Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5
11 Eylül 2021 Cumartesi
Filiz Aygündüz Kaç Zil Kaldı
Örtmenim? ve Prens Prensesi
Alper
Sevmedi’den sonra üçüncü
romanı Annem Beni Görsün’le
Hasanoğlu
Görülmedikçe
okuyucusunun karşısında.
de anima
daha görünmez oluyoruz
u Yeni roma-
nın çıktı. Çok teb-
rikler. Günümü- Derhal kaçın!
zün “aşksız ilişki-
Romanda da anlatmaya
leri” içerisinde bir-
çalıştım. İnsanlar narsisler ve
birine tutunan iki
diğerleri diye ikiye ayrılmıyor.
insanın öyküsünü
Hepimizde belli oranlarda
satır satır okudum.
narsisizm var. Çoğumuz
Görmenin nere-
Kitap, yemek narsistik yaralanmaya açığız.
deyse unutulduğu
bu dönemde görül- Hemen hepimiz bu durumdaki
ve biraz da
mek neden bu ka- birileriyle ilişkiye girmişizdir.
hayat
dar önemli? Görül-
Dozu önemli. Bir bölümü var
medikçe daha da Ebru D. Dedeoğlu
ki ağır narsisler. Kendisinden
görünmez mi olu-
başka kimseyi görmeyen,
ÇİZEN: Özge Ekmekçioğlu
yoruz?
dikkate almayan, senin acını
Çok haklısın, sadece baktığımız, görmedi-
anlamayan, duygularınla ilişki
ğimiz, görmeye gönlümüzün olmadığı bir
kurmayan. Derhal kaçılmalı bu
dönemdeyiz. Bakıp geçiyoruz. Oysa başta
gruptan. Yardım almaya niyet
Her türlü
kendimiz olmak üzere çevremizdekileri gör-
ederse o başka. Çözülmeyecek
mek, anlamak çok kıymetli. Zengin bir psi-
bir sorun değil ama insan çok
kolojik sermaye için de gerekli bu. Hiç gö-
yara alıyor narsis partnerden.
rülmeyen, fark edilmeyen, yok sayılan insan
önyargıdan
sorun yaşar. Bu nedenle bu çağın insanı bu
dertten mustarip biraz. O kadar çok uyaran
lar. Ve sonuç olarak romandaki Alp karakteri-
var ki insanlar dediğim gibi bakıp geçiyor.
Yaralarla
nin dediği gibi ne kadar “çok” yaşarsak o ka-
uzak…
Öte yandan hiç sağlıklı olmayan bir görül-
dar “az” korkuyoruz ölümden. Dört başı ma-
me isteği de var. Sosyal medyada like almak
chopenhauer ve Nietzsche, daha sonra birbirle-
yüzleşmek mur bir sofradan doymuş bir şekilde gözün,
için uçurum kenarında selfie çekerken dü -
Srinden ayrılan ama birçok ortak noktası olan fark-
aklın yemeklerde kalmadan kalkmak gibi.
u Romanda beklemediğim
şüp ölen gencecik insanlara şahit olduk. Yete-
lı yöntemlerle felsefeye insanı tekrar sokan filozoflar
u Irvin Yallom’un “Her insanın hayatında
bir sonla karşılaştım. Zeynep’in
ri kadar like almayınca deprese olanlara. Ni-
olarak görülebilirler. “Yaşama istenci” ve “güç istenci”
büyüleyici bir dram vardır” sözünden hare-
travmalarından çıkış noktası
ye o minik kalpli like’ların peşindeyiz? Onla-
başka başka açılardan insana kendi hayatının özne-
ketle Zeynep ile Alp’in yolunu birleştiren
yazmak iken Alp tam olarak çıkışını
ra niye bu kadar ihtiyaç duyuyoruz? Her bi-
si ve nesnesi olduğunu göstermeleri açısından önemli-
duygu ortak yaralar mı? Zeynep yaralarını
bulamamış ve kişilik bozukluğu
reyin hikâyesi farklı ama bir sebebi mutlaka dirler. Bu düşünme biçimleri onları birer yaşam filozofu
çözmüş gözükürken esas Alp’le mi iyileşe-
hayatına hükmetmiş. Aşk, Alp’i kalıcı
var. Öte yandan içlerinde azımsanmayacak yapar. Biri, Schopenhauer çok kötümserken diğeri yani
cek ve kaygılarından kurtulacak?
ve sürdürülebilir olarak dönüştürecek
Nietzsche yaşama her şeyiyle evet demenin yolunu bul-
bir çoğunluğun çocuklukta annesi tarafından
İkisi de yaralı insanlar. Zeynep’in üstesin-
mi? Beraber yol alabilirler mi?
maya çalışır. Bu anlamda felsefi antropolojinin de yolu-
görülmediğini biliyorum. Görülmedikçe da-
den gelemediği bir ölüm kaygısı var. Evet
Yardım almaya niyet ederse
nu açmışlardır.
ha görünmez oluyoruz ama bir o kadar da
çok satan kitapların yazarı, başarılı bir kadın.
dedim ya. Alp profesyonel yardımı
görülme çabasına ve stresine giriyoruz.
Ama ilişkilerinde başarılı olamamış, babasını
kabul ediyor. Bu önemli. Aslında
BİR DOĞA BİLİMİ
küçük yaşta kaybetmiş. Öyle çok da dolu do-
Alp, hastalığıyla
KAÇINGANLAR Alman filozof Brentano da yönelimsellik kavramıy-
lu yaşamıyor. Hayata karşı ürkek. Alp ise ço-
yüzleşmediğinden,
la -intentionalität- insanın bir başka insana yönelmiş-
u Kadın, erkek esas mesele ço-
cukluğunda annesi tarafından görülmemiş,
Zeynep’ten önce
liğini felsefesinin temeline oturtarak bir yandan feno-
cukluğumuzdan beri görülme is-
madden ve manen kale alınmamış, çektiği korkunç görülme açlı-
menolojinin kapısını aralamış, öte yandan bir insa-
teği ve onaylanma duygusu mu?
zarar görmüş. ğı nedeniyle, herkesten sakladığı bir psikolo-
nın kişi olmasının handiyse ancak bu yönelmişlik ara-
Kısaca yaralarımızın panzehri
Zeynep’in farkı, o Alp’i jik rahatsızlığın pençesinde kıvranıyor. Yara-
cılığıyla mümkün olduğunu söylemiş olur bir anlamda.
mi? Aşk da bu sürece en yardım-
görüyor. Ona en ihtiyaç
ları nedeniyle bir araya gelmiyorlar ama bir-
Brentano’nun psikoloji zemininde oluşturduğu tanım-
cı duygu mu?
duyduğu şeyi veriyor.
birlerinin yaralarına iyi geliyorlar. Çünkü iyi
layıcı fenomenolojiyi 20. yüzyılda kuran isim Edmund
Anne ya da ilk bakım veren ta-
Birbirlerine tutunarak
kurulan bir ilişki iyileştirir. Karşı cinsle olma-
Husserl olmuştur.
rafından görülmek çok önemli. İn-
yaralarını sarıyorlar.
sı da gerekmiyor ayrıca.
Brentano, pozitivizmin o dönemde baskın felsefe ol-
giliz psikiyatr John Bowlby’nin
Bence şimdi Assos’ta
masının da etkisiyle psikolojiyi bir doğa bilimi olarak
ANNE LEZZETLERİ
bağlanma teorisine göre üç tür tatil yapıyor, “Kiss of
tanımlamakta ısrar etmiş ve handiyse felsefeyi psikoloji
bağlanma var: Güvenli, kaygılı ve Fire” dinliyorlardır.
u Romanda anne lezzetleri ve portakal re-
olarak görmeye kadar vardırmıştır işi. Felsefeden uzak
kaçıngan. Güvenli bağlanmada
çeli bence başrolde. Okurken kendi çocuk-
durmak gerektiğini ısrarla yıllarca iddia eden Sigmund
anne çocuğun her ihtiyacını kar-
luğuma döndüm. Tarif annenin tarifi mi?
Freud’un bu tavrında, kendisinin de pozitivizm etki-
u Romanın ana duygularından biri ölüm
şılıyor, acıktığında yemek veriyor, gazını çı- Bizimle paylaşır mısın?
si altında olmasının yanında üniversitedeki felsefe ders-
korkusu. Hem bizi deviren hem de devleş-
karıyor, sevgisini gösteriyor. Bu çocuklar an-
Reçel kokusu bizim evin en baskın koku- lerini Brentano’dan almasının büyük etkisi var gibi gö-
tiren bir duygu. Her şeyin ana nedeni bir
neyle güvenli bağlanma kuruyorlar. Çocuk- larından biriydi. Annem her mevsim fark- rünüyor.
anlamda. Ne kadar çok yaşarsan ölüm kay-
lukta anne bir var bir yoksa, tüm ihtiyaçla- lı farklı meyvelerle reçel yapardı. Hâlâ da ya-
BİLİNÇ ANLAMAYA ÇALIŞMALI
gısı bir o kadar azalır mı? Hayatın hakkını par. O reçel kokusu sende olduğu gibi çocuk-
rımızı karşılayamıyorsa kaygılı bir ilişki ku-
verebilmek için ölümüne yaşamak mı ge- Husserl başka bir yol izlemiş, felsefenin kesin bir bi-
ruyoruz ilk bakım verenimizle. Hep bir kay- luğumun asude günlerine götürür beni. Zey-
lim olmasının yolunun fenomenolojiden geçtiğini vur-
rekir? nep de bunu yaşıyor. Ne zaman dertlense re-
betme korkusu içinde oluyoruz. Ve son ola-
gulamıştır. Brentano’nun tanımlayıcı psikolojisinin oldu-
Tam da dediğin gibi hayatın hakkını vere- çel kaynatıp rahatlamaya çalışıyor. Kitapta-
rak anne hiç yoksa, çocuğu terk etmişse, ilgi-
ğu gibi, Husserl’in fenomenolojisinin de temel kavramı
bilmek için ölümüne yaşamalı. Hayatın, her ki annemin tarifi. Portakalları kaynatıyor -
sizse kaçıngan bir ilişki ortaya çıkıyor. Daha
olan yönelimsellik, bilincin her zaman bir şeyin bilinci
bir anın tadını çıkarmalı, dolu dolu yaşama- sun. Sonra suyunu değiştirip yeniden kayna-
da önemlisi bu bağlanma modelleri ilerideki
olduğu anlamına gelir. Yani bilinç bir şeye yönelip onu
tıyorsun. Üç kez tekrarlanıyor bu işlem. Son-
lı. Otto Rank “Nevrotik birey borcu ödemek-
aşk ilişkilerimizi de etkiliyor. Güvenli bağla-
anlamaya çalışmadığı müddetçe bilinç değildir. Bilin-
ten kaçınmak için -borç dediği ölüm- kre- ra soğuk su dolu bir kapta yarım saat bekleti-
nan çocuklar güvenli ilişkilere giriyorlar: Gö-
cin varolması için yöneleceği bir fenomene ihtiyacı var-
yorsun. Ardından soğumuş portakalları küp
diyi -kredi de hayat- almayı reddeder” di-
rüldükleri, anlaşıldıkları, tatmin oldukları.
dır. Bu, neredeyse Martin Buber’in, “Ben sende oluyo-
yor. Nevrotik, ölüm fikrinden uzaklaşmak küp kesiyorsun. Şekerle karıştırıp ağdası ko-
Kaygılı çocuklar yetişkinlikte, hep kaygı için-
rum” olarak ifade ettiği, günümüz psikoterapi termino-
yulaşıncaya kadar son bir kez daha kaynatı-
için hayattan da uzaklaşıyor. Tersi de doğru.
de oldukları ilişkileri seçiyorlar, tesadüf değil
lojisinde insanın kişi olması için gerekli olan intersub-
Ölüm borcunu kabul edenler hayat kredisini yorsun. En son yarım limon sıkıp ocağı ka-
bu. Son olarak kaçınganlar, annelerinin onu
jektivite yani özneler arasılık kavramına işaret etmekte-
patıyorsun. Annemin elindeki lezzetin tari-
doğru bir şekilde harcıyor, tadını çıkarıyorlar.
kendisinden yoksun bırakma duygusunu ya-
dir. Bilincin kasıtlı olarak bir şeye, ötekine yönelmesi ile
Ölüm ve yaşam birbirine çok bağlı kavram- fi ise yok.
şamamak için hiç ilişki kurmuyorlar.
Bowlby’nin bağlanma teorisi arasında da bir bağ kur-
mak mümkün görünüyor. Bağlanma teorisine göre yeni
doğan bebek genetik olarak ötekine bağlanmaya eği-
limlidir. Kohut’un, bebeğin bir benliğe sahip olabilme-
sinin, “annesinin gözündeki ışıltı”yla mümkün olduğu-
Rosalind Elsie Franklin’in hikâyesi
nu söylemesi, başka bir bakışla bu yönelimselliğe işa-
ret eder.
raft Tiyatro’nun oyunlarından “Fotoğ- ha artıyor. Doğru reji ve iyi bir performans- turulmuş bir dekor vardı. Oyuna hizmet eden ola-
Brentano’nun doğrudan fiziksel ve psişik şeylere yö-
Craf 51”, DNA, x-ışınları, fosfatlar ve la zor olan metnin altından kalkmayı başar- ğanüstü ince detaylar oyunun ruhuna ve metne uy-
nelim olarak kullandığı bu kavram Husserl’de biraz da-
hırslı bir yarışın ortasında “yaşamın sırrı- mışlar. Oyunun çok katmanlı oluşu ve doğru gundu. Craft yine her detayını şaşkınlıkla inceleye-
ha kapsamlı bir boyut kazanmış ve bilincin fiziksel ve
nı” bulmaya çalışan bir grup bilim insa- rejiden kaynaklanan başarı, oyunun izlenir- ceğiniz bir dekorla izleyicilerin karşısına çıktı. Ke-
psişik şeylerin anlamlarına yönelim olarak tanımlan-
nını ele alır. Anna Ziegler’in yazıp Hira liğini üst seviyelere taşımış. Temponun kat- rem Çetinel’in harika dekoruyla gözünüzün önünde
mıştır. Bilincin handiyse zorunlu bir şekilde bir şeye yö-
Tekindor’un çevirdiği oyunu Çağ Çalış- manlı olarak artması izleyiciyi diri tutuyor tarih akıp giderken 2 saatin nasıl geçtiğini fark et-
nelip onu anlamlandırma çabası onun tam algı -apper-
kur yönetiyor. Kerem Çetinel’in ilham ve- Yavuz KOÇ ve oyundaki merak uyandırıcılığı artırıyor. miyorsunuz bile.
zeption- olarak adlandırdığı özelliğin ortaya çıkması-
ren dekoruna Nihal Kaplangı kostüm ta- Funda Eryiğit’in görülmeye değer ve etki- Nihal Kaplangı’nın kostüm tasarımı bizi dönem
na yol açar. Örneğin bir kuşun tek kanadını gören ki-
sarımıyla omuz veriyor. Funda Eryiğit, Cem Avna- leyici performansı izleyiciyi kendine hayran bıra- İngiltere’sine götüren sade ve ince detaylarla işlen-
şi zihninde onun ikinci kanadını da var ederek gördü-
yim, Orçun Soytürk, Selahattin Paşalı, Bahadır Efe, kıyor. Sahnede gerçekten ne yaptığını bilen, domi- miş. Müzikler çok fazla ön plana çıkmasa da oyu-
ğü şeyin bir kuş olduğunu algılar. Bu hem bir deneyim
Barış Arman, Korhan Soydan ve Kemal Kayaoğ- nant bir oyuncu izledim. Rosalind Franklin gibi ya- na uygundu ve sırıtmadı. Proje ekibinde yer alan
hem de bir önsezi olarak anlaşılmalıdır.
lu rol alıyor. kın tarihte başarıları ile anılan bir bilim insanını iyi Elif Bekar, Aybek Aras, Selin Seber, Ecem Kara-
Rosalind Elsie Franklin (25 Temmuz 1920 - 16 çalışmış, çok iyi içselleştirmiş, kendi yeteneğiyle de ağaç, Esen Maçoro, Hakan Yasin Kirez ve Kemal
KATEGORİZASYON İHTİYACI
Nisan 1958) DNA yapısının çözülmesine önemli birleştirince ortaya unutulmayacak bir karakter çık- Derya Eşen’den oluşan kadroyu alkışlıyorum. Emi-
Fiziksel bir fenomende bu daha kolay anlaşılabilir
katkılarda bulunmuş x-ışını kristalografisi çalışma- mış. Karakterin psikolojisinin katmanlı olarak ya- nim onlar da böyle başarılı bir oyunun parçası ol-
bir durumken psişik fenomenlerde işler biraz daha ka-
larıyla bilinir. Az bilinen bir başka çalışması da as- vaş yavaş açılması, izleyicinin de bir şekilde karak- maktan gurur duyuyorlardır.
rışık gözüküyor. Çünkü psişik fenomenlerde, örneğin
keri amaçlarla İkinci Dünya Savaşı sırasında kömür terle özdeşleşmesini sağlıyor. Bu performansıyla Özetle, bilimsel metodolojinin, bilimde kadın-er-
duygularda, devreye kişinin kendi yaşantıları, hayatın-
incelemesidir. Cinsiyetçi, ırkçı, homofobik, faşist in- Funda Eryiğit her türlü övgüyü kek eşitsizliğinin bilim insanlarının
da edindiği yargılar ve önyargılar ve belirsizliği orta-
sanlarla dolu bir dönemde yaşaması çalışmaları ve hak ediyor. hayatını idame ettirişinin işlendiği ol-
dan kaldıracak bir açıklama yapabilmesi için katego-
hayatında engellerle karşılaşmasına sebep olmuş- Diğer karakterlerde Cem dukça başarılı bir oyun olmuş. Bilim
rizasyon ihtiyacı devreye girer. Bu da psişik fenomen-
tur. DNA’yı araştırırken kendi DNA’sının bozulma- Avnayim, Orçun Soytürk, Se- kadınlarının zorlu hayatları, günü-
lerin neyse o olarak görülebilmelerinin önündeki en-
sına sebep olarak ölmüş olması hikâyeyi daha da lahattin Paşalı, Bahadır Efe, müzdeki kadınların iş dünyasındaki
geldir. Bu durumda Husserl’in paranteze almak dedi-
ironikleştirir. Barış Arman, Korhan Soydan halinden ne yazık ki hâlâ farklı değil.
ği, yapması oldukça zor ve belki de imkânsız olan ye-
Oyun, Rosalind Franklin’in hayatını, DNA’nın üç ve Kemal Kayaoğlu’dan olu- Farklı metin, doğru reji, akıcı an-
ti devreye girer.
boyutlu yapısını buluş hikâyesini ele alırken bilim şan kadro, doğru anlatımla latım, üst düzey performans, oyunun
Şeylerin özünün görülebilmesi anlamına gelebilecek
insanı olarak bir kadının erkek egemen dünyada üzerine düşen rolleri hakkıy- merkezinde yer alan işlevsel dekor...
fenomenolojinin önemi, karşımızdaki insanı, üstelik bu
verdiği çabayı, karşılaştığı zorlukları anlatır. Oyu- la veriyor. Karakterlerin birbi- Bu tarz farklı işleri izlemeyi özlemi-
insan var olan psikopatolojisi nedeniyle mantıkdışı de-
nun otobiyografik bir çalışma olması, konu itiba- riyle olan ilişkisi gayet net ve şim. Bu oyunu ajandanıza not edin
ğerlendirmeler yapıyorsa daha da çok artar. Çünkü
rıyla hassas ve bıçak sırtı bir dengeye ihtiyaç duyu- temiz bir şekilde seyirciye ge- ve mutlaka izleyin. Sahneden mutlu
psikopatoloji bilgimizle o kişiyi hemen belli bir tanı ka-
yor. Haliyle didaktik üslubun seyirci için konudan çiyor. ayrılmama sebep olan tüm ekibi kut-
tegorisine sıkıştırırız. Oysa o kişi yalnızca sahip olduğu
kopmasına neden olabilecekken sanatsal bir şekil- Oyunun dekoruna ise ay- larım. Tiyatroya daha fazla seyirci
semptomlar değildir.
de işlenmesi başarıya giden yolda ışık olmuş. rı bir parantez açmak gere- çekebilmek için böyle oyunların art-
İşte burada devreye Ludwig Binswanger’in Dasein
Çağ Çalışkur’un reji dehasıyla ortaya çıkan işi kir. Craft Tiyatro’ya özgü, yine masını dilerim.
Analizi girer. Bu da birçok başka yazının konusu…
izlediğinizde tiyatroya olan inancınız bir kat da- farklı ve ince detaylarla oluş- Alkışınız bol olsun…