi, Fransa Tayyare Mektebi talebesinden çok daha fazla muvaffak olmuştur” demiş ve bundan fazla bir şey söylemenin zaid (gereksiz) olduğunu ilave eylemiştir. 1 Temmuz 1927 Cuma Karasevda Şam şerbeti Bu tarif aslında Şam şehrinden değil. Ancak geçtiğimiz aylarda yaptığım bir Şam gezisinden sonra dut şerbeti bana sadece Şam’ı hatırlatıyor. Kente ayak bastığımız andan itibaren kendimizi Şam lezzetlerini tatmaya kaptırdığımız gezide adım başı şerbet veya meyve suyu molası veriyorduk. Sokak şerbetçilerinin peşinde rotamızı bile değiştirdiğimiz oldu. Fellah bardaklarından demirhindi, buz bloklarından tıraşlanan buzlardan süzülen Duti Şami yani Şam dutu şurupları içtik. Bu bol şerbetli gezinin hediyesi 11 yaşındaki kızımın ateşli dizanteri teşhisiyle hastaneye kaldırılması oldu. Moralimizi bozmadık, kızımız, Şam’ın şekerli şerbetiyle şerbetlendi, ileride demirhindi demiri gibi bir mideye sahip olacak, mikrop virüs vız gelecek dedik, avunduk. 1 kg. karadut, 750 gr. şeker, 10 bardak su, 1 çay kaşığı limon tuzu Şeker ve dutu geniş bir tencerede alt üst edin, kapağını kapatıp bir gece bekletin. Ertesi gün suyu ilave ederek ateşe koyun ve kaynama noktasına getirin. Üstünden köpüğünü alarak 15 dakika kadar kaynatın. Limon tuzunu suda çözerek ekleyin ve bir taşım daha kaynatın. Kevgirin içine tülbent döşeyerek derince bir kabın üzerine oturtun. Şerbetli karadutu kevgire boşaltın ve dutların üzerine baskı yapacak şekilde bir tabak ve üzerine bir ağırlık koyun. Böylece dutları bir süre ağırlık altında tutarak dutun suyunun iyice süzülmesini sağlayın. Süzülmüş şerbeti şişelere veya sürahiye alın ve buzdolabında iyice soğutun. Çok soğuk olarak bol kırık buzla servis yapın. “Karadutum, çatal karam, çingenem, / Daha nem olacaktın bir tanem, / Gülen ayvam, ağlayan narımsın, / Kadınım, kısrağım, karımsın.” Ünlü ressamşair şiirini okurken gözyaşlarını tutamamış, hem ağlamış hem de salondakileri ağlatmıştır. Karakaşlı, kara saçlı sevgilisinin kaybının acısını aradan geçen zamanın unutturamadığı aşikârdır. Bedri Rahmi Eyüboğlu atölyesine öğrenci olarak gelen Mari Gerekmezyan ile tutkulu bir aşk yaşamış, ancak evli olan hocayla genç öğrencinin imkânsız aşkı büyük acılar doğurmuştur. Mari, âşık olduğu hocasının büstünü yaparken, Bedri Rahmi esmer güzeli genç kızın yüzünü peçetelere, sigara paketlerine nakşeder durur. Nereye varacağı bilinmez bu ilişki Mari’nin tüberküloza yenik düşmesiyle nihayetlenir, ama şairin karadutuna olan sevdası sönmez, tutkunun ateşi kor gibi için için yanmaya devam eder. olduğu gibi aileler devreye girer, âşıkların birleşmesini engeller. Görüşmeleri yasaklanan gençler elbette duramazlar, deli sevdalarının verdiği delice cesaretle kaçmaya karar verirler. Gizlice dut ağacının altında buluşacaklar, oradan da mutlu ve mesut bir geleceğe doğru koşacaklardır. Önce gelen Tisbe ağacın altında avını mideye indiren aslandan korkarak kaçarken eşarbını düşürür, geç gelen Piramus ağzı kanlı aslanın yanında sevdalısının örtüsünü görünce çılgına döner, bıçağını kalbine saplar. Aşkla yanan kalpten fışkıran kanlarla kar beyazı dutlar ala bulanır. Geri dönen Tisbe’nin tek çaresi hançeri aynı amaçla kullanarak aşklarını tarihe geçirmek olacaktır. Aşkın kanıyla sulanan dut ağacının meyveleri bundan böyle kan ağlayacak, aşkın kör gözüyle kararacak, karadut karasevdanın kara bahtının simgesi olacaktır. İşte her zevke, her meşrebe, her sevdaya uygun karadutlu tarifler. İster yaz hararetini kesmek için yapın, ister sevda yangınını söndürmeye çalışın, biri mutlaka derdinize deva olacaktır. aylinoneytan@yahoo.com KARADUT KARASEVDA GİBİ... Karadut adından mıdır, kan gibi suyundan mıdır, tatlıburuk tadından mıdır sanki hep karasevdaların meyvesi olagelmiş. Efsaneye göre karaduta rengini veren de bir başka karasevda. Birbirlerini delice seven iki genç Piramus ve Tisbe’nin bol kanla biten sevdası. Hikâye bildik bir trajedi. Gençler birbirlerini delice sevmektedir ancak bütün karasevda hikâyelerinde Karadutlu votka Bu tarif aşk acısından kendini içkiye vuranlar için bire bir. Yaz aylarında bol kırık buzla kendi başına bir kokteyl. 1/2 kg. karadut, 1 şişe votka, 12 adet leblebi büyüklüğünde damla sakızı, 1 çorba kaşığı şeker Sakızı şeker ile bir havanda ezin. Bütün malzemeyi cam kavanoza koyun. Birkaç gün serin ve kuytu bir yerde unutun. Bir süre sonra dutun renginin attığını göreceksiniz. Artık votkanızı süzebilir ve bol buzla içebilirsiniz.