Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Önyargılar tutsaklığına derin itiraz!
Şövalye ile Ejderha; bir gün kendisini yok etmeye geleceğine inandığı şövalyeyi sarp kayalar
arasındaki evinde beklemeyi yeğleyen Kızıl Ejderha ile onu ortadan kaldırıp kahraman olmayı
düşleyen Şövalye’nin öykülerini dönüşümlü olarak sahneye taşırken aslında ezberlerin,
önyargıların, sorgusuz iyi ya da kötü bilinenlerin, genellemelerin hayatımızı kuşattığı bataklığa
ve anlamsızlığa yeniden / çok daha yakından bakmaya çağırıyor hepimizi.
Ve insanlar arasında yaşa-
Y. BEKİR YURDAKUL
nan asırlık savaşlar sonrasın-
da ejderhaların ansızın yok ol-
asıl bilirsiniz ejderhaları? Varlar mı, yoklar
duğu günlerden, sarp kaya-
mı, nerede nasıl yaşarlar? Düş gücümüze mi
lar arasına gizlenmiş o muh-
N borçluyuz onları? Bütün bu soruları bir yana
teşem kütüphanedeki şaşırtıcı
bırakın, onları nasıl bildiğinizi / bildiğimizi düşünün
buluşmaya doğru akan öykü-
öncelikle. Bir de şövalyeler için duygularınız nelerdir,
yü (Masalı mı deseydim yoksa!) büyük usta Nâzım’ın
onu belirtirseniz sevinirim.
“Ellerinize ve Yalana Dair” dizeleri eşliğinde okudu-
Sevde Tuba Okçu’nun yapıtını okumaya heveslen-
ğumu, okuyacağınızı söylemeliyim.
diğimde uzunca bir süre kapak görseliyle oyalandım.
“…Bu dünya öküzün boynuzunda değil,/ bu dün-
Ne anlatıyordu acaba Şövalye ile Ejderha, sıradan bir
ya ellerinizin üstünde duruyor./ Ve insanlar,/ ah, be-
macera mıydı derdi yoksa kadim dertlerimizden biriy-
nim insanlarım,/ yalanla besliyorlar sizi, halbuki açsı-
le mi dertlenip öyle bir yolculuğa mı çağırıyordu bizi?
nız, etle, ekmekle beslenmeğe muhtaçsınız./ Ve be-
Kapağın seslenişi ön yargılarımıza hayli uygun gö-
yaz bir sofrada bir kere bile yemek yemeden/ doya-
rünüyordu ne ki Shima Zarei’nin her biri bambaşka
sıya,/ göçüp gidersiniz bu her dalı yemiş dolu dün-
lezzetler taşıyan, yoğun ipuçları barındıran çizimleri-
yadan…”
ni (Birini buraya da almaktan alamadım kendimi!) bir-
biri ardınca “okuyunca” bambaşka bir masala / anla-
SANAT, YALANI SEZMEK İÇİNDİR DE…
tıya beklendiğimiz duygusuyla dolu olarak ve merak-
Masallar, öyküler, destanlar, edebiyat yalan söyler
la döndüm ilk sayfaya, ilk tümceye…
mi? İşin aslını ararsanız anlatılanın altındaki gerçeği
Yazarın, “İşte o büyük gün sonunda gelmişti” çağ-
kolayca bulup çıkarır, başka büyük bir ustanın
rısıyla çıktığım yolculuk boyunca hem gündelik ha-
Özdemir Asaf’ın deyişiyle “…Söyleyecek sözü
yata hem de yılların küflenmiş patatesler gibi terk et-
olan anlatsın/ İsterse içine yalan da katsın/ Yeter
mediği, inadına getirip hepimize dayattığı ön yargı-
ki kendinden, bizden söz etsin/ Yalanı doğruyu
lar, genellemeler kolaylığına bakıp durdum.
sezer gideriz…”
Kendimde ne kadar vardı bu genellemelerden, on-
Ne ki (yine büyük ozana, Nâzım’a verelim sözü)
ları da aradım öykünün beni ısrarla / kararlılıkla ça-
“…antenler yalan söylüyorsa,/ yalan söylüyorsa ro-
ğırdığı her durakta, mekânda…
tatifler,/ kitaplar yalan söylüyorsa,/ duvarda afiş, sü-
Başka bir dünyaya çağıran, kimseleri kolayca yar-
tunda ilan yalan söylüyorsa,/ beyaz perdede yalan
gılayıp öteki kılmayacağımız; kolay(cılığ)ın aslında
söylüyorsa çıplak baldırları kızların,/ dua yalan söylü-
Desen: SHIMA ZAREI
kıymetsizi de koynunda taşıdığı gerçeğini dert edi-
yorsa,/ ninni yalan söylüyorsa,/ rüya yalan söylüyor-
nen bir yola çıkarıyor bizi Okçu’nun öyküsü.
sa,/ meyhanede keman çalan yalan söylüyorsa,/ ya-
Yazının girişinde yer verdiğim soruya, yapıtı oku- Üstelik kör bir inatla ayak diremiyor muyuz nere-
lan söylüyorsa umutsuz günlerin gecelerinde ayışı-
ye yaslandığını çoktan unuttuğumuz yargılarımızda?
duktan sonra öylesine farklı bir yanıt vereceksiniz ki
ğı,/ ses yalan söylüyorsa,/ söz yalan söylüyorsa,/ el-
Tuttuğumuz takıma, oy verdiğimiz partiye, bağlı ol-
belki de artık masallar da başka şeyler söyleyecek
lerinizden başka her şey/ herkes yalan söylüyorsa…”
duğumuz inanç sistemine, önünü arkasını araştırma-
size, hayat da…
onu da sezmeye nezaketli bir çağrı çıkarıyor bu an-
dan bağlandığımız düşüncelere göre vermiyor mu-
latısıyla ve açık ediyor bu önyargıları, bu ezberleri
GENELLEMELER, ÖNYARGILAR MI,
yuz kararımızı?
sorgulamama hallerimizin bizi taşıdığı yeri:
ARAŞTIRIP BULMAK MI?
Zanlıyı özenle sunulan kanıtlara göre cezalandırır-
“…Ve zaten bu kadar az misafir kaldığımız/ bu
Nasıl da kocaman, yere göğe sığdıramadığımız ön
ken de kuşku duymuyoruz, suçluyu o kör ezberimiz-
ölümlü, bu yaşanası dünyada/ bu bezirgân saltanatı,
yargılarımız var! Benim gibi inanıyorsa, benim gibi
le alkışlarken de…
bu zulüm bitmesin diyedir.”
düşünüyorsa, benim sevdiğimi seviyorsa,
Şövalye ile Ejderha; kütüphanesini dolduran “yan-
Evet, edebiyat, bir bütün olarak sanat; ön yargılar-
benim durduğum gibi duruyorsa… Çoğaltın
lı” kitaplarından edindiği “bilgi” kırıntılarıyla savun-
dan uzak kalmaya, toptancı yargılara yüz vermeme-
örnekleri; iyidir, hoştur, başarılıdır, seçilir, sevilir, ina-
mada kalmayı, bir gün kendisini yok etmeye gelece-
ye, genellemelerin tuzağına düşmemeye ve elbette
nılır, güvenilir…
ğine inandığı şövalyeyi sarp kayalar arasındaki evin-
düşünmeye çağırır. Şövalye ile Ejderha’nın size söy-
Sahi, tarihi -dünyanın bütün kara parçalarında-
de beklemeyi yeğleyen Kızıl Ejderha ile onu ortadan
leyeceği çok şey var.
yalnız ve yalnız “kazanan”lar yazmıyor mu? İnandığı-
kaldırıp kahraman olmayı düşleyen Şövalye’nin öy-
Bu arada Nâzım’ın “Ellerinize ve Yalana Dair” ve
mızı, kimi ezber verilerle yandaşı olduklarımızı eleşti- külerini dönüşümlü olarak sahneye taşırken aslında
Özdemir Asaf’ın “Kalmak Türküsü” şiirlerini de bu
riyor muyuz?
büyük ezberlerin, önyargıların, sorgusuz sualsiz iyi
yapıtla birlikte yeniden okuyun isterim.
n
Yalan üstüne kurduğumuz “dünya” yıkılmasın, eli- ya da kötü bilinenlerin, genellemelerin hayatı kuşat-
mizden kayıp gitmesin diye her gün yeni, başka, da- tığı bataklığa, çıkmaza, anlamsızlığa yeniden ve çok Şövalye ile Ejderha / Sevde Tuba Okçu / Resimle-
ha büyük yalanlar uydurmuyor muyuz? daha yakından bakmaya çağırıyor hepimizi. yen: Shima Zarei / Timaş Çocuk / 96 s. / 10+ / 2024.
28 Mart 2024
14