Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
33
21 Ağustos 2021 Cumartesi
Mutlu değil anlamlı bir
hayatın derdindeyim
meye başladık. Sinemadan edebiyata, tiyatrodan ik- lıkla kullanıyorum.
o yuncu Yiğit
lim aktivistlerine, gezegenimizi kurtarmak için neler u Siz tüketimi kıstınız mı?
Özşener,
yapabiliriz diye kafa yoran kültür sanat paydaşla- Benim hiçbir zaman tüketim odaklı bir hayatım olmadı,
İKSV’yle birlikte
rı ile bir araya gelelim ve hep birlikte konuşalım iste- kendimi bildim bileli hep ihtiyaç temelli hareket ettim.
10 bölümlük
dik. 10 bölümlük bir podcast serisi hazırladık. Şu an Burada ihtiyacı da doğru tanımlamak gerekiyor elbet-
bir podcast
İyi ki
tamamı yayında. IKSV’nin Spotify, Apple Podcast ve te. Sonuçta her şeye ihtiyacımız olduğuna inandırıldı-
serisi hazırladı. Youtube kanallarından dinleyebilirsiniz. Farklı zihin- ğımız bir dünyada yaşıyoruz. İhtiyaçlarımı benim adı-
Elif Tokbay
ler bir araya gelince müthiş bir aydılanma oluştu. ma başkalarının belirlemesine izin vermiyorum diyelim.
“Dünyalılar”ı
İhtiyacım olarak tanımladığım her şeyin, neye ve kime
yapmışım!
uyandırmak
İNSAN EBEDİ BİR KÖRLÜK İçİNDE
nasıl zararı dokunduğunu hesaplayarak hareket ediyo-
için... Özşener’le podcast serisini,
u Podcast serisinde de sosyal medyaki rum. İlkokulda pamukta tohum çimlendirmiş bir nesiliz
oyunculuğu, insan hallerini ve dünya
tüm paylaşımlarınızda da hep “Dünyalılar!” biz. Dolayısıyla sebzenin meyvenin süpermarkette ye- Elif Aktuğ
meselelerini konuştuk...
diye hitap ediyorsunuz. Neden? tişmediğini, bin bir zahmet, emek ve kaynak kullanıla-
Shaun Monson’ın yönetmenliğini, Joaquin Phoenix ve rak yetiştirildiğini biliyorum. İsrafa asla yer yoktur ha-
u Hayat sizin için nasıl gidiyor şu sıralar,
Persia White’in anlatıcılığını, Moby’nin müziklerini yaptı- yatımda. Çünkü doğanın hükümdarı değil, küçücük bir
nasılsınız, mutlu musunuz?
ğı “Earthlings” diye bir belgesel izlemiştim, çok uzun yıl- parçası olduğumu erken yaşta öğrendim. Gezegeni ve
Tarihin çok çetrefilli bir dönemine denk gelmiş canlıla-
lar önce. İnsan türünün, hayvan kaynaklı ürünleri elde üzerindeki her canlıyı seven, saygı duyan çocuklar ye-
rız, inkâr etmiyorum. Olup biten her şeyin ne kadar far-
ederken kullandığı “insanlık dışı” yöntemleri anlatıyor- tiştirmek için çaba göstermenin her şeyden daha önem-
kında olursanız da kaygı, endişe, karamsarlık gibi hisler-
du. “Tür ayrımcılığı” kavramı o belgeselle kazındı zihni- li olduğuna inanıyorum.
den kaçıp saklanmak o kadar zor. Schopenhauer “Bilinç
u Salgından önce, Stüdyo Oyuncuları’nın
me. Tür ayrımcılığı, aynı ırkçılık ve cinsiyet ayrımcılığı gi-
yükseldikçe, bilginin kesinleştiği oranda acı da artmakta-
IO oyunuyla sahnesinde yer alıyordunuz,
bi önyargılardan beslenerek sadece kendi türünün üye-
u cümleyi kurabilmek ne kıymetli.
dır ve en yüksek noktasını insanda bulmaktadır. Bir insan
Prometheus’u canlandırmıştınız. IO, öte-
lerinin çıkarlarını gözetirken diğer türlerin aleyhine tutum
Hayat macerası herkese aynı cö-
ne kadar iyi bilirse, ne kadar akıllıysa o kadar çok acı-
ki, dışlanmış, sürgünde... Geri dönüyor ve
sergilemekten çekinmeden davranmak. Ve bu ayrımcılı-
Bmertlikte sunmuyor yeteneği, şan-
sı vardır; dâhi olan adamsa en çok acı çekendir” der ya,
insanlara unuttuklarını hatırlatmaya çalı-
ğı sergileyen, dünyaya hâkim olma eğiliminde olan tek
sı, başarıyı, sevgiyi ve en önemlisi sevdi-
onun gibi. Ama en üstesinden gelemeyeceğimizi sandığı-
şıyor. Modern insanın trajedisi! Böyle bir
dünyalı: İNSAN. İnsan hayatını maddileştirmeye o ka-
ği işte çalışabilmenin hazzını.
mız kötülükler karşısında bile hepimizin bir seçeneği ol-
oyunda yer almak neler hissettirdi?
dar odaklanmış durumda ki sürekli nasıl daha fazlası-
İşini aşkla yaptığın zaman çalışmış sa-
duğuna inanıyorum. Ve her birimiz verdiğimiz kararlar
Zeus’un bir gün yaptıklarının hesabını vereceği ve
nı elde edebilirim diye düşünmekten ebedi bir körlük içe-
yılmazsın, demişler. Görünen o ki Me-
yığınından ibaretiz. Geriye dönüp baktığımda da karar-
Prometheus’un kehanetlerinin gerçekleşeceği ümidiy-
risinde. Sahip olma olgusu tarafından belirsiz ve tanım-
tin Akpınar markası da tutkuyla yaşanan
larımdan memnunum. En zor zamanlarda bile kendim-
le sürgünde ömrünü tüketen IO, son nefesini vermek
lanamaz hale getirilmiş durumda. “Dünyalılar” diye hi-
bir ömrün neticesi.
den vazgeçecek kadar umutsuzluğa düşmeden, kestirme
için döndüğü topraklarında hikâyesinin iktidar sahiple-
tap etmek, bana dünya üzerinde yaşayan hiçbir canlı-
İyi ki Yapmışım, Netflix’te yayında ve
yollara sapmadan, dayatılanlara ve vasatlığa boyun eğ-
ri tarafından insanlara gerçekle uzaktan yakından ala-
dan farkımız olmadığını hatırlatıyor. Hitap ettiğim kişiler-
uzun zamandır büyük keyifle izlediğim
meden, ahlaksal çöküntünün altında kalmadan yaşama-
kası olmayacak şekilde bambaşka anlatıldığını keşfe-
de de aynı farkındalığı yaratmasını umut ettiğim için sık-
bir biyografi/belgeseldi diyebilirim. Bü-
ya devam etmiş olmanın mutluluğunu yaşıyorum.
diyor. Ve insanlar kendilerine anlatılan bu yalanlara
yük heyecanla bekleyip izlediğim Nük-
u Mutluluğu yanlış yerde mi arıyoruz?
inanmayı, huzurları kaçmasın diye sorgulamamayı ter-
het Duru belgeseli fiyaskosundan sonra
Çoğu zaman hayattaki anlam kaybını mutluluk arayı-
cih ediyor. Ne kadar tanıdık değil mi? IO, iki temel te-
bir miktar tereddütle oturdum ekran ba-
şı ile ikame etmeye çalışıyor, bütün hayatımızı, varsayı-
mada ilerleyen ve bu her iki temanın da bugünkü ya-
şına.
lan ama nadiren ulaşılan bir şeyin peşinde koşarak tüke-
şamımızda sıkıntılarımızın tam da ortasında olduğu bir
Ve şükür, korktuğum olmadı. Bir akışı,
tiyoruz. Oysa mutlu olmanın tek yolu, insanın bu dünya-
Yiğit
oyun. Böyle bir oyunu sahnelemek, bugün de varlığı-
senaryosu ve hikâyesi vardı. Daha uzun
ya geliş amacının mutluluk olmadığı ön kabulüyle yaşa-
Özşener
nı sürdüren ataerkil dünya düzenindeki yıkıcı eril dü-
olmalıydı hatta birkaç bölüm olmalıydı
mak. Ben mutlu değil, anlamlı bir hayat yaşamanın der-
yeni şünme biçimi ve insanın hafızasızlaşması üzerine uzun
diye düşündüm.
dindeyim. İnsan, kendine bir varoluş nedeni belirlediğin-
uzun düşünmeme neden oldu. Günümüzde ataerkil
sezonda
60’larda başlayan tiyatro macerasın-
de aidiyet duyduğu amaç uğruna, içinde hüznü, korku-
düzen o kadar baskın ki kadına sadece doğurganlığı
hem tiyatro
da, üç kez ihtilal görmüş ve ülkenin ya-
yu, kaygıyı, haksızlığı, yorgunluğu, başarısızlığı bile hu-
ve analığı ile temsiliyet veriyor. Özgürlük tartışmalarını
sahnesinde
kın tarihine sahneden tanıklık etmiş, ya-
zurla yaşayabileceği bir yaşam sürdürebiliyor. Mutlu-
da kadının cinselliğini özgürce yaşayabilmesine sıkıştı-
hem
şayan bir esfane olan Metin Akpınar,
luk bir amaç olamaz, anlamlı bir hayat için çabalarsanız
racak kadar da sinsi ve seviyesiz.
ekranda
anlat anlat bitmez bir derya çünkü.
mutluluk kendiliğinden gelen bir sonuç olabilir.
olacak. BİLİM hEP Yo L GÖStERİR
MEĞER NE ÖZGÜR YILLARMIŞ!
uMut SuZLuK EYLEMSİZLİĞİN So NuCu
u Prometheus’un insanlığa armağan et-
Belgeselin Ferhan Şensoy, Zeynep
u Çok zor zamanlardan geçtik ve geçiyo-
tiği her şey insanlık tarafından unutulmuş.
Oral, Nevra Serezli, Perran Kutman, De-
ruz. Siz umudunuzu nasıl koruyorsunuz?
Prometheus sizce ateşi çalıp insanlara ver-
met Akbağ, Ahmet Gülhan, Cihat Ta-
Hayat, yamacımda iyi kalpli insanlar biriktirmeme
diğine pişman mıdır?
mer, Kandemir Konduk, Selma Sonat gi-
müsade etti. Hep birlikte, az çok umut etmekte direti-
Sizce, Mustafa Kemal Atatürk, bu ülkeyi bağımsız-
bi dev isimleri de ekrana getirmesi müt-
yoruz. Kendimi yalnız hissetmediğimde eylem ha-
lığa kavuşturmak için verdiği mücadeleden, Cum-
hişti ve her biri için de keşke belgesel
linde oluyorum, güzel işler geliyor başıma. Umut-
huriyeti ilan etmekten, ülkesinin çağdaşlaşma-
yapılsa diye düşündüm. Bir ustanın bir
suzluk, eylemsizliğin bir sonucu bence.
sı için yaptığı devrimlerden pişman mıdır? Ben-
başka ustayı bu denli sevgiyle, saygıyla,
u “Dünyaya bir kez çocukken baka-
ce sizin de benim de sorumun cevabı aynı.
hürmetle, takdirle anlatması seyirci için
rız. Gerisi hatıradır.” Ne anlamalıyız?
Prometheus’un pişman olduğunu düşünmek, za-
büyük zevk; hem seyirci hem de tiyatro-
2020 Nobel Edebiyat Ödülü kazanan
limin zulmüne boyun eğdiğimiz, sadece güçlü-
PARAM VAR AMA hAKKIM Yo K
ya/oyunculuğa gönül verenler için ibret-
Amerikalı şair Louise Glück’ün “Yuvaya Dö-
nün haklı olduğu, cehalete ve esarete mahkûm
“toprak Dede” diye bilinen tEMA
le izlenecek bir iş olmuş İyi ki Yapmışım.
nüş” isimli şiirinde geçer bu cümle. Ben de
olduğumuz bir hayatı kabullenmek demek.
Vakfı kurucusu hayrettin Karaca’nın Bir dönemi anlamak isteyen, hatırla-
podcast serimizin son bölümünde kullan-
Pişman olduğuna inanmıyorum; çünkü bilim
mak, öğrenmek isteyen için bu belgesel;
dım. Çocukluğumuzu hayal meyal hatır- çok sevdiğim bir cümlesidir: Param
her zaman yol göstericimiz olacak. Her za-
salt bir Zeki-Metin hikâyesi değildi izle-
ladığımız bir dönem, şimdiyi ise gerçek
var ama hakkım yok! man bizi birleştiren olacak. Her zaman do-
diğim.
kabul ederiz. Oysa Louise Glück, tek
ğa ile bu evrendeki yerimizle doğru ilişki
Neler kaldı aklımda? Çocukken ec-
gerçeğimizin çocukluğumuz olduğunu, kurmamızı sağlayacak. Neye inanırsanız
zanede çalışmış Metin Akpınar. Babası
sonraki her şeyin onun gölgesinde inanın, dünyayı nasıl algılarsanız algıla-
doktor olsun istermiş. Eşi Göksel Hanım’ı
var olduğunu söylüyor. Büyüdükçe yın, ateşe dokunan yanar. Bilimin, bilgi-
kaçırmış ve 20 yaşında evlenmişler.
çocukluğumuzdan uzaklaştığımızı nin ışığında adil, hakkaniyetli bir yaşam
60’lar, İstanbul’da bir gecede 40-50
düşünüyor olsak da aslında sade- kuramazsak dere de alevler de sel-
özel tiyatronun oyun sergilediği yıllar!
ce referans noktamız olan çocuklu- ler de depremler de bizi önüne katar.
Metin Akpınar Pertevniyal Lisesi’nde
ğumuza dönmeye çalışıyoruzdur. Önünde sonunda dönüp ilham ala-
SANAt DÖNÜŞtÜRÜR
gönül vermiş tiyatroya. 1965 Zeki Alas-
u İKSV ile hazırladığınız ‘Dünya- cağımız, yolundan gideceğimiz insan-
Sanat, hikâyelerin gücünü
ya ile ilk sahneye çıkışları. Hababam
lılar, Sanat Gezegeni İyileştirebilir lar Prometheus’lar olacaktır. Çünkü onlar
kullanarak insanları dönüştürür. Ve
Sınıfı’nı oynamışlar. 1967 Devekuşu
mi?’ podcast serisi fikri nasıl çıktı? herkesin üzerinde yürüyebileceği yolun ilk
gezegenimizi ancak bu dönüşümü taşlarını döşeyenlerdir. Çünkü onlar doğa- Kabare’nin kuruluşu ve pavyon ruhsatıy-
İKSV Kültür Politikaları Çalışmaları kapsa-
nın en el değmemiş, en vahşi, en yalın haliyle la sahneye çıkmaları! Eh içinde müzik,
mında şubat ayında “Ekolojik Dönüşüm İçin yaşayan insanlar iyileştirebilir.
dans edenlerdir. kadın, eğlence olunca, konsomatris bel-
Kültür Sanat” konulu bir rapor yayımlanmıştı.
u Unutkan halkı ne uyandırır? gesi almış oyuncular. Ne hikâyeler, ne
Doç. Dr. Hande Paker’in hazırladığı bu rapor
Hikâyeler, masallar, filmler, resimler, heykeller, dönemler yaşanmış!..
ekolojik krizin sebep ve sonuçlarına kültür sanat
oyunlar, şiirler, sergiler, müzik... Yüreğimize doku-
cephesinden bakıyor. Raporu okuduğumuzda ya-
EVREN BİLE GÜLMÜŞ
nan her şey bizi uyandırır. Maya Angelou’nun da
ratıcı endüstrilerin, ekolojik krize karşı dünyalıları
Kabare sahneye koymak deli işi o dö-
söylediği gibi: İnsanlar ne söylediğimizi unutuyor, ne
harekete geçirmek için olağanüstü bir potansiyele sa-
nem için. Bir gecede 7-8 seyirciden bilet
yaptığımızı unutuyor ancak onları nasıl hissettirdiğimizi
hip olduğu fikrine kapıldık. Kültür sanat paydaşlarını
bulunamayan mekânlara, oradan spor
asla unutmuyorlar.
harekete geçirmek için biz ne yapabiliriz diye düşün-
salonlarına, konser salonlarına sığma-
yan seyircilere giden yol, bu bahsedilen.
12 Eylül döneminde bile oynamışlar.
Ucundan kıyısından yakaladı bizim ne-
4 ZİhNİNİ Aç
sil Devekuşu Kabare’yi. Arabalarda bi-
ayılıyoruz eleştirmeye, çekiştirmeye, bir fiskos
le oyunların kasetleri olurdu. Deliler, Ya-
DEGAJE ÇENELER
Sevdikleriniz, sizin
Bhaline bürünmeye. Bir bilirlik, bir eminlik, bir
saklar, Aşk Olsun, Beyoğlu Beyoğlu,
kendi dışındakini itmişlik haline örtünmeye. Be- Yanı başımızdakilere de ge-
olan birilerinin sözüne, diline kolayca hangi tarafınızın vaz-
Reklamlar...
nim kararlarım, benim yaptıklarım, tecrübelerim, liyor sıra. Kızımız hep dağınık,
sızarız. Kendi doğrularımızı fütursuzca geçilmez olduğunu
40 yıl önce tiyatroların tıka basa dol-
benim düşündüklerim şahane. Oh ne âlâ, ne âlâ, oğlumuz havai, kocamız unut-
başka bedenlere sokarız. Eminiz çün-
düşünüyor, hiç düşün-
duğu, amma çok yasak var diye dertle-
benim en birinci benim. Bir tane.
muş yine o özel günü. Bütün si-
kü. Çok da kesin. Başarırız. Ama olmu-
dünüz mü?
nilen, siyasi hicivlerin havada uçuştuğu
Alışıyoruz kendimizde görmemeye, duymama-
temler kelli felli, kendimize do-
yor işte. Başarı konuşmakla sınırlı kalı-
ve bilmeden özgürlüğün yaşandığı yıl-
ya. Tabağı kırsak da yine de sofraya koymaya. kundurduklarımız hep torpilli.
yor. Kimisi büyük geliyor, kimisi küçük.
4 hAYAtINI Aç
larmış meğer.
Başkalarının çocukları. Başkalarının eşleri. Arka- Yardım yapıyor adam. Ya-
Kiminde kol dışarıda kalıyor, kiminde
Özür dilesek, birçok
Turgut Özal’ın oyuna geldiğini ve ken-
daşının koşulları. Tanımadıklarının şartları. Kar- pacak tabii. Yardım yapmıyor
ayak görünmüyor.
şeyin değişeceğini bil-
disiyle alakalı yapılan şakalara kahka-
şılaşmadıklarının yolları. Bize hiç dokunmayan
adam. Gözü doysun emi. Ev-
Bütün hikâyeler aynı değil ki. Doğa-
diğimiz bir durumda,
halarla güldüğünü anlattı Akpınar, buna
tarafları. Biz, güçlüyü, zengini malı ile, dar ge-
lenir kadın. Çocuksuz hayat mı
rız ve ölürüz. Aslında budur tek ortak
yine de haklı haksız
pek şaşırmadım. Kenan Evren bile gitmiş
lirliyi davranışı ile. Ama hep bir sebep ile. Uza- olur? Evlenmez adam. Yaşam
noktamız. Arası bambaşkadır herkes
Dut Ağacı ararız. Varsayın ki çok
oyuna ve siyasi esprilere gülmüş, alkışla-
ta uzata anlattığımız nedenleriyle, yeriyoruz tane sürer mi bekâr? Dövme yaptı-
için. Eleştiride bulunulan istisnalar ken-
haklıyız ama mutsu-
Pınar Sur
mış! Buna çok şaşırdım işte.
tane. İyi biliyoruz biz bu tenkitleri. rır, saçma. Seyahate çıkar, ge-
dini haklı bulmasın, herkes de kendi-
zuz. Bu kadar mı zor
Bugün keşke yine sahne alsa Devekuşu
Bize uzak, yakın fark etmiyor. İçimizdeki o ses
reksiz. Uyur, fazla. Yer, az. Siz
pinarsur.ps@gmail.com ni istisnaya koymasın elbet. Herkes her
sevdiğimiz birine bir
Kabare, yine oyunlar oynasa, yine yıkıl-
bize hep ne gerek diyor, hep de başkasına denk
hiç kaldırımda, çizgilere bas-
şeyi biliyor aslında, bu kadar enerjiyi
adım atmak?
sa ortalık! Yıkılsa ama kahkahadan, gül-
geliyor. Az biraz sevdiklerimiz, kolay ve rahat madan yürümeyi denediniz mi?
kucaklamak delilik.
mekten ağrıyan yanaklarımıza şaşırsak,
kızabildiklerimiz daha çok duyuyor, sesimiz da- Ve basmamak için ayaklarınızı yamuk yumuk
Kabullenici olmayı unuttuk. Dinginliği. Sa-
4 BİR So Ru
gözyaşına kahkaha sebep olsa; işte bu-
ha gür onlara çünkü. Duvarların kalın olması da bastınız mı taşlara? Deli sanmasınlar diye gizli-
kin kalıp durmayı. Doğayı dinlemeyi. Müziğe
Siz, davranışları-
na imreniyor seyirci belgeseli izlerken.
yetmiyor, bağırıyoruz. Güzel örneklerimiz hep
ce baktınız mı etrafınıza. Bir salamadık kendimi-
ses vermeyi. Bir resim çizmeyi. Komşunun selam
nız veya alışkanlıkla-
Neden olmasın, acaba olur mu, derken
kendimize dair. Biz olsak hiç yapmıyor, hiç söy-
zi şöyle boş verlere.
vermeyen ergeni, beğendiğin şarkıcının kıyafe-
rınız ile örnek olmak
gelen cevap çok acıtıyor, olamaz ki...
lemiyor, geçmiyoruz kıyısından kusurların. O Bir otorite gibi, salonun en üst koltuklarında
ti, garsonun suratsız, taksicinin geveze, kasiyerin
ister miydiniz? Bu ve-
Zeynep Miraç’ın senaryosunu kaleme
yüzden bizim çocuk değil, suçlu çocuk hep baş- ayrılmış gibi izleriz oyunu. Biz kritik avcıları, bi-
yavaş olmasıyla dalıyoruz uykuya. Sonra sabah
sile ile sevdiğiniz bir
aldığı, Tilbe Saran’ın anlatımıyla bam-
kasının. İş arkadaşımız bizden daha çok çalışmı- liriz bütün kılıfları. Sahneye her gün başkala-
uyanamıyoruz. Yastık rahatsız. Gece çok yedik.
şeyden vazgeçer miy-
yor. Komşu eşiyle sürekli kavga ediyor. Yardımcı başka bir anlam kazanan belgesel, size
rı çıkar. Başka deneyimler, başka yollar, başka
İşlerimiz hep ters. Hava da ne kapalı, değil mi?
diniz?
iyi yıkamıyor bulaşıkları. de “iyi ki izlemişim” dedirtecek inanın.
duygular, şartlar koşullardan geçmiş, geçmekte
Değil işte. Bizim çenemiz degaje.
Arka Pencere