02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

R PAZAR 67 2/8/07 16:12 Page 1 PAZAR EKİ 67 CMYK 6 7 PROF. DR. LÜTFÜ BAŞ: 500 UZMAN, 50 BİN HASTA Prof. Dr. Lütfü Baş, Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği Başkanı, aynı zamanda Şişli Etfal Hastanesi Plastik ve Rekonstrüktif Kliniği şefi. Plastik cerrahiyi bir sektör olarak görmeyen, sağlık hizmetleri sektörü içinde tanımlayan Baş, bu iş kolunda bir yılda dönen parayı hesaplamanın zor, hatta imkânsız olduğunu söylüyor. Türkiye’de daha çok güzellik uzmanlarına ve kozmetik ürünlere para yatırıldığını, plastik cerrahlara harcanan paranın çok fazla olmadığını, hatta düşük kaldığını düşünüyor. Baş’a göre Türkiye’de yılda yapılan estetik ameliyat sayısı kabaca 50 bin. 500 Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi uzmanı, bu sayıya yakın da asistan var. Uzmanlık alanında plastik cerrahi giderek büyük ilgi görüyor, bunun nedeni para kazanma isteğinden çok yapılan işin saygınlığının artması. “Bir insanın kopmuş uzvunu yerine dikmek, yanmış bir yüzü değiştirebilmek, trafik kazası sonrası dağılmış yüz kemiklerini toparlamak, doğuştan bazı anomalilerle doğan çocuğu düzelterek topluma kazandırmak gibi bir çok konu bizim öğrencilerimizin çok ilgisini çekiyor” diye ekliyor Baş “Bu yüzden de her yıl Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahiye olan talep artıyor. Uzmanlıktaki giriş puanımız da bu yüzden oldukça yüksek.” Peki, bir plastik cerrahın hatası, diğer alandaki cerrahların hatasından daha mı dikkat çekiyor, bu alanda etik nasıl sağlanıyor? Bu iki soruyu şöyle yanıtlıyor Prof. Baş: “Bir plastik cerrahın başına tatsız bir olay gelince tüm camia etkileniyor, çünkü iş hemen duyuluyor ve yıllarca unutulmuyor. Çoğu kez tıbbi hata da olmuyor, ama insanlar komplikasyonları, yani ameliyatta olabilecek istenmeyen yan etkileri, tıbbi hata olarak görüyorlar veya görmek istiyorlar. Bu da bizi çok yıpratıyor. Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği’nin bir etik kurulu var ve çok iyi çalışıyor. Bizim bu konudaki yaptırımlarımızın cezai bir yanı yok. Hukuk ise bize farklı bir gözle bakıyor. Bizim yaptığımız ameliyatları eser sözleşmesi olarak kabul ediyor. Bu da çok tartışmalı bir konu.” Doğanın değil, cerrahın işi... Ünlüler “görünür” olmanın ağırlığından kurtulmak, ünsüzler ise görünür olmak için estetik cerrahiden medet umuyor. Ameliyat masasında sosyal sınıf, cinsiyet ayrımı giderek kalkıyor. Pazar büyüyor, fiyatlar düşüyor, kendine artist burnu isteyenlerle, “Aman belli olmasın” diyenler birbirine karışıyor. Uzmanlar mutlu, yaptıranlar bahtiyar, ama niye herkes böyle birbirine benziyor? Berat Günçıkan / Esra Başıbüyük AYŞE ALTAN ATALAY: BARBİE KADINLAR, ACTİON MAN ADAMLAR geliştirdikleri söylenebilir. Kadınerkek arasında bir diğer ayrım da memnuniyetsizlik yaşanan bölgeyle ilgili, kadınlar genelde kalça, basenler ve göğüslerden şikâyetçi, erkekler ise kas yapılarından. Kadınlar daha küçük olamamaktan şikayetçiyken, erkekler daha büyük olmak istiyorlar. Kadının bedeniyle kurduğu ilişki toplumsal sınıfına göre değişiyor mu? Beden algısının incelendiği, genellikle ideal kilo ve yeme bozuklukları üzerine odaklanmış ilk araştırmalarda sosyoekonomik sınıflar arasında bir farklılık görülürken, bu farklılık günümüzde git gide azalıyor. 80 öncesi dönemde bir kadının kilolu olması, fiziksel çekicililiği ile doğru orantılı. Son dönemde yapılan araştırmalar ise fiziksel güzelliğin artık düşük kilo ile eş tutulduğunu gösteriyor. İstanbul, Ankara gibi büyük kentlerde neredeyse tüm sınıflarda benzer normlar geçerli. Bununla bağlantılı olarak da beden algısındaki bozukluktan kaynaklanan psikolojik rahatsızlıklar, eskiden sadece üst orta sosyoekonomik sınıfta sıklıkla görülürken, artık tüm sosyal sınıflarda görülebiliyor. Bu konuda doğrudan bir şey söyleyemem, ancak ameliyatların yaygınlaşması, kolaylaşması ve basında bu yönde çıkan haberler bu tip müdahaleleri daha “olağan” hale getirdi. Artık çevrede ideal kalıplara uyan daha fazla kişi var ve kadınlar kendi bedenlerini bunlarla karşılaştırdığında idealden uzak oluşları daha fazla gözlerine batıyor. Bu da bedenden duyulan memnuniyetsizliği arttırıyor. ESTETİK OPERASYON GEÇİRDİK, ÇÜNKÜ... AYŞE WİLLİAMS (32 yaşında, televizyon programı yapımcısı) İlk kez 2001’de liposuction yaptırdım, basenlerimi küçültmek, daha güzel, hoş görünmek istiyordum. Sonra yine kilo aldım, çünkü psikolojim bozuk olduğu zaman tatlı yiyorum, bu yüzden 2004’te bir daha liposuction yaptırdım. En son burnumu ve dudaklarımı estetik ameliyatla büyüttüm. Bir süre sonra estetik operasyonlar ihtiyacın dışına çıkıp, “şunu mu, bunu mu yapsam”a dönüşüyor. Eskiden kadınlar boşluğa düştüklerinde saçlarına şekil verirlerdi, şimdi de estetik operasyonlarla mutlu oluyorlar. Ben kendimi hiç çirkin bulmadım, hoş bir kadındım, ama bu boşluğa düştüğüm için ameliyat oldum. Bu sosyal yaşamımda bir şey değiştirmedi, ama ben mutlu oldum. Bundan sonra ameliyat olmayı düşünmüyorum, ama yine de iyi ki estetik cerrahları var, diyorum. İnsan gerektiği yerde, gerektiği kadar yaptırmalı. AYŞENUR YAZICI Gülten Demir (49 yaşında, gazeteciyazar) GÜLTEN DEMİR (24 yaşında, çocuk bakıcısı) Ayşe Altan Atalay, uzman klinik psikolog. Boğaziçi Üniversitesi’nde tamamladığı tezinin konusu “Estetik ameliyat hastalarında benlik değeri, beden algısı ve kaygı”. Atalay’a göre bu tür operasyonların arkasında yatan, “ideal güzellik” normlarının baskısı. Bu normları kadınlar için “Barbie” bebekler, erkekler için “Action Man”lar güçlendiriyor. Medyanın payı da küçümsenmeyecek kadar büyük… Kadının bedeniyle ilişkisi ile bir erkeğin bedeniyle ilişkisi arasında nasıl farklar var, bu farklılıkları neler yaratıyor? Toplumun dayattığı güzellik erkeklerden çok kadınlar üzerinde etkili. Kadınlar için “ideal güzellik” kavramı, erkek için “ideal güzellik” kavramına göre daha belirli, daha yapılandırılmış ve günlük hayatımızda medya yoluyla daha sık karşılaştığımız bir kavram. Kadınlar bu tip dayatmalarla çok daha erken yaşlarda karşılaşıyorlar. Sarışın, iri göğüslü, uzun bacaklı, ince belli Barbie bebeklerle çocukluğunuzdan itibaren önünüze bir “ideal kadın” modeli konuyor. Erkeklerde bu tip baskılar daha az, ancak yok değil. Son zamanlarda erkeklerin de beden algısıyla ilgili, kendilerine has bir bozukluk “OLAĞAN” MÜDAHALELER! Bu değişimin nedenlerini nerede aramalıyız? İnsanlar ideal güzellik normlarına eskisine göre daha fazla maruz kalıyorlar. Her taraf “ideal güzellik” standartlarına uyan kadınların kullanıldığı reklam panolarıyla dolu. Televizyon programları, gazete haberleri, hatta haber bültenleri bile bu tür bilgiyi içeren ve bu kavramları empoze eden haberlerle dolu. Kısacası küreselleşmenin de etkisiyle, fiziksel güzellik konusundaki sosyokültürel baskı artık toplumun her katmanından insanı etkiliyor. Bundan sadece kadınlar değil erkekler de nasibini almaya başladı. Peki, erkeklere ne oldu, onlar neden, ne kadar etkileniyor? Erkekler için de “ideal” bir norm var, ve bu norm kaslı, iri erkek bedenini öne çıkarıyor. “Action Man”, “Star Wars” gibi erkek çocuk oyuncaklarını kaslılık, irilik ve maskülen görünüm açısından inceleyen, yeni tarihli bir araştırmaya göre 1990'lardan beri oyuncaklarda kaslılık açısından gözle görüşür bir artış var. Reklamlarda kullanılan erkek modelleri beden ölçüleri bazında inceleyen bir başka araştırmanın sonucu da benzerlikler taşıyor. Bu da erkek ideal güzellik kavramının oturmaya başladığını gösteriyor. Plastik cerrahinin giderek büyüyen ve ucuzlayan bir pazar oluşuyla, kadınların bedenlerinden duydukları hoşnutsuzluğun artması arasında bir bağ kurulabilir mi? Michael Jackson Bu memnuniyetsizlikten de yine plastik cerrahi yararlanıyor… Estetik ameliyatlar ideal güzellik kavramını daha kolayca yaklaşılabilir bir hale getirdi. Bunun normun yapılandırılmasında da etkili olduğunu düşünüyorum, artık daha kolayca “güzel budur” denebiliyor. Kişisel anlamda beden algısı ve memnuniyetsizlikten bahsediyorsanız, yine kesin bir şey söylemem zor, ama ameliyatların yaygınlaşması memnuniyetsizliği artırmış olabilir. Artık ergenler bile estetik operasyon yaptırıyor, bu da “ideal güzellik” normundan sıyrılmanın pek de kolay olmadığını gösteriyor. Çünkü, güzellik normu bir çok alandan pompalanıyor. Ergenlik çağındaki bir bireyin bundan etkilenmemesi çok zor. Üstelik beden algısından hoşnutsuzluk bugün ergenlikten çok daha önce başlıyor. bölgesinden duyduğu hoşnutsuzluk nedeniyle ameliyat için başvurur, ameliyat bittikten sonra da yaşantısına devam eder. Diğer taraftan tekrar tekrar ameliyat olan, hoşnutsuzluğu hiç geçmeyen bir grup da var. “Dismorfofobi” ya da “Vücut Dismorfik Bozukluğu” toplum tarafından estetik ameliyat hastalarına yakıştırılan bir tanı. Bu, Obsesifkompulsif bozukluk spektrumunda incelenen bozukluklardan biri. Kişinin takıntılı derecede ve bazen de gerçek dışı olarak, bedeninde bir bölgenin çirkinliğinden duyduğu rahatsızlık olarak tanımlanabilir. Bu rahatsızlık estetik operasyonlara nasıl yansıyor? Bu tanıyı alan kişiler ameliyat sonrasında bir süre memnuniyet hissetseler de bir süre sonra hoşnutsuzluk bedenin başka bir bölgesini hedef alır, yeni takıntılar gelişir ya da memnuniyetsizlik kaynağı yine eski bölgeye döner ve kişi aynı bölgeden tekrar tekrar ameliyat olmayı talep edebilir. Hatta doktora uygunsuz gelen bir takım ameliyat talepleri olabilir. Bir diğer grup da demin bahsettiğim grup kadar patolojik olmasa da benlik değerini dış görünüşüne endeksleyen kişilerden oluşur. Bu kişiler kendilerini değersiz hissettikleri zaman dikkatlerini dış görünüşlerine çevirir, bir bölgelerini değersizliğin sebebi olarak görmeye başlarlar. Ameliyatın ardından değersizlik ortadan kalkar, kişi artık kendinden memnundur. Bu, bir sonraki değersizlik atağına kadar devam eder. Geçen şubat ayında, göğüslerime silikon, bacaklarıma da liposuction yaptırdım. Doktor yüzde elli indirim uyguladı, beş bin YTL verdim. Neden ihtiyaç duydum? Göğüslerim küçüktü, 75 beden, destekli sutyen takıyordum, ama bir süre sonra düşüyordu, oysa ben dekolte giyinmek istiyordum. Bu yüzden kendime güvenimi kaybetmiştim. Silikon taktırdıktan sonra sutyen ölçüm seksen oldu, boyuma ideal hale geldi. Bir yere gittiğimde, kadınlar tuvalette ne kadar güzel göğüslerim olduğunu söylüyor, silikon olduğunu duyunca da görmek istiyorlardı, ben de gururla gösteriyordum. Bacaklarıma ise sorunlu olduğu için, destekleme amacıyla liposuction yaptırdım. Elbette, zayıf görünme amacım da vardı. Fiziksel olarak ameliyattan sonra çok acı çekmeme rağmen hiç pişman değilim, acı çekerken hep kendimi dekolteli giysilerle hayal ettim, daha dikişlerim alınmamıştı, içime bikini, üstüme badi giyip kendimi dışarıya attım. Şimdi kendimi çok seviyorum, kendime güvenim de yerinde. Çok horladığım için 1997’de burun ameliyatı oldum, ikinci ay, şişkinlik inince kemiğin tümüyle yok olduğunu gördüm. Yeni bir ameliyat için bir yıl beklemek zorundaydım, televizyonda sürekli yan görüntü vermek zorunda kaldım. Sonra burnumdaki o boşluk sentetik kıkırdakla dolduruldu, bir daha da ameliyat olmadım. Bir Sonat istiyor. Biz tam tersi, göğüslerimiz gözükmesin diye kambur dururduk. Bütün bunları “seçilir olmak” üzerine kurulmuş politikaya bağlıyorum. Tulumun içine değil, kılına baktıkları bir dünya oluşturuyorlar, oysa bir insanın başkalarıyla aynı olmaya hakkı yok. Bu dayatmadan kurtulunabilir mi, bilmiyorum, ama ben o sürüye katılmamak için kendime bir neden buldum, güzel yaşlanacağım… SONAT (43, Şarkıcı) Ayşenur Yazıcı kez botoksu denedim, ikinci gün aynaya baktığımda hiç mimiğim kalmadığını gördüm, yüzüm kasılıp kalmıştı. Sonra yavaş yavaş oynamaya başladı, üçüncü ayda da etkisi bitti. Ben de genç görünmek isterim, ama karakterimden bir şey bloke ediyorsa istemiyorum. Ben kozmetoloji okudum, medikal kozmetiklerin içinde farklı kimyasallar var, daha doğrusu şap var, bir saatte gençleştiriyor, yorgun görünüyorsam, yayın için bununla idare edebilirim. Evet, kendimi sıkıştırılmış hissediyorum, “O senden daha genç bu yüzden hafta içi haberlerini o okuyacak” dediklerinde çok incinmiştim. Aklımın, dilimin değil de, güzel olanın seçilmesi çok yaralayıcı. Şimdi sunuculuk yapıyorum, bu işte güzelliğime değil, içtenliğime bakıyorlar. Teyzemin kızına lise bitirme hediyesi burun operasyonu hediye edildi, şimdi de benim göğüslerim küçük diye yakınıyor, ameliyat İlk kez 1994’te karın küçültme operasyonu geçirdim. Birkaç mide ameliyatından ve doğumdan sonra, yapışıklık, çökmeler ve yükseklikler oluşmuştu. Psikolojik olarak rahatsızlık duyuyordum, eşimin önünde soyunamıyordum. Karnımı düz bir hale getirmek için olduğum bu ameliyatın hayatım boyunca kendime ilişkin yaptığım en iyi şey olduğunu düşünüyorum, çünkü kendime güvenimi arttırdı. Kostümleri daha rahat taşımaya başladım… 2002’de aşırı kilo aldığım için liposuction yaptırdım ve göz kapaklarımı kaldırttım. Botoks da yaptırdım, mimiklerimin yok olduğunu görünce, dinleyiciler de ifademin eksik olduğunu, şarkılarımı eskisi gibi onlara geçiremediğimi söyleyince –uygulamayı yapan doktorum bile bundan yakındı vazgeçtim. Şimdi bir rahatsızlığım yok, ama her zaman bir düzeltme yaptırabilirim, kulağımda sarkma, göğsümde deformasyon olursa, ameliyat olabilirim. Evet, bazen bir yabancılaşma hissediyorum, vücudum bana ait değilmiş gibi geliyor, ama görüntümün dışarıdan düzgün olduğunu, güzel göründüğümü düşünüp rahatlıyorum. M. S. (erkek, 21 yaşında, öğrenci) BİTMEYEN HOŞNUTSUZLUK Estetik yaptıran kadınlarda zihinsel bir yarılmadan, bir kez başladı mı, ameliyatların arkasının kesilmemesinden, yani kendinden hoşnutsuzluğun giderek artmasından söz edilebilir mi? Bu, o kadar da kolay genelleme yapılacak bir konu değil. Kendi bedeninden takıntılı derecede hoşnutsuzluk duyan insanların estetik ameliyat yaptırdığına dair genel bir kanı vardır, ancak araştırmalar pek de bunu göstermiyor. Ortalama bir hasta bedeninin belli bir Kilom normal olduğu halde göğsümde fazlalık vardı, özellikle uç kısmında, bu yağı aldırmak için liposuction yaptırdım. Doktorla konuştuğumda onun meme dokusu olduğunu öğrendim, yani sporla çözülemeyecek bir durumdu. Çevremdekiler “bir şey yok” ya da “belli bile olmuyor” deseler de, bu durum benim gözüme batıyor, çok rahatsızlık veriyordu. Tişörtümü hiçbir yerde çıkartmak istemiyordum, sırf o yüzden kambur yürümeye alışmıştım. Liposuction’ın kolay bir işlem olduğunu düşünerek yaptırmaya karar verdim, oysa o kadar da kolay değilmiş, serum bağlandı, dikiş atıldı, bir gün hastanede kaldım. İlk anda bu kadar zorlu olduğunu bilseydim yaptırmazdım, diye düşünsem de şimdi yaptırdığım ve kurtulduğum için memnunum. Ayşe Williams. Fotoğraf: Uğur Demir DR. SEMİH GÖK: ÇEYİZ NİYETİNE ESTETİK OPERASYON... Dr. Semih Gök plastik, rekonstrüktif ve estetik cerrah. Mesleğini organik heykeltıraşlık olarak nitelendiriyor. Gök’e göre şekle hizmet eden bir dünyada yaşıyoruz ve bununla baş edebilmenin tek yolu yine estetik operasyonlar… Estetik sizin için ne demek, onu öğrenerek başlamak istiyorum... Uyum! Estetik bütün parçaların uyumundan oluşur, ama her parça bir araya geldiğinde bir güzeli oluşturmayabilir. Bütün güzel parçaları topladığınızda da güzeli oluşturamayabilirsiniz. Ya güzel ve çirkin ? İnsanları görüntüsünden dolayı değil, akıl ve gönül güzelliğiyle sevmek ve kabul etmekten yanayım, ama yaptığımız iş, yaşadığımız dünya ne yazık ki şekle hizmet ediyor. Onun kendine göre kuralları var, biz de bu kurallar içerisinde insanların diğer insanların beğenisini kazanacak, güzel kavramını içeren görüntüye ulaşmaları için çaba sarf ediyoruz. Sahip olduğundan daha kusursuz görünmek isteyen hastalarınız da vardır. Bir başkasının burnuna sahip olma isteği artık eskisi kadar yaygın değil. Çünkü biz artık animasyon dünyasını çok iyi kullanıyoruz. Dergilerden idolleşmiş görüntüleri getirmek yerine bulunduğu noktadan aşama aşama göstererek kendisi için en ideali buluyoruz. Bir miktar biz, bir miktar hastanın kendisi yönlendiriyor. Son birkaç yıldır dört bir yanımızı Botox’lu yüzler sardı. Bu bir moda mı? Evet, bir modaydı. Botox’un kaş kaldırıcı etkisi vardı, onun için yaptırılıyordu, insanlar o filmi seyretti. Peki, vizyonda şimdi ne var? Şimdi insanlar; aman anlaşılmasın, kırışıklıklarım açılsın, kaşım kalkmasın tepkisiyle geliyorlar. Sizin görmediğiniz, gördüklerinizin on katı olan bir grup, doğallığını kaybetmeden estetik operasyon geçiriyor. Evet, görüntüsel çevre kirliliği yaratan, insanın doğasına uygun olmayan görüntüler kazananlar var, onlar da o görüntüyle mutlu oluyorlar. Bazı hekimler hastanın talebinin o olduğunu söylüyor. Siz bu durumda neyi tercih ediyorsunuz? Öyle bir görüntüyü oluşturmayı istemiyorum. Hastanızla doğru ve uzun bir iletişim halindeyseniz onu doğru noktaya taşıyorsunuz. Onun mutlu olmasını sağlıyorsunuz ama bazı insanları mutlu edemiyorsunuz. Çünkü o insanlar bazı saplantılara sahipler ve o noktaya gelmedikleri sürece kendilerini rahat hissetmiyorlar. Tabii ki tıbbi etik ve nezihliği yitirmeden, karşınızdakini de mutlu edebilecek seviyede, çok küçük esneklikler yapmak zorundasınız. Kabul etmeyeceğiniz hasta profili var mı? İçinde yaşadığı mutsuzluğu dış görüntüsünden kaynaklanıyormuş gibi yansıtan bir hastayı kabul edip sonra onu mutlu etmeniz imkânsız. Çünkü onun şifresi beyninde çözülüyor. Siz onu dış görüntüsünü değiştirerek çözmeye çalıştığınızda, o içinde mutlu olamadığı için yine mutsuz olacaktır. Bu beni mutsuz edeceği için genelde bu tarz hastaları kabul etmem. Estetik operasyonlar bir süre bağımlılık yaratabiliyor mu? Bağımlılık yaptığını düşünüyorum. Doğru doktoru bulup, doğru tarzı uygulayabilecek olduklarını gördükleri anda insanlar bir sonraki basamağa geçiyorlar. Çünkü bakıyorlar ki bir takım önyargıların altı boş. Karşısındaki doktorla da küçük adımlarla ilerlemeye başlayınca hiçbir açıdan sorun yaşamıyorlar, toplum içi adaptasyonlarında bir problem olmuyor ve ilerliyorlar. Bunda kötü bir şey yok. İnsanların fiziksel değişimleri ruh sağlıklarında oldukça etkili, ama son dönemde güzelliğin öne çıkarılması, insanları bu konuda bir yatırıma itiyormuş gibi… Yanılıyor muyum? Kesinlikle, yüzde yüz katılıyorum. İnsanın kendisine yaptığı yatırım en büyük yatırım. Daha önce söylemiştim, içinde yaşadığımız dünya çok acımasız. Farklı ve güzel olmayı başaran diğerlerinin yanından sıyrılıp ortaya çıkıyor, siz de, size hoş görünen birisini seçiyorsunuz. Bu da estetik cerrahiyi öne çıkartıyor. Genç bir kız geleceğine dönük bir takım yatırımlar yapmak yerine, kendi yüzüne bir takım birikimler yapmayı tercih edebiliyor. Çeyizin yerini estetik operasyon alıyor. İyi yapılmış ve sosyal adaptasyon yaşatmayan bir üretim bence hiç sorun yaratmaz. Sadece bunun bu boyutta kalması ve gereksiz uygulamaların yapılmaması gerekiyor. Okuduklarımıza göre dünyada ve ülkemizde de estetik ameliyat olma yaşı çok aşağılara iniyor. Gerekmese de herkes bir hevesle yaptırıyor gibi… Belki fiyat politikası çok zorlayıcı olmadığı içindir. O kadar ucuz mu gerçekten? Eskisi gibi değil. Karşılığında alacağınız farklılık, bu bedele değecek ise neden yaptırmayasınız? Estetik cerrahi sayesinde işinizde başarılı bir pozisyon elde ediyorsunuz. Belli bir yaşa gelmişsiniz, yılların birikimine sahipsiniz, sağlığınız çok iyi, performansınız da öyle, fakat ne yazık ki genetik dezavantajlarınız var. Yüzünüzde dinamizmi kaybetmiş bir ifadeye sahipsiniz. Size bakıldığında yaşınızdan 10 yaş daha ileriyi gösteriyorsunuz. Çevrenize de genç bir kadro geliyor. Konumunuzu nasıl koruyacaksınız? Güzelliğimizle mi? Güzelliğinizle değil, genç görünümünüzle. Ben onun yerini hak ediyorum, o gitsin düşüncesine yer vermemeniz gerekiyor. Katılmıyorum. Bu bir endüstrinin parçası... Haklısınız, ama bizde genç nüfus çok fazla ve o gençler erken dönemde bir statüye ulaşmaya başlıyor. Artık hiç hayal bile edemeyeceğimiz değişimler yaşanıyor, yakın gelecekte şahit olacağımız neler var? Sanırım on yıl içinde inanılmaz değişiklikler yaşayacağız. Lazer ve radyo frekanslarında inanılmaz kalite artışı oldu. Yedek parça sistemi de devreye girecek gibi geliyor, bir miktar montaj pozisyonuna geçeceğiz. Bazı doku üretimleri olacak ve doku mühendisliği ile ilgili çok ciddi yenilikler yaşanacak, belki vücuttan alınan dokular üretilecek ve yeniden insanlara transfer edilecek. Yaşama süresi uzamaya başladı, bu süre devam ettikçe yaşlanmayı tamamen durduramayacağız, ama iyileştirme Dr. Semih Gök. Fotoğraf: Vedat Arık devam edecek. Deniz Akkaya
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle