Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Gerçek Amerikan burgeri
u ptown’da bir hamburgerci açıl-
mış, adı Lucy’s. Dekor, tamamıyla
50’ler. Menü, burgerlerin servis edil-
Hayat
diği sepetler ve en önemlisi, tüm ye-
meklerin tatları da öyle. Burger ek-
mekleri, eski usül bol yağlı, hafif şe-
kerli, hani neredeyse pandispanya tü-
gezince rü ekmekler. kızarmış patates, yağı-
nı çekmiş mübarek. Bir lezzet bombar-
dımanı. Sağlıklı olduğunu kimse id-
dia edemez hatta bir daha gidip böyle
bir mönüyle karnımı doyurmam asla.
güzel
Ama o çok yürüdüğüm gün, çocuklar-
Fatih
la gittik, çok mutlu olduk. Laf aramızda,
Geçmişten
Türkmenoğlu
fatih@fatihturkmenoglu.com
sağlıksız yemeklerin mutlulukla kesin bir
ilişkisi var!
Bu şehirde yaz bambaşkadır... Şikago’ya hayat veren Michigan
Gelen: Z
Gölü’ne her yerden kolayca ulaşmak mümkün bir kere. Plajlar
genellikle temiz, gölün suyu serin ve çok güzel. Plaj voleybolları,
orku sinema-
piknikler, barbeküler, konserler... Şikagolular, yaz aylarında açık
k sının en sık
havanın, parkların ve plajların tadını sonuna kadar çıkarırlar.
Şikago’da
başvurulan alt
türlerinden kö-
izim zenginler Amerika deyince New York, Los
tü çocuk tema-
Angeles, son yıllarda da Miami biliyorlar sade-
sına, Brandon
Bce. New York tabii başka bir tarih, estetik. Los
Başak Bıç Ak
Christensen im-
Angeles, bence yaşaması en zor şehirlerden biri.
zalı Z ile gös-
Çok kalabalık ve aşırı pahalı. Miami’yi hiç almaya-
bir yaz mevsimi terişsiz fakat etkili bir örnek ekleniyor.
yım; orayı zengin Latin Amerikalılar ve onların yüz-
kendisine hayali bir oyun arkadaşı yara-
leri ve özellikle popoları J-Lo stilinde yapılmış genç
tan bir çocuk ile annesinin yaşadıklarını
sevgililerine bırakayım.
hikâyeleştiren film, alışılagelmiş bir öykü-
Oysa Şikago, Amerika’nın hâlâ çok keşfedilme-
yü sunuş biçimiyle övgüyü hak ediyor.
Gözden kaçıyor: Driehaus Müzesi
miş mücevheridir. Filmlerdeki Şikago’yu çok se-
Sinema tarihi, kötü ruhlar tarafından
verim. Edebiyatta da biraz takip ediyorum. Şimdi
Şikago’nun müzeleri, hakkıyla Driehaus bu yıl hayatını kaybetti.
ele geçirilmiş veyahut şeytani özelliklerle
Ayşecan Sipahi çok güzel bir kitap önerdi: The De-
gezilse belki de iki haftada biter. Çok başarılı bir portföy yöneticisi
doğmuş, bazen sonradan kötü olan ba-
vil in the White City. Hemen alacağım. Şarkılarda-
Birçok büyük müze, sergilenen ola- iken kendi şirketini kurmuş. Tahmin
zen de yalnızca mağdur edilen çocukla-
ki Şikago’ya bayılırım, aa benim şehrimden bahse-
ğanüstü koleksiyonlar var her za- edebileceğiniz gibi de çok başarılı
rın hikâyeleriyle dolu… Bilhassa Mervyn
diyorlar diye kulak kabartırım. Şikago özel bir şe-
man. ve zengin olmuş bir sanatsever. Bi-
LeRoy imzalı The Bad Seed’den bu ya-
hir bence. Hâlâ Amerikan tarzı bir hayatı hisset-
Size çoğunlukla gözden kaçan zim Sadberk Hanım Müzesi mua-
na şekillenmeye başlayan tür, The Inno-
mek mümkün burada. Hâlâ eski usül lokantalarda,
bir müzeden bahsedeyim: Richard dili ama burası daha uluslararası.
cents (1961) ve The Omen (1976), Exor-
eski tatlarla burger yemek, paten kaymak, Cadı-
Driehaus Müzesi. Malikânenin salonlarında dolaşır-
cist (1973), Poltergeist (1982) gibi daha
lar Bayramı’nda kapı kapı dolaşmak, Şükran Gü-
1800’lerin sonundan günümüze ken, eşyaları ve sanat eserlerini in-
ziyade ele geçirilmiş çocuk izleğiyle si-
nü hiç tanımadığın evlere davet edilmek... Bunun
bir koleksiyon sergileniyor burada. celerken, o yakın geçmişe gidip bu
nema tarihine mühim klasikler hediye et-
yanında sanatla ve enfes yemeklerle ruhu ve bede-
Grandiyöz bir malikâne, “Mer- evde bir konukmuşsunuz gibi his-
ti; daha sonra gelen eserlerle de temayı
ni beslemek...
mer Saray” da deniyor. Richard setmemenin imkânı yok.
canlı tutmayı ihmal etmedi. Sözgelimi at-
mosfer bakımından epeyce zayıf buldu-
ğum The Babadook’un (2014) dahi tü-
re yeni bir soluk kazandırdığını ve prob-
lemli anne-oğul yapısıyla Z’ye öncülük
ettiğini söylemek mümkün. Gerçekten de
Z, hayali ve kötücül bir oyun arkadaşı-
nın etkisi altına giren Josh (Jett klyne) ve
bu konuda oğlundan aşağı kalır bir geç-
mişi olmayan anne Beth (keegan Connor
Tracy) ile hem The Babadook ile uzaktan
da olsa bir akrabalık ilişkisi kuruyor hem
de türün tüm stereotiplerini doğru formül-
lerle kurgulayarak ortaya özgün bir eser
çıkarıyor.
İn Andırı Cı Bİr ÖYKü
içine kapanık bir çocuk olan Josh’ın,
ailesi ve arkadaşlarıyla olan ilişkisi-
ni betimleyen kısa bir girizgâhın ardın-
dan hikâyesini şekillendirmeye başla-
yan Z, Josh’ın kendisine hayali bir arka-
daş yaratmasıyla birlikte ilk ivmesini ka-
zanıyor. Çünkü anne Beth ile baba kevin
Bazı caz kulüplerinde özel kaçış- kaçmaya başlıyor. Tabancalar çı-
(Sean Rogerson) başlarda önemsemedik-
lar, özel odalar, tüneller var. FBI kıyor, birkaç el ateş ediliyor, ka-
Yürü, yürü, yürü
leri bu hayali arkadaşın, Josh’ın davra-
peşlerinde. til kaçarken öldürülen kişi kanlar
nışlarını ve okulla olan ilişkisini kötü yön-
Turun özel versiyonunda Şika- içinde yere seriliyor.
Bir şehirde bu kadar mı güzel yürünebilir? Bir New
de etkilemeye başladığını fark ediyorlar.
go caz tarihi de anlatılıyor. Ge- Bildiğiniz aktörler var turun
York, Bir Londra, bir Şikago. Günde 30 bin adım fa-
Ve pek tabii türün tüm klişelerine uygun
ce gidilen kulüplerle. Müthiş bir içinde. Zaman zaman girip çıkı-
lan, o derece tabana kuvvet geziliyor.
bir biçimde bu durumu ve hayali arka-
tur. Birkaç yıl evvel gitmiştim, şim- yorlar. Rehberin anlatması için-
Herkesin bildiği Hancock Center’ın 94. katındaki se-
daşı hâlâ yeterince ciddiye almayan ba-
di 100 dolar vermek biraz zor de birden o devre giriyoruz san-
yir terası zaten listelerde mutlaka oluyor. Millenium
ba figürünün varlığıyla işler tümüyle çığı-
geldi açıkçası; ama yine gitmeyi ki. Dış efektler falan da yapmış-
Park ve The Bean zaten hemen görülüyor. Şehir merke-
rından çıkıyor. Bu noktada film, mücade-
çok isterim. Bu turda öğrendiğim lar. Normal hayatın içinde oluşu,
zindeki köprüler üzerinde, arkanız nehir ve teknelerle
Gansgter turu
lede yalnız kalan annenin sırtına oğluyla
Green Mill, benim şehirdeki favo- sokaklarda yaşanması da ayrı bir
birkaç fotoğraf sonsuzluğa yollanıyor. Meşhur Magnifi-
benzer bir geçmişi yüklerken problemli
ri yerim oldu. Sahne, yüz yıl önce güzellik katıyor.
cient Mile’da yürünüp o görev de tamamlanıyor.
ebeveyn yaratımıyla hikâyesinin ayakla-
nasılsa öyle. Her gece başka bir orkestra çıkıyor. Sade- l ŞikAGO MiMARi Tu Ru: iki türlüsü var. Biri yürü-
Biraz gölgede kalan çok özel yerlerden ve gezilerden
rını, düşük bütçesine rağmen korku öğe-
ce pazar akşamları canlı müzik yok galiba. Çok eğlen- yerek biri nehir üzerinde botla. ikisini de yapmak la-
bahsedeyim size. Bu mevsim özellikle çok zevkli gez-
celi ve ruhunu korumuş bir mekân. zım. Şehrin nasıl evrim geçirdiği, büyük yangından lerini kullanma biçimiyle de inandırıcılı-
mek çünkü hava çok güzel. Aşırı sıcak ve nem bitmiş,
l GANGSTER Tu Ru: Şikago tarihinde yer alan tüm sonra nasıl bir mantıkla inşa edildiğini görmek be- ğını pekiştiriyor.
henüz o soğuk rüzgârın başlamasına da daha çok var.
büyük cinayetler, canlandırmalı olarak bu turda mev- ni çok heyecanlandırıyor. Wrigley Field’a girmek de
l ŞikAGO GANGSTER Tu Ru: Amerika tarihinde-
cut. Hayatımda böyle heyecanlı bir gün geçirmemiş- mümkün oluyordu eskiden. Sonuçta Amerika’nın en
ki meşhur içki yasakları dönemi. Mafya işi üstlenmiş.
tim. 20’ler, 30’lar. Yine gangsterler var işin içinde. işte meşhur tarihi statlarından biri. Nehir üzerindeki mima -
John Dilinger ve Al Capone, bütün şehre, eyalete hatta
bu köşeden çıktı, bu caddeye kaçtı falan diye anlatıyor ri turda çikolata fabrikasının önünden geçerken gelen
bazen ülkenin çok ücra köşelerine mal gönderiyorlar.
rehber. Tam o anda fötr şapkalı, pardesülü bir adam kesif kakao kokusu da hâlâ burnumun ucunda.
Şikago’nun gece hayatı tamamen onların kontrolünde.
TADINA
Cuma
BAK Orhun
iş çıkışı
Atmış
İş Sanat’tayız!
Ajanda
l İş Sanat’ın
“Cuma İş Çıkışı”
TUZAKLAr LA Örü Lü
ücretsiz açık
hava konserleri
korku figürüne basitçe Z ismini veren
başladı. İş
‘Ateşten’ klibiyle ve klasik anlatıların aksine kötü ruhun
Kuleleri Kibele
musallat olmasını somut bir nedene (ev,
Heykeli önünde
eşya vs.) bağlamak yerine kalıtımsal bir
dikkat çekiyor...
hayata geçirilen
temele oturtan hatta tam da bu yüzden
ir süredir söz ve müziği kendisine ait ça-
konserler eylül
kötü ruhlar tarafından kontrol edilen ço-
Boğaza nazır,
Blışmalarını bağımsız müzisyen olarak ya-
ayı boyunca
cukların başına geldiği haliyle şeytan çı-
yımlayan Müge, “Hezarfen” isim-
cuma akşamları
karma vb. klişelere yüz vermeyen film,
taze balık!
li “yaz şarkısı”nın ardından şimdi
18.00-21.00
hikâyesini salt paranormal bir düzlemde
de “Ateşten” şarkısını klibiyle bir-
arasında
stanbul Boğazı’na nazır, açıklamaya girişiyor. Final tercihi de yi-
DİNLE
likte dinleyiciyle buluşturdu. “Pav-
yapılıyor.
iArnavutköy’de bulunan Mavra Ar-
ne bu sebeple basmakalıp bir formdan
yon” temalı klip çektiğini söyleyen
Programda 17
navutköy, balık sezonunun başla-
uzak, türe meydan okumayan, müteva-
Müge, “klipte klasik bir hikâye
Eylül’de Sattas,
masıyla kapılarını açtı. Eylül ayında
zı bir dilin ve anlayışın sonucu olarak
anlatılmıyor. kadın olmanın toplumda bizi
24 Eylül’de
palamut balığının çıkmasıyla birlik-
karşımıza çıkıyor. Bütçe sebebiyle efekt
hem ne kadar zayıf hem de ne kadar güçlü
BaBa ZuLa var!
te, her çeşidini misafirleriyle buluştu-
kullanımında temkinli davranan Z’nin,
kıldığını sergilemeye çalışıyoruz. Güçlü er-
racak olan Mavra Arnavutköy, ilkesi
Brandon Christensen ve Colin Minihan
keklerin güçsüz sandıkları kadınlarla arala-
gereği buzhane ürününü müşterileri-
ikilisinin hikâyeciliği sayesinde bu eksi -
rındaki o bitmez alışverişi başka bir yerden
ne sunmayacağını söylüyor. Mekânın
ğini göz ardı etmemizi sağladığını söy-
kurmaya çalıştık. Benim için de müzik kari-
mönüsünde sadece balık değil, et ve
l İzmir’de +1 Fest
leyebilirim.
yerimin bir manifestosu oldu” diyor.
meze gibi alternatifler de bulunuyor.
konserleri sürüyor.
İZLE Z, şüphesiz modern korku sineması-
Yasemin Kafe Çim
nın tuzaklarıyla örülü büyük bütçeli film-
Alan’daki ücretsiz
lerin gerisinde kalan fakat bu haliyle bi-
or Çatı, 17 Nisan’da “Hak kayıp- num ve tartışmaları kapsayan bir ya-
Mor
konserlerde program
le kendi sinema dilini
Mları Sürerken kadına Yönelik Şid- yın hazırladı. Çalıştay sonuç bildir-
OKU
şöyle: Bugün - Bulutsuzluk Özlemi, 17
Çatı’dan
oluşturmayı başarmış
detle Mücadele Çalıştayı” düzenlemişti. gesinin kadınların mücadelesinde ye-
Eylül Cuma - Kalben, 18 Eylül - Gaye
bir film. Devrimci de-
Çalıştayda kadın örgütleri, feminist plat- ni yöntemler bulmaya aracı olma-
önemli
Su Akyol, 24 Eylül - Bülent Ortaçgil,
nemez fakat fazlasıy- Puanım:
formlar ve belediyelerden 130 kadın bir ara- sı bekleniyor. kitaba “morcati.org.tr” adresi
25 Eylül - Evdeki Saat.
ya gelmişti. Mor Çatı, çalıştayda yapılan su- üzerinden ulaşılabilir. la tatmin edici olduğu
bir yayın
7/10
söylenebilir.
orhun.atmis@gmail.com
basakbicak@gmail.com