16 Kasım 2025 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Teselli Üzerine / mutfak dünyasına fırtına gibi girmek, doğ- Seneca / Çev. Levent ru kadını bulmak ve tertemiz mutfağın- Keskin / Doğu Batı da ona kahvaltı hazırlamak. Kısaca, onla- Yay. / 143 s. rı tanıştıran arkadaşları dışında hiçbir or- tak noktaları yoktur. Bu ikili, yollarının yıllar Her birinin arka plan sonra tekrar kesişeceğini hiç ummaz. An- hikâyesi ve kahramanları cak ikiside egolarını inciten ayrılıkların acı- farklı olmakla birlikte, sıyla başa çıkarken tesadüfi bir karşılaş- VİTRİNDEKİLER Seneca’nın Teselli ma, şaşırtıcı bir bağa yol açar: Arkadaş- Üzerine adlı yapıtını lık. Birinden nefret edemeyecek kadar üz- oluşturan üç diyalogda Napoléon ve ulaşır ulaşmaz uzun yıllar küskünlüğe ve gün olduğunuzda eski düşmanınızla va- da; doğaya uygun yaşama, akıl ve bilgiye Dünyanın Fethi - unutuşa bırakılmış bir arkadaşlığın kıvılcı- kit geçirmek eğlenceli olabilir miydi? Gece tabi olma, kanaatkârlık, erdem ideali, bir 1812’den 1832’ye mı ikinci kez ateşlenir. Selim İleri, Sen Diye geç saatlere kadar dizi izlemekte, birbirle- tabiat kanunu olarak ölümün kaçınılmazlığı Evrensel Monarşinin Biri’ne roman yerine “sayıklamalar” demek rinin çevrimiçi flört profillerine göz atmakta ve intiharın gerekçelendirilmesi gibi Tarihi / Louis istedi. Keskin, acımsı, acımasız içe bakış- ve her konuda çekişmekte teselli bulurlar. geleneksel Stoa temaları vardır. Bu kitap Geoffroy / Çev. Onur lar ve yinelemelerle gelen sayıklamalar, Ta ki bir gece, platonik ilişkilerinin dile ge- üzüntüyle başa çıkmanın akılcı yolları Yıldız / Kabalcı Yay. Selim’i ve Cüneyt’i buluşturan Günahsızlar tirilmeyen sınırları bulanıklaşmaya başla- üzerinde durması ve bu doğrultuda / 384 s. filminin çekimlerine, 1971’e uzanıyor. Par- yana kadar. Kate Goldbeck, modern aşkın öneriler geliştirip sunmasıyla öne çıkar. layan iki yıldızın giderek birbirlerine yakın- her halini işlediği romantik komedisi Yine Napoléon ve Dünyanın Seneca’nın bu uğurda çırpınışını özellikle laşmaları, bu yakınlaşmaya harç olan ede- mi Sen?’de, keskin gözlemler ve karşı ko- Fethi, Fransız yazar Lo- annesi Helvia’ya Korsika’dan seslendiği biyat, sinema ve İstanbul mekânları us- nulmaz tutkuların eşliğinde arkadaşlıkların uis Geoffroy’nun 19. yüzyılda kaleme al- üçüncü diyalogda görürüz. Oğlunun talıkla yerlerini alıyor Sen Diye Biri’nde. da dinamiğini inceliyor. dığı ve edebiyat tarihinde “ilk uchronie” sürgün cezasından ötürü hayata küsmüş Selim İleri bu eseriyle okuyuculara veda eserlerden biri kabul edilen çarpıcı bir an- Köşecik İle Kısacık / bu kadına, sadece hitabet yeteneğine ederken son bir kez daha hatırlıyor / hatır- latı. Uchronie kavramı, yani tarihin belirli Miguel de Cervantes latıyor insanlarını. güvendiği için değil, aynı zamanda bir kırılma noktasından sonra “alternatif bir Saavedra / Çev. tesellinin ne kadar önemli olduğunu tarih zinciri”nin tasavvuru, Geoffroy’nun Hamalın Karısı: Bengi De Sa Matos (bulunduğu mevcut koşullarda) bizzat iyi elinde hem edebi hem de düşünsel bir de- Şefika... Ve Diğer Paixao / Can Yay. / bilen biri olarak da, kendisine yardımcı neye dönüşüyor. Kitapta Napoléon Bona- Bütün Kadınlar / 64 s. olabileceğine inandığı için yazar. parte, Saint-Helena’da ölmediği, tam ter- Erdal Çakıcıoğlu / Yaşamının olgunluk yıllarını, birbiri peşi Köşecik ile Kısacık Mi- sine dünyayı fethetmeye devam ettiği bir Kora Yay. / 343 s. sıra iktidara gelen Caligula, Claudius ve guel de Cervantes’in kurguda karşımıza çıkıyor. Geoffroy, anla- “Çok işi var Kelami Ha- Nero gibi zaaf dolu, tuhaf ve öngörülemez mizah, ironi ve gerçek- tısını bir tarihçi ciddiyetiyle kaleme alıyor: san Paşa’nın, çok... Eh üç Roma imparatorunu idare edebilmenin çiliği harmanlayarak Savaşları, antlaşmaları, belgeleri ve res- yani, İzmir gibi yetmiş büyük zorluğuyla geçirmiş olan Seneca, yalnızca “örnek” insanları değil, aksine ya- mi kayıtları sanki gerçekten yaşanmış gibi iki milletin bir arada ya- nitekim hocalığını da yapmış olduğu halde şamın sınırlarında yaşayanları kaleme al- kronolojik bir sırayla aktarıyor. Bu yöntem şadığı, kimin dost kimin Nero’nun akıl dışı kararlarına teslim olarak dığı, 1613’te yayımlanan Örnek Alınacak okuyucuya “gerçek ile kurgu” arasındaki düşman olduğunun belli olmadığı, Atça- yaşamına son verecektir. Talihin serseri Hikâyeler adlı derlemesinde yer alan 12 sınırın ne kadar kırılgan olduğunu hissetti- lı Kel Mehmet Efe belasının onlar bela di- doğasını çok iyi tahlil edip, hemen her öyküden biri. Kitabın en dikkat çekici öy- riyor. Napoléon’u yalnızca bir askeri lider yorlar ama Aydın halkı, Mehmet Efe yöne- yapıtında kayıtlara da geçirmiş olduğu külerinden “Köşecik ile Kısacık” kuralla- ya da imparator değil, adeta Promethe- timinden oldukça hoşnut- giderek büyü- rın altüst olduğu, suçun bile örgütlendi- için son sözü yine kaderin söyleyeceğinin usvari bir mit figürü olarak resmeden ya- düğü ve içinden çıkılmaz bir durum aldığı, ği bir dünyada geçer. İspanya’nın altın ça- bilincindedir: “Oysa insana dair olan zar; bireysel iradenin tarihin gidişatını nasıl payitahttan sonra, limanına en çok yaban- ğının gölgesinde, yoksulluk ve sefalet için- şeyler istikrarsız ve akışkan zeminde dönüştürebileceğini gözler önüne seriyor. cı yük ve yolcu gemisinin geldiği, yük dol- de sokakta yaşam mücadelesi veren iki cereyan eder. Hayatın bizi en çok hoşnut Hem tarih meraklılarına hem de alternatif durup boşalttığı bir kentin valisi, muhafızı genç Sevilla’da kendilerini tuhaf bir “hır- ettiği zamanlarda, nefsimize en düşkün tarih edebiyatına ilgi duyanlara hitap eden olmak hiç de kolay iş değil. Ateşten göm- sızlar loncası”nın içinde bulurlar. Biri kâğıt Napoléon ve Dünyanın Fethi, okuyucu- ve incinmeye en açık haldeyizdir. Bu lek sanki... İzmir valiliğinin ne zor şey ol- yu “Ya şöyle olsaydı” sorusuyla yüzleştiri- oyunlarıyla, diğeri ufak hırsızlıklarla hayat- suretle en mesut anlarımız, aynı zamanda duğunu bir Hasan Paşa bilir, bir de Tan- yor. Philip K. Dick’in The Man in the High ta kalmaya çalışan bu iki zeki delikanlı asıl ölüme en hazır olmamız gereken rı...” Kitaptan... Evet, Hasan Paşa’nın çok Castle’ı veya Robert Harris’in Fatherland’i sınavlarını erdemlerini korumak ya da sis- zamandır. Tutarsızlığın ve kargaşanın işi var... Osmanlı sultanı II. Mahmut’un da gibi eserlerin öncüllerinden olan bu çalış- teme ayak uydurmak arasında kaldıkların- orta yerindeyken, mazimiz dışında hiçbir öyle... Ama yenileşme çabalarına karşın ma, yalnızca Napoléon efsanesine değil, da vereceklerdir. şeyden emin olamayız.” Osmanlı öyle bir açmazda ki... Bir yanda tarihin kendisine de eleştirel bir bakış ge- Sevmenin Kitabı / Zincirli Hürriyet - Ruslarla iki cephede yürütülen savaş, bir tiriyor. Geoffroy’nun kurgusu, okuru hem Eduardo Galeano Sağın Gölgesinde 27 yanda çürüyen devlet yönetimi ve onlarla tarihin büyüsüne hem de hayal gücünün / Çev. Süleyman Mayıs / Işık Çakan el ele durumu fırsata çeviren yerli yabancı sınırlarına doğru sürükleyen unutulmaz bir Doğru / Sel Yay. / Hacıibrahimoğlu, tüccar takımı, diğer yanda da yerel / ulusal yolculuk sunuyor. 344 s. Okan İrtem, Deniz ayaklanmalar... Ta Kanuni’nin kapitülas- Sen Diye Biri / Selim Hakyemez, Barış yonlarıyla başlayan erime tüm hızıyla sürü- Sevmenin bir kita- İleri / Türkiye İş yor. İzmir’in durumu da ülkenin genel du- Zeren / Tekin Yay. / bı olabilir mi? Eduardo Bankası Kültür Yay. / rumundan farklı değil! Hasan Paşa İzmir’i 528 s. Galeano’ya göre, evet. 424 s. huzur kenti yapmakta kararlı ama yetmiş Çünkü onun kalemin- 7 Mayıs “hürriyet” için iki milletten oluşan kentin varlıklı takımı ra- “Öleceğini pek düşün- de sevmek, yalnızca bir yola çıktı. Hürriyet’in hat bırakmıyorlar. Ve Haziran 1828’e ge- memiştim. Hele yeniden duygu değil; dünyayı değiştiren bir güç, anayasa ile geleceğine inandı. Türkiye lindiğinde de buğdayı karaborsaya düşü- konuşmaya başladık- insanı insana yaklaştıran bir özgürlük ala- tarihinin en özgürlükçü anayasasını rüp zam yapıyorlar. Kıyamet de o zaman nıdır. Sevmenin Kitabı ise Galeano’nun acı tan sonra... Sonra ak- getirdi ve uzun yıllar “Hürriyet ve kopuyor! Şefikalar, Satılar, Saralar, Mar- tatlı gönül serüvenlerini, içten dostlukla- şam haberlerinde birçok Anayasa Bayramı” olarak kutlandı. talar, Şerif Analar, Salihalar, Ferah Bibiler rı ve gündelik yaşamın getirdiği ışıltılı ens- kanalda birinci haberdi: Karşıtları ise 27 Mayıs’ı “darbe” ve İzmir’in tüm yiğit kadınları, Amazonların Cüneyt Arkın... Öyle baktım, donuk, kas- tantaneleri süzgecinden geçirerek satır- sayıyor ve 21. yüzyıl Türkiyesi’nde torunları el ele bu fırsatçılara ve İzmir hal- katı. Yarın sökün edecekti anılar. Artık her lara döktüğü, en etkileyici metinlerinden anayasasızlaşma konuşuluyor. Hürriyetten kının korkulu düşü Hacı Bey’e karşı direni- gün anılar. Bir süre böyle sürer, sonra ge- bir araya getirilen bir güldeste. Sürdürü- anayasasızlaşmaya nasıl gelindi? Başka şe geçiyorlar. Acaba başarabiliyorlar mı? çer diyordum. Yazmak falan aklımın ucun- len ya da sonlanan birliktelikler, sığınılan bir deyişle, hürriyet neden kök salamadı? Yanıtı, Erdal Çakıcıoğlu’nun romanında. dan geçmiyordu. Yazılacak ne vardı za- ya da kovulan ülkeler, yoldaşlıklar, bağış- Zincirli Hürriyet - Sağın Gölgesinde ten? 12 Mart’ın insanları astığı gece! Cam- layan ve cezalandıran tanrılar, sırtını gü- Yine mi Sen? / Kate 27 Mayıs adlı kitapta, doğumunda dan çıkışımız? Daha dingin şeyler; çiçekçi neşe yaslayanlar, hatırlayışlar, unutuşlar... Goldbeck / Çev. zincirlerinden kurtulamamasının, çocuğun sergisini yıkıp geçişimiz... Saba- Galeano’nun, aşkın birçok veçhesinden İremnur Kalaycıoğlu düşmanları karşısında 27 Mayıs düzenini ha karşı tezgâhtan yeşil erik çalışımız... O bahsederken tanıklık ettiği ve kayda ge- / Nemesis Kitap / gittikçe daha savunmasız bıraktığı çirdiği adaletsizliklere karşın insan ruhunu hep dargın ama bağışlayıcı bakışın! Birden 448 s. saptamasından yola çıkılıyor. 27 Mayıs oraya, ayrılığa, sonsuz ayrılığa…” Kitap- anlama konusundaki takdire şayan çabası, günü, anayasal düzenin yeniden tan... Cüneyt Arkın ünlü bir sinema oyun- Ari ile Josh, tanıştıkla- okuyucuyu olasılıkların heyecanına hazırla- kuruluşunu ilan eden kadroları bekleyen cusu, Selim İleri düşlerinin peşinde, genç rı ilk anda birbirlerin- makla kalmıyor, dünyada bulmaya çabala- siyasal ve toplumsal tartışmalar nelerdi? bir öykücü. Atıf Yılmaz’ın filminde çarpı- den nefret ederler. Öz- dığı sevgiye ve güzelliğe de ayna tutuyor. Türk sağının yeni düzen karşısındaki şırlar. “Neden yalnız oturuyorsunuz”. Se- gür ruhlu, gündelik he- Sınırları belirli bir kafese değil, pencerele- tutumu ne oldu? Bu kitapta, 27 Mayıs rüvenli bir arkadaşlık başlar, sonra araya yecanları seven ve mü- ri ve kapıları ardına kadar açık bir dünya- içindeki devrimci damarın ve onu uzun “yaşam sarartısı” girer. Elli yıl son- cadeleci bir komedyen olan Ari, gelecek ya davet eden Galeano, küçük ayrıntılarda zayıflatan, güçsüz düşüren siyasi ra Cüneyt Arkın televizyondan seslenir: planları yapmaz. Manhattan’da doğup bü- saklı büyük hakikatleri, hüzünle karışık bir eğilimlerin bir muhasebesini bulacaksınız. “Selim’i arıyorum.” Bu çağrı Selim İleri’ye yüyen Josh’ın ise büyük iddiaları vardır: mizah ve derin bir şiirsellikle anlatıyor. 10 6 Kasım 2025
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle