Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Alper
Hasanoğlu
Hayat
‘En’lerin
de anima
gezince
şehri
güzel
Aynadaki
fatih@fatihturkmenoglu.com
Fatih Türkmenoğlu
Minotauros
yakları yere basan, öyle fazla lüksü, tan- içindeki kapitalist canavarın şaha kalktığı yer bu- olmaz”dan altın varakla kaplanmış pastalara gel
tanası olmayan yerleri severim genelde. rası. Var olduğunu bile bilemediğiniz o cana- gitlerin yaşandığı emirlik. Narsisizminizi eğittiği-
ÇİZEN: Özge Ekmekçioğlu
Aİddiasız olsun. Bozulmamış olsun. Biraz varın bütün bedeninize, ruhunuza hatta sesini- nizi sandığınız her virajdan geri döndünüz çok-
zun zamandır ha- eder. Aigeus’un oğlu akıllı
rahatı, lüksü olacaksa da sessiz olsun. Ama mut- ze oturan hafif küstah tınıyla benliğinizin en de- tan. Psikopatoloji kazanındasınız ama gayet nor-
yat bana mitolojik ve güçlü Thesus bu duruma
laka gelenekleri, ritüelleri, geçmişi de olsun… rinlerine kadar sindiği yer. Bambaşka bir ca- mal yaşıyorsunuz hepsini, korkmayın. Dubai’de-
Ubir hikâyeyi çağ- bir süre sonra isyan eder
Dubai. Söylediğim her şeyin tam zıttı. İnsanın zibe, başka bir günah. “Çüş artık, bu kadarı siniz, tadını çıkarın.
rıştırıyor. Bu hikâyedeki ve kurban gönderme tören-
Minotauros’u ve onun, lerinin üçüncüsünde gizli-
2 içinde yaşayıp ölme- ce gençlerin arasına karı-
350 bin m ’lik bir AVM
20 yıl sonra yeniden
ye mahkûm edildiği çıkı- şır. Labirentte girdiği mü-
şı olmayan labirenti. Gün- cadelede Minotauros’u öl-
lük hayat, ilişkiler, politika, dürmeyi başarır. Çıkılma-
Belki de 21 sene önceydi, Dubai’ye ilk kez gelmiştim. Burc
komplo teorileri, çıkılma- sı olanaksız labirentten kur-
El Arap Oteli açılıyordu. O dönemin koşullarında başım
sı gereken tatiller, görülme- tulmasına da kendisine âşık
dönmüştü. Dubleks odalarda kalmıştık. Türkiye’de daha çok
si gereken filmler, okunma- olan Minos’un kızı Ariadne
yaygınlaşmamış AVM’lerin en devasa örneklerini görmüş-
sı gereken kitaplar… Daha yardım eder.
tüm. Başım dönmüştü.
lüks bir araba, daha büyük Hayat içinden çıkılmaz
Şimdi, anlatamayacağım, tarif edemeyeceğim bir hissiyat
bir ev, daha ince ve fit bir bir labirent kadar boğucu.
içindeyim. Topu topu üç günlük bir gezi. Kasım denizinin ta-
beden… Ve hayat labirentinin ka-
dını çıkarayım, etrafı kolaçan edeyim, bu kadar adı geçen
Beni temsil eden her şe- ranlığında Minotauros’a
Dubai’yi bir daha göreyim. Farklı bir ruh halinin içine giri-
yin bakanı kıskandırması- kurban olarak sunulmuş
yorum. Hektik, arsız, zengin, hadsiz. O kadar çok şey olu-
nı, hayran bakışların haset- bizler, bir koridordan öte-
yor, yaşanıyor ki. 24 saat sonra “fomo” duygusu ile ellerim,
le karışık imrenmelerini ar- kine çaresizce savruluyo-
bacaklarım titriyor. Hani bir yerlerde bir şeyler oluyor, ben
zulamak… ruz… Birbirinden farklı ol-
onu kaçırıyorum.
Kendisi gibi düşünmeye- mayan ve önünde sonunda
En büyük, en lüks, en ışıltılı, en pahalı. En değilseniz, ka-
Sinema, Dubai Mall’da. Daha neler yok ki.
ni ötekileştirip düşman ilan Minotauros’a yem olacağı-
patın telefonu. Tanımam. Burada böyle. Şampanya, havyar,
Sırf bu AVM gezilse yeter. Öyle sonsuz.
edenler… Ne olduğunu öğ- mız labirentin her korido-
kristal.
Ama dünyanın en yüksek binası Burc
renmeyi bir türlü becere- runda bir kere daha umut-
Halife’yi de bir görmek lazım.
mediğimiz ahlak… Kendi- lanarak…
Sin EmAnın En lük Sü bur ADA
Limuzini bekle, otur, şampanyanı al, tra-
leriyle farklı görüşte oldu- İsviçreli yazar Friedrich
Dünyanın en lüks sineması ama. Dedim ya, “ennn” diye.
fik içinde plaja, AVM’ye, otele, başka bir
ğu için kalan ömrünü ceza- Dürrenmatt’ın bir kitabı-
Sinema sonuçta, ne olabilir ki, demeyin; çok şey oluyor. Fu-
AVM’ye, yeni açılan yıldızlı lokantaya git.
evinde geçirmek zorunda na kahraman olmuştur Mi-
ayeye giriyorsunuz, 50’lerin Hollywood’unda, film endüstri-
Gece safarisi yapılıyormuş. Çölde. Hiç istemi-
olan bir yazara, oh olsun notauros. Dürrenmatt, ça-
sinin enlerinden birinin davetinde hissedi-
yorum. O başka bir ruh hali. Gezgin, doğa
diyen sözde demokratlar… ğımız insanının oryantas-
yorsunuz kendinizi. Yumuşacık kadife du-
falan. Şimdi en, en, en zamanı!
Sevmeyi unutmuş, konfor- yonunu kaybettiğini ve çıl-
varlar, kristal avizeler ve hemen sizi sar-
mizm peşinde koşan kadın gınca kendi hapishane-
Anl ATın bAn A pArl Ak ışıkl Ar
malayan yıldızlar… Bir “butler” (uşak) ge-
ve erkekler… Yanı başımız- sinden kurtulmaya çalışan
liyor, kabininize kadar size eşlik ediyor.
Odamın penceresinden Dubai’ye bak-
daki tüketim delisi nekrofil- Minotauros’a dönüştüğünü
Artık olayım butler, buradan da söylemiş
tım. Şımarıklıktan öleceğim. Bülent Ersoy
ler… Bizi de karanlıkları- söyler. Dürrenmatt toplum-
olayım.
narsisizmi. Büyüklenmeci imagonun zaferi.
na çekmeye çalışan bir kör sal güç odaklarının insa-
Deri koltuklar tam yatak oluyor. Yastık-
Bennn, ennn.
kuyuya dönüşmüş günde- nı, insan yiyen bir canavar
lar, söylememe gerek var mı, en iyisi. Kli-
Derken camdaki yansımam gözüme çarptı.
lik hayat… Ruhsal tutsak- haline getirdiğini düşünür.
ma çarpmasın diye ince battaniyeler. Acık-
Ben. Metro, pazar, vapur. Ben. Ev, eşofman,
lıklarımız… Herhangi bir Kendi kendinin katilidir ça-
tınız mı? Michelin yıldızlı şef Akira Back’in
televizyon.
yol gösterenin kalmadığı ğımız insanı…
suşileri, parmağınızın ucundaki zilde. Pat-
Benim usül zeytinyağlı taze fasulye çekti
bir zaman diliminde ne ya- Bu mitolojik hikâye Pab-
lamış mısır karamelli mi olsun, yoksa trüf
canım. Bol sarmısaklı, üstüne ince kıyım may-
pacağını, nasıl yapacağı- lo Picasso’yu da etkilemiş-
mantarlı mı? Filmin adı mı? Ne bileyim,
danoz serpilmiş. Ah, rahmetli annem bir ya-
nı, neden yapacağını bile- tir ve bir seri resim yapmış-
Spencer mı, öyle bir şey. Umurumda değil,
pardı ki. Arardı bir de gel derdi, yanında bi-
meden oradan oraya sav- tır büyük ressam. Bu resim-
butler gelsin, içeceklerimizi yenilesin!
ber dolma da yaptım derdi.
rulan, kurduğu cümlele- lerden birinde küçük bir kız
rin anlamını bilmeyen, yal- kör Minotauros’un elinden
nızca ses çıkardığı için bir tutar ve labirentten çıkarır.
şey söylediğini sanan had- “Masumiyet,” demek ister
TADINA Artık her
sizler… gibidir Picasso, “bizi ken-
Orhun
BAK
Tanrılar tanrısı Zeus’un di labirentimizden kurtara-
şey
Atmış
oğlu Minos, Girit kra- cak güç, masumiyet ve saf-
lı olmak istemektedir. lıktır”. Labirentin artık bir
‘Kopuk’
Amcası denizler tanrısı dışı var mı diye de sorula-
Poseidon’dan kendisine bu bilir, hayatın kendisi bir la-
Ajanda
onuru vermesini ister. Pose- birente dönüşmüşse eğer.
idon bu isteğini kabul eder Borges’in labirenti çöldür,
ve kurban etmesi için de Nietzsche, “Ben senin labi-
çok güzel bir boğa gönde- rentinim!” diye haykırır bir
KüçükÇiftlik Park’ta türden türe yolculuk
rir Minos’a. şiirinde.
Minos Girit kralı olur Bir sorun etrafınızdakile-
ama boğayı çok beğendi- re, herkes kendini kurban
ği için onu kendine saklar gibi hissediyor. Dünya Mi-
ve daha değersiz bulduğu notauros’larla dolu ve biz-
sıradan, başka bir hayvanı ler çaresiz kurbanlarız. İş-
kurban eder. Buna çok si- yerinde haksızlığa uğru-
Bu kış çorbalar
nirlenen Poseidon, Minos’a yoruz ama çıkış yok çünkü
ceza olarak karısının bu ödenmesi gereken ev taksi-
Meksika’dan...
boğaya âşık olmasını ve ti var. Labirentin koridorla-
ine Ergün’ün ye-
oğuk havaların iyiden iyiye kendisini his-
boğayla çiftleşmesini sağ- rında Minotauros’a yaka-
Sni romanı “Kopuk”
Ssettirmeye başladığı bugünlerde herkes sı-
lar. Bu çiftleşmeden başı lanmadan ne kadar daya-
Can Yayınları’ndan
cak bir çorba arayışına girmeye başladı. Mek-
boğa, gövdesi insan, kuy- nabiliriz?
çıktı. “Kopuk”, günü-
sika restoranı Ranchero’nun bu yılki mönüsün-
ruklu bir yaratık, insan yi- Kendi hayatımızı yaşa-
müzün
de hem lezzetli hem de bağışıklığı güçlendiri-
yen “Minotauros” doğar. mak istiyoruz, kimseye za-
herhan-
ci üç farklı Meksika çorbası bulunuyor. Bunlar- l KüçükÇiftlik Park, 19 Ka- lerinden Dilan Balkay ile de-
Doğduğu andan itibaren rar vermeden ama anlaşı-
izle
gi bir
dan “Caldo de Pollo” tavuk etli, soğanlı, may- sım Cuma akşamı alterna- vam edecek.
durmadan etrafına zarar lan bundan rahatsız olan-
coğraf-
OKU
donozlu ve özel baharat karışımıyla yaklaşık tif müziğin sevilen isimlerinin l Koç Üniversitesi
veren Minotauros’tan kur- lar var. Elimiz kolumuz
yasında
dört saat kısık ateşte pişirilerek hazırlanıyor. sahneye çıkacağı konserlere Yayınları’nın Tevfik Fikret ki-
tulmak ister Minos ama kızı bağlandı, direnecek gücü-
herhan-
Geleneksel kremalı ve peynirli Meksika fasul- ev sahipliği yapacak. Pop-rock gru- tabına eşlik eden onlarca şiir, fotoğ-
Ariadne onun ölmesini iste- müz, kaçacak bir yerimiz
gi bir bireyin dünya-
ye çorbası “Sopa de Frijol” de yine soğan, sar- bu Palmiyeler’in de konser verece- raf, resim ve çizimden seçilen gör-
mez, üvey de olsa kardeşi- yok. Minotauros işbaşın-
sını konu alan, unut-
mısak ve kapyalı... Mekânın buğday ve mısır ği etkinlikte ilk olarak sahneye Se- sel malzemeden kurulan sergi, 13
dir çünkü. Minos da kızını da ve biz savaşacak me-
mak, anımsamak ve
unundan üretilen tortillaları, geleneksel Mek- da Erciyes, Düşün ve Min Taka bir- Aralık’a kadar Schneidertempel Sa-
kırmaz ama Minotauros’u cali olmayan kurbanlar gi-
bellek üzerine bir ro-
sika çorbası “Sopa de Tortilla”ya da eşlik edi- likte çıkacak. Ardından konser yer- nat Merkezi’nde (Karaköy-İstanbul)
kontrol altına almak için la- biyiz.
man. Ergün bu kısa ve
yor. (Rezervasyon: www.ranchero.com.tr) li alternatif sahnenin yetenekli isim- sergilenecek.
birent şeklinde, çıkışı olma- Herkes etrafında Minota-
yoğun metinde, siste-
yan bir hapishane yaptırır uroslar görüyor. Hepimiz o
min baskısı karşısında
ve Minotauros’u oraya ka- labirentin içindeyiz ve bizi
unutmayı seçmiş biri-
anatçı Ramazan Can, Anna Laudel’de devam
KATIl
‘Ne
patır. kurtaracak kahramanı bek-
nin öyküsünü anlatı-
Seden “Ne Yerdeyim, Ne Gökte” isimli kişisel ser-
Minos bir savaşta yendi- liyoruz. Kurban olmak ve
yor. Okurlara varolu-
gisi kapsamında bugün 17.00-18.00 saatleri ara-
Yerdeyim,
ği Atina Kralı Aigeus’u, her bir şey yapamamak büyük
şumuzun gerçek daya-
sında küratör, akademisyen ve sanat yazarı Marcus Graf’ın sergi
dokuz yılda bir yedi genç bir çaresizlik çünkü, ama…
nağının, bizi birbiri-
ve üretimleri hakkında sorularını yanıtlıyor. Söyleşide sanatçının
Ne Gökte’
erkeği ve yedi genç kızı En korkuncu aynaya
mize bağlayan görün-
üretim teknikleri ve odaklandığı göçebelik, Şamanizm, kimlik ko-
Minotauros’a kurban ola- bakmak ve… o aynada
mez ağlarda yattığını
söyleşisi nuları ve temellük fikirleri irdelenecek.
rak göndermeye mahkûm Minotauros’u görmek…
anımsatıyor.
orhun.atmis@gmail.com
DubAi