23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TARTIŞMA VEEDİTÖREMEKTUP YAŞAM Üniversitelerarası Kupul'dan açıklama •• Doçentlik sınavlarını yürüten Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı, dergimizde yer alan olay, yazı, eleştiri ve görüşler konusunda bir yazı gönderdi. Olduğu gibi yayımlıyoruz. Asım Gultekın* ergınızın 12 11 1994, 26 11 1994, 3 12 1994 tarıhlı nushalannda Doçentlik Sınavları ıle ılgılı konular hakkında başkanlığımız açıklaması aşağıda belırtılmıştır Doçentlik sınavları 2547 Sayılı Kanun'un 24 maddesı ıle bu kanuna dayalı olarak çıkartılan Doçentlik Sınav Yönetmelığı hukumlerı uyarınca Üniversitelerarası Kurul'ca yurütülmektedır Gerek 1750 sayılı kanunun yürürlukte olduğu yıllar, gerekse 2547 sayılı kanun dönemı olmak uzere 20 yıldır bu gorevı yureten Üniversitelerarası Kurul adaylann mağdur olmaması ıçın gereken butun dıkkat ve ıhtımamı göstermektedır Doçentlik Merkezı Yabancı Dıl Sınavı'na yılda ortalama 6000, bılım sınavına 1400 kışının başvurduğu goz önüne alındığında yapılan ışın onemı daha çok anlaşılacaktır Soz konusu yonetmelığın, başvurulan duzenleyen 1 maddesının b fıkrası uyarınca "doçentlik sınavına başvuran adaylara orıjınal bılımsel araştırma ve yayınlar yapmış, orıjınal sanat eserlen yaratmış, ortaya koymuş, alanında araştırmalar yapmış, uygulamalı sanat dalında konserler, resıtaller, temsıller vermış olmak" şartı getınlmış ancak, yayınlann yurtdışında yapılma zorunluluğu getırılmemıştır Aynı yonetmelığın, 6 maddesı uyarınca doçentlik jünlerı bılgısayarla oluşturulmaktadır Jürıler oluşturulurken, her yıl ocak ayında yenılenmek uzere rektorluklere gonderılen, öğretım üyelennce doldurulup rektörluklerce onaylanan formlara gore oluşturulan kutukten yararianılmakta, jurılenn oluşturulmasında, gorevlı oğretım uyelennın son durumu goz onune alınmaktadır Bır adayın doçentlik sınavında başarılı olup olmadığına, yonetmelığın 8 ve 9 maddelerı uyarınca uye tam sayısı ıle toplanan jurı uyelennın oy çokluğu ıle karar verılmekte ve Üniversitelerarası Kurul, dallannda uzman olan kışılerden oluşan jurılenn esasla ılgılı değerlendırmelerde junnın karanna mudahale etmemekte ancak, usulı açıdan yapılacak ıtırazlar Üniversitelerarası Kurul'da ıncelenmektedır Dergınızın 401 sayısında çıkan bır yazıda adı geçen Dr Mahmut Doğru, Nısan 1994 donemınde doçentlik sınavına başvurmuş jurı, usulune uygun toplanmış ve aday oyçokluğu ıle (32) eserienn ıncelenmesı aşamasında başarısız olmuştur Ancak, ılgılı yazıda adayın yurtdışında yayın yapmış olması, başanlı olmasını gerektıreceğı şeklınde algılanmaktadır Bılındıği gıbı, bır adayın yurtdışında yayın D yapmış olması yaptığı yayının orıjınal ve bılımsel olduğunu gostermeyeceğı gıbı yurtıçınde yapılan yayınlar ıçın de aksını duşünmek yanlıştır Aynca Doçentlik Sınav Yonetmelığı'nde de yurtdışı yayınlann ayncalık yaratacağına daır bır hukum bulunmamaktadır önemlı olan yayınlann onjınal olması bılıme katkı getırmesıdır Bunu tespıt ve takdır edecek olan da ancak jurıdır Aynı dergıde adı geçen Dr Ismaıl Gültepe, 1991 ve 1992 donemlerınde doçentlik sınavına başvurmuş ve eserlenn ıncelenmesı aşamasında başarısız olmuştur Nısan 1992 donemı sınav sonucunun ıptalı ıçın Danıştay'a dava açmış olan Dr Ismaıl Gultepe'nın davası Danıştay'ın 1992/3458 E 1993/4390 sayılı karan ıle reddedılmıştır Dr Ismaıl Gültepe'nın jünsının hep aynı kışılerden oluşmasında bır kasıt soz konusu olamaz Adayın başvurduğu Me teorolojı bılım dalından Turkıye'de jurı uyesı olabılecek oğretım uyesı sayısı çok az olduğundan adayın junsınde her donem aynı kışılenn gorev alması son derece normal olduğu gıbı, gorevı gereğı bır aday hakkında olumsuz goruş bıldıren bır uyenın bır yıl sonra oluşturulan jurıde gorev alması halınde de olumsuz goruş bıldıreceğını duşünmek son derece yanlıştır Çünku, aday geçen zaman ıçınde daha yeterlı çalışmalar yaparak jurı huzuruna çıktığında sonucun lehıne olmaması ıçın bır neden yoktur Dergınızde "Sözlü Sınavlarda Keyfılık" başlığı altında yayınlanan Yrd Doç Dr Ismaıl Boztaş'ın durumu ıse aşağıda açıklanmıştır Dr Ismaıl Boztaş, Nısan 1991 donemınde doçentlik sınavına başvurmuş eserlerın ıncelenmesı aşamasında başansız olmuş, Nısan 1992 donemınde bu aşamayı geçmış ve Nısan 1993 donemınde sozlu sınava gırerek başarısız olmuştur Adı geçen, Danıştay'da dava açarak junnın kurulmasına ıtıraz etmış ve aldığı yurutmeyı durdurma karan uygulanarak dava konusu olan 2 oğretım uyesının dışında jurı oluşturulmuş ancak, yıne başarısız olmuştur Dr Ismaıl Boztaş'ın başvurduğu daldan jurı uyesı olabılecek oğretım uyesı az olduğundan jurı zorunlu olarak aynı kışılerden oluşmaktadır Kaldı kı, aynı kışıler adayı eserienn ıncelenmesı aşamasında başarılı bulduklarına gor, dığer aşamalarda subjektıf davranmalarını gerektıren bır neden gorulmemektedır Adı geçen, sozlu sınav sırasında ılgılı bılım veya sanat dallanndan soru sorulmakta, aynı maddede yayınları ıle ılgılı soru sorma zorunluluğu bulunmamaktadır Doçentlik sınavlannda başarısız olan adaylann şıkayetlennın buyuk çoğunluğu jun uyelennm tarafsız davranmadığı oluşturmakta ve adaylaria aralarında husumet bulunan oğretım uyelennın jurılerde gorev almaması ıstenmektedır Üniversitelerarası Kurul, davalıdavacı dummunda olan ve bılırkışı ıncelemesı sonucunda yargı karan getıren adaylar ıçın yenı jurıler oluşturmaktadır Bunun dışında, adaylar tarafından |un uyelerının reddedılmesı gıbı hukukı bır ımkan yoktur Boyle bır uygulamaya gıdıldığı takdırde, adaylann jun uyelerını safdışı bırakabıleceklerı ınancıyla hareket etmelen ımkhan dahılıne gırer Aynca, Bazı adayların, bılım adamı olmanın gerektığı olçülere son derece objektıf ve tıtız davranan oğretım uyelennın tıkayacaklan kolay geçış yollarını açabılmelen, çağdaş bır unıversıtenın gerektırdığı evrensel standartlann tutturulması koşulundan çeşıtlı yontemlerie kaçabılmelen ıçın soz konusu oğretım uyelennın safdışı bırakılmalarına yonelık kolay ve ucuz gerekçeler aramaları gozlenen ve yaşanan durumlardır ömeğın, jurısındekı, gerçekten bılım dünyasında ısım yapmış objektıflığı, bılım ahlakı konusundakı duyarlılığı ve tıtızlığı tartışmasız olan oğretım uyelen ıle ters düştuğu, kendısıne ısrarla cephe aldığını ve kasıtlı olarak olumsuz davrandığını ılerı sürerek bu gıbı jun uyelerınden, kurtarılmasını talep eden adaylara da rastlanabılmektedır Boyle bır ıddıanın ve ıthamın hakemlığını adayın değerlendırmelerıne gore yapabılecek hıçbır mercıın olmaması doğaldır Bılım adamlannın layık oldukları ve hak ettıklen un ve saygınlıklar, kendılerıne bağışlanan bır şey ve kendılenne verılıp alınan bır etıket olmadığına gore, en yuksek duzeyde uzmanlar olarak onlara guvenmek, görüşlenne saygı duymak zorunluğu vardır Insanı zaaflarının bılım adamlığı nıtelıklerıne bazen galebe çalabıleceğı varsayımının ıse, kendılerının sahıp oldukları saygın statuyu elde edınceye kadar sınanmış olması, duygusallıklannın ve sübjektlflıklennın esırı olabılecek yapıda olanlann ' halıyle bılım adamlığı kımlığını kazanamamış olmaları gerekır Yukarıda belırtılen hususlar dergınızın 12 11 19943 12 1994 tarıhlı nushalannda sozu edılen Dr Feza Kerestecioğlu ıçın de geçerlıdır Özetle belırtmek gerekırse, yargı yollannın dışındakı yol ve yontemleıie bazı kışı ya da çevrelerın bılım adamlanmızın bılımsel değerlendırmelerı ıle ılgılı takdır ve yetkılerıne mudahale anlamındakı gınşımlerını soz konusu bılım adamlarını ve kurumlan yıpratmaktan oteye bır yararı olmayacaktır Ancak, sıstemın yapı ve ışleyışıne, ılgılı mevzuatın değerlendınlmesıne yönelık katkı getırıcı onerıler teşekkurle karşılanabılır Bılgılennızı nca eder, açıklanan hususlann dergınızde yayınlanmasından duyacağım memnunıyetı belırterek saygılarımı sunarım * Prof. Dr., Üniversitelerarası Kurul Başkanı yenıden Almanya'da kazalara anında mudahale amacıyla kurulan acıl tıbbı yardım bırlıklerı oldukça başarılı ve hayat kurtarıcı eylemlerde bulundular. Sadece Koln kentındekı acıl tıbbı kurtarma ekıbı 19871990 yılları arasında 50 bın olaya mudahale ettı ve 10 bın yaralı ınsan kurtardı 639 operasyonda ise olay yerıne vardığında hastalarıo nabzı atmıyordu, geç kalınmıştı Acıl ekıp doktorları nabzı atmayan kurbanlardan 224'unu yenıden canlandırma denemesine gırıştıler Yenıden canlandırma çalışmalarının yuzde 30'u ilk önce başarıyla sonuçlandı, ancak yenıden canlanan hastaların yarısı ıse bır kaç gun ıçınde kaybedıldı Hayata donen hastalar ıse uzun omurlü olamadılar Halen yaşayan 4 kışıden bın nörolojık hasarlı, 3 kışl tam sağlam yaşamaktadır llgılıler ağızdan ağıza nefes alıp verme ve elle göğuse masaj teknıklerını bılenlerın halk arasında sayısının arttırılması ıle, kazada ölenler arasında yenıden canlandırılanlann sayısında da artış olabıleceğını belırtıyorlar Kaza sırasında kalbı duranlara anında canlandırma teknıklerı anında uygulanmadığı taktırde, hasta nefes alıp vermeye başlasa bıle, geçen uzun sure beynı oksıjensız bıraktıgından ve buyuk hasarlara yolaçtığından hastanın normal hayata dönmesının soz konusu olmadığı bılınıyor 4054
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle