Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Teselli Üzerine /
mutfak dünyasına fırtına gibi girmek, doğ-
Seneca / Çev. Levent
ru kadını bulmak ve tertemiz mutfağın-
Keskin / Doğu Batı
da ona kahvaltı hazırlamak. Kısaca, onla-
Yay. / 143 s.
rı tanıştıran arkadaşları dışında hiçbir or-
tak noktaları yoktur. Bu ikili, yollarının yıllar
Her birinin arka plan
sonra tekrar kesişeceğini hiç ummaz. An-
hikâyesi ve kahramanları
cak ikiside egolarını inciten ayrılıkların acı-
farklı olmakla birlikte,
sıyla başa çıkarken tesadüfi bir karşılaş-
VİTRİNDEKİLER
Seneca’nın Teselli
ma, şaşırtıcı bir bağa yol açar: Arkadaş-
Üzerine adlı yapıtını
lık. Birinden nefret edemeyecek kadar üz-
oluşturan üç diyalogda
Napoléon ve
ulaşır ulaşmaz uzun yıllar küskünlüğe ve
gün olduğunuzda eski düşmanınızla va-
da; doğaya uygun yaşama, akıl ve bilgiye
Dünyanın Fethi -
unutuşa bırakılmış bir arkadaşlığın kıvılcı-
kit geçirmek eğlenceli olabilir miydi? Gece
tabi olma, kanaatkârlık, erdem ideali, bir
1812’den 1832’ye
mı ikinci kez ateşlenir. Selim İleri, Sen Diye
geç saatlere kadar dizi izlemekte, birbirle-
tabiat kanunu olarak ölümün kaçınılmazlığı
Evrensel Monarşinin Biri’ne roman yerine “sayıklamalar” demek
rinin çevrimiçi flört profillerine göz atmakta
ve intiharın gerekçelendirilmesi gibi
Tarihi / Louis istedi. Keskin, acımsı, acımasız içe bakış-
ve her konuda çekişmekte teselli bulurlar.
geleneksel Stoa temaları vardır. Bu kitap
Geoffroy / Çev. Onur lar ve yinelemelerle gelen sayıklamalar,
Ta ki bir gece, platonik ilişkilerinin dile ge-
üzüntüyle başa çıkmanın akılcı yolları
Yıldız / Kabalcı Yay. Selim’i ve Cüneyt’i buluşturan Günahsızlar
tirilmeyen sınırları bulanıklaşmaya başla-
üzerinde durması ve bu doğrultuda
/ 384 s. filminin çekimlerine, 1971’e uzanıyor. Par-
yana kadar. Kate Goldbeck, modern aşkın
öneriler geliştirip sunmasıyla öne çıkar.
layan iki yıldızın giderek birbirlerine yakın-
her halini işlediği romantik komedisi Yine
Napoléon ve Dünyanın
Seneca’nın bu uğurda çırpınışını özellikle laşmaları, bu yakınlaşmaya harç olan ede-
mi Sen?’de, keskin gözlemler ve karşı ko-
Fethi, Fransız yazar Lo-
annesi Helvia’ya Korsika’dan seslendiği biyat, sinema ve İstanbul mekânları us-
nulmaz tutkuların eşliğinde arkadaşlıkların
uis Geoffroy’nun 19. yüzyılda kaleme al-
üçüncü diyalogda görürüz. Oğlunun talıkla yerlerini alıyor Sen Diye Biri’nde.
da dinamiğini inceliyor.
dığı ve edebiyat tarihinde “ilk uchronie”
sürgün cezasından ötürü hayata küsmüş Selim İleri bu eseriyle okuyuculara veda
eserlerden biri kabul edilen çarpıcı bir an-
Köşecik İle Kısacık /
bu kadına, sadece hitabet yeteneğine ederken son bir kez daha hatırlıyor / hatır-
latı. Uchronie kavramı, yani tarihin belirli
Miguel de Cervantes
latıyor insanlarını.
güvendiği için değil, aynı zamanda
bir kırılma noktasından sonra “alternatif bir
Saavedra / Çev.
tesellinin ne kadar önemli olduğunu
tarih zinciri”nin tasavvuru, Geoffroy’nun Hamalın Karısı:
Bengi De Sa Matos
(bulunduğu mevcut koşullarda) bizzat iyi
elinde hem edebi hem de düşünsel bir de- Şefika... Ve Diğer
Paixao / Can Yay. /
bilen biri olarak da, kendisine yardımcı
neye dönüşüyor. Kitapta Napoléon Bona-
Bütün Kadınlar /
64 s.
olabileceğine inandığı için yazar.
parte, Saint-Helena’da ölmediği, tam ter-
Erdal Çakıcıoğlu /
Yaşamının olgunluk yıllarını, birbiri peşi
Köşecik ile Kısacık Mi-
sine dünyayı fethetmeye devam ettiği bir
Kora Yay. / 343 s.
sıra iktidara gelen Caligula, Claudius ve
guel de Cervantes’in
kurguda karşımıza çıkıyor. Geoffroy, anla-
“Çok işi var Kelami Ha-
Nero gibi zaaf dolu, tuhaf ve öngörülemez
mizah, ironi ve gerçek-
tısını bir tarihçi ciddiyetiyle kaleme alıyor:
san Paşa’nın, çok... Eh
üç Roma imparatorunu idare edebilmenin
çiliği harmanlayarak
Savaşları, antlaşmaları, belgeleri ve res-
yani, İzmir gibi yetmiş
büyük zorluğuyla geçirmiş olan Seneca,
yalnızca “örnek” insanları değil, aksine ya-
mi kayıtları sanki gerçekten yaşanmış gibi
iki milletin bir arada ya-
nitekim hocalığını da yapmış olduğu halde şamın sınırlarında yaşayanları kaleme al-
kronolojik bir sırayla aktarıyor. Bu yöntem
şadığı, kimin dost kimin
Nero’nun akıl dışı kararlarına teslim olarak dığı, 1613’te yayımlanan Örnek Alınacak
okuyucuya “gerçek ile kurgu” arasındaki
düşman olduğunun belli olmadığı, Atça-
yaşamına son verecektir. Talihin serseri Hikâyeler adlı derlemesinde yer alan 12
sınırın ne kadar kırılgan olduğunu hissetti-
lı Kel Mehmet Efe belasının onlar bela di-
doğasını çok iyi tahlil edip, hemen her öyküden biri. Kitabın en dikkat çekici öy-
riyor. Napoléon’u yalnızca bir askeri lider
yorlar ama Aydın halkı, Mehmet Efe yöne-
yapıtında kayıtlara da geçirmiş olduğu külerinden “Köşecik ile Kısacık” kuralla-
ya da imparator değil, adeta Promethe-
timinden oldukça hoşnut- giderek büyü-
rın altüst olduğu, suçun bile örgütlendi-
için son sözü yine kaderin söyleyeceğinin usvari bir mit figürü olarak resmeden ya-
düğü ve içinden çıkılmaz bir durum aldığı,
ği bir dünyada geçer. İspanya’nın altın ça-
bilincindedir: “Oysa insana dair olan zar; bireysel iradenin tarihin gidişatını nasıl
payitahttan sonra, limanına en çok yaban-
ğının gölgesinde, yoksulluk ve sefalet için-
şeyler istikrarsız ve akışkan zeminde dönüştürebileceğini gözler önüne seriyor.
cı yük ve yolcu gemisinin geldiği, yük dol-
de sokakta yaşam mücadelesi veren iki
cereyan eder. Hayatın bizi en çok hoşnut Hem tarih meraklılarına hem de alternatif
durup boşalttığı bir kentin valisi, muhafızı
genç Sevilla’da kendilerini tuhaf bir “hır-
ettiği zamanlarda, nefsimize en düşkün tarih edebiyatına ilgi duyanlara hitap eden
olmak hiç de kolay iş değil. Ateşten göm-
sızlar loncası”nın içinde bulurlar. Biri kâğıt
Napoléon ve Dünyanın Fethi, okuyucu-
ve incinmeye en açık haldeyizdir. Bu
lek sanki... İzmir valiliğinin ne zor şey ol-
yu “Ya şöyle olsaydı” sorusuyla yüzleştiri- oyunlarıyla, diğeri ufak hırsızlıklarla hayat-
suretle en mesut anlarımız, aynı zamanda
duğunu bir Hasan Paşa bilir, bir de Tan-
yor. Philip K. Dick’in The Man in the High ta kalmaya çalışan bu iki zeki delikanlı asıl
ölüme en hazır olmamız gereken
rı...” Kitaptan... Evet, Hasan Paşa’nın çok
Castle’ı veya Robert Harris’in Fatherland’i sınavlarını erdemlerini korumak ya da sis-
zamandır. Tutarsızlığın ve kargaşanın
işi var... Osmanlı sultanı II. Mahmut’un da
gibi eserlerin öncüllerinden olan bu çalış- teme ayak uydurmak arasında kaldıkların-
orta yerindeyken, mazimiz dışında hiçbir
öyle... Ama yenileşme çabalarına karşın
ma, yalnızca Napoléon efsanesine değil, da vereceklerdir.
şeyden emin olamayız.”
Osmanlı öyle bir açmazda ki... Bir yanda
tarihin kendisine de eleştirel bir bakış ge-
Sevmenin Kitabı /
Zincirli Hürriyet - Ruslarla iki cephede yürütülen savaş, bir
tiriyor. Geoffroy’nun kurgusu, okuru hem
Eduardo Galeano
Sağın Gölgesinde 27 yanda çürüyen devlet yönetimi ve onlarla
tarihin büyüsüne hem de hayal gücünün
/ Çev. Süleyman
Mayıs / Işık Çakan el ele durumu fırsata çeviren yerli yabancı
sınırlarına doğru sürükleyen unutulmaz bir
Doğru / Sel Yay. /
Hacıibrahimoğlu, tüccar takımı, diğer yanda da yerel / ulusal
yolculuk sunuyor.
344 s.
Okan İrtem, Deniz ayaklanmalar... Ta Kanuni’nin kapitülas-
Sen Diye Biri / Selim
Hakyemez, Barış yonlarıyla başlayan erime tüm hızıyla sürü-
Sevmenin bir kita-
İleri / Türkiye İş
yor. İzmir’in durumu da ülkenin genel du-
Zeren / Tekin Yay. /
bı olabilir mi? Eduardo
Bankası Kültür Yay. /
rumundan farklı değil! Hasan Paşa İzmir’i
528 s.
Galeano’ya göre, evet.
424 s.
huzur kenti yapmakta kararlı ama yetmiş
Çünkü onun kalemin-
7 Mayıs “hürriyet” için
iki milletten oluşan kentin varlıklı takımı ra-
“Öleceğini pek düşün- de sevmek, yalnızca bir
yola çıktı. Hürriyet’in
hat bırakmıyorlar. Ve Haziran 1828’e ge-
memiştim. Hele yeniden duygu değil; dünyayı değiştiren bir güç,
anayasa ile geleceğine inandı. Türkiye
lindiğinde de buğdayı karaborsaya düşü-
konuşmaya başladık- insanı insana yaklaştıran bir özgürlük ala-
tarihinin en özgürlükçü anayasasını
rüp zam yapıyorlar. Kıyamet de o zaman
nıdır. Sevmenin Kitabı ise Galeano’nun acı
tan sonra... Sonra ak-
getirdi ve uzun yıllar “Hürriyet ve
kopuyor! Şefikalar, Satılar, Saralar, Mar-
tatlı gönül serüvenlerini, içten dostlukla-
şam haberlerinde birçok
Anayasa Bayramı” olarak kutlandı.
talar, Şerif Analar, Salihalar, Ferah Bibiler
rı ve gündelik yaşamın getirdiği ışıltılı ens-
kanalda birinci haberdi:
Karşıtları ise 27 Mayıs’ı “darbe”
ve İzmir’in tüm yiğit kadınları, Amazonların
Cüneyt Arkın... Öyle baktım, donuk, kas- tantaneleri süzgecinden geçirerek satır-
sayıyor ve 21. yüzyıl Türkiyesi’nde
torunları el ele bu fırsatçılara ve İzmir hal-
katı. Yarın sökün edecekti anılar. Artık her lara döktüğü, en etkileyici metinlerinden
anayasasızlaşma konuşuluyor. Hürriyetten
kının korkulu düşü Hacı Bey’e karşı direni-
gün anılar. Bir süre böyle sürer, sonra ge- bir araya getirilen bir güldeste. Sürdürü-
anayasasızlaşmaya nasıl gelindi? Başka
şe geçiyorlar. Acaba başarabiliyorlar mı?
çer diyordum. Yazmak falan aklımın ucun- len ya da sonlanan birliktelikler, sığınılan
bir deyişle, hürriyet neden kök salamadı?
Yanıtı, Erdal Çakıcıoğlu’nun romanında.
dan geçmiyordu. Yazılacak ne vardı za- ya da kovulan ülkeler, yoldaşlıklar, bağış-
Zincirli Hürriyet - Sağın Gölgesinde
ten? 12 Mart’ın insanları astığı gece! Cam- layan ve cezalandıran tanrılar, sırtını gü-
Yine mi Sen? / Kate
27 Mayıs adlı kitapta, doğumunda
dan çıkışımız? Daha dingin şeyler; çiçekçi neşe yaslayanlar, hatırlayışlar, unutuşlar...
Goldbeck / Çev.
zincirlerinden kurtulamamasının,
çocuğun sergisini yıkıp geçişimiz... Saba- Galeano’nun, aşkın birçok veçhesinden
İremnur Kalaycıoğlu
düşmanları karşısında 27 Mayıs düzenini
ha karşı tezgâhtan yeşil erik çalışımız... O bahsederken tanıklık ettiği ve kayda ge-
/ Nemesis Kitap /
gittikçe daha savunmasız bıraktığı
çirdiği adaletsizliklere karşın insan ruhunu
hep dargın ama bağışlayıcı bakışın! Birden
448 s.
saptamasından yola çıkılıyor. 27 Mayıs
oraya, ayrılığa, sonsuz ayrılığa…” Kitap- anlama konusundaki takdire şayan çabası,
günü, anayasal düzenin yeniden
tan... Cüneyt Arkın ünlü bir sinema oyun- Ari ile Josh, tanıştıkla- okuyucuyu olasılıkların heyecanına hazırla-
kuruluşunu ilan eden kadroları bekleyen
cusu, Selim İleri düşlerinin peşinde, genç rı ilk anda birbirlerin- makla kalmıyor, dünyada bulmaya çabala-
siyasal ve toplumsal tartışmalar nelerdi?
bir öykücü. Atıf Yılmaz’ın filminde çarpı- den nefret ederler. Öz- dığı sevgiye ve güzelliğe de ayna tutuyor.
Türk sağının yeni düzen karşısındaki
şırlar. “Neden yalnız oturuyorsunuz”. Se- gür ruhlu, gündelik he- Sınırları belirli bir kafese değil, pencerele-
tutumu ne oldu? Bu kitapta, 27 Mayıs
rüvenli bir arkadaşlık başlar, sonra araya yecanları seven ve mü- ri ve kapıları ardına kadar açık bir dünya-
içindeki devrimci damarın ve onu
uzun “yaşam sarartısı” girer. Elli yıl son- cadeleci bir komedyen olan Ari, gelecek ya davet eden Galeano, küçük ayrıntılarda
zayıflatan, güçsüz düşüren siyasi
ra Cüneyt Arkın televizyondan seslenir: planları yapmaz. Manhattan’da doğup bü- saklı büyük hakikatleri, hüzünle karışık bir
eğilimlerin bir muhasebesini bulacaksınız. “Selim’i arıyorum.” Bu çağrı Selim İleri’ye yüyen Josh’ın ise büyük iddiaları vardır: mizah ve derin bir şiirsellikle anlatıyor.
10 6 Kasım 2025

