Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAVAŞ SÖNMEZ’DEN ‘YİNE ANKARA’
‘Kendini Ankaralı duyumsayan herkesi
kent belleğine katkıda bulunmaya,
kışkırtarak çağırıyorum!’
Ankara’ya ilişkin yazılarında ve onlardan oluşan kitaplarında genellikle 1940 sonlarından başlayıp
45-70 yıl öncesinin Ankara’sına ilişkin “anılarını, gözlemlerini, duyduklarını, okuduklarını,
dinlediklerini, kendisindeki “nesneler, kitaplar, belgeler, bilgiler, fotoğraflar” ile harmanlayan, yanı sıra
görüşmeler, incelemeler, araştırmalar yapan ve tanıklıklara başvurarak doğruluyor Savaş Sönmez.
Yine Ankara (Kaleli Medya Yayınevi) Sönmez’in, yazılarını kitaplarına zamandizinsel olarak işleyen
böylece yazarken Ankara’ya ilişkin nelerden kaygılandığını, zaman içinde de bu kaygılarının ne gibi
kayıplara dönüştüğünü vurguladığı kitaplarının yeni halkası.
yar köşelerinde unutulması-
GÜNAY GÜNER
nı istemediğim Ankara ya-
zılarımı kitaplaştırmaya ça-
‘ESKİ GÜZEL ANKARA’NIN KORUNMASI
balıyorum. Önceki iki kitabıma koyduğum “Bu Ankara
ÇOK ÖNEMLİDİR, TARİH ÖNÜNDE
O Ankara Değil” ve “Hani Ankara, Hangi Ankara” gibi
SORUMLULUK GEREKTİRİR!’
anlamlı adları “Yine Ankara” ile ısrarla sürdürüyorum.
n Ankara’yı odağına alan kitaplarınız tam anlamıyla
Doğru bilgilerin, kişilerle birlikte yok olmayıp, arşiv-
belgelik ve kent tarihi kitaplığı oluşturuyor (Bu Ankara
belge taramalarıyla zenginleştirilerek yazıya geçirilme-
O Ankara Değil, Hani Ankara Hangi Ankara?, Kaybo-
sinden ve kent belleğine eklenmesinden yanayım. Yeni
lan Ankara, Ankaralı Bulmacalar). Yeni kitabınız Yine
kitabımın sunuşunda da yazdığım üzere kendini Anka-
Ankara bu birikimi bütünlüklü yapısıyla tamamlıyor.
ralı duyumsayan herkesi “kent belleği”ne katkıda bu-
Kent belleğinin ve Ankara’nın önemi nedir?
lunmaya, kışkırtarak çağırıyorum.
Cumhuriyet’in Ankara Eki’nde, 29 Temmuz 2005
günlü, 55. sayısından itibaren “Ankaralı Bulmacalar”
“ANKARA’YA ‘SİSTEMLİ’ SALDIRILARDA
yapar ve “Ankara Kitapları” tanıtırken, 20 Nisan 2007
‘ŞAHSIM DEVLETİ’NİN KUŞKUSUZ,
günlü sayısında “Ankara Yazıları” yazmaya, o zaman
BÜYÜK PAYI VARDIR!”
için Amsterdam-Rijkmuseum’da bulunan tabloya ilişkin
n Toplumda bellek ve belgelik sürekliliği yoksa, de-
“Ankara’nın Eski Bir Resmi” yazımla başlamışım.
mokrasi de sorunludur. Cumhuriyetin tansık ve bir o
Sonrasında geçmişe dönük olarak, 23 Aralık 1947’de-
denli tarihsel kenti Ankara’ya on yıllardır süren diz-
ki Maarif Vekâleti yangınına tanıklığımdan başlayan
geli saldırı konusunda neler söylersiniz?
anılarımı ek bilgi ve belgelerle örtüştürerek bir zaman-
Ankara’ya yıllardır yapılagelmekte olan “sistemli”
ların Ankara’sını kayda geçirmek hevesine kapılmışım.
saldırıları, Mehmet Tunçer ve Necati Yalçın ile birlik-
Kent kimliğini oluşturan ve de özellikle “yok edilen
te yazdığımız Kaybolan Ankara adlı kitabımızda ayrın-
/ yok edilmekte olan” kültürel mimari miras öğelerinin
tılarıyla sergilemiş, Cumhuriyet ve Ankara’nın kamusal
bir kısmıyla unutulmaz anılarımın olması, beni bildikle-
yapılarının, “akla, bilime ve hukuka aykırı, sorumsuz,
rimi kaydederek paylaşmaya yöneltmiş. O gün bugün-
paylaşmasız, danışmasız, ben merkezci, tarihi geçmişi-
belleği ve uygar kent tasarısının Atatürk uzak görüşlü-
dür, kent belleğine katkıda bulunabilmek için Ankara’yı
ne saygısız, vandalca, rant gözlüklü, ideolojik” bir kıyı-
lüğüyle uygulanmasıdır bu birikim. Yıkım açgözlülü-
yazmayı sürdürüyorum. 80 yaşındayım, yazabildiğimce
ma uğratıldığını vurgulamıştık.
ğünden bireylerin anılarının kalmadığı, bırakılmadığı
yazmayı düşünüyorum.
Özellikle son 10 yıl boyunca gitgide azgınlaşarak
koşullardayız. Çabanız daha değerli. Bilinmeyenleri or-
ve hoyratça üzerlerine varılan bu yapılar, ya adları-
“ANKARA, O GÜZEL MARŞININ
taya çıkarıyor, kayıt altına alıyorsunuz.
nı Atatürk’ten aldıkları ya Atatürk ile özdeşleştikleri ya
DİZELERİNDEKİ GİBİ ‘YOKTAN
Dönemin otobüs, sinema biletlerine dek uzanan belge-
da salt Atatürk döneminde yapıldıkları için yok edilerek
VAR EDİLMİŞ BİR İLK ŞEHİR’DİR!”
liğinizin varlığı biliniyor. Ayrıntılara büyük emekle ula-
unutturulmak ve kentsel bellekten silinmek istenen ya-
Ankara, o güzel marşının dizelerindeki gibi “Yoktan var
şıyor olmalısınız. Bizdeki yazıya almak konusundaki ge-
pılardır (AOÇ’deki Marmara Köşkü, Jandarma Karako-
edilmiş bir ilk şehir”dir. “eski güzel Ankara”nın korun-
lenek yoksunluğu çalışmalarınızı ne ölçüde etkiliyor?
lu ve Marmara Oteli ile Çubuk Barajı Gazinosu, EGO
ması çok önemlidir, tarih önünde sorumluluk gerektirir.
Ankara’ya ilişkin tüm yazılarımda ve onlardan oluşan
Hangarları, Elektrik ve Havagazı Fabrikası, Su Süzgeci,
Cumhuriyet karşıtlarının onu belleklerden kazıma gi-
kitaplarımda, genellikle 1940 sonlarından başlayıp 45-70
İller Bankası, 19 Mayıs Stadyumu, Hipodrom gibi).
rişimlerine karşı “Ankaralılarca -bir türlü bir araya ge-
yıl öncesinin Ankara’sına ilişkin “anılarımı, gözlemleri-
Bu hızlanmada ve sorumsuzlaşmada, 12 Eylül
lemeyen Ankaralı sivil toplum kuruluşlarınca- Ankara
mi, duyduklarımı, okuduklarımı, dinlediklerimi”, bende-
2010’daki Anayasa Referandumu’nun, 1 Kasım 2015’te
yerel yönetimlerince” birlikte, kararlı ve dik durulmalı;
ki “nesneler, kitaplar, belgeler, bilgiler, fotoğraflar” ile
yinelenen 7 Haziran 2015 seçimlerinin ve 16 Nisan
kent belleğine karşı 2000’lerde başlayıp giderek azgınla-
harmanlıyorum. Yetemediğim yerleri de “görüşmeler,
2017’de temelleri atılan “şahsım devleti”nin kuşkusuz,
şan saldırılar “kesinlikle” önlenmelidir.
incelemeler, araştırmalar” yaparak ve tanıklıklara baş-
büyük payları vardır.
Kenti eline geçiren her gücün kendi görüş ve çıkarları
vurarak doğruluyorum.
doğrultusunda özellikle imar ve yapı değişikliklerine gi-
Yazılarımı kitaplarıma zamandizinsel olarak yerleşti-
“İNSANLIK ‘PAYLAŞIMCI’ DÜZENLERE
dememesi, kentin mimari-kültürel-tarihsel-doğal çevresi-
riyorum. Böylece yazarken Ankara’ya ilişkin nelerden
KESİNLİKLE GEÇMEK ZORUNDA KALACAKTIR!”
ni yok edememesi için bir “Başkent Yasası” çıkarılmalı,
kaygılandığımı, zaman içinde de bu kaygılarımın ne gibi
n Geçmiş gelecek bağının derinlikli biçimde kurul-
Ankara’yı “Başköy”lüğe dönüştürme yolları tıkanmalıdır.
kayıplara dönüştüğünü vurgulamaya çalışıyorum.
ması zorunludur. Toplumsal bellek tarihteki tuzaklara,
Toplumca yazmaya ve okumaya karşı üşengeçliğimiz
‘TOPLUMCA YAZMAYA VE OKUMAYA yanlışlara yeniden düşülmesini önler. Zaman algısını
var. Özellikle yüzyılın başından bu yana yaşanan tekno-
KARŞI ÜŞENGEÇLİĞİMİZ VAR!’ değiştirir, geliştirir. Böylesi bir dünyaya aydınlanmış,
lojik gelişmeler insanları “çabasız, kolay, çabuk” bilgi
eleştirel kuşaklarla ulaşılacaktır.
n Nasra Şimmeshindi, koku-kent ilişkisi, dirhem, çe-
edinmeye yönlendiriyor. Hemen silinen ya da ne zaman
kirdek, Gülhane askeriden, yalnızca Gülhane’ye, An- Geleceğe dönük öngörüleriniz nelerdir? Başıboş, ku-
başvurulacağı belli olmamakla birlikte “makinelerimiz-
kara hanları, Anafartalar, sinemalar, kartpostallar, ralsız kapitalizmin yık-yap-sat-yık denebilecek vahşi
mahallerdeki yaşanmışlık, meyhaneler, Kürdün Mey- de” kayda alınıp bir kıyıda unutulan kimi yazıları ve fo- döngüsü için düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
hanesi, Atatürk Orman Çiftliği… toğrafları, bir daha anımsamıyoruz bile. Tarihin bize öğrettiklerinin çerçevesinde Türkiye’nin
100. yılının sevincini yaşadığımız Cumhuriyetimizin İşte ben bu nedenlerle, dergilerde, gazetelerde, bilgisa- düzeni ben göremesem de değişecek, “toplumcu, >>
4 1 Şubat 2024