25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

JANWERNER MULLER’DEN “POPÜLİZM NEDİR?” OKURLARA Siyasi bir klişe... hürü olması gerektiğini söyler. Dolayısıyla popülizmin iki karşıtı var: Seçkincilik ve çoğulculuk. Müller de seçkincilik karşıtlığının popü listlerin temel niteliği olduğunu söylüyor. Ancak bu yeterli değildir. Yukarıdaki tari fe uygun biçimde, popülizmin en önemli Popülizm literatüründe sıklıkla karşılaşılan iki öğe mevcut: İlki, kavramın tam tarifinin bulunmadığı. İkincisi, popülizmin bir teorisinin olmadığı. Jan vasfının da çoğulculuk karşıtlığı olduğunu belirtiyor. Popülistler muhalefetteyken siyasi rakiplerini ahlaksız seçkinler olarak Werner Müller’in “Popülizm Nedir?” adlı kitabı ikinci öğe açısından bir istisna teşkil etmiyor. İlk yaftalar. İktidara geldiklerinde ise meşru bir muhalefet tanımaz. Zira halk bizzat kendileridir. Erdemli ve ahlaken saf halk, öğe açısından ise isabetli bir farklılık sergiliyor. popülist liderin şahsında vücut bulur. Arda kalan gayri halktır. Türkiye’de popülist liderle özdeşlik kuramayan büyük toplum kesimlerinin varlığının reddedildiğini ÖZGÜR GÖKMEN JanWerner Müller’in, akademinin bu düşünüp kendini tehdit altında hissetmesi yeterli ipucu sunmuyor mu? Erdoğan, bir olguya günbegün artan ilgisinin son ürün parti kongresinde siyasi muarızlarına “Biz lerinden biri olan küçük kitabı bir cevap halkız, siz kimsiniz?” demiyor muydu? bulmamıza yardımcı olabilir. Bunun yanında Farage, Brexit’in ardından W illiam Gibson bir süre önce “demokrasinin karabasanı popülizmin çok ahmak ya da bir ihtimal mücrim, hatta bu iki vasfa ÇOĞULCULUK KARŞITLIĞI Popülizm literatüründe sıklıkla karşılaşılan iki öğe mevcut: İlki, yaygın kullanımına rağmen esasen üzerinde anlaşılan bir popülizm tarifine sahip olmadığımıza dair genel geçer kanı. İkincisi, popülizmin referandum sonucunun “gerçek halkın zaferi” olduğunu söylememiş miydi? Farage’a göre Britanya toplumunun yüzde 48’i gayri halktır. Peki ya Trump’ın başkanlık konuşması? Beyaz Saray’a çıktığı 20 Ocak 2017’nin; halkın, yeniden ulusun yöneticisi hâline geldiği gün olarak anıla birden sahip birisinin seçilmesine yol açabileceği”ni yazmıştı. Gibson sosyolog yahut siyaset bilimci bir teorisinin bulunmadığı. Müller’in kitabı ikinci öğe açısından bir istisna teşkil etmiyor. Müller’in kendisi bir teori ara cağını iddia etmedi mi? Müller, popülistlerin sırf bu yüzden dahi bizzat demokrasi kavramına tehdit değil, meşhur bir bilim kurgu yazarı. Lakin çetrefilsiz ve zarif tarifi vurgulanmalı: Popülizm demokrasinin karabasanıdır. Zira karabasan her ne kadar bilinçaltına ait olsa da yine de aklın ürünü. Popülizmin temsili demokrasiyle ilişkisi de böyle. Temsilî sistemler alanının dışında popü yışında olsa da popülizmin bir teorisinin bulunmadığını tekrar ediyor. Öte yandan Popülizm Nedir? adlı kitap, ilk öğe açısından isabetli bir farklılık sergiliyor. Yakın zamanda ortaya konan çalışmaların tespit ettiği üzere popülizm; artık müphem, tarifi belirsiz, dolayısıyla siyasi teşkil ettiğini söylüyor. Popülistlerle baş etmenin yolu, onlarla siyasi tartışmaya girmekten kaçınmak değil bilakis, sorunların çözümüme yönelik çizdikleri çerçeve reddedilmeli ancak siyasi talepleri itibari kıymetleri açısından değil esastan ciddiye alınmalı. Alt edilmelerinin en iyi yolu a lizmden bahsetmek imkânsız. Dolayısıyla “tehlike demokratik dünyanın bizzat kendisinden kaynaklanıyor.” Gibson’ın esasen Donald Trump’ın yükselişine atıfta bulunduğu aşikârdır. Fakat çözümleme için uygunsuz bir kavram değil. Bir ideoloji olarak popülizm, toplumu nihai olarak iki türdeş ve antagonistik gruba ayırır: Saf halk ve yoz seçkinler. Siyasetin saf halkın umumi iradesinin teza raçlarının ellerinden alınması değil mi? n Popülizm Nedir? / JanWerner Müller / Çeviren: Onur Yıldız / İletişim Yayınları / 128 s. popülizm elbette Trump’la başlamadı. Onunla da bitmeyecek. Kıta Avrupası’nda son otuz yıldır gözlenen sosyopolitik geliş meler popülizmin tırmandığını söylüyor du. Üstelik öncesinde popülizmin muhak kak kötücül çağrışımları dahi yoktu. Oysa bugün kamusal alanı tahakkümleri altına almış Trump, Recep Tayyip Erdoğan, Jörg Haider, Geert Wilders, Viktor Orbán, Nigel Farage ve benzeri siyasi figürlerin takip ettiği politik hat yüzünden, popü lizm neredeyse cihanşümul bir siyasi illet olarak anılıyor. Le Monde Diplomatiquei, geçen Mart ayında birinci sayfasından “popülist devrimler” çağında yaşadığımızı ilan etti. Yaşananlarla birlikte kavram gündelik hayatımıza öylesine girdi ki klişe hâlini aldı. Peki, popülizm ile kastedilen ne? JanWerner Müller, popülistlerin bizzat demokrasi kavramına tehdit teşkil ettiğini söylüyor. KITAP İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç l Genel Yayın Yönetmeni: Murat Sabuncu lYayın Yönetmeni: Turhan Günay l Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Faruk Eren l Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam ve Pazarlama Danışmanı: Ayşe Cemal l Reklam Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 343 72 74 l Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. l 328 Eylül 2017 Edebiyatın öğrencisi olmak! Ü niversite yıllarında kendini yıllarca sürecek bir edebiyat yolculuğu içinde bulan Cevap Çapan, yeni kitabı “Son Duraktan Bir Önce”de şiirine metinlerarası bir parentez açıyor. Çapan ile şiir evrenini, kendi deyimiyle ‘edebiyatın öğrencisi olma sorumluluğu’nu ve Erdal Öz Edebiyat Ödülü’nü Eray Ak konuştu. William Shakespeare’in ölümünün 400. yılı dolayısıyla Doğan Kitap’ın başlattığı ‘Shakespeare Yeniden’ serisi kapsamında yayımlanan “Cadı Tohumu”, Margaret Atwood’un, sanathayat ilişkisi; taklit ve yeniden yaratım; Shakespeare’in ve sanatın çağları aşan yorum gücü üzerine hınzır bir ironiyle kurduğu etkileyici bir roman. Kitabı Elif Tanrıyar değerlendirdi. Angie Thomas’ın gençlik romanı “Sessiz Kalma”, roman kahramanı Starr’ın hem içinde bulunduğu ama arasında dağlar kadar fark olan iki dünyaya dair gözlemlerini hem de tüm bu çelişkiler arasında kendi kimliğini bulmasını ele alıyor. Fakat Thomas’ın romanını diğerlerinden ayıran en önemli özellik olayın, siyah nüfus için zaten yeteri kadar ölümcül olan günümüz Amerikası’nda geçmesi. Irmak Ertuna Howison tanıtıyor romanı. Michel Onfray’in kaleme aldığı “Yolculuğa Övgü”; göçleri de içine alan seferlere dikkat çeken, edebiyattaki yol ve yolculuk anlatımını yorumlayan, yola çıkma arzusunu, yolda olmanın sefa ve cefasının altını çizen, gidiş ve dönüşlere yoğunlaşan bir kitap. Kısacası, coğrafyanın ve seyahatin poetikasının nasıl oluştuğunu anlatan bir metin. Ali Bulunmaz değerlendiriyor kitabı. Bol kitaplı günler... turhangunay@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr twitter: www.twitter.com/CumKitap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle