Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 NİSAN 2006 / SAYI 1045 15 demin çekirdeği de şekere yakışıyor, asıl tadını tatlı ile buluyor. Badem tadıyla yoğrulan pek çok tatlı var. Bunların kuşkusuz en yaygını “Badem ezmesi”. Badem ezmesine sahip çıkan birçok kültür var. “El Garb”ın memleketi İber Yarımadası’ndan Sicilya’ya, Bağdat’tan İran’a, Habsburg Sarayları’ndan Versailles Sarayı’na kadar badem ezmesinin baş tacı edilmediği yer yok. Bunların başında, Osmanlı’nın ikinci başkenti Edirne geliyor. Edirne, Avrupa kıtasındaki ilk başkenti olarak, Osmanlı’nın Avrupa’ya tanıttığı lezzetlerin de kapısı sayılıyor. Bir iddiaya göre, Mısır’dan kente gelen bir Hacı efendi, kentin Bademlik mevkiine yerleşmiş ve bunca bademden Sultan’a sunmak üzere özel tatlılar yapmak istemiş. Badem ezmesi böylece Sultan 2. Murat’ın mutfağına girmiş, bir daha da saraydan eksik olmamış. Rivayete göre, tüm Balkanlar ve dolayısıyla Avrupa badem ezmesini bu şekilde tanımış. SOFRA MEKÂN KAR BADEM Mandulas Szalami (Badem Salamı) 250 gr. Badem ezmesi, 1 paket (80 gr.) bitter çikolata, 1/2 bardak çiğ badem, Pudra şekeri Bademleri cezvede suyla kaynama noktasına kadar ısıtın. Ilınınca iki parmağınız arasında sıkarak kabuklarını çıkarın. Keskin bir bıçak ile kabaca doğrayın. Çikolatayı ısıya dayanıklı bir kap içinde hafifçe kaynayan su üzerinde eritin. Kabın suya değmemesine dikkat edin yoksa çikolatanız pişip sertleşebilir. Badem ezmesi, erimiş çikolata ve bademleri karıştırıp yoğurun. Pudra şekeri serpilmiş tezgâhta salam biçimi vererek yuvarlayın. Etrafını iyice pudra şekeri ile kaplayın ve plastik folyoya sıkıca sarıp bir gece buzdolabında bekletin. Macar salamı gibi ince dilimleyerek servis yapın. BADEM EZMESİ Badem ezmesi, bugün Avrupa’da tanınan adıyla “Marzipan”, AlmanAvusturya mutfağının, bir anlamda Habsburg ve Prusya imparatorluklarının tatlı mücevheri. En iyi badem ezmesinin, bir zamanlar Lübeck ve Königsberg’de yapıldığı söyleniyor. Ancak, bademin şekerli tadına sahip çıkan başka yerler de var. Habsburg etkisi kadar Osmanlı etkisinin de hâkim olduğu, Budapeşte yakınlarındaki Szentendre kasabası badem ezmesi kültürüne dört elle sarılıyor. Szentendre’nin meşhur badem ezmesi “Szamos Marcipán”, dünyada aranan Macar lezzetlerinin başında geliyor. Küçücük kasabanın “Marzipan/Badem Ezmesi” müzesi bile var. Müzede badem ezmesinin yapımı pek gösterilmiyor. Belli ki işin sırrı titizlikle korunuyor. Müze, badem ezmesinden yapılan bin bir türlü eser ile donatılmış. Hafta sonları, usta bir kadın vitrin arkasında sabırla biblo gibi minik badem ezmesi hayvancıkları yapıyor. Müze çıkışında olduğu gibi, kasabada adım başında badem ezmecisi var. İşin ilginç yanı Szentendre, Osmanlı ile Habsburg’ların güç çekişmesine sahne olan yerlerden biri. Kasabaya Macarlardan çok Balkanlar’dan gelen Sırplar yerleşmiş. Badem tadını buralara asıl adı “Mladen Szavits” olan baba Szamos getirmiş. Baba Szamos’un AlmanAvusturya ekseninden ziyade, Balkanlar üzerinden gelen “oryantal” esintilerden etkilendiği söyleniyor. Kim bilir belki de, Edirne’ye gelen Hacı’nın bademli tatları gerçekten Buda varoşlarına kadar ulaştı. Meriç’i aşan bademler, Tuna boylarında bir başka çiçek açtı. İşte size baharın hafif tatlarına geçmeden önce gülle gibi bir tatlı. Osmanlı güllelerinin izleri Buda tepelerinde hâlâ görünüyor. Bu gülle ise Macar mutfağından sofranıza düştü. aylinoneytan@yahoo.com Aylin Öney Tan vrupa’nın batı kıyılarında kar manzarası bir başka türlüdür. Avrupa’nın en batı ucundaki Portekiz’de, yılbaşından başlayarak ılık ve mis kokulu bir kar örtüsü vardır. Gerçekte soğuk nedir bilmeyen, okyanus kıyısı bu ılıman tepeler ocak ilâ mart ayları arası bembeyaz keser. Üstelik bu beyaz örtü baharı beklemez, zira baharın ta kendisidir. Set set yükselen tepeleri kar gibi örten badem çiçekleri, görenleri hayrete düşürür, insana mevsimi şaşırtır. Bir rivayete göre en batı “El Garb” diyarında, bir zamanlar bir Emevi beyi yaşarmış. Emevi beyinin güzeller güzeli, gözbebeği karısı ise Şimal ülkelerinden imiş. Bir kış günü karısının yemyeşil tepelere bakıp hüngür hüngür ağladığını gören Bey, önce buna anlam verememiş. Ama sevgili, kuzeyli karısının vatan hasreti çekip memleketinin karlı manzaralarını özlediğini anlayınca, tez elden dahiyane bir çözüm bulmuş. A Tüm“El Garb” tepelerine baharın erken çiçekçisi badem ağaçlarının dikilmesini buyurmuş. O zamandır bu zamandır, “El Garb” ya da Portekizliler’in deyişiyle “Al Garbh”, yani bugünkü adıyla Algarve sırtları baharın ilk habercisi oluyor. Yer gök, başka türlü bir beyaza bulanıyor, badem çiçekleri kar gibi tepeleri örtüyor. Baharın doğadan fışkıran ilk tomurcukları badem çiçekleri oluyor. Erik, kiraz, kayısı, şeftali çiçekleri sırasıyla arzı endam etmeden bademler açıyor. Baharın gelişi nisan ayına pek kalmayan bademin çiçeğinden ziyade, çağlasından anlaşılıyor. Çağla badem, tezgâhlarda görülür görülmez kışın ağırlığı uçup gidiyor. Nisan ayının verdiği cesaretle balkonlara kurulan ilkbahar sofralarının, açık hava muhabbetlerinin mezesi çağla badem oluyor. Badem, en çok tatlıların gözbebeği. Algarve tepelerini pudra şekeri serpilmişçesine beyaza bulayan tatlı kokulu badem çiçekleri kadar, ba ıccın, 10 yıldır Beyoğlu’nun güzelliğine ve bildik tatlarına, yeni bir anlayışla Çerkez mutfağının en seçkin lezzetlerini de ilave ediyor. Adını bir tür etli ekmek olan yemekten alan Fıccın, asıl adı gabın olan Çerkez mantısı yemek için İstanbul’daki en iyi adres seçildi. Mekânın dekorasyonunda, abartıdan kaçınılarak, sevimli bir kır lokantası havası yaratılmış. Her gün değişen ev yemekleri mönüsüyle Fıccın, sadece bir Çerkez lokantası değil. Çerkez yemekleri kadar ev yemeklerini özleyenlerin de gidebileceği bir mekân. Her sabah saat yedide açılan mekânda, fırından yeni çıkmış poğaçalar, elmalı kurabiyeler, dumanı üzerinde ıspanaklı, peynirli gül börekleriyle kahvaltınızı yapabilirsiniz. Akşam çayını Fıccın’da içenler, pasta, börek ve kurabiyeler eşliğinde sohbet edebilirler. Mısırlı ısırganotu çorbası, sebzeli strogonof, dalyan köfte, kıymalı ve patatesli Çerkez mantısı, karnıyarık, biber dolma, ıspanaklı kereviz dolma Fıccın’da yiyebileceğiniz yemeklerden... Günün mönüsünü ise www.ficcin.com adresinden öğrenebilirsiniz. Tel: 0 212 293 37 86 245 48 58 Adres: Kallavi Sok. No:13/1 7/1 Beyoğlu Fıccın’da gül börek... F aarif Vekâleti’nin daveti üzerine Ankara’ya giden Beden Terbiyesi Umumi Müfettişi Selim Sırrı Bey, dün şehrimize avdet etmiştir (dönmüştür). Selim Sırrı Bey, kendisiyle görüşen bir muharririmize aşağıdaki beyanatta bulunmuştur; Ankara’yı, bal yapan arıların hayatına benzetiyorum. Her tarafta mütemadi (kesintisiz) bir faaliyet göze çarpıyor. Yeniden yeniye binalar yapılıyor, parklar tanzim ediliyor. Çankaya yolunda muntazam, şık, Bükreş’in yol tarafındaki villalarını hatırlatan sevimli bir şehir Beden eğitiminin önemi M muallim mektebini açalım. Siz de o zamana kadar mektebe ait talimat ve programları hazırlayınız.” İsveç Beden Terbiyesi Yüksek Kurumu’nda tahsilde bulunan Vildan ve Nizamettin beylerin fevkalade bir gayretle çalışmakta olduklarına dair, kurumun müdürü Mösyö Drekanberi’den bir mektup aldım. Vekâlet, önümüzdeki sene için iki muallim hanımın da gönderilmesine karar verdi. İstanbul Kız Muallim Mektebi’nde 50 bin lira sarf edilerek mükemmel bir beden eğitimi İyi bir güne başlamanın yolu güzel bir kahvaltıdan geçer. Üsküdar’daki Dilruba Restaurant, saat 09.00 ile 13.00 arasında “kırk çeşit” açık büfe kahvaltısı ile sizi güzel bir güne hazırlıyor. Bal, reçel, tereyağı, tulum peyniri, beyaz peynir, kaşar peyniri, tahin, pekmez, zeytin çeşitleri, domates, salatalık... Tarihi Fethipaşa Korusu’nun tepesinde, çamların süslediği Boğaz manzarası eşliğinde, Osmanlı mutfağından lezzetleri tatmak için gereken tek şey rezervasyon yaptırmak. Tel: 0216 492 15 00 James Rado ve Gerome Ragni tarafından yazılan, savaşa ve militarizme karşı olan, barış ve sevgi dolu özgür bir dünya hayal eden “çiçek çocukların” hikâyesinin anlatıldığı “Hair”, İstanbul Bilgi Üniversitesi öğrencileri tarafından kurulan Tiyatro Candela ile yeniden hayat buluyor. Oyun, Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampüsü’nde saat 15.30’da oynanacak. Tel: 0212 311 53 05 Tahsin Aydoğmuş’un İstanbul Fotoğraf Merkezi’ndeki “Denge” isimli sergisi, pazar gününü sergi gezerek değerlendirmek isteyenler için iyi bir fırsat. Amaç, fotoğraflarla dansta, azametli görünüşü ile mimaride, Güllüce Kültür Merkezi’nde ise, 15.00 ve 18.00 saatlerinde gösterilecek. Woks Ziyade’de akşam yemeğinizi fasıl ile renklendirebilir, ut, keman, klarnet, kanun, perküsyon ritim şovlarıyla eğlencenizi arttırabilirsiniz. Fasıl katında fiks mönü 13 çeşit soğuk serpme meze, iki çeşit ara sıcak (yaprak ciğer, ziyade special börek) ana yemekte (ettavuk seçim alternatifli), Ziyade special irmik helvası, meyve ve limitsiz yerli içki ile kişi başı 70.00 YTL. Tel: 0212 269 56 86281 93 01 Adres: Karanfil Cad. No: 39 3. Levent. Pazar akşamını müzikle sonlandırmak isteyenler için, Shaft Blues & Jazz Club iyi bir durak. Ali Atay, albümünde yer alan parçaların yanı sıra Anadolu rock müziğinin sevilen parçalarını, popüler rock parçalarını keman ezgileriyle birleştiren ve farklı bir tatla seyirciye sunan Underworld ile birlikte yorumlayacak. Girişin ücretsiz olduğu müzik keyfi, saat 21.00’de başlayacak. Tel: 0 216 449 05 90 Adres: Serasker Cad. Osmancık Sok. No: 13 Kadıköy. heykelleri ile güzel sanatlarda kristalize olmuş “denge”yi büyüteç altına almak, fotoğrafta dengeyi işlemek. Tel: (0212) 238 11 60 Adres: Tarlabaşı Bulvarı No. 272 Beyoğlu. Pazar gününü bir filmle değerlendirmeniz de mümkün. Tuzla İdris Güllüce Kültür Merkezi ve Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde “Şaşkın Köpekler” filmi gösterilecek. Film, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde 14.00, 16.30 ve 19.00 saatlerinde, Tuzla İdris Selim Sırrı (Tarcan) Bey (18741956), 82. doğum gününde Atatürk Kız Lisesi’nde... Hazırlayan: CANAN ONURAL sudoku.okulu@gmail.com YANITLAR Haftanın kolayı Haftanın kolayı Haftanın zoru meydana gelmiş. Üç ay evvel Ankara’da idim, bu kadar az bir zamanda pek çok iş yapıldığını gördüm ve sevindim. Maarif Vekili Necati Beyefendi’nin beden eğitimi hakkında bazı emirlerini aldım. Kendileri bu hayati şubeye azami ehemmiyet veriyorlar. Bendenize aynen şunları söylediler: “Beden eğitimi zamanımızda bilimsel bir şekil kazanmıştır. Mütehassıs muallimlere kati ihtiyaç vardır. Bunun sağlanması neye bağlıysa her türlü fedakârlığı yapacağız. İsveç’ten celbi (getirtilmesi) gereken muallimlerin bir an evvel gelmesine gayret ediniz. Bu ders senesi başlangıcında behemehal (kesinlikle) beden eğitimi salonu vücuda getirilecektir. İnşaata başlanmıştır. Eylüle kadar bitecektir. Ankara Lisesi’nde ve İstanbul’da ve Anadolu’nun bazı liselerinde aynı şekilde beden eğitimi salonları önümüzdeki sene zarfında yapılacaktır. Beden eğitimi esasa ait bir meseledir. Gençlerin vücudunu sıhhi bir tarzda takviye edecek, onları hem askerliğe, hem hayata hazırlayacak yegâne vasıta, bilime dayanan beden eğitimidir. Vekil Bey’in bu meseleye fazla ehemmiyet vermesi beni çok mütehassis etmiştir (duygulandırmıştır). 6 Nisan 1926 Yanıtlar sağ sütunda... Haftanın zoru CUMHURİYET 15 CMYK