Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 EKİM 2008 CUMA 3 EGE’DEN SERDAR KIZIK I Baştarafı 1. Sayfa’da Hafta sonu gerçekleştirilecek seçimde İzmir Barosu’nda başkanlık koltuğu için 7 liste yarışacak BARO BAŞKANINI ARIYOR İBRAHİM BAHÇIVANCILAR NEVZAT ERDEMİR Kalabalık yarışta Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu’nun adayı Nevzat Erdemir, Bağımsız Savunma Ekibi’nden İbrahim Bahçıvancılar ve Çağdaş Grup’tan da Arif Ali Cangı’nın adları öne çıkıyor. OZAN YAYMAN İzmir Barosu’nun önümüzdeki iki yıl yönetimini üstlenecek ekip hafta sonu gerçekleştirilecek olağan genel kurulda belirleniyor. Önceki yıllarda Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu ve Çağdaş Grup arasında geçen seçim yarışı, bu yıl iki gruptan da kopan avukatların hazırladığı listelerle ilginç bir hal aldı. Seçime 7 listenin katılacak. Cumhuriyetçi Avukatlar ve Çağdaş Grup, içlerinden ikişer ayrı grup çıkardılar. Genç Cumhuriyetçiler ve Avukatlar Platformu, Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu’ndan ayrışan hukukçularca oluşturuldu. İlke Grubu ve Bağımsız Savunma adlı oluşum ise Çağdaş Grup’tan kopanlar tarafından kuruldu. Gerek ideolojik yaklaşımlar gerekse yönetim anlayışındaki farklılıklar ayrışmanın temel etkeni oldu. Yarın Ege Üniversitesi Kampüs alanındaki spor salonunda başlayacak olağan genel kurulda yarışacak 7 listenin başkan adayları, avukatlara kendilerini anlatacaklar. Adayların genel kurul öncesi yaptıkları çalışmalar ve yandaş kitlesi gözönüne alındığında, seçimin Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu, Çağdaş Grup ve Bağımsız Savunma Ekibi arasında geçeceği konuşuluyor. Avukatlar arasında yaygın görüş, yönetim kurulu listesinin farklı grupların adaylarından oluşacağı yönünde. Baro yönetim kurulu, yedi ayrı listenin ortaya çıkmasını, baronun niteliğinin artmasına bağlıyor. Muhalifler ise kurumun kötü yönetildiğini düşünüyor. Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu’nun başkan adayı Nevzat Erdemir, görevde bulundukları dönemde avukatların başta sosyal güvenceleri olmak üzere pek çok konuda somut adımlar attıklarını vurgulayarak, “Meslektaşlarımızın çalışma koşullarının çıtasını yukarılara çektik. Aynı anlayışımız devam edecektir” diyor. Genç Cumhuriyetçiler Grubu başkan adayı Günhan Baydoğan, cumhuriyetçi ERDEMİR YENİDEN avukatlardan ayrışmalarının söz konusu olmadığını belirterek, “Mevcut başkan ve yönetim kurulundaki isimlerle cumhuriyetçi avukatların temsil edilebileceğine inanmıyoruz. Bu nedenle onlardan ayrıldık. Daha dinamik bir ekiple göreve talibiz” diye konuşuyor. Avukatlar Platformu’nun başkan adayı Muhsin Ergazi, İzmir Barosu’nun son dönemde siyasi parti gibi yönetilmeye başlandığını ve bu nedenle Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu’ndan ayrıldıklarını söylüyor. Ergazi, “Tüm meslektaşlarımıza eşit mesafede duracak bir yönetim anlayışını benimseyeceğiz” görüşlerine yer veriyor. Çağdaş Grup Başkan Adayı Arif Ali Cangı,İzmir Barosu’nun yeniden dinamik bir yapıya kavuşması için yönetime aday olduklarını belirterek, “Adil yargılanma ilkesinin olmazsa olmazı savunmanın güçlenmesi, avukatların haklarının korunması, toplumsal barışın sağlanmasını” diyor. Bağımsız Savunma ekibinin Başkan Adayı İbrahim Bahçıvancılar, “Tüm meslektaşlarımız tarafından kabul görecek uygun bir ekip oluşturduk. Baroda, son dönemde birlik bozuldu. Birliği tekrar kazanmak için listemizi hazırladık. Seçimden birinci sırada çıkacağımıza inanıyoruz” görüşünü savunuyor. İlerici Avukatlar Grubu’nun Başkan Adayı Zeki İşlekel, avukatlık mesleğini kamu mesleği olarak ön plana çıkarmak istediklerini söyleyerek, “Bu noktaya yoğunlaşmak isteyen bir grubuz. Genç bir grubuz ve inandığımız doğruları İlerici Avukatlar Grubu olarak dile getiriyoruz” diyor. Seçime giren Değişimci Avukatlar Grubu ise muhafazakar kesimin sesi olarak biliniyor. Başkan adayları bir dönem Refah Partisi İzmir İl Başkanlığı görevinde bulunan Refik Uzun. cebelleşip duruyoruz yıllardır. Terör, baskı, hak ihlalleri, yoksulluk, yolsuzluk, siyasal baskı ve krizler yaşam biçimimize dönüştü. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, mecliste kürsüden soruyor: “... Ergenekon'da 1.5 yıla yakın süre insanlar daha mahkeme önüne çıkarılmadı. Başbakan'ın demokrasi aşkına bunlar zarar vermiyor mu? Demokrasi, terörle mücadele zafiyeti karşısında yardımcı olacak bir mazeret değildir” Öte yandan bakar mısınız MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin sözlerine: “... AKP, PKK, Barzani aynı çizgide... Oyun artık netleşmiştir, terörün beyni Barzani, yönetimi Kandil, destekçisi bölücü örgüt, mihmandarı AKP'dir...” Bunun adı eleştiriyse, haklı ya da haksızlığı bir yana, boyutlarının bu sınıra varması acaba nasıl değerlendirilir? Bir iktidar için yapılan bu denli büyük suçlama karşısında, sokaktaki yurttaş ne hisseder? Hangi ülkede bir iktidar, böylesine suçlanabilir? Ama burası Türkiye! Mutsuz insanlar... Şehitler, cenazeler, canlı bombalar, terörle iç içe bir yaşam... Ortada Anayasa Mahkemesi'nin “laikliğe karşı odak olmakla” suçladığı bir yönetim... Karakolda, cezaevinde işkencelerle ölüm. Adalet Bakanı'nın istifa etmek yerine özür dilemekle yetinmesi. Bu özrün iliştirilmiş medya aracılığıyla göklere çıkarılması ve “devlet ilk kez özür diliyor” diye yüceltilmesi... Sistemli biçimde sözde eleştiri adına ordunun, askerin yıpratılması... Anlık istihbaratların farklı merkezlere, odaklara, güçlere yönlendirilmesi... Dokunulmazlık zırhları...Yolsuzlukların üstünün örtülmesi... Bütün dünya ekonomik krize sürüklenirken “Bize bir şey olmaz” aymazlığı... Hangi ülkede böyle bir manzara var? Yoksa bu pilav daha çok su kaldırır mı? serdarkizik@cumhuriyet.com.tr ARİF ALİ CANGI BADEMLİ FİDANCILIK KOOPERATİFİ ROMANYA VE BULGARİSTAN’DA ÜRETİM YAPACAK Sülünler doğada UŞAK (Cumhuriyet) Uşak Çevre ve Orman İl Müdürlüğü, “Yaban Hayatı Koruma Projesi” kapsamında Karabol Deresi’nde doğaya yüz elli sülün bıraktı. Müdürlük, sülünlerin, avcılardan ve tilkilerden korunması gerektiği konusunda yurttaşları uyardı. Çevre ve Orman İl Müdürü Ramazan Toker, yörede sülün ve keklik sayısını arttırmayı hedeflediklerini, geçen yıl yapılan uygulamadan olumlu sonuçlar aldıklarını belirterek, “Sülün salınım projesinde başarıya ulaştık. Bu yıl doğaya beş yüz sülün daha bırakmayı hedefliyoruz. Umut ediyorum ki birkaç yıl içerisinde sayıları daha da artacak” dedi. AB’yi ‘içten’ vuracaklar! Kooperatif, AB'nin Türkiye'den fidan ithalatına karşı koyduğu engelleri, birlik içindeki ülkelerde üretim yaparak aşacak. HİCRAN ÖZDAMAR BADEMLİ Üreticiler, AB’yi kendi silahıyla vuracak. İzmir’in Ödemiş ilçesindeki Bademli Fidancılık Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, AB’nin Türkiye’den fidan ithalatına karşı koyduğu engelleri, AB üyesi Romanya ve Bulgaristan’da üretim yaparak aşmayı hedefliyor. Kooperatif, bu kapsamda söz konusu ülkelerde 5 yıllığına kiraladığı 2 bin dönüm arazide meyve fidanı yetiştirip AB üyelerine satacak. Ödemiş’in Bademli beldesinde 1971 yılından bu yana etkinlik gösteren kooperatif, 300 ortağıyla AB’ye ihracat yapmaya çalışıyor. İlk ihracatını 1984 – 1986 yılları arasında 2 milyon adetlik fidanla Suriye’ye yapan kooperatif, bugüne dek Ortadoğu ülkelerine 10 milyonun üzerinde fidan gönderdi. Bademli Fidancılık Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Selçuk Bilgi, AB’ye üye ülkelerin serbest dolaşım içinde alışveriş yaptıklarını belirterek, bu zinciri kırmak istediklerini söyledi. Romanya’da 400 dönüm, Bulgaristan’ta bin 800 dönüm araziyi 5 yıllığına kiraladıklarını kaydeden Bilgi, gelecek yıldan başlayarak meyve fidanlarını yetiştirmeye başlayacaklarını bildirdi. Bu iki ülkede yetişen meyve fidanlarını diğer AB ülkelerine ihraç etmeyi hedeflediklerini anlatan Bilgi, “AB, bize herşey satıyor. Biz de onlara satmak için herşeyi yapıyoruz. Bulgaristan ve Romanya’da meyve üzerine deneme bahçeleri kuracağız. İki yıldır bunun üzerinde çalışıyoruz. AB’nin damak zevkine uygun Türkiye’de çeşit yok. Belki 10’u geçmez. Onlar kendi serbest dolaşımı içinde alışveriş yapıyorlar. Ürettiğimiz ürünler onların çeşit listesinde yer almayınca, ‘ürünlerinle bu pazara giremezsin’ diyor. Biz de engeli aşmak için onların damak tadına uygun meyve veren fidanları üreteceğiz. Türkiye’den bir kooperatif, ilk defa Avrupa’da üretim yapacak” dedi. Romanya ve Bulgaristan’da arazi bedellerinin Türkiye’ye oranla daha düşük olduğuna dikkat çeken Bilgi, “Bulgaristan, Romanya gibi ülkelerde araziler bomboş. Sulama daha ucuz. İklimin getirdiği avantaj da var. Maliyetler üçte iki oranında daha ucuz. Ortaklarımızı bu alanlara yönlendireceğiz” diye konuştu. Türki cumhuriyetlerden sadece Türkmenistan’a ürün gönderdiklerini, bunu genişletmek istediklerini bildiren Bilgi, maliyetlerde avantaj sağlamak için Ukrayna’da da yatırım yapmayı düşündüklerini vurguladı. TOBB BENZERİ ÖRGÜTLENME TOHUMCULAR BİRLİK PEŞİNDE Yedi üretici alt birliği tek çatı altında bir araya gelerek üreticinin sesi ve hükümetin karşısında ‘muhatap’ olmayı hedefliyor. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Fidan üreticileri, tohum yetiştiricileri, sanayicileri, dağıtıcıları, süs bitkileri, fide üreticileri, bitki islahcıları alt birlikleri olarak örgütlenen üreticiler, bu ayın sonunda tarım politikalarının yönlendirilmesinde etkin olacak Tohumcular Birliği’ni kuracak. Fidan Üreticileri Alt Birliği Başkanı Hakkı Şafak Ses, Tarım Bakanlığı’nın üstlendiği bazı görevleri devralmak istediklerini belirterek, “Bürokrasiyle olan sorunları çözmek istiyoruz. Tarım Bakanlığı, kontroller, etiketlendirmeler, fuarlar, pazarlamayla ilgili yazılı yetkilerini yavaş yavaş devredecek. Fidan üreticileri, süs bitkileri, tohum dağıtıcıları, sanayicileri, yetiştiricileri, fide üreticileri, bitki ıslahcıları alt birliklerini kurdu. Yedi birlik oldu. Bu yedi birlik ekim ayı sonunda en geç kasım ayı başında tohumcular birliğini kuracak. Tohumcular Birliği de tarım sektöründe birliği sağlayan üreticilerin ilk birliği olacak. Yani toprağa ekilen her şeyin teşkilatlanmış hali olacak. Birliğimiz daha sonra ülkedeki birçok tarım politikalarının yönlendirilmesinHakkı Şafak Ses de etkin bir taban oluşturacak” dedi. Tarımda bu tür örgütlenmenin yeni olduğunu, ziraat odalarının kamu adına yetki kullanamadığını kaydeden Ses, 13 Ocak’tan başlayarak üreticilerin birliğe üye olma zorunluluğu olacağını da vurguladı. Ses, bununla birlikte 80 binin üzerindeki kişinin örgütlü hale geleceğini söyledi. Birliğin oluşmasıyla devletin karşısında muhatap olacağını anlatan Ses, “Bürokrasi yönetmelik çıkartıyor ama karşısında, ‘bu yönetmeliği nasıl çıkartalım?’ diye sorduğu üretici yoktu. Bir bürokrat yönetmeliği yazıyor. Ondan sonra biz hepimiz ayağa kalkıyoruz. Ondan sonra bir yıl o yönetmelikle uğraşıyoruz. Şimdi bu birlikler bakanlıkla yönetmeliklerin çıkartılmasında da birlikte hareket ediyor. Bize taslak gönderiyorlar, bazı taslakların da değişmesi için teklifte bulunuyoruz” diye konuştu. Görsel Yönetmen: OĞUZ YILDIZ C M Y B C MY B