Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
olaylara böyle kalıplarla yaklaşan birey, hiç kuşkusuz, olaylan gerçek boyutu ile algılayıp, yorumlayamaz. "İktisat", Robbins'in geli^tirdiği ta nımı ıle, kıt kaynaklarla sonsuz ihtiyaçlar arasındaki çözümü sağlayan yöntemlcri içeren bir bilim olarak da tanınılanabilir. Birinciyaklaşımla uzlaşıcı, ikinci yaklaşımla çaıışmacı lavırlar itade edilmektcdir. Bu itadc larklılıkları, algılayıcı bireyde larklı kodlamalar yaparak, onun toplumsal olaylara yaklaşımuu denetlerhede ciddi bir rol ustlenir. Ufuk Uras'ın "Ideolojilerin Sonu uıu?" başjıklı eserinde, ' îdeolojilerin Sonu mu"ndançok, ideolojininkendisi araştırılmakta, sorgulanmaktadır. Bunun nedeniçok açıktır: Zira, "ideolojilerin sonu" sloganı da kcndi başına bir ideolojidir. 1950'lerde oldukça yoğun biçimde gündeme gelrniş olan "ideolojilerin sonu" sloganının işlevini anlayabilmek için, ideoloji kavramına, bu kavramın politikekonomik işlevine baknıak gerekınektedir Escrin birinci ve ikinci bölümlerfnde, ideoloji konusu metodolojik olarak tanııdıp, tartış,ılınaktadır Bu tartışmalarda evrenin ışleyiş ilkeleri ile düşüncenin işleyiş ilkeleri arasında özdeşük kurmaya yönelik yansınıa teorisi ıle, bireyin, zihninde yansıması gereken gerçekliği görmesini eııgelleyen senaryolann kuruluşu sergilenmektedir. Böylece özerkliğini yitiren aklın, pragmatizmin öne çıkardı^ı biçimlcrde nasıl araçsallaştıği ve kendi dış,ında belirlenmiş içeriklere teslim olarak, toplumsal sürece nasıl boyun eğdiği göriilmektedir. (s. 23). Bir sistemın yaşayı^ı için bu ne biiyük bir nimet!..tir. Topluluğun dü/enleniş rarzı olarak ilgilendiğimizde ideolojiyi, siyasi iktidar kanalıyla gerçekleştirilcn bir tür yukarıdan sosyalle^tirme olarak değerlendirmek dc nıüınkün görülür" (s. 27). İdeoloji, toplumsal işleyi^ ve ilişkilerin her alanında, (,'eşitli biçimlerinde kendıni gösterir. Dilde, düşüncede, davranışlarda, sembollerde idoolojiler gizlenir ve bireyleri hakimiyeti altına alır. İktisat alanında yapılan "sansasvonel birey" tanımı, insan davranışlarının bireyselliği vc kutsallığı ile ortaya çıktığından, fazla sorgulanmaz. Daha d.ı ileri adını aıılaı ak, bu davranışa karı^ılmaması ya da bu davranışın ba^ka vt)iıe yönlendırilmemesi geıvktiği savunulur. Sanki baştaıı hiı; yönlendinlmemişgibi! Bircvin idcolojik kodlanması bireyCUMMURİYETKİTAP S AY I 17 0 ideoloji, önemli ölçüde hakim üretim ilişkilerinden beslendiği için, kriz dışı donemlerde, güçlü sosyal sınıtlar dahi, kendi ideolojileri ile hakim sınıf ideolojisine bağımlı olur. Bu nedenle, sı nıt ayırımına girmeden, psikoloji alanında ideoloji aygıtlarını ınceleyen Fromm, olayın sosyal ve psikolojik dinamiklerinin anlaşılması açisından önemli olabilir (1). Aynı bağlamda psikanalizin Marksist teoriye eklemlenmesi de yararlı olabilir. Bu çalışmalar sonunda, bireyin topluırra ve hatta kendine yabanalaşması süreçlerinin anlaşılmasına önemli katkı yapılmış olur (2). Bir üretim ilişkisi bağlamında oluşmuş ideoloji hakimiyeti altında altematif ideoloji üretmek fazla olası değildir. Ancak, sosyal olaylara eleştirel bakış gerçekleştirerek, ideolojiyi anlamak, kısmen de olsa, olası ve yararlıdır. Böylece basnrılmış bilgiler serbest bıraktırılabilir. Bu lür eylem, toplumun dönü^üme gebe oldugu dönemlerde yararlı olur Uluk Uras'ın eseri, tarihsel dönüşiim aşamalannın olu^umu açısından önemli olan toplumsal bilince katkıda buluııabilecek önemli birçalışma niteliğindedir. İdcolojilerın sonu gelmediğine, gelmeyeceğine göre, bu konu daima canlı ve günceldir Toplumlar griltleştikçe ideoloiler de, anlaşılması çok daha zor kılıflara büriindüğünden, ileride daha yoğıın çalışmalara gereksinimimizin olacağı açıktır. Yeter ki, böyle bir gereksinimi algüayalım, zira konu ideolojidir. • * İst. Ün. İkt. Fakültesi (1) Erich From: Psikanaliz ve Zen Budizm (Çeviren tlhan Güngören), YolYayınlarıjstanbul, 1978. (2) Richard Lichlman: The Prodııction of Desire, The Free Press, New York, 1982. İdeolojilerin Sonu mu?/ Ufuk Urus I Sarmal Yaytnevi/112 s. S A Y F A 9 sel psikoloji alanında oluşur. Bu alandaki tanımlama çerçevesinde oluşan bireysel davranışjar, ideolojilerin etkisi altında gerçekleşen algılamayorumlama ve tepki verme sureçleri sonucunda ortaya çıkan yonelimler ve aksiyonlardır. İdeoloji altında yapılan öğrenme ve algılama seçici olacağından, bireyin nihai davranışının belirlenmesinde önemli öge olur. Bireyin bilinç düzeyine birey dışında ve bireyin (,'ikarları ile ilgili olmayan seçici filtreler yerleştirilmiştir. Böylece birey farklı bilinç düzeyinde farklı algılama yapar. Ancak bireyin davranışı bilinç düzeyindeki algılama ile belirlenir. İş te burada seçici filtreler önemli görev yüklenir. Bunun aksi, yani bireysel davranış ideolojik tiltrelerin dayatmalarına karşı da olamaz. Zira, "ideolojilerin asli görevlerinden biri de.... kendisine dışarıdan bakılmasını önlemek, bakıldığında dışlayarak afaroz edip, etkisini en aza indirmek"tir. (s. 78). Birtursosyal afarozki,buna göğüsgerebilecek fazla göııüllübulunamaz!