Katalog

11 OCAK 2013 CUMA SAYFA HABER 5 Tuvana Otelleri'nin ortaklarından Özgür Tankut, turizmci ve işadamlarına seslendi: Kaleiçi’ne . DEGer Katanlar 5 .. Kaleiçi'nde 6 yıkık konağı restore ederek butik otel yapan Tuvana Otelleri'nin ortaklarından Özgür Tankut, işadamlarının ve turizmcilerin de Kaleiçi'nin gelişimi için ellerini taşın altına sokmaları gerektiğini söyledi. Tankut, "Deniz, kum ve güneşlle bu kenti sunmak olmaz. Antalya'yı ön plana çıkarmak için eski şehre önem vermek gerekiyor. Kaleiçi'ni tek elden yönetecek bir örgüt ve planlama gerekiyor" dedi Bu taşın altına siz de elinizi koyun Rakiplerimizin geceliği 7 bin Euro K aleiçi'ne yatırım yaparak bölgeyi geliştirmeyi amaçladıklarını dile getiren Tankut, "Harap haldeki 6 konağı restore ettik. Bunlar ucuz şeyler değil. Burada 5060 odalı bir evi restore etmek yerine Belek, Beldibi tarafında 300400 odalı bir otel yapabilirdik. Gerçekten tarihi anlamda yatırım var burada" dedi. 2010'da Dünyanın En Romantik Oteli, 2011'de Avrupa'nın En İyi Butik Otel Ödülü'nü aldıklarını, son beşte yarıştıkları otellerin ise Paris'te geceliği 7 bin avro, New York'da geceliği 4 bin avro olan oteller olduğunu kaydeden Tankut, "Rakiplerinizden daha öndesiniz ama sizin ortalama rakamınız var. Kitle turizm imajıyla oluşmuş bir Antalya var. Genel imajdan ve sorunlardan dolayı hep geride kalıyorsunuz" dedi. Tankut, Kaleiçi'ne gastronomi ve butik otel anlamında yatırımlarının devam edeceğini de sözlerine ekledi. PELİN GEL AĞAN aleiçi'ne Değer Katanlar yazı dizimizin beşinci gününde Kaleiçi'ndeki 6 yıkık konağı ayağa kaldıran Tuvana Otelleri'nin ortaklarından Özgür Tankut'u ağırlıyoruz. 1989 yılında gerek Kaleiçi'nde gerekse Antalya'da otel sayısının çok az olduğu yıllarda babası Aziz Tankut, büyük annesinden kalan konağı restore edip butik otel yapıyor. Ardından ise Karanlık Sokak adı verilen yerde 5 konağı daha Tuvana markası adı altında butik otele çeviriyor. 46 odaya sahip Tuvana otelleri Osmanlı ve Selçuklu motiflerinin izlerini taşıyor. Bununla da kalmıyor Aziz Tankut, Kaleiçi'nde Seraser adını verdiği restoranı ile tanıştırıyor Antalyalıları. 2009 yılında babasıyla otellerin işletmeciliğini yapmaya başlayan Özgür Tankut K ile yatırımları ve Kaleiçi'ni konuştuk. Kaleiçi'ne yürekten bağlı olduklarını dile getiren Özgür Tankut, "Kaleiçi'ne yatırım yapmak sadece ticari anlamda bir olay değil. Çünkü şu anda bakarsanız çok da karlı değil. Ama Antalya'yı ön plana çıkaracak olan nokta sizin eski şehriniz. Yani Kaleiçi'dir. İşadamlarının, turizmcilerin elini taşın altına sokması gerekiyor" dedi. Örgüt istiyoruz Kaleiçi'ndeki en büyük sorunun çok başlılık olduğuna vurgu yapan Tankut, bir sorunla karşılaşıldığında kime gidileceğinin bilinmediğini, bunun içinde Kaleiçi'nde herkesi bir araya getirecek ve bölgeyi tek elden yönetecek yerel örgüte ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Kaleiçi'nin 1980'li ve 90'lı yılların başında oldukça rağ bet gören bir yer olduğunu, 90'ların sonunda ise imajının dibe battığını dile getiren Tankut, bugün de hala imaj bozukluğunun dez avantajını yaşadıklarını, yerli halkın bölgedeki problemlerin devam ettiğini düşündüğünü, bu nedenle de halkı buraya çekmekte sıkıntı yaşadıklarını anlattı. Kaleiçi'ne teşvik verin Dünyanın birçok ülkedeki eski şehirlerin bu şekilde olmadığını, oralarda cid di teşvikler olduğunu ve planlamaların da çok iyi noktalarda olduğunu ifade eden Tankut, "Belek, Beldibi gibi otellere verilen teşvikler Kaleiçi'nde yok. Bunun gibi teşviklerle Kaleiçi gelişir. Teşvik ve yönetim olayının çözülmesi ile Kaleiçi büyük ivme kazanır. 34 yıl önce yolların düzenlenmesi, ışıklandırma gibi yatırımların bile geri dönüşümü, çok hızlı alındı. Küçük bir destek, bizi dinleyecek bir örgütün olması durumunda Kaleiçi hızla ilerleye cektir" diye konuştu. Bunun için plana ihtiyaç duyulduğunu, İstanbul ve yurtdışında bu konuda danışmanların getirilerek bir plan hazırlanması gerektiğini kaydeden Tankut şöyle konuştu: "Daha önce bununla ilgili Hırvatistan ne yapmış, diğer ülkeler ne yapmış, bu incelenmeli. Kaleiçi'ni nasıl bu seviyeye getirebiliriz bu tartışılmalı. Plan yapıldıktan sonra bütçe çıkarılması bütçenin nasıl sağlanacağı konusunda ortak paylaşım olması gerekiyor. Ne yapmamız gerekiyorsa memnuniyetle yaparız. Ama bu münferit yapılacak birşey değil, herkesin bu işin içinde olması gerekir. Tüm işadamlarını ve turizmcileri de buraya yatırıma davet ediyoruz. Ayrıca burada yemek, müzik, kültürel festivaller düzenlenmeli. Bunları Kaleiçi'ne getirdiğinizde sadece turisti değil yerel halkı da burada göreceksiniz. Bu hareketlenme zaten yatırımcıyı da getirecektir." Afyon’da kirlilik alarm veriyor C ali Ahmet Altıparmak, 5 bin 500 kalorilik kaliteli kömür kullanılması halinde, hava kirliliğinin bu kadar olmayacağını belirtti. Ancak Türkiye’de bu kömürün olmadığını, olsa da sobaların bu kömüre uygun olmadığını söyledi. Makine Mühendisleri Odası (MMO) Antalya Şubesi'nin düzenlediği ''Antalyalılar Havasına Sahip Çıkıyor'' konulu panelde, hava kirliliğinin nedenleri ve sorunun çözümü için ortaya konan öneriler tartışıldı. Panele katılan Antalya Valisi Ahmet Altıparmak, kenti en çok meşgul eden konunun ucuz kömür olduğunu dile belirterek, “2011'de 33 bin kilogram kömürün yüzde 19'u, 2012'de ise 37 bin kilogram kömürün yüzde 11'i il dışı yapılmıştır. Kaliteli kömürün 5 bin 500 kalorilik olması gerekiyor. Türkiye'de bu tür kömür zaten yok. Olsa da bu kömürü yakacak soba yok. V Kaliteli kömür yaksak bu kadar kirlilik olmaz Türkiye'deki sobalar genel olarak odun, lastik, atık maddeler ve yanık yağ yakmaya yönelik. 5 bin 500 kalorilik kömür yaksak bu kadar hava kirliliğinin olacağını zannetmiyorum'' Alternatif enerjiye yönelmek gerektiğini ifade eden Altıparmak, doğaya zarar vermeden HES'lere destek vermek gerektiğinin altını çizdi. Yaşam kalitesi açısından Antalya'nın üst sıralarda yer aldığını, yaşanabilecek şehirler arasında ikinci sırada olduğunu, ancak birinci sırada görmek istediklerini ifade etti. Metropollerin trafik, gürültü ve hava kirliliği gibi sorunlarını yüzde 100 çözmenin mümkün olmadığı vurgulayan Altıparmak, metropollerin kaderinde her zaman bu tür sorunların olduğunu, bu sorunları sonlandırmaya yönelik çalışmaların hızla devam etmesi gerektiğini kaydetti. HP Afyon Merkez İlçe Başkanı Kemal Demirkırkan, Bakanlık verilerine göre, Afyon'da hava kirliliğinin son bir ayda arttığını, ama ne valiliğin ne de belediyenin halkı uyarmadığını öne sürdü. Kış mevsiminde en önemli sorunlardan birin de hava kirliliği olarak görüldüğünü ifade eden Demirkırkan, kentte hava kirliliğinin son bir ay içerisinde ciddi olarak artığına vurgu yaptı. 23.00 arasında sağlığı tehdit eden seviyelerde hava kirliliğinin yaşandığını anlattı. Dışarı çıkmayın Hava kirliliği değerlerinin yüksek seviyelerde seyretmesine rağmen bu konuda ne valilikten ne de belediyeden bir uyarı yapılmadığını iddia eden Demirkırkan, kirlilik derecesinin yüksek olarak ölçüldüğü saatlerde yaşlılar, çocuklar ve akciğer hastalığı çekenlerin dışarıya çıkmamasını istedi. Sağlığı etkiliyor Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın yayınladığı, illere göre hava kirliliği ölçümleri tablosundan yararlanarak sunum yapan Demirkırkan, Afyonkarahisar'da partiküler madde ile sülfirdioksitin ölçümünün yapıldığını, azot, karbonmonoksit ve ozon gibi gazların ise ölçümlerinin yapılmadığını savundu. Hava kirliliğine neden olan gazların doğrudan akciğere temas ettiğini ifade eden Demirkırkan, bakanlığın yayınladığı ölçümlerde, Afyon'da 19.00 ile Demirkırkan, kirliliğe öneri olarak ise şunları kaydetti: “Katı yakıt kontrollerinin sıkı yapılması gerekir. Düşük kalorili, kalitesiz kömürlerin şehre girişine ve kullanımına engel olunmalı. Kalitesiz kömür dağıtımına son verilmeli. Doğalgaz kullanımı yaygınlaştırılmalı. İnsan sağlığı göz önüne alınarak fiyatı dar gelirlilerin kullanabileceği şekilde ucuzlatılmalı. Belgesiz ateşçi çalıştırılmamalı, eğitimler tekrarlanmalı.” Dur demenin zamanı geldi uratpaşa Belediyesi Süleyman Evcilmen hava kirliliğinin gündemi meşgul ettiğini söyledi. Evcilmen, hava kirliliğinin insan sağlığını olumsuz etkilediğini belirterek, gündüz Antalya'da soba yanmadığını, ancak ak M şamları hava kirliliğinin arttığını ifade etti. MMO Başkanı Barut da Antalya'daki hava kirliliğinin insan sağlığını olumsuz yönde etkilediğini, artık soluduğumuz havanın temiz olması için ''dur'' demenin zamanı geldiğini söyledi. C MY B