24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Tarımda vahim tablo Tarım sektöründeki sorunların ele alındığı panelde konuşan Ziraat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Vahap Tuncer, acil önlem alınmazsa Türkiye’de sektörün çökme noktasına geleceğini söyledi CEREN KAYA 4 SAYFA 11 OCAK 2013 CUMA HABER T arımsal Öğretimin 167. yılı dolayısıyla AKM’de Ziraat Mühendisleri Odası tarafından "Tarım Sektöründe Yaşanan Ekonomik Sorunları ve Çözüm Önerileri" adlı panel düzenledi. Panele, Antalya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi Mahmut Ruhi Alpagot, İhracatçılar Birliği Başkanı Mustafa Satıcı, Gazetemiz yazarı Mustafa Sönmez, Akdeniz Üniversitesi İİBF Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Koç katıldı. Açılış konuşmasını yapan Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Vahap Tuncer, tarım konusunun çok tartışıldığı dönem yaşadıklarını söyleyerek, "Elbetteki Türk tarımının birçok eksiği ve yanlış politikaları var. Ama şu veya bu şekilde tarım adına öğrenilecek ne varsa o da meslektaşlarımızın eseridir diye düşünüyoruz" dedi. Gülün fiyatı arttı I İş bulma zorluğu ZMO'nun ilgi alanına giren yaklaşık 50 fakültearım sektöründe cidnin 103 bin mezun gördi yapısal sorunlar düğünü kaydeden Tunolduğunu anlatan cer, bunların 31'i Ziraat Tuncer, İMF ve Dünya BankaFakültesi, 13'ü su ürünsı'nın etkisiyle tarımın yeterince leri ve 1'i ise tütün desteklenmediğini ve geteknoloji mühendislinen noktada tarımsal açıdan kendisine yetlikleri olduğunu bemediğini anlattı. Tuncer, lirtti. Bazı bölüm öğ"Tarım alanları daraldı. rencilerinin iş bulSon 10 yılda işlenen tamakta ve kendi meslerım alanı miktarı 2 ki yeteneklerini sergibuçuk millemekte zorluk çektikyon heklerine dikkat çeken Tunt a r cer, "Bugün ağırlıklı olarak bahçe bitkileri ve bitki koruma bölümü mezunları iş bulmakta zorlanmazken, üreticilerle daha rahat bir araya gelirken, diğer bölüm mezunlarının bazı sıkıntıları olduğunu hem hocalarımız hem de sektör tarafından bilinmektedir" şeklinde konuştu. Türk tarımının eksikliğinin sadece iş anlamında olmadığını vurgulayan Başkan Tuncer, "Türk tarımı toprak gübreleme, modern sistem ve hayvancılıkta istenilen üst noktaya ulaşamadı. Sorunlarını çözemedi. O anlamda bu bölüm ve diğer bölüm mezunlarının mutlaka üreticilerle bir araya gelmesini sağlayacak politikaların hayata geçirilmesi r azalma a t k e h r a y il m k u ç 2 bu T ve buna yönelik kurguların yapılması azalgerekir" diye konuştu. dı. Bu alan da Türkiye'deki 10 ilin yüzölçümüYeni YÖK tasarısı ne eşittir. Tarım sektörü yeYeni YÖK tasarısının büterince desteklenmiyor. 2003tün üniversite öğretimin yanı 2011 yıllarında tarıma verilen destek 43 milyar civarında oldu. sıra Ziraat Fakültesi öğretiBu rakam büyük görünse de, mine de ciddi olumsuzluklar son 10 yılda Türkiye'nin borç getireceğini savunan ZMO faizlerini ödediği paranın 450Başkanı Tuncer, "Yeni YÖK 500 milyar olduğu dikkate tasarısıyla getirilen idari yaalındığında ancak bizim faizpıyla ünviersitelerin özellerin onda biri kadar desleştirilmesinin önü açılmakteğin tarıma ayrıldıta, üniversiteler sermayeye ğı açıkça ortaya bağlanarak, akademisyenlerin çıkmaktadır" iş güvencesi ve akademik özdiye konuşgürlükleri yok edilmeye çalışıltu. OECD ve FAO raporları A maktadır.Meslek odası olarak bu yapılanmaya razı değiliz" dedi. Sektör yok ediliyor azetemizin Yazarı Mustafa Sönmez, tarımda kendine yeterli ülke olma iddiasında olan Türkiye’nin ithalatçı konuma geldiğini belirterek, nüfusunun yüzde 25’i tarımdan geçinen bir ülkede, tarımın milli gelirindeki payının yüzde 9 olduğuna dikkat çekti. IMF’nin tarıma verilen desteği yük gibi göstermesiyle 1980’li yıllardan itibaren tarımda ciddi kayıplar verilmeye başlandığını anlatan Sönmez, “İnanılmaz bir hoyratlıkla tarım sektörü yok edilmektedir. Tarım alanları arsaya döndü” dedi. G TB Yönetim Kurulu Üyesi Mahmut Ruhi Alpagot, tarım sektörünün stratejik bir sektör olduğuna dikkat çekerek, küresel rekabete tamamen açık olan sektörün, hala stratejik konuma getirilmediğini ifade etti. Tarım ve gıda ürünleri fiyatında yüzde 30’luk bir artışın; gelişmiş ülkelerde yaşam standartlarını yüzde 3 düşürdüğünü, diğer ülkelerde yüzde 20 düşürdüğünü belirten Alpagot, “Tarımın, en az gelecek 10 yıl içinde de stratejik sektör özelliğini koruyacağını teyit eden OECD ve FAO örgütlerinin raporları da önümüzde durmaktadır. OECD ve FAO raporlarında, geçmiş 10 yılda tarım üretimi yıllık ortalama yüzde 2.6 artmışken, önümüzdeki 10 yılda bu oranın yüzde 1.6 düzeyinde kalacağı tahmin ediliyor. Buna karşılık önümüzdeki 10 yılda tarım ürünleri tüketiminin yüzde 30 artacağı bekleniyor. Gelecek 10 yılda tarım ürünleri maliyetlerinde ve fiyatlarında ciddi artışlar beklenmekte. Dünyanın önümüzdeki 10 yılda beklediği tehditlere karşı biz de hazırlıklı olmalıyız” diye konuştu. SPARTA (AA)Dünya gül yağı üretiminin yüzde 65'ini karşılayan Isparta'da gül üreticilerine 2012 yılında kilogram başına verilen 3,16 liranın bugüne kadar verilen en yüksek fiyat olduğu bildirildi. GÜLBİRLİK Genel Müdürü Hasan Çelik, üreticiden aldıkları gül çiçeğini işleyerek gül yağı, gül konkreti ve gül suyu ürettiklerini belirtti. Çelik, ayrıca ayrıca kozmetik ve gıda ürünleri kullanılarak üretilen gül orijinli ürünlerin en iyi şekilde pazarlandığını, bunlardan elde edilen geliri de üretici ortaklarına en iyi şekilde yansıttıklarını söyledi. Gül üretiminin sadece Isparta ve çevresinde yapıldığını vurgulayan Çelik, Isparta'da yaklaşık 20 bin dekarlık alanda üretilen gül çiçeğinin hasat döneminin 45 gün olduğunu kaydetti. Gül çiçeği rekoltesinin yılda 6 bin ton ile 7 bin 500 ton arasında değiştiğine değinen Çelik, üretilen gülün satın alınıp fabrikalarda işlendiğini, daha sonra ise gül yağı ve diğer ürünlere dönüştürülerek ihraç edildiğini belirtti. Tarihin en yüksek rakamı ÜLBİRLİK olarak 2012’de üreticiden bin 500 ton gül çiçeği aldıklarına dikkati çeken Çelik, şöyle konuştu: ''2011'de gül çiçeğine kilogram başına 2,25 lira verilmişti. Bu fiyat gülcülük tarihinde üreticiye verilen en yüksek fiyattı. Ancak 2012'de 2011 yılına göre yaklaşık yüzde 40'lık artışla üreticimize kilogram başına 3,16 lira verilmesini kararlaştırdık. 2012'de kilogram başına ödenen fiyat, geçmiş yıllara göre en yüksek orandan yapıldı.'' G Zirveye çıktı ülün nazik bir bir ürün olduğuna dikkati çeken Çelik, ''Diğer tarımsal faaliyetlerle karşılaştırıldığında 2012, gülün ekonomik olarak zirveye çıktığı yıl oldu. Ama gülün hak ettiği noktayı koruyabilmesi, biz ve bizim gibi üretici olan ortaklarımızın elinde'' dedi. Çelik, Türkiye'nin gül sektöründeki liderliğini korumasının herkesin omuz omuza vermesi ile mümkün olacağını vurguladı. G Dut ağacı meyve verdi Y MEMURLARIN TATİLİ UZUYOR Çalışma Bakanlığı kararına göre memurların yıllık izin süresi 8 ila 12 gün uzayacak. Yasa yetiştiği takdirde memurlar bu yaz daha uzun tatil yapacak. 10 yıldan kısa memur olanlar 28 gün, 10 yıldan uzun memur olanlar ise 42 gün tatil yapacak Mustafa Sarıgül Bence iyi olmuş. Doğru bir karar olduğunu düşünüyorum. Memurun da dinlenmeye ihtiyacı var. Daha önce yıllık izin günlerinin kısa olduğunu düşüyorum. Ali Mertek Memurların daha verimli çalışması için uzun tatil süresi bence önemli. İnsanlar izin kullanmadan çalışmaları halinde, çalışma tempoları ve kapasiteleri düşüyor. Osman Dönmez: Yıllık 42 gün çok fazla. Bence bu kadar uzun tatili hak etmiyorlar. Bu durumda, özel sektörde çalışanlarla, kamuda çalışanlar arasında zaten ciddi bir fark ortaya çıkıyor. Hakan Kava Bakanlık bu kararını uygularsa, memurlar için çok büyük bir rahatlık olacak. Çünkü çok çalıştıklarını düşünüyorum. Onların da uzun süreli dinlenmeye ihtiyaçları var. İlaç tehlikesi urt genelinde soğuk hava ve kar yağışı etkisini sürdürürken, Antalya'da ise dut ağacı meyve verdi. Muratpaşa ilçesi Demircikara Mahalle muhtarı Ayşe Peçen'in bir yıl önce muhtarlık önüne diktiği dut ağacı, kış ortasında dut verdi. Normalde temmuz ayında meyve veren ağacın dallarındaki kırmızı dutları görenler, büyük şaşkınlık yaşadı. Muhtar Peçen, günlerdir Türkiye genelinde kar ve soğuk havanın etkili olduğunu, Antalya'da da sıcaklığın 4 dereceye kadar düştüğünü, ancak dut ağacının meyve vermesinin şaşırtıcı olduğunu söyledi. Peçen, ağacı hormonsuz beslediğini belirtti. Ağaçta kızaran dutları gören mahalle sakinlerinin de şaşırdıklarını dile getiren Peçen, ''Mahalle sakinleri ağacı görünce hayrete düşüyor. Bu mevsimde açması normal değil diyorlar. Bazıları ağacın fotoğrafını çekiyor. 2 günde 1 tane dut olgunlaşıyor” dedi. urdur Gıda Tarım Hayvancılık İl Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada hormon ve pestisit konusunda üretici ve tüketicilerin yeterince bilince sahip olmadıkları belirtildi. Açıklamada "1950'lilere kıyasla kullanılan pestisit miktarının 10 misli artmasına, kimyasal madde kullanımı çok yaygın olmasına rağmen meyve ve sebzelerdeki pestisit kalıntıları ve yol açtığı sağlık sorunları konusunda üreticiler yeterli bilgiye sahip değil" denildi. B Tüm dünya kullanıyor Bitkisel Üretim ve Bitki Sağlığında görevli Ziraat mühendisi Ömer Yavuz, hormonların tohumdan hasada kadar geçen devrede verim artışı, ürün kalitesinin yükseltilmesi ve bitkilerin hastalık ve zararlılara karşı dayanıklılığın artırılması amacıyla tüm dünyada kullanıldığına işaret ederek, diğer kimyasallarda olduğu gibi bitki gelişim düzenleyicilerin de uygun kullanılması gerektiğini vurguladı. Yavuz, Türkiye'de hormonların örtü altında domates, patlıcan kavun ve kabakta zaman zaman kullanıldığını anlattı. Portakal ağaçları buz ağacına döndü Narenciye üreticileri de ağaçlardaki meyveleri koruyabilmek için sulama sisteminde kullanılan fıskiyeleri çalıştırıyor. Gece boyunca fıskiyelerden akan sular ise ağaçların alt kısımlarında buzlanmalara yol açıyor. Seralardaki yağmurlama sistemleri de buz tutarak seraların üzerinde ilginç görüntüler ortaya çıkarıyor. Kumluca’da çiftçilik yapan Mehmet Kutlu, sebzeleri koruyabilmek için soba yaktıklarını veya yağmurlama sistemlerini kullandıklarını anlattı. Kutlu, dona karşı bahçelerdeki fıskiyeleri de çalıştırdıklarını belirtti. Doğru kullanımda sorun yok Bitki gelişim düzenleyicilerinin ambalajı üzerinde bulunan etikete uyularak kullanılması durumunda herhangi bir olumsuzluğun söz konusu olmadığının altını çizen Yavuz, hormonlarla ilgili olarak, şekli bozuk ya da aşırı gelişmiş ürünlerden şüphelenmenin üreticileri gereksiz yere mağdur ettiğine dikkati çekti. Yavuz, "Bilinenin aksine asıl tehlike ilaçta. Üreticilerimizin bekleme süresini tamamlamadan ürünlerini hasat etmemesi büyük önem taşımaktadır" dedi. T üm yurtta etkili olan soğuk hava, Antalya'da da sera ve narenciye üreticilerini olumsuz etkiliyor. Kumluca’daki sera üreticileri, seralarındaki ürünleri dona karşı koruyabilmek için geceleri soba yakıyor veya yağmurlama sistemlerini kullanıyor. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle