Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Galeano bizi karşılarsa…
Eduardo Galeano, her anlatısıyla bizi Latin Amerika gerçeğinde dünyanın
seyrine çıkarıyor. Kazananlarla kaybedenlerin öyküsüne bakıyoruz oradan.
Fetih düşü / düşüncesi, yıkımlar gelenler; ve sonuçları… Yağmalanan
ülkelerin gerçekliği, azgelişmişliği var eden nedenler…
Eduardo Galeano, başyapıtı Latin Amerika’nın Kesik Damarları’nda
şunları söylüyordu: “Latin Amerika’ın azgelişmişliğinin tarihi, belirtildiği
gibi evrensel kapitalizmin gelişmişliğinin tarihine bağlıdır.” (*)
Bugünlerde yayımlanan Kullan-At / Gezegenimiz, Yegâne Evimiz (***)
ölümünden sonra editörlerince derlenen bir kitabı. Galeano’nun dünyayı
okuma biçimini, o protest bakışını, toplumun / insanlığın vicdanı olma
duruşunu anlatan birikimi getiriyor bize.
YENİ SÖMÜRGECİLİĞİN NE Otomobil bugün dünya üzerin-
OLDUĞUNU ANLATIR!
deki hava cinayetinin tek suçlu-
Eduardo Galeano, neredey-
su değil, fakat şehirlerde yaşa-
se bütün yazıları / kitapları /
yanları en doğrudan etkileyen o.
anlatılarında yeni sömürgecili-
Kana karışan, sinirleri, karaciğeri
ğin ne olduğunu anlatır.
ve kemikleri mahveden şiddetli
Özellikle de Amerikan em-
kurşun boşalımları ne katalizör ne
peryalizminin en büyük üç pa-
de kurşunsuz benzin mecburiye-
zarı olan Meksika / Arjantin /
tinin olduğu Güney Yarı Küre’de
Brezilya gerçeğine ilişkin an-
korkunç etkiler doğruyor.”
lattıkları çarpıcıdır.
Onun bu tespiti bile yeryü-
Sistematik şiddet, işsizlik,
zünün egemen güçlerce nasıl
eğitimsizlik, yoksulluk, eşitsiz
bir cehenneme çevrildiğini an-
toplum, nüfus artışı, ekilmeyen
latmaya yeter sanırım.
topraklar, kaynakların yağma-
Yağmalanan dünyamızın ne duruma getirildiğinin, kü-
sı, cinayetler, savaşı başlatan güçlerin paylaşımı…
SÜRGÜN!
resel kapitalizmin ulusları nasıl sömürdüğünün öykü-
Bir ulusun ilerlemesinin önünü engelleyen ne varsa
Uruguay doğumlu Galeano, sürgünde bir yazardı.
sü var burada.
bunların yaşandığı bir coğrafyanın gerçeğini getirip
O, bu deneyimini şöyle dile getiriyordu bir söyleşisin-
Bir ulusun düşüşü nasıl sağlanır? Ya da şöyle diyelim
koyuyor önümüze. Onun gazeteciliği bu anlamda gö-
de: “Sürgün bana yeni tevazular ve sabır öğretti. Sür-
sömürü nasıl gerçekleştirilir, yeni sömürgelik anlayışı ülke-
züpek bir duruşu, vicdanı, cesareti, bağlanmayı ve ya-
günün bir meydan okuma olduğuna inanıyorum. Bir
leri azgelişmişlik kıskacında tutabilmek için neler yapar?
ratıcılığı içeriyor.
yetersizlik ya da bir bozgundan kaynaklanan bir ceza-
Kaynaklarının nasıl yağmalandığının, nasıl yoksullaş-
Onun hem kendi, hem de yıkıma uğraşan ülkesinin öy-
landırma dönemi olarak başlayan bu süreci bir yaratma
tırıldığının öyküsünü bir bir karşımıza çıkarıyor. Okuyun-
küsünü Aşkın ve Savaşın Gündüz ve Geceleri’nde oku-
dönemine dönüştürmek ve mücadelenin yeni bir cep-
ca anlatılan sanırsınız ki sizin kendi ülkenizin öyküsüdür.
muştuk. O kitabında şöyle bir cümlesi vardı Galeano’nun:
hesi olarak addetmek için tevazu ve sabır gerekiyor.
“Başkalarına anlatacak bir sürü güzel hikâye bildiği-
İşte o zaman insan ileriye doğru bakıyor ve bir bulut-
KESİK DAMARLAR!
mi düşündüm ve yazmanın benim işim olduğunun far-
ta doğmadığını kanıtlayan nostaljinin, yani toprağın çe-
Arjantinli sinemacı Fernando Solanas’ın çok önem-
kına vardım ya da anladım.” Bu onun yazıdaki yolunun
kiminin iyi bir şey olduğunu, ama umudun ondan daha
li bulduğum belgeseli Yağma Anıları (2004) bana hatır-
/ yolculuğunun adeta ibresi olacaktır.
iyi olduğunu fark ediyor.”
latır hep Galeano’nun yazdıklarını. Galeano, vicdandır.
Sonrasında ise şunları söylüyordu: “Münzevi bir bi-
Susan her yerin tanıklığını yapar. Gene bir yazısında, “sözün savunusu”ndan söz eder-
çimde icra edilen bu işin, mesela militanlık ya da ma-
Şunu diyordu bir yerde “kesik damarlar”dan söz ken, yazıya / yazarlığına / sözün gücüne dair şunları söy-
ceraperestlikle kıyaslandığında harcanan emeğe değ-
ederken: “Kesik damarların bölgesi Latin Amerika’dır. lüyordu: “İnsan bir iletişim ve diğerleriyle buluşma ihtiya-
mediğine birçok kez ikna olmuşumdur. Birçok kitap
Keşfedildiğinden günümüze kadar her şey önce daima cından yazar; kendisine acı vereni açıklamak ve mutluluk
yazmış ve yayımlamıştım ama kendimin dibine inmeye,
Avrupa sermayesine, sonra da Kuzey Amerikalı serma-
vereni paylaşmak için. İnsan kendi yalnızlığına ve başka-
her şeyimi açıp vermeye tam anlamıyla cesaret ede-
yesine dönüşmüştür ve uzak güç merkezlerinde o şe- larının yalnızlığına karşı yazar. İnsan edebiyatın bilgileri
memiştim. Yazmak tehlikeliydi; tıpkı gerektiği gibi yapıl-
kilde birikmiştir ve birikmeye devam etmektedir.
aktardığını varsayar, yazdıklarını okuyan kişinin dilini ve
dığında sevişmenin de tehlikeli olması gibi.” (**)
Her şey: Toprak, meyveleri, madenler açısından zengin
hareketlerini etkilediğini ve birlikte kurtulmak için birbiri-
Onun anlatıcılığındaki duruş, protest bakış dünyayı
derinlikleri, insanlar ve onların iş ve tüketim kapasiteleri,
mizi daha iyi tanımamıza yardım ettiğini varsayar.” (****)
anlamaya, anlatmaya dönüktür. Sorgulayıcıdır bu yüz-
doğal kaynaklar ve insan kaynakları. Her yerin üretim bi-
O nedenle onun yazısı, anlatıları her daim günceldir,
den. Tanıklığına önem vermiştir. Yer yer sizi huzursuz
çimi ve sınıfsal yapısı düzenli olarak dışarıdan, kapitaliz-
gündemdedir, okunasıdır.
n
eder, vicdan duygunuzu kabartır; hatta öyle ki “Ola-
min evrensel katılımı tarağından belirlenmiştir.”
maz bu da” dedirtir size.
(*) Latin Amerika’nın Kesik Damarları, Eduardo
Galeano, emperyal güçlerce, dünyanın ekolojik ya-
Galeano, Çev. Atilla Tokatlı, Roza Hakme, Çitlem-
pısını bozarak nasıl dönüştürüldüğünün trajik öyküsü-
‘KULLAN-AT / GEZEGENİMİZ, YEGÂNE EVİMİZ’
bik Yay., 357 s., 2006.
ne de taşıyor bizi. Ve giderek de azgelişmiş ülkelerde
Bugünlerde yayımlanan Kullan-At / Gezegenimiz,
(**) Aşkın ve Savaşın Gündüz ve Geceleri, Eduardo
Yegâne Evimiz (***) ölümünden sonra editörlerince yaygınlaştırılan “muhalefetsiz diktatörlük”ün nasıl bir
otokrasi yarattığını anlatıyor. Tüketim toplumunun güç Galeano, Çev. Süleyman Doğru, Sel Yay., 199 s., 2012.
derlenen bir kitabı. Galeano’nun dünyayı okuma biçi-
(***) Kullan-At / Gezegenimiz, Yegâne Evimiz,
mini, o protest bakışını, toplumun / insanlığın vicdanı simgesine dönüşen markaların dünyayı nasıl yönettiği-
Eduardo Galeano; Çev. Süleyman Doğru, Sel Yay.,
olma duruşunu anlatan birikimi getiriyor bize. nin öyküsünü burada gözler önüne seriyor. Kısa, özlü,
İyi bir hikâye anlatıcıdır o. Derleyici bakışı entelektü- inandırıcı her bir tanıklığının öyküsü. 156 s., 2024.
(****) Biz Hayır Diyoruz, Eduardo Galeano, Çev.
el biriminin aynasına yansır. Önceki metinlerinden bir “Girişim özgürlüğü, dolaşım özgürlüğü ve tüketim öz-
derleme olsa da onu bize anlatan özlüce bir birikim. gürlüğü adına şehirlerin havası solunmaz hale getiriliyor. Bülent Kale, Metis Yay., 195 s., 2008.
10 21 Kasım 2024