Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÇİZEN: Özge Ekmekçioğlu
7777
5 Haziran 2021 Cumartesi
Daha güçlü
Alper
üniversite
Hasanoğlu
u Boğaziçi Üniversite-
Hayatın
si olaylarında öğrenci-
lerle birlikte sergiledi-
de anima
ğiniz tavır ve aldığınız
karar hepimiz için çok
önemliydi. Neler söyle-
mek istersiniz? Gelece-
kara mizah
Akıllı olmakla ne
ğe dair okulla ilgili ne
düşünüyorsunuz?
Üniversitede ka-
geçiyor elimize?
rar alma yetkisi seçil-
miş kurullarda ve yö-
“Bir miktar delilik karışımının bulunmadığı mükemmel bir ruh yoktur.”
neticilerdedir. Dayana-
yönlerini
Aristoteles
ğı da üniversite özerk-
liğini tanımlayan ana-
yasadır. Geleceğe iliş-
kin olarak son derece
olumlu düşünüyorum
çünkü Boğaziçi Üniver-
seviyorum
sitesi hocası, öğrenci-
si, mezunu ve çalışan-
larıyla bu ilkelerin öne-
mini kavramış durum- Murat Gülsoy ile insan ruhunun
dadır. O yüzden de karanlık sırlarını yer yer muzip
üniversitesine sahip çı-
yer yer ürkütücü bir atmosferin
kıyor ve çıkmaya de-
içinde anlattığı yeni kitabı Belirsiz
vam edecektir. Bu ya-
Bir Anın Kıyısında için buluştuk.
şanan süreç sayesin-
Hakkında bir çok bilinmeyeni,
de herkes akademik
Boğaziçi Üniversitesi olaylarını
özerkliğin neden önem-
detaylı konuştuk. Çocukluğundan
li olduğunu daha iyi
beri tuttuğu Rüya Günlükleri
kavradı. O yüzden ge-
ise oldukça etkileyici. Buyrun
lecekte çok daha güçlü
sohbetimize…
bir üniversite olacak.
Yazının var olduğu zamanlardan beri bilebildiğimiz insanlık
u Müthiş öyküler. Bazı özerk alanını korumaya çalı-
tarihinin başından itibaren deli neyse hep aynı deliydi ama biz
Evde herkes
öykülerde hüzünlendim şan yazarlar var. Bunun da en
kendini akıllı sananların bakış açısı, hayatı, insanı değerlendi-
bazılarında ise kahkaha- büyük nedeni burada çok bü-
rişimiz o kadar çok değişti ki, biz akıllılar deliyi başka başka
larla güldüm. Konular yük bir maddi kazanç olma- rüyalarını anlatırdı
tanımladık yüzyıllar içinde. Yoksa onlar gayet normal bir şe-
birbirinden farklı gibi ması aslında. Ne zamanki bir
kilde hep aynı deli kaldılar. Deli gibi yaptığı tanımları değişti-
u Çocukluğunuzdan beri rüya günlükleri tutu-
görünse de zihnin kıv- iş büyük bir maddi kazan-
ren ve kendine deli gibi normal yaftasını yapıştıran biz kendini
yorsunuz. Çok enteresan. Rüyalardan konuşalım
akıllı sananlar oldu deliliğin zamanla değiştiğini iddia edenler.
rımlarında geziyorsunuz ca dönüşüyor o zaman orası
mı? Helen Siksu ve Margarite Yorsena gibi siz de
Benim hem ofisimin hem de evimin olduğu yerde bütün ma-
adeta. Psikolojik okuma- özgür alan olmaktan çıkma-
rüya güncesi yazmayı düşünüyor musunuz?
halle halkının tanıdığı ve garip ve uygunsuz davranışları ne-
ları olan, kıvrak zekânın ya başlıyor. Her an onu kay-
Rüya meselesinin önemsendiği bir ailede büyüdüm. deniyle hafif çekindikleri ama artık tanıyor oldukları için kork-
Kitap, yemek
ürünü öyküler. Fikir na- bedebilirsiniz. Edebiyatın şu
madıkları bir delimiz var. Biliyorsunuz bilinmeyen, tanınma-
Evde herkes rüyalarını anlatırdı. Rüyaların gelecekten
sıl oluştu? günlerdeki hali, yeni yazarla-
ve biraz da
yan, öteki yani yabancı korkutur insanları. Göçmenler biraz
ya da geçmişten haber verdiklerine inanılan bir or-
Bu öyküler uzun za- rın arayışları, farklılıkları, çe-
da o nedenle sevilmez. Başka başka adetleri vardır göçmenle-
hayat tam. Bende de bir rüya kültürü oluştu zaman içinde.
mandır defterlerimde tas- şitlilikleri beni heyecanlandı- rin, başka başka şeylere üzülüp sevinirler filan. O yüzden biz-
Sonra psikoloji okumamın da etkisi olabilir. Örneğin
Ebru D. Dedeoğlu de herkes hemen “Nerelisin hemşerim?” diye sorar ya yeni ta-
lak olarak mevcuttu. Ede- rıyor. Ben de o soruları sor-
ben insanların çoğunu sıkıcı bulurum. Aslında onların
nıştığı kişiye. Yakın şehirlerden olmak bile rahatlatır insanları
biyata öykü yazarak baş- maya çalışıyorum, sormaya
sıkıcı olmadıklarını bilirim ama yine de birbirimizden
ve daha rahat sohbet edip kendilerinden bahsederler. Anlaşı-
ladım. 1992-2002 arasın- devam ediyorum.
sıkılırız çünkü ortak bir dil bulamamışızdır, birbirimi-
lacaklarını ve karşılarındakini anlayacaklarını bilirler, emindir-
da da Hayalet Gemi dergisini çıkarırken
zin dünyasına yabancıyızdır, o yüzden sıkılırız. Ama
ler bundan. Oysa bir yabancıyı anlamak, onun sizi anlaması
BİR EVİN İÇİNDE KAYBOLMAK
çok sayıda öykü yazdım. Daha sonra ise
en sıkıcı bulduğunuz insanın rüyasını dinleyin, çok il-
zordur. Bu nedenle de tehdittir bir bakıma. Nasıl bir tepki gös-
u Satranç iki zihnin savaşıdır aslın-
romanlar daha ön plana çıktı. Zaten öykü
ginç bir iç dünya ile karşılaşırsınız. Ayrıca sizinkinden tereceğini bilemezsiniz çünkü. Deliden de bu yüzden korkulur,
da. Trapped öykünüzde Arda kendi zih-
kitaplarında da hep bir bütünlük kaygım nasıl tepki göstereceğini bilemezsiniz. Ya birden sizin yaptığı-
çok da farklı olmadığını görürsünüz. Ve bu bence cin-
ninin yarattığı bir oyun içinde mi? Ken- nız çok normal bir şeye kızar da size saldırırsa. Oysa bir deli,
vardı. Kitap, ister öykü türünde olsun is- siyetten, kültürden, yaştan, her şeyden bağımsız. Rü-
kendine göre gerçekçi olmayan bir nedene dayanmayan hiç-
di labirentinde kaybolurken amca üze-
ter roman türünde, belli bir bütünlük yaların bilinçdışı süreçlerin izini bulmak, kapısını ara-
bir şey yapmaz. Yalnızca biz onu yeteri kadar dinleyip kendi
rinden yaşlanma duygusu ya da belleği
lamak için iyi bir yol olduğunu düşünüyorum. O yüz-
içinde olmalıdır. Bütünlüğü yoksa derle-
yargılarımızdan, düşünce biçimimizden, kendi doğrularımız-
ile savaş halinde mi? Merak ettiren bir den de her defasında not alıyorum. Onları kullanmak
me diyebiliriz ancak. Bu kitap için yazdı-
dan sıyrılıp dinlemeyi beceremiyoruzdur.
hikâye. Ne dersiniz? ya da yayımlamak gibi bir amacım yok. Sadece o ka-
ğım öykülerin ortak ruh durumu tekin-
Lafı uzatıp bizim mahallenin delisinden bahsetmeyi unutma-
pıyı aralık tutmaya çalışıyorum.
Onun cevabını okurlar verecek (gülü-
sizlik. Hayatımızın içerisinde yer alan,
yalım. Delimiz kadın, 40’lı yaşlarda. Uzun boylu, iri yarı. Bu
u Peki geriye dönük olarak rüyalarınızı okudu-
yor). Trapped tuhaf hikâyelerden birisi.
kadın mahallenin bütün sokak köpekleriyle çok iyi anlaştığı gi-
çeşitli durumlarda ortaya çıkan o tedir-
ğunuzda çözüme ya da geleceğe yönelik anahtar
bi özellikle bir tane çok iri olanı var ki onu yanından ayırmı-
Gerçekten bir evin içinde neden ve na-
gin edici belirsizlik halleri. Pandemi dö-
simgeleriniz oluştu mu? yor. Daha doğrusu ikisi birlikte takılıyorlar. Köpek de kadın ne
sıl kaybolur insan? Yaşadığımız yer bir
nemindeyiz ve dönemin yarattığı kendi-
derse yapıyor. O da deli anlayacağınız.
Yo, hiç öyle ilginç şeyler olmadı. Eski defterleri, es-
labirente nasıl dönüşür? Eşya, bitmek
ne özgü bir belirsizlik ve korku alanı var.
Neyse. A. diyelim bizim deli kadınımıza. O mesela park-
ki rüyaları okumak çok ilginç. Yalnız şunu fark ettim.
bilmeyen odalar, çoğalan sonra eksilen
Evlere kapanıyoruz, birbirimizden kor-
ta oturup bizim göremediğimiz birileriyle sıkı bir politika ya
Bazı rüyaları ister otuz sene önce ister daha fazla yıl
sonra iyice yok olan eş-
kuyoruz. İnişli, çıkışlı duy-
da ilişkilerle ilgili bir tartışmaya giriyor. Biz onun kimle konuş-
önce görmüş olayım daha ilk satırda hemen hatırlıyo-
ya... Sonra insanlar, bütün
gu durumlarına savruluyo- tuğunu göremediğimiz için deli diyoruz ona. Oysa kulaklığı-
rum. Bazılarını ise okuyorum, evet bunu görmüştüm
bu eşyanın içinde durma- nı takmış telefonla yine bizim göremediğimiz biriyle elleriyle
ruz. Ama virüsten önce de
diyorum ama o kadar canlı değil diyorum. Bazıları
kollarıyla çeşitli jestler yaparak bağıra çağıra konuşan birileri-
dan dolanan, bir çıkış ara-
post-truth yani yalan dün-
da var ki hiç hatırlamıyorum. Bu bana çok ilginç geli-
ni gördüğümüzde deli demiyoruz. Çünkü eminiz ki o telefonun
yan, bir türlü bulamayan
ya denilen dönemi yaşıyor-
yor. Bir de tekrar eden temalar, bazı örüntüler ve un-
diğer ucunda olan biriyle konuşuyor. Çünkü kulağında kulak-
belki de bulmak isteme-
duk. İşte bu belirsizlikler de
surlar var. Hepsi bir içgörü kazandırıyor. Bu bir içe-
lık var. Peki neden bu kadar eminiz bundan? Bizim A. da bir
yen insanlar, hem terk et-
zihinlerde tekinsizlikler ya-
bakış yöntemi ve çok faydalı. Freud, rüyaları bilinç- kulaklık taksa ve öyle tartışsa bizim göremediğimiz kişiyle, de-
mek istediğimiz hem de
ratıyordu. Tekinsizlik hem
li olmaktan ya da bizim ona deli dememizden kurtulacak mı?
dışına giden kral yolu olarak tanımlamış. Bu neden-
içinden çıkmak istemedi-
çok tanıdık hem de bir an- Değişik konular. Kafamda deli sorular diyelim.
le o yolu ya da kapıyı aralıklı tutmak yapmak istedi-
ğimiz bir rahim ve son- Şimdi A.’ya geri dönelim. A. canı kahve istediğinde mahal-
da çok yabancı gelen şey de-
ğim şey.
lede kahve satan bir yere gidip “Bana bir kahve verir misin”
ra eşyanın yalnızlığı, on-
mek. Örneğin bir yakınımız
diye sorar nazikçe. Bir sürü iyi esnafımız var mahallede sağ ol-
ların hikâyesi, el değiştir-
öldüğü zaman, o yatağın-
sunlar, onlar verir kahvesini A.’ya ama bazıları da vardır ki
Aile yemekleri
mesi, azalması, çoğalma-
da artık bir ölü olarak yatar-
verdikleri kahve karşılığında A.’nın kahve karşılığında neden
sı… Böyle şeyler vardı
ken ondan bize doğru yayı-
para vermediğini, neden kahvesini aldıktan sonra para öde-
çocukluğumu hatırlatıyor
aklımda, bakalım okur-
lan bir tekinsizlik hali vardır.
meden yalnızca teşekkür ederek çekip gittiğini ya da çekip git-
lar nasıl yorumlayacak?
meyip orada bizim göremediğimiz kişiyle korona hakkında
Bir yandan sevdiğimiz birisi-
u Belirsiz Bir Anın Kıyısında özellikle Suna-
derin bir tartışmaya daldığını anlamazlar ve rahatsız olurlar.
Ama haklısın bir taraf-
dir bir yandan da artık bir ce-
Tuna’nın hikâyesinde Tuna’nın karakterini yemek
Hatta onu tanımayan müşterilerin tedirgin olup kaçmalarından
tan da meraklı bir hikâye.
settir. Varlığı bizi arafta bıra- kır. Bil-
seçimlerinden bile çözümleyebiliyoruz. Duygu-
çekindikleri için A.’nın başka yere gitmesini isterler. Bazen na-
diğimiz bir yerde kaybolmak, garip rü-
sal açlığını gidermek için duygusal yemelere do- zik bazen de kabaca. Oysa bu esnaf arkadaşlardan hiçbiri ev-
SİNSİCE GÜLEREK YAZDIM
yalar, bir bilgisayarla konuşmak bütün
lerine gelen misafire ikram ettikleri kahvenin parasını istemeyi
yamayan Tuna. Yemek, yemek sofraları, aile hem
u Öykülerinizi okuduktan sonra me-
bunların ortak yönü tekinsizlik halleri di-
akıllarından bile geçirmezler.
birleştirici hem de kaotik. Anne yemeği, aile sizin
rakım çok depreşti. Murat Gülsoy kim?
yebileceğim bir duygu durumu. Bu beni Şimdi yine A.’ya dönelim. Ben hiç tanık olmadım ama an-
için ne ifade ediyor?
Hep bir kozanın içinde yaşayan üreten
latan arkadaşlara güveniyorum. A. bazı kızdığı, sinirlendi-
çok çekiyor.
Aile yemekleri daha çok çocukluğumu hatırlatıyor.
biri mi? Hadi sizden konuşalım biraz... ği insanların evlerinin önüne gider, onların evinin önüne ya
O zamanlar daha kalabalık bir ailenin ferdi olarak
EDEBİYAT KOLAY CEVAPLAR VERMEZ da apartmanın girişine büyük abdestini yaparmış. Hadi açık
Çok eğlenceli bir kişilik olduğumu söy-
bir sürü yaşlı insanla yemek yemekten sıkılırdım ama
konuşalım, kapılarına s...mış. Şimdi bu uygunsuz davranışı,
leyemeyeceğim (gülüyor). İroniyi, haya-
u Kitaptaki sorgulamalardan en çok
bir yandan ilginç gelirdi. Çoğu zaman aynı şeyler
bu iğrenç şeyi yapması artık biraz fazla oldu ama değil mi?
tın kara mizah yönlerini seviyorum. On-
sevdiğim şu oldu: İnsanlar mı daha gü-
tekrar tekrar anlatılırdı ama o ritüel yine de çok ho-
Ama A.’nın yaptığı şeye yakından baksak şunu anlayabiliriz
lar ilginç geliyor bana. Hatta bazı öykü-
venilmez bellek mi?
şuma giderdi.
rahatlıkla. Hani bizim de sık sık kullandığımız bir küfür vardır
leri sinsice gülerek “bu çok komik” di-
Bu sorunun cevabı kolay değil. Zaten
u Yemek yapıyor musunuz? ya “ağzına ....ayım”! Biri bizi hayal kırıklığına uğrattığında,
ye yazdım. Gündelik hayatta ise yıllar-
kolay sorularla uğraşmayı çok da sevmi- kızdırdığında filan kullanırız bunu. A. işte bunu lafta bırakmı-
Maalesef. Yemek yapmaktan çok bir masanın et-
dır üniversitedeyim. Araştırmak, yaz- yor, gerçekten bizim de birçok insan için düşündüğümüz şe-
yorum. Edebiyat da kolay cevaplar ver- rafında olmayı seviyorum. Hem birleştirici hem mutlu
yi hayata geçiriyor, “Ben senin hayatının tam orta yerine ....
mak, okumak öğretmek gibi sevdiğim iş-
mez zaten. Tam tersine sahip olduğu- edici bir olay. Sevdiklerinle, dostlarınla olmak, kala-
ayım” diyor, daha doğrusu ....yor. Biz küfür olarak kullandı-
leri yapıyorum. Çok farklı öğrencilerim
balık uzun saatler süren yemek sofraları bu pandemi
muz entelektüel donanımla yanıtını bu-
ğımızda deli olmuyoruz ama A. hepimizin en az bir kere her-
oldu. En büyük kazancım da o insanla- döneminde en çok özlediğim, en çok eksikliğini his-
lamadıklarımızı gündeme getirir. Ben ne-
hangi biri için aklımızdan geçirdiğimiz şeyi hayata geçirdiği
rı tanımak. 17 yaşında üniversite sına- settiklerimin başında geliyor.
yim, gerçekliği doğru mu algılıyorum,
için deli oluyor.
Yemeklerde de hoşuma giden taraf, yemeklerin
vını dereceyle kazandım ve hemen ders
her şeyi olduğu gibi mi hatırlıyorum,
Evet, A. mahallemizin delisi. Onu antipsikotiklerle tedavi et-
kendi içinde bir tarihi, devamlılığı, geleneği olması.
vermem için teklifler geldi. 20 sene pro -
sinler diye zaman zaman polis zoruyla hastaneye gönderiyo-
yoksa başkaları mı doğru söylüyor? İçin-
Hele bizimki gibi bir ülkede bu çok zevkli. Birçok ül-
ruz. Sonra o birkaç hafta sonra düzelmiş, yıkanmış, paklanmış
fesyonel özel ders verdim. Sonra da üni-
de yaşadığımız çağda bu tip sorular bir
kenin sahip olmadığı kadar farklı kaynaklardan mut- olarak geri geliyor. Daha az konuşan, kimseden kahve isteme-
versitede mühendislikle ilgili bir alanda
kat daha önem kazandı. Çünkü bir belir-
yen biri olarak. Köpekleri sevmeye devam ediyor ama. Bir sü-
faklar bir araya gelmiş. Her birinde gizli olan tarih-
ders verdim. 2003’ten beri de yaratıcı ya-
sizlik atmosferinin içerisindeyiz. Her an
re sonra ilaçlarını almayı bıraktığı için ama daha çok da ha-
sel süreci anlamak ve bilerek yemek müthiş bir keyif .
zarlık alanında ders veriyorum, atölyeler
her şey değişebiliyor. Eskiden öyle de-
yat onu aynı şekilde rahatsız etmeye devam ettiği ve o bu dün-
Yöresel yemeklerin çeşitlilikleri beni çok etkiliyor.
düzenliyorum. Çocuklarla, gençlerle, ye-
ğil miydi? Öyleydi belki ama eskiden
yanın kurallarına uymayı reddettiği için deli kimliğine yeniden
u Dostlarınızla büyük sofralar oluyor mu?
tişkinlerle hatta yaşlılarla çalışma imkânı
araçlar daha az olduğu için bunlar da- bürünüyor ve her şey sil baştan.
Oluyor tabii. Morali yüksek tutmanın en önem-
buldum. Dışarıdan bakıldığında bir ko- Deliler hiç değişmedi arkadaşlar. Biz değiştik. Onları anla-
ha örgütlü ve yavaş şekilde yapılıyordu.
li yolu yalnız olmamak. İyi arkadaşlarla, iyi dostlarla
maya çalışmaktan vazgeçen bizleriz. Oysa bizler de yalnız-
zanın içinde yaşıyor gibi görünsem de
Okullarda, ansiklopedilerde ve basın ta-
bir arada olmayı sürdürebilmek kolay bir şey değil
ca anlaşılmak ve görülmek istiyoruz. Berkeley, var olmak gö-
son derece farklı şekillerde hayatın içinde
rafından yapılıyordu. Basının ağırlığı de-
ama dayanışmayı sağlıyor. Hepimizin zor dönemle-
rülmektir der. A. da yalnızca bunu istiyor aslında. Bunu A. gibi
akıp gidiyorum. Bir yandan da yazma-
diğimiz şey tıpkı ansiklopedinin ağırlığı
ri oluyor, onları aşabilmenin tek yolu sevdiğiniz sağ-
istemiyoruz diye bizler akıllı mı oluyoruz yani?
ya çalışıyorum. Yazma süreci 89’dan be-
gibi bir şeydi. Tabii bu yıkıldı. Yıkılması-
lam dostlarınızla bir arada olmak. Ben bu konuda Deliler deliliklerinde istikrarlılar oysa biz aklımızı akıllıca kul-
ri düzenli olarak, hayatımın bir parçası.
nın hem olumlu hem de olumsuz sonuç-
lanma konusunda o kadar istikrarsızız ki. Bu yazıyı şu kötüm-
kendimi şanslı buluyorum. Yakın çevremle, okurla-
1989 yılında aldığım Cumhuriyet gaze-
ları var. Günümüz edebiyatçılarının eser- ser tespitle bitirmek istiyorum bütün iyimserliğimle:
rımla, öğrencilerimle iletişimimiz gerçekten sıcak ve
tesi Yunus Nadi Öykü Ödülü hayatımda Bu hayatta başımıza gelen en kötü şey bize akıl diye bir şe-
lerinde bu tür sorgulamaları görüyorum.
içten bir üretime götürüyor beni.
yin verilmiş olmasıdır.
çok önemli ve dönüştürücü bir yer tutar.
Sadece ben de yapmıyorum. Edebiyatın