Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 K O N U K 28 KASIM 2008 CUMA Tarım ve Terör... Prof. Dr. MUSTAFA KAYMAKÇI rada asıl sorun şu; ayrımcılığa karşı çıkan ülkenin yöneticileri de, iyi niyetle, sorunun çözümüne yardımcı olurlar diye dış güçlerle ancak körü körüne işbirliği olanaklarını arıyor. Oysa tam tersi olmuyor mu? Ayrılıkçı terör hareketi biter mi? Büyük ölçüde biter. Konunun çözümü ağırlıklı olarak ekonomiden geçmektedir. Devletçi bir ekonomiyle insanlarımızın iş ve aş sorunumuzu çözebilirsek ayrılıkçı terörün propaganda gücü en az düzeye iner. Dışa bağımlı liberal ekonomi uygulamaları bütün Türkiye’de olduğu gibi Doğu ve Güneydoğu'yu da açmaza sürüklemiştir. B Terörün ekonomik kaynağını ortadan kaldırmak gerekiyor. Bunlar şöyle sıralanabilir: • Feodal yapıyı ortadan kaldırmak için bir toprak reformu acilen yapılmalı, • Toprak reformu ile birlikte kırsal kesimde tarımsal amaçlı kooperatifler etkin bir şekilde kurulmalı, • Bölge hayvancılığı özel olarak desteklenmeli, • Kaçak hayvancılık önlenmeli, • Bölgede sanayi ve tarımsal kamu iktisadi kuruluşlarının yeniden devlet tarafından kurulmaları sağlanmalı (özel sektörün desteklenmesi çare olmamıştır). Özetle, bölgenin ekonomik ve sosyal kalkınması için halkın gücünü de harekete geçirmek koşuluyla planlı karma ekonomiye gereksinme vardır. Burada kooperatifler egemen sektör olmalıdır. Sonuç olarak, bölgenin ekonomik kalkınmasıyla Türkiye’deki bölgeler arasındaki göreli farklılık ortadan kalkacak, orada yaşayan insanlar farklılığın etnisiteden olmadığını göreceklerdir. Türkiye, 1980’li yıllardan beri ayrılıkçı terör hareketiyle baş etmeye çalışıyor. Ayrılıkçı terörün ekonomik kaynağında öncelikle işsizlik vardır ve gelir dağılımının aşırı bozuk olması da terörü beslemektedir. Umarsız kalan gençler, ayrılıkçı terör hareketinin aracı durumuna geliyorlar. İşi olan, geçimini sağlayan, insanca yaşama koşullarına sahip olanların etnik propagandayla ayrılıkçı terörün militanları olmaları olası değildir. Aslında, anılan bölgelerde feodal yapı, daha açık deyişle ağakul ilişkisi de devam ediyor. Bölgenin egemenleri ve partisi de bu ilişkilerinin devamından medet umuyorlar. Bölge partisinin neredeyse bütün milletvekilleri, aşiret ileri gelenleri. Feodal yapıyı kıracak yapılanmalar, örneğin toprak reformu, kırsal kesimin örgütlenmesi konusunda herhangi bir yasama önerileri de yoktur. Öte yandan batılı dostlarımız; AB ülkeleri ve stratejik ortağımız ABD, Türkiye’yi denetleyebilmek ve kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak için ayrılıkçı terörü besliyorlar. Örnekleyelim mi? Ayrılıkçı terörün başı, bir AB ülkesinin büyükelçiliğinde yakalandı. Ayrılıkçı terörün militanları Avrupa Birliği ülkelerinde serbestçe dolaşıyor. Daha dün Avrupa Parlamentosu’nda yapılan bir toplantıda Türklere yeni bir soykırım suçlaması yapılmadı mı? Irak'ın kuzeyinden ülkemize yapılan sızmalar denetlenemez mi? Ayrılıkçı terörü besleyen kaçakçılık nerede paraya çevriliyor? Kısaca, ayrılıkçı terör/etnik ayrımcılar dış güçlerle işbirliği yapıyor. Dış güçler de, o ayrılıkçı terörü ve ayrımcıları teşvik ediyor. Bu DOĞAL PARK AÇILIYOR İzmir Doğal Yaşam Parkı'nda, Kültürpark'taki ortamlarından taşınan hayvanların yanı sıra Türkiye'nin ve dünyanın değişik yerlerinden getirilen 120 türden bin 500 hayvan barınıyor. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Büyükşehir Belediyesi'nce Sasalı'da oluşturulan İzmir Doğal Yaşam Parkı, pazar günü açılıyor. 120 türden bin 500 hayvanın doğal koşullarına yakın biçimde barınacağı park, 3 bin ağaç ve 250 bitki türüyle kentlinin de nefes alabileceği bir ortam sunuyor. Sağlıklı, doğal ve temiz bir çevrede yaşamanın, insanların olduğu kadar hayvanların da en temel haklarından birisi olduğunu dile getiren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Bu bilinçle hareket ederek, doğal yaşamın korunması ve çevre yatırımları konusunda, Türkiye’nin örnek kentlerinden birisi olmaya çalışıyoruz. Kent ormanları kurarak yeni cazibe alanları oluşturuyoruz. Ekolojiyi ve doğal bütünlüğü koruyor, bu bilinci ve duyarlılığı geliştiriyor, doğa ile uyumlu sürdürülebilir bir yaşamı destekliyoruz” dedi. İzmir Doğal Yaşam Parkı’nın, bu düşüncelerle projelendirilen bir yatırım olduğunu kaydeden Kocaoğlu, İzmirlileri pazar günü saat 10.30’da yapılacak açılışa davet etti.425 bin metrekare alan üzerinde oluşturulan park, hayvan çeşitliliği, zengin bitki örtüsü ve CUMHURİYET OKURLARINA ÖZEL FIRSATLAR tropik merkeziyle cazibe merkezi haline getirildi. Hayvanların doğal ortamlarında yaşamasının sağlanması için geniş bir alanda yapılandırılan parkın, Avrupa Hayvanat Bahçeleri ve Akvaryumlar Birliği (EAZA) tarafından yerleşimi ve teknik donanımı açısından da örnek gösterildiği bildirildi. Öte yandan parka ulaşımda kullanılacak 10 belediye otobüsü çeşitli hayvan figürleriyle süslendi. 777 numaralı otobüsler Karşıyaka iskele iye park arasında sefer yapacak. C M Y B C MY B