Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Gül ile Bülbül Cumhuriyeti, insan merkezciliği siyasetçilerin yanı sıra
6. HAMLE
filozofların da kurtulamadığı bir düşünsel hastalık olarak tanımlıyor
ve bir çıkış yolu arıyor. Bu kısa ama yoğun metin, okuyucuyu meseleyi
kendi bireyselliği üzerinden de sorgulatmayı hedefliyor. Kaçırmamanızı
öneririm.
Can Batukan
Ömer Faruk
Gül ile
bülbül
cumhuriyeti
Ömer Faruk, bu küçük ama tezli kitabında bir “entelektüel hamle” daha
yapıyor ve “toplum”u tartışmaya açıyor.
Yaklaşık yüz yıl önce kayıtlara geçmiş, “Tahakküm doğayla başlar, kadınla
sürer, çocukla diğer nesillere aktarılır,” cümlesine kulak veriyor ve salt
insanlardan oluşmuş bir toplumsallığın “sürekli kriz”e kayıtlı olduğuna
dikkat çekiyor. Ona göre insan merkezli düşüncenin bir ürünü olan “ulus
devlet” varlığını kendisine değil düşmana bağlı olarak sürdürmektedir,
düşmana bağımlılık ise toplumun kendi kendisini kurban etmesinden
başka bir şey değildir.
Sunuş: Can Batukan
Çünkü özne olamayan toplumu başlatır, tahkim eder ve savunur.
Toplum başkasının ölümünde kendisini gerçekleştiriyorsa, nedeni,
1. hamle:
özne olamayanların toplamı olarak bizzat ölümü temsil etmesidir. Ölüm,
BAŞKASI ADINA KONUŞMANIN
toplumun ayrılmaz parçası olmuş; toplum ölümü, ölüm de toplumu
HAYSİYETSİZLİĞİ
biçimlendirmeye başlamıştır. Yüksek sesle söylenmesi gereken basit,
2. hamle:
çıplak gerçek ise şudur: Toprağı işgal etmek üzerinden varlığını inşa eden
AŞK ve EREKSİYON “AŞK”I her toplum, bir “ölüm severlik” örgütlenmesidir.
Yazar, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100., Gezi Parkı Şenliği’nin 10. yılında yeni
3. hamle:
bir başlangıç önerisinde bulunuyor: Hareketli ve hareketsiz canlı türlerinin
BİR YARATICILIK İMKÂNI
yanı sıra toprağı, kayaları, havayı, nehirleri ve denizleri de kapsayan yeni
OLARAK KAOS
bir toplumsallık üzerine düşünmeye davet ediyor. Çünkü her varlığın
4. hamle:
varlığını sürdürmesinin diğer varlıkların varlığını sürdürmesine bağlı
BİR AŞAĞILAMA ARACI
olduğunu artık kabul etmemiz ve bu ölüm severlik sürecinden çıkmamız
OLARAK ÇÖP
gerekiyor.
5. hamle:
Gilles Deleuze’ün “yüklü ve yükümlü olma” uyarısını dikkate alarak
YARABIÇAK
yeryüzü ile dünya’ya farklı içerikler veriyor ve Türkiye Cumhuriyeti adı
6. hamle:
yerine Gül ile Bülbül Cumhuriyeti adını gündeme taşıyarak başlama
GÜL ile BÜLBÜL CUMHURİYETİ vuruşunu yapıyor.
7. hamle: Varlığının diğer varlıklara bağlı olduğunu idrak eden varlıklar için…
ÇİT:
YETİŞKİNLER İÇİN MASAL, hazırlanıyor
8. hamle:
ÇOK KALPLİ ASİ, hazırlanıyor
5
26 Aralık 2024