Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 16 Ocak 2021 Cumartesi Arka Pencere Elif Aktuğ Rezaletten gelen servet Program nihayet bu yıl bitiyor ama geçen hafta bipolar kocası Kanye’den boşanmak üzere dava açan koca popolu Kim ve familyası hayatımızdan çıkacak mı? Hayatımızdan çıksa bile zorla yer edindiği aklımızdan çıkacak mı? Bu yıl yayımlanacak 20. ve son sezonuyla, 14 yıldır süren Keeping Up With The Kardashians efsanesi sona erecek. Reality Show kavramının belki de en manasızı olarak beyazcam tarihine geçen program öyle ya da böyle, bir şekilde herkesin haberdar olduğu Kardashian/Jenner ailesinin kurgulanmış hayatını, bırakın gözümüze sokmayı, kulağımıza, burnumuza soktu yıllardır. Her şey 2006’da Kim Kardashian’ın müstehcen görüntülerinin sosyal medyaya sızmasıyla başlamıştı. Ünlülerin avukatı olarak ünlenen Robert Kardashian’ın kızı Kim, “bir Beverly Hills kızıydı” zaten. O dönemin ikonu Paris Hilton’un yanında dolaştırdığı ve hatta bir programda ayaklarını ovdurduğu, gözünü sadece şöhret olamaya dikmiş, o süreçte poposu o kadar da büyük olmayan sıradan bir esmer kızcağızdı. FİRDEVS YÖREOĞLU MİSALİ Ama Kris Jenner gibi bir anneye sahip olmak, onun en büyük şansıydı, zira çevirdiği entrikalarla ve entrikaları avantaja çevirmekte Firdevs Yöreoğlu’nu aratmayan Kris, kızının sevgilisiyle çekilen sevişme görüntülerinin üstüne, sol elinin tersiyle ağzının üstüne bir tane patlatacağı yerde, derhal harekete geçerek, bir reality show anlaşması yaptı. 2007’de yayımlanmaya başlanan program, röntgenci topluma, teşhircilikte sınır tanımayan bu ailenin tüm sırlarını bir bir gösterecekti. Gösterdi de... Öyle böyle değil, görgüsüzlükte sınır tanımayan aile, 200 küsur bölüm süresince izleyicinin aklını almayı başardı. Bir bölümde denize düşen Kim, ağlayarak “75 bin dolarlık küpelerim denize düştü” demişti halen hatırımda, evet itiraf ediyorum ben de bu “guilty pleasure” batağına saplanmıştım bir süre. İlk başlarda, “Aman ne güzel evler, dekorasyon, kıyafetler, içim açılsın izleyeyim bari” demiştim ama baktım açılan benim içim değil. Bir bölümde Khloe’nin bikini bölgesine ağda yapan Kim Kardashian çıtayı bambaşka bir yere taşıdı zira. Khloe’nin havaya diktiği bacaklarıydı açılan! GÖRGÜSÜZLÜĞÜN DİBİ Öyle ki, “Omuzumda çok ağırlık var ama ağırlığı Louis Vuitton ile taşıyorum” demesi bardağı taşıran son damla oldu benim için. Görgüsüzlüğün de bir sınırı olmalıydı ama bu familyada sınır, sınırsızlıktı. Biliyorsunuz Kris Jenner’in ikinci kocası ve Kendall ve Kylie’nin babası eski olimpiyat şampiyonu atlet Bruce Jenner, cinsiyet değiştirdi 60 küsur yaşında kadın oldu; geçenlerde bir arkadaşım “Babam yaşlanıyor galiba huyu suyu değişti” diye şikâyet edince, “Elâlemin babası kadın oluyor boşver takma kafanı” diyecektim az kalsın. Doğru değil mi ama? Geçen yıl yapılan ABD, başkanlık seçiminde aday olan Kanye’den boşanmak üzere dava açtı Kim Kardashian. Ah az kalsın unutuyordum, bunca iş, çoluk çocuk derken Kim okul bitirdi, avukat oldu, ona ne diyeceksiniz? Boşanmaları büyük mesele, zira işin içinde Kanye’nin hastalığı var, çocuklar var, iş var, servet var. Kanye’nin adı hemen başkasıyla ilişkisi var diye çıktı. Bu durumda Kim ispatlarsa aldatıldığını, kocasına zırnık vermez. Kanye de fakir değil elbette, ama bir Kardashian değil. Kanye’nin kaçamak yaptığı isim de, bir sosyal medya fenomeni olan makyaj sanatçısı Jeffrey Star. Bir erkek. Ay şimdi bunu yazdım diye, beni homofobik ilan edecekler, bilgi veriyorum sadece! Anladığım şu, program devam ettiği müddetçe skandallar bitmeyecek, skandallar bitmedikçe şöhretleri azalmayacak, şöhretleri azalmadıkça servetleri artacak. Derken Kris’in torunları büyüyecek, şimdiden hepsi de tanınmış kişi oldular bile, bir bölümde Kim’in evladı North West’in hempstırı ölecek diye ekran başından ayrılmayan, üzülen milyonlarca seyirci vardı. KRİS BENİM ANAM OLACAKTI Tıpkı 14 yıl önce küçük birer çocuk olarak programda ara sıra gördüğümüz Kendall’ın günümüzün en çok iş yapan ve kazanan modellerinden biri olması ve Kylie’nin makyaj markasıyla gözümüzün önünde dünyanın en genç milyonerine evrilmesi gibi. Bu kızcağız kendi suratını ve vücudunu evirdiği yetmiyormuş gibi, rujlarının satışıyla da ailenin en zengini oldu. İşin en ilginç yanı bu kızın makyaj malzemeleri piyasaya çıkar çıkmaz, cumartesi günlerimin en büyük eğlencesi Bakırköy pazarındaki “Ne alırsan 3.5 lira” standında da satışa sunulması. Hemen pazarın üst girişinde, çakma parfümleri on liraya satan şahane girişimcilerin standının yanı başında… 3.5 milyar dolarlık aileyi yazarken konuyu 3.5 liralık ruja getirmek de benim saflığım olsa gerek, Kris benim anam olacaktı ki siz görecektiniz o zaman… Gelecekten bugüne bakmak basakbicak@gmail.com 21. yüzyılın ilk çeyreği, modern hayatın konforu altında yalnızca tüketmeye odaklanmış bizler için alışılmışın dışında bir seyir izliyor. Yıllardır hava kirliliğine, iklim değişikliğine, ekolojik dönüşüme, Başak Bıçak olası nükleer felaketlere karşı sayısız rapor yayımlanırken ve hükümetler, elbette en çok da bizler, harekete geçmek konusunda yetersiz kalırken içinde yaşadığımız gezegen hiç beklemediğimiz bir anda yaşam kavramının ne kadar kırılgan olduğunu yeniden hatırlattı. İşte The Midnight Sky, hayatta kalabilmek için evlerimize hapsolmaya devam ettiğimiz şu günlerde bizleri, hepimize çok tanıdık gelecek bir hikâyenin ortasına bırakıyor ve karakteriyle benzer hesap dığımız gezegeni her gün biraz daha fazla laşmaların içine itiyor. yok ederken ve aslında kendi sonumuzu haTOPLUMA KÜSKÜNLÜK Yıl 2049. Zamanımızdan yalnızca 28 yıl sonrası. Dünya küresel bir felaketle karşı karşıya ve baş karakterimiz Augustine (George Clooney), Kuzey Kutbu’nda yer alan bir gözlemevinde dünyadaki son günlerini geçiriyor. The Midnight Sky, açılış sekansında bizi filmin bakış açısı karakteriyle tanıştırırken bir yandan da küresel bir salgınla mücadele ettiğimiz şu günlerde bizleri ekrandaki yansımamızla yüzleştiriyor. Augustine sığındığı yerde, kaybolmuş bir kız çocuğuyla birlikte bir tür hapishane hayatı yaşarken bir astronot ekibinin dünyaya dönmeye çalıştığını fark edizırlarken bu durum aynı zamanda The Midnight Sky gibi filmlere farklı bir gözle bakmamıza neden oluyor. Yönetmen George Clooney’nin röportajında da belirttiği üzere; nefret tohumlarıyla birbirimizi yok ettiğimiz şu çağda, The Midnight Sky dünyanın sonunu getiren şeyin ne olduğuna önem vermiyor, salt onu bu sona nasıl hazırladığımız üzerine düşünmemizi istiyor. Nitekim ana karakteri Augustine’in toplumdan uzak bir yaşam formunu tercih etmesi, toplumun bireye yüklediği sorumlulukları dahi reddetmesi durumu, dünyanın sonunun yaklaştığını hisseden bir kâşifin aslında topluma yönelik küsyor ve onları engellemek için gemiyle bağkünlüğünün bir ifadesi olarak karşımıza çıkılantıya geçmeye çalışıyor. Bu andan itibaren yor. Fakat elbette zaman içerisinde yaşadıkfilm, uzaydaki beş kişilik mürettebat ile göz ları, onu geçmişiyle yüzleştirmeye ve hesaplemevinde onlara ulaşmaya çalışan iki kişinin laşmaya zorlarken öte yandan da toplumla hikâyesini paralel bir anlatıyla peliküle akta olan ilişkisini ve en çok da seçimlerini sorgurırken temeline ise iki katman yerleştiriyor: Bi lamaya yöneltiyor. reytoplum ile babakız ilişkisi. Yıllardır sinemada, ekranda izlediğiYENİ BİR YAŞAM UMUDU miz kıyamet sonrası anlamına gelen postFilmin birey ve toplum katmanı dışında, diapokaliptik bilimkurgu türüyle bir hayli hağer karakterleriyle bağ kurduğu bir başşır neşir olsak da bu filmler hayatlarımızın or ka tabaka olan baba ve kız çocuğu ilişkitasında tüm gerçekliğiyle arzı endam edesi, önce AugustineIris üzerinden ki filmin ne dek dünyanın sonunun bu denli yakın ola girizgâhındaki hilesini burada kavrıyoruz, bileceğini aklımıza bile getirmemiştik. Ülke daha sonra SanchezMaya ve hatta Sully ile ler arası savaşlar, toplum içerisindeki çatışAdewole’un doğmak üzere olan kız çocuklamalar, mikro düzeyde bireyin bireye nefretiy rının üzerinde temellendiriliyor. Augustine’in le körüklediğimiz kutuplaşmalar, içinde yaşa geçmiş hesaplaşmalarının kökenini oluşturan kızı, bireyin reddettiği toplumsal yükümlülüklerden biri olan baba rolünü böylelikle gün yüzüne çıkarıyor. Filmin ana eksenine yerleştirilen kız çocuğu, anne karnındaki haliyle de kalp atışları sekansında dünyada yok olan yaşamın, yeni bir gezegendeki umuduna dönüşüyor ki Clooney’nin anlatmak istediği tam da bu fikir etrafında şekilleniyor. KARANTİNADA İZLENİR Böyle bakıldığında, The Midnight Sky’ın hikâyesinin sacayaklarının güçlü olduğu düşünülebilir. Bir noktaya kadar evet, ancak filmin senaryosunun ve aslında Lily BrooksDalton’ın ‘Good Morning, Midnight’ isimli eserinin asıl sorumlusu olduğu mühim eksiklikler, filmin seyirciyle kurduğu bağın önüne geçiyor. Bunların en başında gelen çatışma ve kırılma yoksunluğu, bir yandan hikâyenin anlatı gücünü zayıflatırken öte yandan da finaldeki arınma duygusunun altını oyuyor. Karakterlerin tek yönlülüğü ve dönüşümlerinin beklenmedik derecede yüzeysel oluşu filmi, kuru ve hatta yavan bir üslubun gölgesinde bırakıyor. Gemideki karakterler ve onlar arasındaki bağlara yüklenmeyen gerilim duygusu, Clooney’nin de esinlendiğini kabul ettiği Alfonso Cuaron imzalı Gravity’yi (2013) andıran uzay yürüyüşü sahneleri ile filme eklemlenmeye çalışılıyor fakat senaryonun burada başvurduğu yöntemler de çok kolay öngörülebilir nitelikte olduğundan mütevellit filmin durağan tonunun bir süre sonra seyirci nezdinde sıkıcı hale gelmesine yol açıyor. Halihazırda bilimkurgu türü için yeni bir şey söylemeyen ve basit anlatı hatalarıyla kan kaybeden The Midnight Sky, efekt kullanımı ve renk skalasıyla gözlerimizi bir parça olsun doyurmayı başarıyor. Filmin yönetmenliğini ve başrolünü üstlenen George Clooney, oyuncu olarak rolünün hakkını fazlasıyla verirken yönetmenlik bakımından bilhassa bir önceki enfes eseri Suburbicon’ın gerisine düşüyor. Martin Ruhe’un görüntü yönetimi ve Alexandre Desplat imzalı müzikleriyle elini güçlendiren The Midnight Sky, zamanın ruhuna uygunluğuyla 2049’dan ziyade 2021 yılından birinin hayatından bir kesit havası veriyor. Eksikleri çok, fakat içinde bulunduğumuz bu şartlarda, görülmeye değer. Bir yıldız gözlemcisi Bu hafta önemli bir açının etkisi altında, içimizdeki isyan ve ayrılık hissinin yoğunlaştığına tanık olabiliriz. Pazartesi günü netleşen JüpiterUranüs sert açısı uluslararası ilişkilerde beklenmeyen ayrılıkları ve başkaldırıları gösterebilir. Ticaret ve eğitim konularında ani verilen kararların Serap Kılıç Baytok toplum düzeninde aksaklıklara sebep olmasını sağlayabilir. Salı günü güneş kova burcuna ilerleyerek kova burçlarının doğum günü sezonunu başlatacak. Zodyağın bu delidolu, orijinal ruhlarına mutlu yıllar diliyorum. Güneş kova burcunda ilerlerken farkındalığımız üst bilinçte ve normalize edilmiş değerlerin dışında olur, bu yüzden kurala ve geleneğe isyan etmek, artık bunu değiştirme isteği güçlü olacaktır. Çığır açan farkındalıkların ve toplumsal büyük dönüşümlerin eşiğindeyiz bu yüzden nasıl davranacağımızı bilemiyor ve yeni düzenin nasıl olacağını öngöremiyor olabiliriz. Geçmişi bırakabilmek değişimin tek ihtiyacıdır, vadesi dolmuş her şeyi bırakabilmeniz dileğiyle. 21 Mart 20 Nisan Koçlar bu Koç hafta çalışma hayatına bir es verip biraz istirahat edebilir. Vücut farkındalığınız artacak. Diyet, detoks ve rejim uygulamalarına başlamak için ideal günler. Çalışma ortamınız ile ilgili belirsizliklerin sonlanmasına az kaldı. 21 Nisan 20 Mayıs Boğa Boğa burçları aşk hayatlarındaki belirsizlikten sıkılmış bir çıkış arıyor olabilirler fakat eskiye geri dönmenin aradığınız çözüm olmadığını söylemekte fayda var. Çocuklarınız ile ilgili sorumluluklarda biraz rahatlayacaksınız. 21 Mayıs 21 Haziran İkizler İkizler burçları aile ve ev konularında ne yöne ilerleyeceklerine karar verecek, geçmişten gelen hareket kabiliyetlerini sınırlayan olaylar ve durumlar için artık daha fazla fedakârlık yapmak zorunda kalmayacaklar. Güzel günler kapıda. 22 Haziran 22 Temmuz Yengeç Yengeç burçları ekonomik dalgalanmalar yaşadı fakat bunun üstesinden gelecek. Bu hafta yazışma ve sözleşmeler ile geleceğin altyapısını oluşturuyor olabilirsiniz, ancak neye evet dediğinize dikkat etmelisiniz. 23 Temmuz 22 Ağustos Aslan burçları bu dönemde Aslan ekonomik anlamda fazla açıldığını geç fark etmiş olabilir. Hesaplama hatalarına dikkat. Bu hafta sorumluluklarınızı gereğinden fazla ele aldığınızı fark edebilirsiniz. Biraz sakinleşmenin zamanı gelmiş görünüyor. 23 Ağustos 22 Eylül Başak burçları için Başak ataletin kırıldığı bir hafta olacak. Başlangıçlar için çekingen kalıyorsanız bu hafta daha girişken olduğunuzu fark edebilirsiniz. İş hayatınızda atmak istediğiniz adımlar için bulamadığınız cesaret bu hafta fazlasıyla sizde. 23 Eylül 23 Ekim Terazi burçları, Terazi lütfen hayattaki bazı inatlarınızdan vazgeçin. Karakterinize ters bile olsa bazen savaşmayı bırakıp kabule geçtiğinizde rahat edersiniz. Zamanında her şey için elinizden geleni yaptınız, bu hafta oluruna bırakın. 24 Ekim 22 Kasım Belirsiz gelecek Akrep hedefleri yavaş yavaş şekilleniyor. Aşkta sürekli kandırıldığınızı düşünüyor fakat kendinizin hep kanmak isteyen hallerini hiç görmüyorsunuz. Arkadaşlarınızdan birisi ile yollarınızı ayırabilirsiniz. İçinizde değişimden korkan bir taraf var. 24 Kasım 21 Aralık Geçen haftayı çok zor geçiren Yay yay burçları nefes alacak. İş konusunda kafanız karışık, belirsizliklerle uğraşıyor olabilirsiniz fakat bu hafta gelen haberler ile merakınız tatmin olacak, kafanızda bir şeyleri oturtacaksınız. Fazla acele etmeyin zira aldığınız bir haber ile her şey yine değişebilir. 22 Aralık 20 Ocak İş için mecburi seyahat Oğlak etmek ya da bir eğitimi tamamlamak zorunda kalabilirsiniz. Kendi işine sahip oğlaklar reklam ve pazarlama işlerini bu dönemde daha kolay halledebilirler. Kardeşlerinizle olan anlaşmazlıklarınızı bir kenara koymalısınız. 21 Ocak 18 Şubat Kova burçları para Kova konusunda çok eli açık olabilirler fakat bu hafta hesap işlerinde biraz dikkatli olmalarını tavsiye edebiliriz. Banka işleri, ortak hesaplar ve alacak/ verecek konularında kafa karışıklıklarına müsait bir zaman dilimi, hesaplarınızı doğru yapın. 19 Şubat 20 Mart İlişkilerde kendini Balık kandırmaktan vazgeçme zamanı geldi. İlişkiniz karmaşık gibi görünüyor ama aslında çözülmesi de entrikaya alışmış bünyenize biraz sıkıcı gelecek olabilir. Anlaşma imzalayacak olan balıklar, size uzun vadede kazanç sağlar mı iyi analiz edin.