Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 K O N U K 26 EYLÜL 2008 CUMA Bağ Bozulurken... NEŞE TEKİN AKGÜNDÜZ Bugünlerde güzelim Ege’nin içerilerine doğru, denizi hissederek, yeşili göremediğiniz yerde hayal gücünüzü, çocukluk anılarınızı belleğinizin uzak köşelerinden çıkarıp görüş alanınıza yerleştirerek giderseniz mutlu olursunuz. Bir süre coşar, çevre bozgununun, uygulanan ekonomik ve sosyal uygulamaların yüreğinizde oluşturduğu yaradan akan kanın durduğunu sanırsınız. Ancak daha sonra bugünü sorgulamaya daha derinden başlar, çözüm üretmek için bağıra çağıra konuşur bulursunuz kendinizi... Çocukluğunuzun koca gövdeli dut ağacını, gövdesinde sanki size bakan bir göz gibi duran budak izlerini düşünürsünüz. Yaşlı çınarların kovuklarında oynadığınız evcilik oyunlarını, sıcak yaz günlerinde serinlediğiniz, şakır şakır akan tulumbaları. Hatta belki yere yatarak suyunu içtiğiniz kaynak sularını anımsar, bütün bunları torunlarınıza gösterme duygusuyla yanıp tutuşursunuz. Üzüm bağları en güzel, en canlı günlerini bağ bozumu günlerinde yaşar. Çiftçi, yıl boyunca maddi manevi yatırımını yaptığı topraktan alacağı paradan da eminse o günlerdeki neşesi görülmeye değerdir. Çocuğunu okutabilecekse, ya da bütçesine göre bir düğün yapabilecekse oğluna, kızına üzüm asmalarını bir sarılıp öpmediği kalır... Zor yürüdüğü güzelim humuslu toprağa bakarken sanki onun eksilen minerallerini görür. Onunla konuşur, ertesi yılın planlarını birlikte yaparlar. Kızgın güneş altında üzümleri keserken, ya da elinde çapa bereketli Ege çaylarından gelen sularla bağını sularken. Bağ bozumu günleri, çalışkan, kıvrak Egeli kadınların, turuncu yaz günlerinde bir o yana bir bu yana koşturdukları, ürettikleri günlerdir. Yüz yılların süzgecinden geçerek damıtılmış bilgiler bir çırpıda uygulanır Bağ gezmesine gelmiş eş, dost, akraba kadınlar onların değimiyle “gülüş ahenk” üzüm pestillerini, pekmezleri yapar sirkelik üzümleri toprak küplere doldururlar. O ne coşkudur tanrım! Hayal penceremden baktığımda, renkli Sümerbank basmalarıyla bezeli bu kadınların bir film karesinde sanki kurgulanmış bir sevinci yaşadıklarını düşündüm şimdi... Birlikte üretmenin sevincini bu kadar derinden hisseden bu insanlar neredeydiler günümüzde? Uzaktan izlediğim bir bağ bozumu, sessizliği ve yalnızlığıyla içimi burktu. Sergide tek başına bir kadın üzüm seriyor, bandırma kazanının başında yalnız bir adam bağdan gelecek iki kişilik kesici ekibini bekliyordu. Oysa bandırmacılar üzümü bandırmaya yetişemez, üzümler selelerde dizilir beklerdi bir zamanlar. Artık benim renkli kadınlarım da yoktu. Oysa torunlarıma organik ürünleri doğal ortamında coşkuyla yapılırken göstermek ve sunmak isterdim. Onlar emeğin, paylaşımın ve toprağın değerini öğrenmeliydiler. Tenekelerde fesleğen yetiştirmenin mutluluğunu, asma çokaklarının altında yetişen semiz otunun yemeğinin lezzetini tatmalıydılar... Kemeraltı kimliğini buluyor İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 2006 yılında başlattığı 'Kemeraltı Anafartalar Caddesi Cephe Düzenleme' projesi, çarşının tarihi kimliğini ortaya çıkarıyor. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Dünyanın en büyük açık pazarı olarak bilinen Kemeraltı Çarşısı, tarihi kimliği korunarak yenileniyor. Kemeraltı'nı eski canlı günlerine döndürmek amacıyla 2006 yılında ''Kemeraltı Anafartalar Caddesi Cephe Düzenleme'' projesi başlatan İzmir Büyükşehir Belediyesi, 2007 yılının EylülAralık ayları arasında yapılan ilk etap projede, çarşının Konak girişinden itibaren 215 metrelik mesafesinde toplam 72 işletmenin Anafartalar Caddesi'ne bakan bölümleriyle köşe parselleri restore ederek yeniledi. Projenin Mayıs ayında başlatılan ve hala sürdürülen ikinci etabında, kuzeyde Kemeraltı Camisi'nin yakınındaki sebilin yer aldığı 853 Sokak'tan Başdurak Camisi'ne, güneydeyse Salepçioğlu Hanı ve Kemeraltı Plaza'dan Kestelli Caddesi Kavşağı'na kadar olan bölümü ele alan belediye, 93 parseldeki çok sayıda işletmenin cephelerini yeniliyor. İkinci etapta ayrıca, Milli Kütüphane Caddesi'ndeki Güzel İzmir Hanı ile 853 Sokak'ta yer alan dört yapının cepheleri de ele alınıyor. Anafartalar Caddesi'nde 125 adet işletmenin yer aldığı projenin 3. etap çalışma 'Kemeraltı Çarşısı Üst Örtü ve Kent Mobilyaları Ulusal Fikir Yarışması' kapsamında belirlenen 8 çalışma, Çetin Emeç Sanat Galerisi'nde İzmirlilerin beğenisine sunuldu. larını da ihaleye çıkaran belediye, kuzeyde 875 Sokak ve güneyde ise 919 Sokak köşesinden Havra Sokağı'na kadar olan alanda cephe düzenlemesi yapacak. Belediye ayrıca, tarihi çarşı için 21 Nisan'da ''Kemeraltı Çarşısı Üst Örtü ve Kent Mobilyaları Ulusal Fikir Yarışması'' açtı. Yarışma sonunda belirlenen 8 proje, Çetin Emeç Sanat Galerisi'nde İzmirlilerin beğenisine sunuldu. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Kemeraltı'nı yok oluş sürecinden kurtarmak istediklerini belirtti. Proje sayesinde gelecekte Ke meraltı'nın, her şeyiyle bugünkünden çok daha farklı olacağını kaydeden Kocaoğlu, ''Günün her saatinde yaşayan, canlı bir Kemeraltı oluşacak. Biz, tarihimimari ve kültürel özelliği olan yapıları düzenleyip ortaya çıkarmak, belli yerlerde alışveriş yapılan iş yerleri, restoranları, eğlence mekanları, turistik eşya satılan iş yerleri, butik otelleri ile 24 saat yaşayan canlı bir Kemeraltı oluşturmak istiyoruz'' dedi. Tarihi Kemeraltı Esnaf Derneği Başkanı Mehmet Gülaylar da, Kemeraltı'nın Agora ve Kadifekale ile birlikte ele alınması gereken bütünsel bir proje ol duğunu söyledi. Proje kapsamında Kemeraltı'ndaki hanların rehabilite edileceğini ve otele dönüştürüleceğini kaydeden Gülaylar, şunları söyledi: “34 yılda tamamlanacağını umduğumuz proje sonunda yeni bir Kemeraltı yaratılmış olacak. Saat 17.00'de ölen, kente sırtını dönen bir Kemeraltı değil, saat 24.00'e kadar alışveriş merkezlerinin açık olduğu canlı bir Kemeraltı arzu ediyoruz. Çünkü Kemeraltı bugün 9 bin iş yeriyle dünyanın en büyük açık pazarı. Biz Kemeraltı'nın hak ettiği canlılığa, eski günlerine kavuşmasını istiyoruz.'' İzmir genelindeki 600 bin küçükbaş hayvan, küpelenerek kayıt altına alınacak Küçükbaş hayvanları küpeleme işlemi Seferihisar'dan başladı. Küçükbaşlar küpe takacak! İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Damızlık Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği'nin İzmir genelinde başlattığı küpeleme faaliyetiyle, il genelinde küçükbaş hayvanlar kayıt altına alınıyor. Birlik Başkanı Özer Türer, küçükbaş hayvanları küpeleme ve kayıt altına alma işlemlerine Seferihisar'dan başlandığını belirtti. İzmir'de hayvancılığı Avrupa Birliği ile rekabet edebilir seviyeye getirmek istediklerini kaydeden Türer, il genelinde 600 bin küçükbaş hayvanı küpeleyip, kimliklendirerek, kayıt altına almayı hedeflediklerini belirtti. Amaçlarının, koyun ve keçi yetiştiricilerinin, AB sürecine ayak uydurarak desteklerden faydalanmalarını sağlamak olduğunu dile getiren Türer, şu bilgileri verdi: “Standart koşullar altında sağlıklı hayvanlar yetiştirilmesini hedefliyoruz. Küçükbaş hayvanların ku İzmir Damızlık Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Özer Türer, 'Küpeler, hayvanların sağlık taramasından, çiftliğinin ise denetimden geçtiğinin ifadesidir' dedi. laklarına takılan ve her birinde seri numarası olan küpelerle küçükbaş hayvanlar kayıt altına alınıyor. Kulaklarına takılan küpeler hayvanların kimlikleri oluyor. Böylece hayvanlara yapılan aşıdan, hastalıklarına, üremesinden, sağlığına kadar kısacası tüm geçmişini küpedeki numarasıyla kayıt altına alı yoruz. Kayıt altına alınan küçükbaş hayvanlara ve bunlardan doğacak kuzularına devlet tarafından 10 YTL desteklenme primi veriliyor. Küpeler, hayvanların sağlık taramasından, çiftliğinin ise denetimden geçtiğinin ifadesidir.” 2009 yılına küpelenmemiş hayvan bırakmayacaklarını belirten Türer, ''Küçükbaş hayvan besiciliği yapan köylülerimize eğitim olanağı sağlayacağız. Ayrıca, küçükbaş hayvanların küpelenip kayıt altına alınması ile birlikte hayvan sahiplerinin çeşitli kurumlardan teşvik almasının önünü açacak birçok mağduriyetin önüne geçmiş olacağız'' dedi. İzmir genelinde Küçükbaş hayvan yetiştiriciliği ve üreticiliği yapanların hayvanlarını kayıt altına almalarını isteyen Türer, üreticilerin birliğe ulaşmaları takdirde kayıt altına alınması konusunda sınırsız destek verdiklerini belirtti. C M Y B C MY B