Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 K O N U K 21 KASIM 2008 CUMA Gaygısız Amca... SAADETTİN ÖZTÜRK Her köyün bir velisi, bir delisi vardır. Her köyün bir önüne çıkanı döveni, hak edene söveni bulunur. Bizim köyün (Denizli/Çivril/Emirhisar) döveni değil, ama söveni Gaygısız Amca idi. Küfretmek, ışıklar içinde yatası ağabeyim ve dostum Fakir Baykurt'un romanlarında da görüldüğü gibi Burdur, Denizli, Afyon, Uşak yöresinde daha çok gerçek niyetin dışında, sözün noktalamasıdır. Gerçek anlamda kullanılsa, herhalde bu illerin nüfusu dörtte bire inerdi. Bizim köyde sözün noktalamasını yerli yerine koymada kimse Gaygısız (Kaygısız) Amca'nın eline su dökemezdi. Aslında Kaygısız onun soyadıydı. Asıl adı Mustafa idi. Soyadı Yasası çıktığında Çivril nüfus memuru, ona bir azizlik yapmış, soyadını Kaygısız yazıp geçmişti. Sonradan bu soyadını Çiftçi olarak değiştirdiyse de yeni soyadı devlet kapılarında pek işine yaramadı; hep Gaygısız olarak anıldı. 98 yaşında öldüğünde bile Gaygısız denmesinden kurtulamamıştı. Gaygısız Amca, zeki, esprili, 78 yaşlarındayken Yunan işgalinin acısını iliklerine kadar yaşamış, belki de bu nedenle Atatürk'e, onun kurduğu Cumhuriyet'in değerlerine sıkı sıkıya bağlı, sözüne, sohbetine doyulmaz bir adamdı. Yeri geldiğinde de gerçek anlamda sövmesini çok iyi bilirdi. Babamdan biraz küçük olmasına karşın öğretmen okulu öğrenciliğimden itibaren benim çok iyi dostum ve arkadaşım olmuştu. Köye gidişlerimde onunla her gün oturup sohbet etmeden duramazdım. 1960'lı yıllarda onun da öncülüğüyle ilkokulumuzun bahçesine bir Atatürk büstü dikilmişti. O sırada köyde görevli yobaz bir sağlık memuru, sağda solda “Bunlar okulun bahçesine put diktiler, dinden imandan çıktılar” demiş. Söz dönmüş dolaşmış, Gaygısız Amca'nın kulağına ulaşmış. Atatürk'e dil uzatılır da Gaygısız Amca durabilir mi hiç? Tüm gün kahvelerde adamı aramış, ama bulamamış. Akşam olunca beline tabancasını sokup köyden gözü pek üç gençle sağlık memurunun okulun bahçesindeki lojmanının önüne dikilmiş. Yanındaki gençlere “Şimdi hepiniz bu deyyusun kapısına dayanceniz. Sıra ili anahtar deliğinden 'Atatürk'ün büstüne put diyenin...' diye kırkar kere sövceniz. Siz sövceniz, ben saycem. Eksik söveni vururum valla!” demiş. Gençler, sırayla başlamışlar kırkar kez sövmeye. “Kırk oldu” diyene Kaygısız Amca, “Eksik saydın. O yuzdan bunu saymeyom ve sana ceza veriyom. Saymaya baştan başla” deyip tabancasını doğrultmuş. Eksik tamamlama işi şafak sökene dek sürmüş. Sağlık memuru korkudan gıkını bile çıkaramadığı gibi, ertesi gün de başka bir yere atanmak için Denizli'de almış soluğu. Bu olay, köyde çok sonraları duyuldu; ama bir hafta sonra adam yanında üç kişi ile köye gelip eşyalarını alarak gitti. Son zamanlarda Atatürk hakkında yazılıp söylenenler, ona atılan iğrenç iftiralar, cumhuriyetin kazanımlarına yönelik saldırılar, nedense bana hep bu olayı hatırlatıyor. Ve sesim çıktığı kadar bağırasım geliyor: “Nerdesin Gaygısız Amca? Mezarından çık da düş önümüze!” İzmir'in 16 noktasına depremsellik ile ilgili kayıt istasyonu kurularak sismik hareketler incelemeye alındı Depremler kayıt altında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, yaşama geçirilen projeyle daha sağlıklı bir kentsel yenileme gerçekleştirec eklerini söyledi. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Büyükşehir Belediyesi, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) iş birliğiyle, kentin depremselliğiyle ilgili olarak İzmir'in 16 farklı bölgesinde kayıt istasyonu kuruldu ve zemindeki sismik hareketler incelemeye alındı. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden yapılan açıklamaya göre, ''İzmir Metropolü ile Aliağa ve Menemen İlçelerinde Güvenli Yapı Tasarımı İçin Zeminin Sismik Davranışının Modellenmesi'' konulu 4 milyon YTL'lik proje, TÜBİTAK'tan alınan destek ile uygulamaya konuldu. Belediyenin iş makinesi, araç gereç, teknik donanım gibi konularda lojistik destek sağladığı proje çerçevesinde, Urla'dan başlayarak Körfez'i çevreleyen bölgeye 16 adet deprem kayıt istasyonu yerleştirildi. Urla, Güzelbahçe, Balçova, Yeşilyurt, Buca, Dokuz Eylül Üniversitesi Kaynaklar Kampüsü, Konak, Bayraklı, Karşıyaka, Bostanlı, Mavişehir, Yamanlar, Manavkuyu, Bornova– Pınarbaşı, Çamdibi ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığı İl Müdürlüğü'ne konulan istasyonlarda kaydedilen yer hareketleri, Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi'nde bulunan ekranlara eş zamanlı olarak aktarılmaya başlandı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, depremden sonra değil, deprem öncesinde önlem alınması gerektiğini vurguladı. Üniversite ve ilgili kurumlarla iş birliği yaparak konuya önemle eğildiklerini belirten Kocaoğlu, şunları kaydetti: “Hem araştırma projelerini destekliyor, hem de bu çerçevede ortaya çıkan verileri titizlikle değerlendirerek bilimin, aklın rehberliğinde yapılması gereken neyse onu yapıyoruz. Proje 3 yıl sürecek ve elde edilecek veriler, coğrafi bilgi sistemlerine aktarılarak Ulusal Afet Bilgi Sistemi'ne entegre edilecek. İmar revizyonları, kentsel dönüşüm planlamaları ve yeni imara açılacak alanlar ve alternatif ulaşım güzergahlarının belirlenmesinde söz konusu veriler kullanılacak.'' DEÜ Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü ve Proje Sözcüsü Prof. Dr. Zafer Akçığ da, istasyon kayıtları sonucunda olası depremde en büyük hasar noktasının tespit edilebileceğini belirtti. Marmara depreminin sabaha karşı olduğunu, ekiplerin depremin merkez noktasına, ancak sabah yönlendirildiğini kaydeden Akçığ, ''Biz deprem sırasında en fazla 1015 dakikalık bir çalışmayla ekipleri merkez noktaya yönlendireceğiz'' bilgisini verdi. İstasyonlardan gelecek sismik hareket verilerinin yanı sıra değişik yöntemler kullanılarak İzmir, Menemen ve Aliağa'da ayrıntılı zemin incelemelerinin yapılacağını ve bu yörelerde zemin özelliklerinin belirleneceğini anlatan Prof. Dr. Zafer Akçığ, şunları kaydetti: ''Yapılacak çalışmalarla İzmir ve tüm çevresinin bütün zemin yapısı ve hareketleri ortaya çıkacak. Zeminin gizlisi saklısı kalmayacak. Bugüne kadar bölgede yapılan zemin sondaj çalışmaları, genellikle en fazla 50 metre derinliğe kadardır. Oysa Mavişehir'de, ana kaya 200 metre derinlikte. Biz bu proje çerçevesinde toplamda 4 bin metrelik sondaj çalışması yapacağız. Bu sondajların yarısı 50– 60 metre derinlikte yarısı ise zemine göre 300–600 metre derinlikte ana kayayı bulacak şekilde olacak.'' YENİ ÇIKTI 2. BASKI SERDAR KIZIK KARIŞMA Bazı sözcükler değişik çağrışımlar yaratır; bazıları “karışma” gibi iki uçlu uyarıyla yüklüdür. MAKSAT SPOR OLSUN Spor önemli ve ciddi bir uğraştır ama “maksat spor olsun” sözü ciddiye alınmayan hali yansıtır. KÜRESEL İSYAN ’68 METE KIZIK CUMHURİYET KİTAPLARI MERKEZ 0 212 343 72 74 / İZMİR 0 232 441 12 20 www.cumhuriyetkitaplari.com C M Y B C MY B