Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
IŞIL ÖZGENTÜRK’TEN
‘TANIK OLDUĞUM HİKÂYELER-CANIM CİĞERİM RÖPORTAJLARIM’
‘Pirlerim el verdi ben de
ülkeyi karış karış dolaştım!’
“İnsanlarla birlikte olmayı hep sevdim. Birlikte Bu renkliliğin peşine düşen herkese selam olsun.”
gülmeyi, söylemeyi de. Canım sıkılınca sokaklara Böyle diyor usta gazeteci ve yazar Işıl Özgentürk,
vurdum kendimi, her zaman bana gülümseyen bir Cumhuriyet Kitapları tarafından yayımlanan 50
yüz, sırlarını paylaşacak bir yürek buldum. Dünyanın yıllık tanıklıklarından damıttığı yeni kitabı Tanık
ve yurdumun hemen her köşesine heyecanla gittim, Olduğum Hikâyeler-Canım Ciğerim Röportajlarım’ı
onlarca insanın acılarına, sevinçlerine tanık oldum. anlatırken.
Size sözcüklerle bir Türkiye haritası çizmeye çalıştım. Tanık Olduğum Hikâyeler, direnenlerin, dövüşlerin,
Ne zaman bir başka ülkeye gitsem dönüşte hüngür ezilenlerin, en çok da kadınların; aşağılanan ama
hüngür ağlarım. Çünkü pek çok ülke dolaştım, yılmayan, yok sayılan ama olanca gücüyle haykıran
yaşadığımız bu coğrafyanın çok renkliliğini hiçbir kadınların öyküleri…
ülkede göremedim.
Anadolu’nun kadim uygarlıklarına selam verip
Bu renkliliğin acımasızca yok edilmek istendiğini de Moskova sokaklarında gezintiye çıkan röportajlar,
gördüm. Ağlamam işte bu nedenden. anılar, toplumsal bellekte yer eden yaşanmışlıklar…
rahmetli Oktay Kurtböke’ye, rahmet-
KADİR İNCESU
HANDE MİR
li Okay Gönensin’e, İbrahim Yıldız’a
ve Can Dündar’a teşekkür ediyorum.
‘BEN, PİRLERİM YAŞAR
Hiç teyp kullanmadığınızı bi-
n
KEMAL’DEN, FİKRET
liyorum, kitapta onlarca insan, on-
OTYAM’DAN, İLHAN
larca olay yeri var... Sürekli not mu
SELÇUK’TAN EL ALMIŞIM!’
tutuyorsunuz?
Yeni kitabınız Tanık Oldu -
n
Evet, asla teyp kullanmam, bunu
ğum Hikâyeler-Canım Ciğerim
da röportajın bir edebiyat eseri ol-
Röportajlarım’ı (Cumhuriyet Kitap-
duğunu söyleyen pirlerimden öğren-
ları) okurken sanki ülkemin her ye-
dim. Asla teyp kullanmadılar, sade-
rinde dolaşıyormuş gibi hissettim.
ce yaşadılar ve yazdılar.
Hikâyelerini anlattığınız kişilerle kimi
Ben de küçük bir not defterinden
zaman mapushane avlusunda otur-
başka bir şey kullanmam. Onda da
dum, kimi zaman Karadeniz Gerze’de
sadece adları yazarım çünkü sürekli
yapılmak istenen termik santrala kar-
adları değişik yazarım.
şı direnen Karadeniz’in Amazon ka-
Bir örnek: O yıllarda Cumhuriyet
dınlarıyla direniş çadırında, adı Di-
Radyo’da sabah haberlerini sunuyo-
reniş olan kediyi sevdim.
rum. O gün Abdullah Öcalan tutuk-
Soma’da ölen babalarına mektup
lanmış, bana dediler ki “Apo deme
yazan çocukların başlarını okşadım.
Uludere’de bilgisayar taksitlerini çı- sempatik olur, ad söyle!”
Programa girdim, konuşuyorum:
karmak için kaçağa giden ve devlet ta-
rafından bombalanan çocukların an- “Abdurrahman Öcalan tutuklanmış,
nelerinin elini tuttum, Zonguldak’ta Abdurrahman Öcalan tutuklanmış.”
400 metre derinde korkarak yürüdüm. Program sürüyor, birden önüme bir
Kimi zaman pamuk toplamaktan teleks notu atılıyor. Bir dinleyici so-
yoruldum. Moskova’da binlerce ka-
ruyor “Abdullah Öcalan mı, Abdur-
dınla birlikte barış türküleri söyle-
rahman Öcalan mı.”
dim ve doğunun en ücra kasabala-
Tabii ben hiç bozuntuya verme-
rında umudu gördüm. Ve yitirdiği-
den özür dileyip programa devam
niz güzel insanlar için ağladım. Kısacası başım döndü de-
O zamanki haber müdürümüz beni hemen bir habere gön-
ediyorum. Çıkışta yazıişlerindekiler beni alkışlarla karşılı-
sem yalan olmaz. Yorulmak bilmemek bu olsa gerek!
derdi ve ben haberi yazamadım. O gün anladım ki, haberci- yorlar. O muhteşem günleri özlüyorum.
Benim de 50 yıl boyunca Cumhuriyet gazetesinde yayın-
liğin ana tekniği 5N 1K bana göre değildi. Kahroldum, za-
‘SEVDİĞİM KENTLER İÇİN GÜZELLEME’
lanmış röportajlarımı düzenlerken başım döndü. Öncelik-
manla öğrenirim diye kendimi teselli ediyordum.
Kitapta bir bölüm var: “Sevdiğim Kentler İçin Güzelle-
le gazetemizin arşiv sorumlusu Mahmut Gündüz’e teşekkür n
Bu arada pazar günleri gazetenin tenha olduğunu keşfedi-
me”. Çok kent var ki zaten gitmediğiniz kent kalmamış ama
ederim onu çok yordum. Sonunda karşımıza o kadar çok rö-
yorum ve atlamadan her pazar günü gazeteye gidiyorum. Bir
en sevdikleriniz biraz ayrıcalıklı yazılmış sanki. Ne dersiniz?
portaj ve dizi yazı çıktı ki bazı röportajlara mecburen kıy-
pazar Armutlu bölgesinde sağ-sol çatışması oluyor ve bir ki-
Doğrudur; örneğin Seferihisar’da bir salyangoz gibi his-
dık. Yoksa kitap bin sayfa olacaktı.
şi ölüyor, yazıişleri beni bir fotoğrafçıyla bölgeye gönderiyor.
settim kendimi, Van’da bir Van kedisi gibi. Kars bir sevgi-
Şimdi biraz artık unutulmuş olan bu hikâye-röportaj işine
Devrim İçin Hareket Tiyatrosu’nda üç yıl geçirdiğim için
li gibi karşıladı beni. Assos benim öz yurdum gibidir, Ada-
nasıl başladım ondan söz etmeliyim. Öyle bir zamanda ga-
bölgedeki kahveleri çok iyi biliyorum, sağ-sol her kahveye giri-
zeteciliğe başladım ki o günlerde Pirlerim Yaşar Kemal ve na da öyle. Örneğin Adana ayrı bir cumhuriyettir. eski bir
yorum, kadınlarla konuşuyorum ve gelip yazıyorum -ki yazar-
Geç Hitit devleti olduğu için ataları Hattiler gibi sefaya düş-
Fikret Otyam’ın muhteşem röportajları yayımlanıyordu.
ken resmen pirlerim bana yol gösterdiler dersem yanlış olmaz-.
künlerdir.
Ülkemi o röportajlardan tanıdım ve Cumhuriyet gazetesi-
Ertesi gün yazdığım röportaj manşetten yayımlandı o gün-
nin kapısından “Ben burada çalışmak istiyorum” diyerek gir- Yaşar Kemal’in, Orhan Kemal’in, İlhan Selçuk’un, Yıl-
den sonra da nerede bir olay olsa “Hadi Işıl” demeye başladı- maz Güney’in, Muzaffer İzgü’nün ve daha pek çok yazarın,
dim. Bu arada kitabımı son Kuvvacı İlhan Selçuk’a adadığımı
da belirtmek isterim. Pirlerimden biri de odur. lar. Sırası gelmişken, “Hadi Işıl “ diyen yazıişleri müdürlerim sinemacının Adana’dan çıkması bir rastlantı değildir.
>>
8 30 Kasım 2023