02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

1İOCAK 2004 / SAYI 929 Anadolu'nun ilk sanayicilerinden Zeytinoğlular'ın bugünkü temsilcisi Banu Zeytinoğlu, Esbank AG'yi ayakta tutmak için çabaladı. Sahibi olduğu bankada bir profesyonel olarak çalıştı. Aileden kalan zenginliği kaybederse ayakta durabilmeyi istedi. Bugün bankası yok ama "îşte ayaktayim" diyor... Zeytinoğlu Ayça Atikoğlu eşeligünlerin ardından Banu ile tekrar buluştuğumuzda ana bankaya el konulmuştu, 'dekor gitti, sen kaldın' demiştim, gülüşmüştük. Yoo gerçekten gülüyordu, gülüyor gibi yapmıyordu, ama savaşmaya da kararlıydı, bankasını ortada bırakmayacak, satacaktı. Şimdi, bıri Anadolu'daki ilk uluslararası festivali, Eskişehir Festivali'ni gerçekleştiren (Zeynep), diğeriyurtdışındabankakurmayı, kâra geçmeyi ve satmayı başaran (Banu) iki kız kardeşi ve her yıl yüzlerce kişiye unutulmaz kahvaltılar hazırlamayı başaran (Güneş) annelerini anlatdükkânı açmayakararvermiştim, çünkü bizim ürettiğimiz tereyağı aracı ile daha pahalıyasatılıyordu. Annemin babası ise Belçika'da okumuş, yörenin diğer ağası gibi bir figürdü, o da ileri görüşlü olsa gerek, annemi îstanbul'da Üsküdar Amerikan'daokutmuş.' 1970'lerde aile içinde milli burjuvazi, ulusal sanayii tezleri ile Mümtaz Zeytinoğlu öne çıkar. Prof. Tahsin Yücel'in 'Ulusal SanayiMümtaz Zeytinoğlu' kitabı ile meraklılannın daha yakından tanıyabileceği babası için Banu," Biz topluma yararlı olmanın zorunluluğu gibi bir şey öğrenmedik bile, çünkü başka bir gerçek bilmiyorduk. Bize öğretilen ikinci gerçek ise hiçbir şeyin yüzeysel olmaması idi. Babamdan bana kalan şu oldu: Zenginlik tüketmek değil, üretmektir. Yoksa hiçbir halt değilsin. O yüzden pazardan alıp yakıştırdığım bir şeyi, binlerce kişinin apolet gibi taşıdığı markalara yeğlerim. Zenginliğimizibilmezdik... Zaten o yıllarda Türkıye'de zenginlik bu denli çiğ bir şekilde sergilenmezdi, biz de zengın olup olmadığımızı bilmediğimiz gibi, çocukken 'Biz zenginmişiz' dediğimde cezalandırılmıştım. Bizim zenginliğimiz hep çevremiz oldu, üç yaşında Tahsin Yücel ile sohbet etmek, Erol Günaydın'ın kucağında büyümek, Turgut Kazan'ı, Bilsay Kuruç'u yanı başımızda görmek oldu. O dönemde Eskişehir, Anadolu Kaplanları Anadolu Sanayiinin yükselen sesi oldu. Şimdiki Organize Sanayü'nin ilk adımları öyle atıldı. Bu figür benim baba ve erkek figürümdü. Anne figürüm isekocasını işinden kıskanmayan, her başansında ona biraz daha âşık olan, kadınsı yapmacıklıklardan uzak bir kadın figürüydü. Babam yaşasaydı sadece Zeytinoğlu grubunda değil, ülkede de ilginç gelişmeler olurdu diye düşünüyorum. Ama bunlar ne olurdu bilemiyorum, çünkü keşkelerle düşünmekacıtıyorvesonuyok.Ödüğünde 13 yaşındaydım ve o günden bu yana hayatımda gerçek bir erkek figürüolmadı. Babamı hayatımdaki tek erkek figürü olarak görmedim ama kader bu ya, o öldükten sonra hep erkeksiz kaldım. Güvenilir, sevgilin terk ettiğinde başını koyup ağlayabileceğim bir babam olmadığı gibi, doğru dürüst sevgilim de olamadı. Ilişkimizin kalitesini riske etmemek için çevremdeki hoş erkeklerin hepsi benim 'yakın arkadaşım' oldu. Ailemin, ablamın kalitesinden sonra, zor seçilen, kaliteli dostluklarım oldu." Banu, bu özlemin ağırlığından kendini acıtarak değil "Onu özleyenler bana yöneliyorlar, demek kendimi şimdi daha çok sevmem lazım" şeklınde kurtulmaya çalışmış. Kendisini sevmeye de egosunu şişirerek, yalan bir dünya yaratarak değil, oraya buraya çarpa çarpa büyümeye karar vererek başlamış... Kendini sevmeye başlamış ama karşı cinsi sevme meselesini biraz ıska geçmiş:" Aşkı herhangi bir kız gibi yaşayamadım, esas görevimin başka bir şey olduğunu en âşık halimde bile biliyordum. En büyük aşklarımı 'görevim' var "Ben o dönemde firtınayı gördüm ve kaçmak yerine önlemler aldım, o önlemler orada hâlâ yaşayan ve hep yaşayacak olan 'şey'i yarattı. Bankaya el konulduğunda tabii sayısız telefon geliyor, ziyaretler oluyor, nasılsınız diyorlar, iyiyim diyorum, çok şaşırıyorlar. Oysa gerçekten iyiydim, benim ve ailemin sağlıklı olması bana yetiyordu. bazen geceleri bankadan çıktığımda düşünüyordum ve çok canım yanıyordu. Bu arada Fon yönetimi devralmıştı ve aileden olmama rağmen benim kalmamı istedi ve murahhas aza gibi imza yetkisi olan bir konuma terfi ettirdi. Patronu olduğum bankada bir profesyonel olarak çalışmaya başladım. Devır ıki sene sürdu. Bu süreçte ben galiba, birlikte çalıştığım arkadaşlarıma soyadımı unutturmayı başarmıştım. O dönemin beni kendi mesleğim adına yıprattığını ama daha gerçek değerlere yönelttiğini düşünüyorum. Ostajlarıneleri hedefleyerek yapmıştım, o sertlik, o çalışma, bugün tüm bu deneyimin neye yaradığına dair çok mustehzi bir noktadayım. Çok daha üeride gelmem gereken bir duyguya yaşadıklarımdan dolayı erken geldim. Kendimi hep birgünkaderin bana verdiği zenginliği kaybedersem ayakta durabilecek şekilde yetiştirmek ıstedim, işte ayaktayim." Sadece Banu değil, Viyana'da 10 milyon dolar sermaye ile kurulan Esbank AG de dimdik ayakta kaldı; Denızbank'a 24.6 milyon dolara satıldı. Gönlükırgın ama rahat olarak Istanbul'a dönen Banu, artık bu mesleğeyönelik bir düş beslemi yor. "Hiçyönetılmedenyönetıci olan, haddinden fazla övünen bir takım çiğ gençler türemişti Türkıye'de, şartlar bunu kaldıramazdı ama hak etmeyenler elenirken gerçekten hak etmiş olanlar da elendı. Bugün kırılmış hayallerimizle daha 30'lu yaşlarımızda geldığımiz nokta şu; iş yapacağız da ne olacak, vakıf falan kurup çocuk mu okutsak, yararlı olmayı hâlâ istiyoruz ama... Banu Zeytinoğlu şimdi "bilgi güvenliği" konusuyla uğraşıyor... Fotoğraf: VEDAT ARIK 3. KU ŞAK Bir kadın, bir festival çıkmasıyla ayakta durmayı başardı. C"a?V ir dönem Istanbul Belediyesi • *A Şehır Tiyatroları'nda tstanbullu konuklarmı her yıl EJSfl dramaturg olarak çalışan Haydarpaşa'dan kalkan özel bir tren Zeynep Zeytinoğlu, ailenin sanata en ile Eskişehir'e taşıyan Festivalde yakın üyesi. Istanbul Üniversitesi ağırlıkh olarak klasik müzik ve caz îngiliz Edebiyatı mezunu olan konserleri yer alıyor. Zeynep, bu yıl dokuzuncusu Buna son üç yıldır Türk Halk gerçekleştirilen Uluslar arası Müziği konserleri eklendi. Tiyatro Eskişehir Festivali'ni düzenliyor. Bir gösterileri ve çocuk etkinlikleri de senfoni orkestrasını ağırlayacak oteli var. Zeynep Zeytinoğlu'nun bir ve havaalanı olmayan şehirde dokuz özelliği daha var: îlham vermek. Bir yıldır yerli ve yabancı pek çok çok şair ve yazara kişiliği ve fikirleri sanatçıyı ağırlayan Festival, ile ilham veren genç kadın, Zeytinoğlu Murathan Mungan'a Topluluğu'nun ^ ^ ^ ^ ^ H ^ ^ ^ ^ ^ ^ P da ilham vermiş olsa yaşadığı sıkıntılardan ^ ^ ^ ^ ^ H ^ ^ ^ ^ ^ ^ 1 gerek, 'Yüksek sonra tehlikeye girdiyse ^ ^ ^ B M | ^ ^ ^ ^ ^ ^ 1 Topuklar' ona ithaf de, kentinin sahip ^^m ' %"*^^ ^ ^ ^ ^ ^ H edilmişti.0 Baba Mümtaz Zeytinoğlu (üstte). Anne Güneş Zeytinoğlu ve Banu Zeytinoğlu... mak için aileye bir zum yapmak gerekiyor: Anadolu'nun ilk sanayicilerinden olan Zeytinoğlu'lannın öngörülü girişimcisi, hayatatarımilebaşlayan,PetrolOfisibayiliğini alarak ticarete soyunan, sonra da Eskişehir Çimento Fabrikası'nı alarak sanayiciliğe geçen Mesut Zeytinoğlu'dur... Galatasaray Lisesi'nde okuyan ıki oğlu Mümtaz ve Yavuz mühendislik tahsillerini bitirip dönünce de Eston'u kurarak ailenin sanayici kimliğini geliştirirler: 'Benim hayatımda dedemın büyük etkisi var, çocukluğumboyunca hep yazıhanesine gider, hafta sonları çiftlikte harmanı seyreder, erkek torun gibi hep onun etrafındadolaşırdım.Dahaılkokulagitmeden, dedemin bürosunun altında tereyağı Banu Zeytinoğlu Viyana'da tşadamları Derneği toplantısında. diye terk etmişliğim vardır." Aşklarını terk etmenın ötesinde Banu, bir başka büyük hatayı da Boğaziçi Üniversitesi'ne giderek yapmış. Kendisine hiç uymayan bu okulda iki yıl tarih okuyup elektroniğı bitirdikten sonra ban kacılığın lokomotif sektör olduğunu dü şünerek 1989'daKaraköyEsbank'daişe başlamış. Yedi yıl bankanın birçok biriminde 'gerçekten' çalıştıktan sonra, 1996'da Viyana'da banka kurma kararı alınınca da Kredi ve Pazarlama'dan sorumlu müdür olarak Avusturya'ya yerleşmiş: " Esbank AG konusunda mutevazı olamayacağım, dünyanın herhangi bir yerinde, ne yapıyorsan yap, şişmek yerine büyümeyi hedeflersen başarıyorsun," diyor kuruluş aşamasını anlatırken. Bu arada Viyana'da yalnız yaşamak, tek başına sinemaya, konsere gıdebıleceğini görmek, geniş bir sosyal çevre edinmek de bu genç kadının kendine guveninı iyice yerine getirmiş. Ne var ki parlak yıllar fazla sürmedi ve 1999'da ana bankaya ey konuldu. Ancak Esbank AG bu durumda bile ayakta kalmayı başardı. Amanasıl? Batma sürecinde Esbank AG'nin yaşaması en büyük hedefün haline gelmişti. Halit Cıngıllıoğlu'nun alması neredeyse kesinleşmışti ama vazgeçti. Haydaa, banka acaba açıkta mı kalacaktı? 'Ne olur bankamı alın ve yaşatın' koşuşturması içinde geçiyordu günler. Nelerin gittiğıni ise ancak Bilgi güvenliği... anu Zeytinoğlu, şimdilerde 'bilgi güvenliği' ile çıktı karşıJ 2 5 4 mıza. Zeytinoğlu ülkemizde yaygın olmayan bu sistemi şöyle anlattı:" Bir firma bir hafta boyunca sipariş almazsa, üretimi durursa ya da bir banka kısa bir sürede olsa müşterilerine hizmet veremezse zarar eder. Ayrıca bu saldırganlığı saltkeyif için yapan gençler de var. Işte biz firmaları acil durum lara hazırlıyoruz. Bilgi bazen yanhşlıkla da silinebilir, doğal bir afet olabilir. Ki bu her an bekleniyor. Ayrıca bilgi güvenliği sadece bilgiyi saklamak değildır. Bilginin yetkisiz kışilertarafından erışilmesınin engellenmesi, yani bilginin gizlüiği de bilgi güvenliği kapsamma girer." •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle