07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Öyküde ilk kitaplılar... Hikâyesi olmayan, hikâye taşımayan biri var mı; herkes illa hikâyeyle yaşıyor değil mi, hatta hikâyelerle, yaşamı boyunca besleyip büyüttüğü... İşte hikâye, uydurduğumuz, bizde doğan bir nahif yaratı alevi, ama bunu anlatı olarak kurup yazmaya geldiğinde iş, orada durmalı. Hikâyeden “öyküleme sanatı”na geçilmiştir artık; öykü laf dinlemez, sahibinin sesi değildir çünkü. ykü”, “hikâye” sözcüğünün ne pek girilmez. Bu tartışmadan ben Öznur’un anlatısında, suluboyanın karşılığı kuşkusuz. Ancak yi- de uzak duracağım, geçmişte yeterin- birbirine girişerek oluşturduğu büyülü ‘‘Ö ne de dilimizin olanakları çer- ce yer açtım çünkü buna. yoğrulmayla okur, yaratıcılığını kullan- çevesinde bunları ince bir çizgiyle bir- Pek çok ilk öykü kitabını ele alırken bu ma fırsatı yakalıyor, bu durum, öykü birine yaklaşan, bu arada birbirinden bağlamda dil, biçem, kurgu, kişilerinin okurda ete kemi- Müge Koçak uzaklaşan anlam ağlarıyla buluşturabi- yapı vb. özelliklerini, yazar- ğe bürünmesini kolaylaştı- liriz pekâlâ. Nasıl mı? ların zihinlerinde geliştirdi- rıp bunu pekiştiriyor da. “Hikâye etmek” deriz örneğin, “öy- ği hikâyeyi, bundaki öyküle- “Acıda hepimizi eşitleyen ‘Yankı’ külemek” diye karşılarız bunu. Ne var meyi dikkate alarak değer- böyle garip bir ülke”nin (55) ki hikâye etmek istediğimiz her neyse, lendirmeye çabaladım. Aşa- öyküleri olarak farklı top- üge Koçak, ilk öy- bunu metne dönüştürmek için kale- ğıda üç öykü kitabına daha lum kesimlerinden küçük kü kitabı Yankı’da mi alıp da masaya oturduğumuzda işin bu açıdan yaklaşıp birer ör- insanların hikâyeleri önü- M (Can, 2020), yıl- rengi değişir bir çabuk. Hadi buyurun, neklem anlamında yazarla- müze gelirken bunları zihni- lar önce Şebnem İşigüzel’in yazın. Öyle ya, yazmaya yöneldiğinizde rın işleyimlerine göz atalım. mizde yeniden kuruyoruz. öyküye getirdiği farklı bir hikâye, her seferinde özel anlatı kurul- Güncel yaşananları bile, or- tazelik havasında başlangıç masını gerektirecektir. ÖZNUR YALGIN - talama bakışa dayalı bir ileti- seğirtmesi yansıtıyor sanki, Neden peki? Zihinde geliştirilen ‘AĞIRKÜRE’ şim diliyle işlemek yerine ya- ancak öyküyü, yazınsal ya- hikâyeye yaslansanız bile bir küçük kı- Öznur Yalgın, Ağırküre (Eve- zınsal temelde kalıcılaştırmak nından çok biçimsel farklı vılcımla yola çıkıp da anlatı kurmaya rest, 2020) adlı ilk öykü kita- için çabalıyor yazar. açılımlar, sıçramalar eşliğin- kalktığınızda bunun yazıya dönüşümü, bında söyleyiverme tuzağı- Toplumsal, sınıfsal, eko- de yapılandırdığını ele ve- sizi, hikâyenin aklınızdaki geçmişiyle na kendini kaptırmadan, an- nomik, kültürel vb. açılımla- ren tutum sergiliyor. yazacağınız gelecekteki hikâye arasın- lamsal yoğunluğu okurun tamamlaması- rıyla ülkemizin bu ağır küredeki yuvar- Bunlarda “yaşamı israf da alabildiğine sıkıştıracaktır. na bırakan bir yazınsal tutum sergiliyor. lanışı gerçektenlik temelinde yeniden etme potansiyel(i)” (42) ta- Kabaca söylersem hikâye, zihninizde Böylelikle olguları, olayları, ilişkilenişle- okura akıyor. şıyan öykü kişileriyle bizi ta- giderek puslanırken öyküleme bilinci si- ri bize yeniden kurdurmanın önünü açıp Yazınsal dille kurulmuş ilk kitap Ağır- nıştırırken yazarın, farklı da- zi bunun evrilişi yönünde etkileyecektir. yolunu hazırlıyor her öyküsünde. Bunu, küre, başarıyla öykücülüğümüze katı- marlara yasladığı öyküleri Öykünün şiirle buluşan yanları üze- sözdizimleriyle tümce kuruluşlarına gös- lırken Öznur da göz doldurmayı başa- biçimsel oynayışlar, biçem- rinde durulur da hikâye-öykü ikizleri- terdiği özenle de gözler önüne seriyor. rıyor sonuçta. sel menevişler eşliğinde renklendirmeyi önemsediği- ni ilk bakışta görebiliyoruz. Bu doğrultuda olgunun Can Binali Aydın - ‘Yalnızım İnsanla Geçmiyor’ trajiğini vurgulamak adına farklı bir alaysama temelin- an Binali Aydın, Yalnızım İnsanla sin de bunu engelleyen nesnel durum Bu çerçevede birer tümceyle özet- de adeta komiğini çıkarırca- Geçmiyor (Everest, 2020) baş- kadar kişilerin kendi yürek burkan ya- leyecek olursam Öznur Yalgın, öykü- sına grotesk, hatta uyumsuz C lıklı ilk öykü kitabındaki tüm öy- şamına karşın ötekine hayat vermek yü Türkçenin standart yapısına daya- bir evren açılımı getiriyor ya- külerinde yeni bir dil kurma çabası ser- için çabalayışı, böylece tersinleme- lı ancak zengin bir yelpazeye yaydığı zar. Yer yer gizemle örü- gilediğini ortaya koyuyor. ye dayalı eğretilemeyle okuru fark- dilsel işçilikle anlamsal yoğunluğu ko- lü, büyülü kılınmaya çalışı- Raymond Carver benzeri bir yak- lı bir anlam ağına taşıma, yazarın ba- yultarak yazınsal kılıyor. lan anlatıda kirli ya da aykırı laşım içeren, bir açıdan Zafer Doruk, şarısı işte burada; kara anlatıya git- Müge Koçak, dilde seçiciliğe daya- gerçeklik algısına açık öykü- Barış Bıçakçı, Murat Uyurkulak, Murat meden bizi hüzünle buluşturan acı bir lı, anlamsal artalan yoğunluklu bir ya- lemeyle karşılaşıyor okur. Çelik vb. yazarların öykülemesiyle ör- alaysama getirmesinde. Sonuç: “yal- zınsallık yerine biçemsel hatta biçim- Bu çerçevede ilginç evren tüşen dil, anlatım parıltısı nız kalmak bir haktır, bıra- sel köpürtmelerle öyküde yol almak açılımıyla, buna koşut fark- diyebiliriz bunun için. kılmaksa haksızlık.” (34) isteyen tutuma sahip. lı yapıda, adeta cambazlık Gerçekten de yeni bir an- Özetle… Yukarıda ta- Can Binali Aydın, kendine özgü dille yapıp kendi yazgılarına dö- latım yolu arayan, bunun nıttığım ilk öykü kitapla- kurup yapılandırmaya çalıştığı bir öy- nük müdahale girişimi olan için çabalayan, kanımca bu rındaki örneklerden kalka- külemeyle ama belirgin kavramsallığa kişileriyle Müge, bu öykü- bağlamda yol aldığı apaçık rak bir ön değerlendirme- dayalı örüntüleme getirmeye girişiyor. lerde birbirinden ayrılan bi- ortada bir yazar Can Bina- ye giriştiğimizde, yazarla- Üç yazar, bu hikâyelerle yola çıktı, çemleri, biçimsel oyunlar li, ilk öykü kitabında. rın, hikâye anlatırken bunu ama öyküleştirip yazmak yerine anlat- eşliğinde okur önüne adeta Kıyılara çekilmiş ya da okurun kendi imgelemin- maya girişselerdi nasıl öykülerle karşı- boca ediyor. itilmiş, gerek kendisiy- de kurup canlandırmasına laşırdık dersiniz peki? www.sadikaslankara. le gerekse toplumla inat- yönelmekle birlikte me- Yoksa “hikâyenin büyük bir yalan ol- com, her perşembe öy- laşma sınırlarında gezinen tinlerini özgün, biricik kıl- duğu” (Müge Koçak; 65) söylenirken as- kü-roman, tiyatro, belgesel yoksul, seçeneksiz kişile- maya dönük farklı yollar- lolan, bu tür yalanlarla gerçekliğin yeni- alanlarında güncellenerek rin öyküleri bunlar. dan yoğun çaba sergiledi- den kurulması, böylece gerçeğin daha sürüyor. Ölmek isterken her ke- ği söylenebilir. sahici kılınması eylemi olmasın sakın? 4 3 Şubat 2022
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle