Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
B İ R B İ L İ M A D A M I N I N A R D I N D A N PORTRE Prof. Asım Barut'un anısına... Nttri Ünal* 6 Aralık 1994 günü ünlü fizikçi profesör Asım Orhan Barut'u kaybettik. Profesör Inönü, Barut için kaleme aldığı yazıda, fizik dünyasının bir Türk yıldızı kaybettiğini yazmıştı. Profesör Barut gerçekten fizik dünyasının sayılı yıldızlanndan birisi idi. Ayrıca profesör Barut'un Türkiye'de fiziğe olan katkılarını anımsayınca kaybı daha da etkileyici olmaktjadır. Burada amacımız Profesör Barut'un uluslararası arenada bilime yaklaşımlarının anahatlannın ve Türkiye'de bilime ve onun gelişmesine olan katkılarının sadece bazılanna işaret etmektir. Profesör Barut, 40 yılı aşkın araştırmacılığı ve araştırmaya dayalı eğitimciliği ile fizik dünyasının önemli isimlerinden birisi idi. Son çJünlerine kadar aktif araştırmacılık ve eğitimcilik özelliklerini sürdürmüştü. Kendisi bilimde bireysel çalışmalar yerine, gruplar halinde çalışmanın daha yararlı olacağına inanmaktaydı. Bu düşüncesinden hareketle, uluslararası alanda ABD, Kanada, Avrupa ülkeleri ve Türkiye'nin yanı sıra, Avustralya, Yeni Zelanda, Japonya, Çin, Hindistan, Pakistan, Iran, eski Sovyetler Birliği ve Mısır gibi birçok ülkedeki bilim adamları ile işbiriiği yaptı. Bu işbiriiğinin diğer bir göstergesi olarak, uluslararası düzeyde birçok toplantının organizasyonunu gerçekleştirdi. Ayrıca ilgilendiği alanlarda birçok bilimsel toplantıya katıldı. Bu toplantılardaki her konuşmayı mutlaka izlerdi. O, konuşmanın kendisinin ilgi alanında olup olm,"'ı ğına, ancak konuşmanın sonunda kaıar verirdi. du. Bu devrede fiziğin aslını tamamen kavramak için teorinin iyiden iyiye içine girmenin gerekli olduğuna inandım. Bir bakıma genç yaşta nasıl olsa teorik fiziğe sonunda döneceğime göre, beş sene denel fizikte zaman kaybettim denebilir. Fakat, belki de bana ileride faydalı olacak bir fiziki his ve bir sezgi verdi ki bundan sonra daima formal (aksiyomatik) fizikten biraz kaçındım. Bugün bile fizikte formal sistemlere yüzde yüz güvenmenin, onlara daima bağlı kalmanın doğru olduğuna inanmıyorum. Matematikte bu biraz başkadır." Bilimsel araştırmalarındaki özgünlüğü ve geniş düşünme biçimi yaratıcılığının ve üretkenliğinin en önemli özelliğıdir. men fahri olarak, gerçekleştirilen ve Türkiye dışından da doktora öğrencilerinin ve öğretim elemanlannın katıldığı, fizikteki güncel konuların tartışıldığı ve doktora düzeyinde derslerin yürütüldüğü yaz okulu, • 516 Eylül 1994 tarihleri arasında düzenlenen ve uluslararası katılımın yüzde seksenler basamağında olduğu "Elektron Teorisi ve Kuantum Elektrodinamiği" konulu NATO lleri Araştırmalar Enstitüsü toplantısıda vardır. En son Trakya Üniversitesi Fen Bilimlerı Enstitüsü bünyesinde merkezde yurütülmesi planlanan ve Türkiye'deki tüm üniversitelere yönelik fizik ve matematik alanlannda, bir lisansüstü eğitim programının işletilmesi için gayret sarfetmekte idi. Aynca 1995 yılında organize edilmesi düşünülen yaz okulunun, nasıl fahri olmaktan çıkanlacağı ve nasıl yürütüleceği, tartıştığı en büyük sorunlardan birisi idi. Profesör Barut'a eğitim ve araştırmada yapılan tasarrufları anlatmak zor oluyordu. Profesör Barut'un özlemini çektiği araştırma merkezleri ve üniversitelerin gerçekleştirılmesi yclunda atılacak her olumlu adım, kendisine ve bilim dünyasına duyulan saygının bir işareti olacaktır. * Prof. Dr., Akdeniz Üniversitesi Fizik Bölümü, Antalya. Oktay Sinanoğlu Yıldız Teknik Üniversitesi Kadrosunda 32 yılı aşkın bir sure ABD Yale Üniversitesi'nde profesör olarak çalışan Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu, Yıldız Teknik Üniversitesi, FenEdebiyat Fakültesı Kımya Bölümü'ne kadrolu olarak atandı. Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu, ABD'de kımya muhendisliği, yüksek lısans ve doktora öğrenımını 6 yılda tamamlayarak 1961'de 26 yaşında ıken Yale Üniversitesi'nde profesör olmuş ve 300 yıldan bu yana 'dünyanın en genç profesörü' unvanını almıştır. Prof. Dr. Sinanoğlu'nun önemli uluslararası dergilerde yayımlanmış 250 kadar bilimsel ve teknolojik ozgün araştırma makalesi, 8 uluslararası kıtabı vardır. Teorik kımya, teorik fizik, moleküler bıyoloji alanında çok sayıda teorı üretmıştir. Bunlar arasında çok yankı uyandıran bırkaçı; 1) Atom ve Molekullenn Çok Elektronlu Kuantum Kuramı. 2) Atom Fizığinde Atomların Yapısı, Enerjı Düzeylerı ve Elektromanyetik Işınlarla Etkıleşımı Temel Kuramı. 3) Yüksek Enerji Fizığinde Temel Taneciklerin (Parçacıkların) Kuarklı Yapısı Kuramı 4) Canlıları Oluşturan Bıyopolımer ve Biyo moleküllerin Çözgen Etkisıyle Yapılanması Temel Kuramı. 5) Kımyasal Bıleşık ve Tepkımelerin Matematıksel ve Resımlerle Uygulanan Yeni Temel Kuantum Kuramı. Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu'nun ıkı kez Nobel'e aday gosterıldığı, dunya basınında yer aldı. Kendıa Japonya'nın en yüksek bilim ödulunu, ılk TUBİTAK Bılım Odülü'nü, ılk Sedat Sımavı Bilim Odülü'nü ve Bilgı Çağı Odülü'nü aldı. " Oktay Sınanoğfu ABD Yale Üniversitesi'nde ıkı kürsü (FızikiKımya, Moleküler Bıyokımya/Bıyofizık (bıyoteknolojı temelı olan saha) profesörüdür. " Kendisi 32 yıldan bu yana Yale'de çeşıtli ülkelerden düzinelerle öğrenciye doktora, araştırma yaptırdı. Teknolojinin amacı Profesör Barut'a göre teknolojinin iki önemli amacı şunlardır: 1) Teknolojik gelişmeleri kullanarak, onun yarattığı alet ve yöntemlerle doğanın sırlarını daha ince ve daha iyi öğrenmek. 2) Insanın maddi yaşamsal güçlüklerini ortadan kaldırarak, enerjisini bilimsel çalışmalara yöneltmek. Yoksa teknoloji, bazen öyle görünmesine karşın, kendi başına bir amaç değildir. Bilimlerin gelişmesi için, bugünkü koşullarda belli bir ekonomik zenginliğin olması gerekir. Ayrıca bilim adamlannın her yönüyle desteklenmesi gerekir. Eğer böyle bilimsel bir ortam oluşursa, teknoloji bu ortamda kendi kendine gelişir. Bu nedenle gelişen ülkelerin, gelecekleri açısından, teknolojinin yanı sıra, ternel bilimlere de, her türlü alanda en büyük desteği sağlaması gerektiğine inanıyordu. Profesör Barut'a göre, yalnızca teknoloji alan ülkeler daima geri kalırlar ve daima teknoloji almak zorundadırlar. Profesör Barut, bilim adamlanna verilebilecek desteğin bir başka örneği olarak, uluslararası düzeyde araştırma merkezlerinın kurulması ve ışletılmesine büyük önem verdi. Bunun en son örneği, Trakya Üniversitesi'nde 1993 yılı Temmuz ayında yasal kuruluşu gerçekleşen ICPAM'nin (Uluslararası Fizik ve Uygulamalı Matematik Merkezi) gelişmesi için gösterdiği çabadır. Temmuz 1993 ile Eylül 1994 arasındaki bir yıllık dönemde, merkezde yürütülen diğer etkinlikler yanında, Sayın Barut'un yürüttüğü; • Aralık 1993'te "Teorik Fiziğin Sınırlan" konulu ve uluslararası katılımın oldukça yüksek olduğu toplantı, MayısAğustos 1994 tarihleri arasında, tama 500 bilimsel çalışma Profesör Barut'un 500 civarındaki bilimsel çalışmalarının ve bunlara verilen yıllık ortalama 150 düzeyindeki bilimsel atıfların (science citations) ve her birisi kendi alanında klâsikler arasında yer alan kitaplarının değerlendirilmesi, fizik dünyası tarafından yapılmıştır ve yapılacaktır. Burada yararlı olacağını düşündüğüm bir olgu, Barut'un çalışmalannda ve araştırmalarında kendine özgü bir ekol oluşturmuş olmasıdır. Teorik fıziğin "sırat köprüsü" gibi olduğunu söylerdi. Maxwell'in sözüyle, teorik fızikçiler ya kendılerini ortaya çıkan matematik problemlerinin inceliklerinde kaybetmektedirler, ya da hoşlarına giden fenomolojide ısrar etmeleri çok kolaydır. Ikisinin ortasından gidip, doğanın sırlarını aramak ise hiç de kolay değildir. Profesör Barut, problemlere yaklaşımında, teorik fiziğin bu ince özelliğine çok önem veren araştırmacılardan birisi idi. Bu özelliğinin sırlarını, Isviçre'de ETH'de, deneysel fizik alanında doktorasını yaparken kafasındaki soruları ve doktorasından sonra teorik (kuramsal) fiziğe geçişini anlatırken şöyle açıklar: "Bu deneyler epeyce zamanımı alıyor Kadın sporculanda ağır antreman âdet kesilmesine yol açıyop Ağır antrenman yapan kadın sporcularda adetlerin kesilebılecegi belirtiliyor Sporcu amenoresi veya atletik amenore adı verilen bu durum özellikle yanşmacı spor dallarında yer alan kadınlarda görülüyor. Adetlerin kesilmesi, beyinde hormon salgılanmasıyla ilgili merkezlerde hormon işleyişi ile ilgisı sinyallerde bir aksamayla ilgili; ancak kesin mekanizma bilinmiyor. Ağır antrenmanla birlikte düşük kalorili beklenme ve psikolojik stres de adet kesilmesine katkıda bulunan faktörler. Tipik olarak, antrenman yoğunluğunun arttınlması ile başlayan olay, egzersizlerin hafıfletilmesiyle düzeliyor. Uzmanlara göre tanınmış balerin, bisikletçı, koşucu ve kürekçi kadınların yansında bu türden adet sorunu mevcut.