Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OKTAY EKŞİ’DEN “‘BASIN’ DEĞİL ‘İLETİŞİM’ ÖZGÜRLÜĞÜ” ‘Basın için ayrı bir özgürlük yoktur!’ Gazeteci ve yazar, siyasetçi, Basın Konseyi eski Başkanı Oktay Ekşi, yeni yayımlanan ‘Basın’ Değil ‘İletişim’ Özgürlüğü kitabında, iki kavram arasındaki farkı, neden ve sonuçlarıyla ortaya koyuyor. Bu konuda yıllara varan ulusal ve uluslararası mücadeleyi, bugün gelinen noktayla açımlayan Ekşi, çalışmasında; konuyu bilim insanları ile akademisyenlerden öncül referanslarla da açımlıyor. GAMZE AKDEMİR gamze.akdemir@cumhuriyet.com.tr ‘İLETİŞİM ÖZGÜRLÜĞÜ TÜM BİREYLERİ KAPSAR’ n Basını imtiyazlı gösterdiğini de imlediğiniz, “Basın Özgürlüğü nitelemesi yanlış, İletişim Özgürlüğü kavramı doğrudur” vargınızdan hareketle iki kavram arasındaki ayrımı kitabınızda nasıl ortaya koyuyorsunuz? Basın Özgürlüğü bence yanlış bir kavram. Çünkü hukukun temel bir ilkesine aykırı. Bir yerde “özgürlükten” söz ediyorsanız, onun toplumun bütün kesimlerini kapsaması gerektiğini de kabul ediyorsunuz demektir. Aksi halde toplumun sadece bir kesimi için geçerli bir özgürlük söz konu olur. O zaman özgürlükten değil, toplumun o kesimi için tanınmış “imtiyazdan” söz eder hale geliriz. Önce o nedenle “Basın Özgürlüğü” demek yanlıştır. Bence o özgürlüğün adı “İletişim Özgürlüğü”dür. Çünkü iletişim özgürlüğü toplumun tüm bireylerini kapsar. Her görevin gerektirdiği haklar, yetkiler ve sorumluluklar vardır. Gazetecilerin de bir olayı izlerken halkın giremediği noktaya kadar girmek, görevini orada serbestçe yapmak ve o olayı en iyi şekilde izleyebilecek yerde bulunmak gibi hak ve yetkileri vardır ve olmalıdır. Gazeteci kimliğini gösterdiği zaman ona bu olanakları sağlamak kamu görevlilerinin yükümlülüğü olmalıdır. Ama bu basın için ayrı bir özgürlük kategorisi yaratmayı gerektirmez. Gazeteci, sıfatından kaynaklanan hak ve yetkileri kullanır ve yazacağı yahut ifade edeceği haber ne ise onu, “basına özgü bir özgürlükten” değil herkese ait olan “İletişim Özgürlüğü”nden yararlanarak yayınlamalıdır. n Basın Konseyi kurulduktan ve siz başkan olduktan sonra ilgili süreç nasıl işledi? Basın Konseyi’nin kuruluş aşamasında ve ilk yıllarında bu konuyu bu kadar açık şekilde ifade ettiğimi zannetmiyorum. Çünkü o aşamada bu konu üzerinde tartışma açmak, konseyin kurulmasına engel olan itirazları davet ederdi. Nitekim kurulduktan sonraki ilk yıllarda, biz de Konsey adına yaptığımız açıklamalarda, “Basın Özgürlüğü” nitelemesini kullandık. Ama sonra yukarıdaki görüşlerimi Konsey’in Yüksek Kurulu da benimsedi ve Konsey adına çıkan bildiri ve açıklamalarda belki arada gözden kaçan olmuştur ama, “Basın Özgürlüğü” yerine “İletişim Özgürlüğü” deyimini kullanmaya özen gösterdik. VIRGINIA HAKLAR BİLDİRGESİ! n Hukuk ve İletişim fakültelerinin, bilim insanları ve hükümetlerin yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz? Hukuk ve İletişim Fakültelerinde bildiğim yanlış değilse tüm hocalar ve öğrenciler “Basın Özgürlüğü” kavramını kullanıyorlar. Çünkü Basın Özgürlüğü kavramına alışılmış. Aslında bu kavram ilk olarak Amerika’da, 1776 tarihli Virginia Haklar Bildirgesi’nde kullanıldı. Virginia Bildirgesi, ABD Anayasasının bel kemiğini teşkil eden belgedir. Özgürlükçüdür. ABD’de Demokrasinin yerleşmesinin en önemli etkenlerinden biridir. O tarihte “İletişim Özgürlüğü” kavramı bilinmediği için onun yerine “Basın Özgürlüğü” nitelemesinin kullanmış olması tek eksiğidir. O zaman bu şekilde kullanılması anlaşılır bir durumdu çünkü basın bugünkü deyimle “yazılı basın”dan ibaretti. Konunun “imtiyaz” boyutunu ya görmemiş veya önemsememiş olmalıydılar. Ama Hukuk ve İletişim Fakültelerinin konunun hukuk zeminindeki yerini dikkate alınca değiştireceklerinden eminim. ULUSLAR ARASI SÜREÇ! n Uluslararası alanda bir süreç de başlatıyorsunuz. Gelişimi ve sonuçlarıyla değerlendirir misiniz? İletişim Özgürlüğü kapsamına giren tüm özgürlükleri İletişim Özgürlüğü ana başlıklı bir yasada toplayıp tedvin etme fikrimin evrensel bir nitelikte olduğunu dikkate alarak, o tarihte Türkiye’de görev yapan Avrupa Birliği Temsilcisi Michael Lake’e mektup yazdım. Ve Avrupa Birliği’nin, tüm üye ülkelerin kullanabileceği bir çerçeve yasa taslağı hazırlaması için bir ekip görevlendirilmesini önerdim. Çünkü bu fikri bizdeki hükümet yetkililerine ve politikacılara benimsetmek bana çok zor göründü. Ancak sonra karşılaşınca anladım ki Michael Lake de mektubumu önemsemiş değildi. Kitabın Ön Söz’ünde ondan söz ettim. Bununla birlikte Galatasaray Üniversitesi Ceza Hukuku Profesörü Ümit Kocasakal’ın da 2007’de yaptığı bir sunumda aynen önerdiğim gibi; “İletişim Özgürlüğü” ana başlığı altında bir yasa hazırlanmasını ve tüm ifade özgürlüklerinin bu yasayla düzenlenmesini önerdiğini gördüm ve pek sevindim. n Tüm fıkralarıyla Anayasa’nın 10’uncu maddesi günümüzde hukuk önünde herkesin eşit olduğunu hükme bağlar. Ancak? Ancak siyasi iktidar basın (medya) dünyasını kendisine yakın olanlar ve olmayanlar diye ayırdığı, yandaş olanları koruyup kolladığı, ötekileştirdiği durumlarda 10’uncu maddenin getirdiği ve korumaya çalıştığı “eşitlik” ilkesi yok olur. O nedenle yasaların ne yazdığından çok daha önemlisi, onu uygulayan iktidarların zihniyetidir. n Basın Özgürlüğü kavramının yer aldığı uluslararası belgeler? Şahsen rastlamadım Bulup çıkaran olursa sevinirim. ‘EMEKLİ AMİRAL OLSAM, O GÖRÜŞLERİN ALTINA İMZAMI ATARDIM!’ n Dijital dünyanın hak ve özgürlükler, İletişim Özgürlüğü konularına yaklaşımı, sicilini nasıl değerlendiriyorsunuz? Dijital dünya, “İletişim Özgürlüğü”nün çok geniş şekilde kullanılmasına ve yayılmasına olanak sağladı. Değindiğim konunun tartışılmasına da fırsat yarattığını düşünüyorum. Sadece tartışılmasını değil, “İletişim Özgürlüğü”nün “korunması” koşuluyla “düzenlenmesi” olanağını da yaratacağına eminim. n Amiraller Bildirisi konusundaki görüşleriniz? Emekli Amiraller, İletişim Özgürlüğü’nün bir alt başlığı olan ’İfade Özgürlüğü’nü kullanarak değindikleri konularda medeni bir üslupla görüşlerini açıkladılar. Emekli bir Amiral olsam o görüşlerin altına imzamı atardım. n ‘Basın’ Değil ‘İletişim’ Özgürlüğü / Oktay Ekşi / Ege Reklam Basım / 128 s. / 2021 / Kitap, Basın Konseyi’nden (0 212 224 95 13) edinilebilir. 4 29 Nisan 2021