14 Haziran 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

5 9 Ekim 2021 Cumartesi alper hasanoğlu İnsansak hep eksiğiz de anima Yaşadıkça, hayat devam ettikçe anlamak- ta zorlandığımız deneyimlerin içinden geç- meye devam ediyoruz. kendimize yabancı- lık da hiçbirimizin içinden çıkamayacağı bir hal. klinik psikolog ve varoluşçu psikote- Nörotik rapist Ferhat Jak içöz, yeni kitabı kendine Yabancı’da on kurgusal terapi öyküsünde bir yaşantı bizi seans odasının dönüştürücü atmosferi- ne davet ediyor ve hep kendimize yaban- cı kalacak bir yanımızla önce tanışmamızı olarak aşk… sonra da uzlaşmamızı sağlıyor. şk ve evlilik günümüzde öylesine u Yeni kitabınızın baş- Aiç içe düşünülen iki “kurum” oldu lığı çok çarpıcı: kendine ki aklımıza bu durumu sorgulamak bi- Yabancı! kim bu kendi- le gelmiyor. Dikkat ederseniz evlilik- ne yabancı? Çağımız in- le birlikte aşkı da kurum olarak adlan- sanı mı? dırıyorum. Hepimiz! Hepimiz kendi- Genellikle evlilik ile aile, günlük dil- mize yabancıyız. Ve bu ça- de sık sık birbirinin yerine kullanı- ğımızın da sorunu değil. lır. Oysa aile insanlık tarihi boyunca Üzerine çok düşünmediğimiz “doğal” olarak varken evlilik, özellik- günlük söylemde sık sık su- kitap, yemek le ataerkil düzenin hâkim olmasından çu çağımız insanına ve mo- ve biraz da itibaren, kadının zapturapt altına alın- dern hayata atıyoruz ancak ması için önce din, daha sonra dev- tam olarak durum bu değil. hayat let yoluyla dayatılan bir kurum olagel- Varoluşçu bir perspektiften Ebru D. Dedeoğlu miştir. Erkek egemenliğinin devamını baktığımızda kendimize olan sağlamanın en önemli kurumudur ve yabancılığımızın hiç bitme- insanlığın zihnine yüzlerce yıl içinde yecek bir mesele olduğunu görürüz. Hatta buna bir me- öylesine ince ince işlenmiştir ki onun sele demek belki de kendimize haksızlık olur. İnsan olma- yapay ve insan doğasına aykırı oldu- nın bir parçası. İnsansak hep eksiğiz, hep belirsizlikle kar- ğunu düşünmek kimsenin aklına bile şı karşıyayız ve de kendimize hep en iyi ihtimalle bir par- gelmiyor artık. ça yabancı kalmaya mahkûmuz. u biraz da yemekten konuşalım… büyük sofralar, güzel bir yemek, sosyalleşme konu- aşırı beklentiler Yataktan kalkamı Yorsam... şurken basit gibi görünse de insanın ruhuna büyük artılar getiriyor. belki de yaşama se- Peki aşkı niye bir kurum olarak ad- u kendimize yabancı kalmayı nasıl bırakırız? vinci. paylaşmak ruhumuza iyi geliyor sonuçta. bu bazen bir kap yemek bazen güzel bir landırmak gibi antiromantik bir söy- n asıl yakınlaşırız kendimize? anahtar kelime sofra. Yani maddi kazanım düşüncesi olmadan samimiyetle paylaştıkça çoğalıyor muyuz? lem içindeyim? Bu, önceki yazılarım- kabul etmek mi? Kesinlikle! Mevcut düzende para kritik bir araç. Ama bir amaç olunca hayat anlamlı olma potansiyelini da aşkın olmadığını iddia etmiş ol- Çok güzel sorular. Hepimizin bu sorular üzerinden ken- kaybediyor. Hepimizin ait hissettiği topluluklara ihtiyacımız var. Paylaşabildiğimiz, verebildiğimiz, alabildi- mamla da çelişmiyor mu? Hem evet dimizi anlamaya ihtiyacı var. Kitap aslında danışanların ğimiz, hesapsızca ve rahatça var olabildiğimiz. Öteki türlüsü var olmanın dayanılmaz ağırlığı… hem de hayır. Çünkü aşk, insan teki- terapi ortamında kendilerine yakınlaşma öykü- nin ötekiyle olan tutkulu birlikteliğini, leri. Nasıl kendimize yakınlaşırız sorusundan olmadığına dair bir çalışmadır. O yüzden çö- ötekine duyduğu cinsel arzuyu, iki ki- önce nasıl kendimize yakınlaşamayıza bir ce- züm değildir ama hayatta önemli olanın çözüm Sosyal şinin derin dostluğunu ve erotik sev- vap vermek isterim. Kendimize çözüm odak- olmadığını bize çok güzel gösterir. Ama şunu giyi tanımlamak için bütün dillerde- lı yaklaştığımızda aslında kendimizle aramı- da eklemek isterim ki kendimizi yakından ta- ki yegâne kelime olması bakımından medyada daha za mesafe koyarız. Sabahları istediğim ka- nıdıkça hayat daha keyifli, yaşanılası ve akış- varken bütün bu saydıklarımız dışın- dar erken kalkamıyorsam, belli şeyleri yapmak ta bir hal alıyor. Böyle bir halin önünde engel da, özellikle heteroseksüel ilişkilere için motivasyon bulamıyorsam kendimi bunlara fazlası oluyor olarak karşımıza çıkan semptomlar, ruhsal zor- yüzyıllardır yüklenen anlamlar ve aşı- zorlamak beni benden sadece uzaklaştırır. İhti- luklar ve acılar diniyor. Ama amaç hep kendini rı beklentiler nedeniyle kesinlikle irras- yacımız olan kendimize dair derin bir kavrayış u sosyal medyaya bakışı- tanımak olmalı. Psikoterapiye gerçekten kimin yoneldir; bu anlamda da yoktur. kazanmak, getirmek. Burada iki anahtar var. nızdan konuşalım biraz da. ihtiyacı var sorusuna da iki katmanlı cevap ver- Biri “Ne yapmaya çalışıyorum” diye kendi- hep mutlu, hep filtreli hayat- mek isterim. Öncelikle “Ben kendimi daha ya- me sormak. Sabah yatakta kalmak istiyorsam, lar. tek amaç daha fazla be- kından tanımak isterim, tanıdıkça daha özgür, yapmam gereken o işin başına oturamıyorsam, ğenilmek. bu bir tür kişilik bö- daha canlı hissetmek isterim” diyen herkes için o kişiye çok öfkeliysem, “Ben bu hislere kendi- lünmesi mi yoksa doğal kimli- uygun psikoterapi. Ancak bu grup için psikote- mi bıraksam, beni nereye götürür acaba” diye ğimizin parçalarından biri mi? rapi biraz daha opsiyonel bir konumda kalır. samimiyetle sormak. Elbet bir ihtiyacımızı karşılamaya ça- Sosyal medyayı nasıl kullandığı- Bir de tam da kitapta örneklerle bahsettiğim tipte kendine lışıyoruzdur. İkincisi de olanı olduğu gibi görmek. Kabul mız bize dair bir şeyleri ifşa eder yabancılığı düğüm düğüm olmuş, üst üste binmiş, işin için- etmek değil. Kabul edemeyebiliriz, içimizden bir yan iti- sadece. Evet dışarıyla, ötekiyle bir den çıkamaz hale gelmiş olanlarımız var. İşin içinde çıka- raz, isyan edebilir. Ama “Ben bu aralar böyle bir yerde- şeyleri paylaşıyormuşum gibi gele- maz hale gelmek kendini yoğun kaygı olarak, depresyon yim, ne kadar hoşuma gitmese de” demek. bilir ama aslında ben kendimi ken- olarak, panik ataklar olarak veya herhangi bir belirti ola- dime gösteririm. Bunu anlayabil- rak gösterebilir. Böylesi açmazda hissedenler için psikote- insanlığımızı reddedince mek için de doğru gözlüklerle bak- rapi gerçekten gerekli. u siz bir varoluşçu psikoterapistsiniz. Varoluş- maya ihtiyacımız var. İnsanların çu psikoterapi tam olarak nedir? diğer psikote- kendimize dair ipu Çları her an tamamen dürüst, içinin dı- rapi disiplinlerinden farkı ne? şı ile bir ve kendi içinde çelişkisiz u Önceki kitabınız kendin o lmanın dayanıl- Evet varoluşçu ekolle çalışan bir psikoterapist ve klinik olması gerektiğine dair ağır faşi- maz hafifliği ile avucumuza bir vaat ve bir so- psikoloğum. Varoluşçu psikoterapiyi diğer disiplinlerden zan fikirlere ve ideallere katılmıyo- rumluluk bıraktınız. kendin ol özgürleş, dediniz ayıran en temel özelliği danışanı anlama ve danışanın rum. Sosyal medyada sorduğunuz- ama bu özgürleşme hayatın sorumluluğunu da kendini anlama çabasında psikolojinin sunduğu kuramlar- dan daha fazlası oluyor, daha çok almak demek. Yani suçlayacak kimse kalmıyor. la sınırlı kalmadan felsefenin bizlere sunduğu binlerce yıl- katmanlı bir deneyim. Beğenilmek hayatımızda ters giden şeyler için birilerini, ai- lık bilgi ve erdem birikiminden faydalanmasıdır. Felsefi bir bunun sadece bir boyutu. Bir bo- lemizi, çevremizi suçlamak bir konfor alanı mı? psikoterapi yöntemidir desem sanırım abartmış olmam. yutu da görmek. Başka bir boyutu Bir konfor alanı mı emin değilim. Çünkü başkalarını suç- ÇİZEN: Özge Ekmekçioğlu Varoluşçu psikoterapide danışanlarımızı insan olma ha- beğeniden bağımsız sırf gösteriş. ladığımızda da çok konforlu ve mutlu hayatlarımız olmu- li ile tanıştırmaya çalışırız. Yaşadığımız ruhsal zorluklar o Başka bir boyutu paylaşmak, bir yor. Tam aksine kendimizi gittikçe daha çaresiz ve elimiz Sanayi Devriminden sonra, olma- ya da bu şekilde insanlığımızı reddetmemizle beraber or- ilişki kurmak. Sosyal medya kul- kolumuz bağlı hissetmeye başlıyoruz. Bana nedense da- sı gereken tek aile biçimi olarak sunu- taya çıkar. Bu çerçevede de danışanların kendilerini öz- lanımının tek başına herhangi bir ha ziyade bir alışkanlık gibi geliyor. Nasıl düşündüğü- lan evlilik kurumunun aşk üzerine ku- gürce ifade edebilecekleri ve ifade ettikçe kendileri ile kar- ruhsal zorluğun müsebbibi olduğu- müz, bir yerde bireysel gerçekliğimizi şekillendiriyor. Bir rulması gerektiği mutlak doğru ola- şılaşacakları bir alan açarız. na inanmıyorum. Ama ruhsal an- şeyleri nasıl dile getirdiğimiz o şeyleri hem nasıl algıladı- rak dayatılmaya başlanmış ve böylece u peki şöyle bir soru sorayım: Yaşadığımız ka- lamda bizleri yansıtan aynalar ol- ğımızı gösteriyor ama bir yandan da o şeyleri o şekilde aşk da bu kurumsal yapının bir par- pitalist düzenin altında hepimiz eziliyoruz. peki duğuna çok inanıyorum. Ne gös- algılamaya devam etmemize de sebep oluyor. O yüzden çası haline getirilmiştir. Oysa bütün is- gerçekten psikoterapiye kimin ihtiyacı vardır? terdiğim, neleri aradığım ve en çok hem kendi kendimize konuşmalarımızı hem de bir ötekine tatistikler aşk evliliklerinin değil, man- Psikoterapi, en azından varoluşçu psikoterapi çözüm nelere çekildiğim ile. kendimizi nasıl ifade ettiğimize dikkat etmekte fayda var. tık evliliklerinin -örneğin görücü usu- odaklı kendimizi sürüklediğimiz, koşturduğumuz yolun yol Kendimize dair birçok ipucunu buralarda bulabiliriz. lü- çok daha uzun ömürlü ve daha az mutsuzluk kaynağı olduğunu göster- mektedir. tek başınalık hapishanesi Orhun Sanayi Devrimiyle birlikte, aydın- Atmış lanmanın bireyi toplumun üstüne çı- karması ve insanın doğadaki en yüce canlı ilan edilmesi sonucu, birey dinin baskısından kurtarılarak özgürleştiril- Ajanda miş ve “ben” diye bir şeyden bahse- dilmeye başlanmıştır. İnsan teki, için- de bulunduğu grubun, kendini emni- yette hissettiği geniş ailenin bir üyesi Engelsiz Fotoğraf olmaktan çıkarılarak yalnızlaştırılmış Derneği yeni ve tek başınalığın hapishanesine ka- patılmıştır. sezonunu açıyor Bir benlik sahibi yapılarak için- ngelsiz Fo- de bulunduğu topluluğun bir üyesi ol- Etoğraf Der- Fuat kötü kATIl maktan özgür bir bireye terfi ettirilmiş neği (ENFOD), dinle engelli ve en- olan “ben” birdenbire karşı karşıya ruhları yaktı! gelsiz bireyler- kaldığı eksiklik duygusuyla başa çıka- le fotoğraf çalışmaları, seminer- izle bilmenin yolunu bulamamış, doğduğu ‘Aşk 101’in 2. ürkçe rap müzikte “Batı Berlin” ler düzenliyor. Dernek bu yıl se- topraklardan uzakta ve şehir hayatı- Tekolünü yaratan Fuat Ergin, beş zon açılışını 16 Ekim’de Bük- Peynir tekerinde el ve son sezonu nın acımasız koşullarında, saatlerce şarkı içeren “Krematoryum” isim- lüm Sk. No: 8/9 Kavaklıdere- çalışıp ancak karnını doyurabildiği bir li EP’yi dinleyicileriyle buluşturdu. Ankara adresinde yapacak. Ar- yapımı makarnalar... etflix’te “Aşk 101”in ikinci ve son sezo- yoksullukla mücadele ettiği derin ve Ölülerin yakıldığı yer anlamına ge- dından hız kesmeden seminer- Nnu izleyiciyle buluştu. Meriç Acemi’nin karanlık bir yalnızlığa sürüklenmiştir. lere başlayacak dernekte Temel len Krematoryum isimli çalışmasını stanbul Kadıköy’de özellik- kaleme aldığı ve yapımcılığını Ay Yapım’ın Fotoğraf Eğitimi Semineri, 18 Bu ıssız hayat içinde neredeyse zo- Fuat, “kötü ruhları rapleriyle yaktığı üstlendiği Aşk 101’in 2. sezonunda baş- İle hafta sonları önünde kuy- TAd In A Ekim’de Mebrur Hatunoğlu ta- runlu bir şekilde yaşantılanan ruh- rollerde Kubilay Aka, Mert Yazıcıoğlu, Ali- bir alan” olarak tanımlıyor. Kendi- ruk olduğunu görebileceğiniz bir BAK rafından verilecek. Fotoğrafta na Boz, Selahattin Paşalı, İpek Yazıcı, Ece sal regresyon, simbiyotik bir bağımlı- ne has tarzını koruyarak yeni stil hip mekân: Say Cheese... Ziyaret- Çoklu Pozlama Tasarımı da ay- Yüksel, Pınar Deniz ve Kaan Urgancıoğ- lığa yol açmış ve bu acıklı insanlık ha- hop altyapılara da yer veren Fuat’a çilerine peynir tekerinde hazır- nı tarihte Nilgün Şahin eğitmen- lu yer alıyor. 1998 yılında geçen ve günü- li aşk olarak adlandırılarak nafile bir EP’de Eypio, Aga B, K”st, PMC Ber- lanan el yapımı makarnalar sunan mekân, fi- liğinde, Kezban Dalak asistan- müze uzanan Aşk 101, sisteme direnir- çabayla yüceltilmeye çalışılmıştır. Bu lin eşlik ediyor. Şarkıların altyapıla- yat/performans oranıyla da ilgi odağı. Say lığında yapılacak. Bilgi ve Ka- ken bir yandan da yetişkin dünyasına adım anlamda da aşk, nörotik bir savunma rında OsmanÇello, Syncopate, Na- Cheese’de örneğin “fettuccine”, bir dakikanın yıt için: 0312 4191970 - 0 532 atmaya hazırlanan bir grup asi gencin mekanizmasından başka bir şey de- sim Diane (Voluptyk Beatz) ve Pan- biraz üstünde pişiriliyor ve “peynirle dansın- 6127862. (www.enfod.org) hikâyesini konu alıyor. ğildir ve insan doğasına aykırıdır. gea Beatz imzası var. dan” hemen sonra taze olarak servis ediliyor. [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle