22 Nisan 2025 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 7 NİSAN 2025 PAZARTESİ YORUM ANCAK KENDİLERİNDEN SONRAKİLERİ DÜŞÜNENLER MİLLETLERİNİ Unutulanlar Atatürk diyor ki: YAŞAMAK VE İLERLEMEK İMKÂNINA ULAŞTIRIRLAR. işilerden söz etmeyeceğim. Ben kolay kolay kimseyi unutmam. KAma unuttuğumuz şeyler Bir dizi çekiyordum “Azmi” diye. Elif konservatuvarı bitirince onu tedavülden kalktığı için aklıma “Müziklerini yapar mısın?” diye korosuna aldı ve bu şarkıyı her Sezen geldi. Mesela manşon diye bir şey sordum. “Şarkı da yaparım, ayrıca konserinde kızım Elif’e okuttu. vardı bilir misiniz? Annem kışın sobası da artık yok. Odunla ısınır, etmişli yıllarda İzmir’den oynarım da, ayrıca Onno ve Atilla Elif onu hiç unutmaz. Ne zaman kullanırdı. Siyah yapay kürkten iki hem suyu hem banyoyu ısıtırdı. Daha Yİstanbul’a bir kız geldi. Kırkbeşlik Özdemiroğlu da bana çalarlar” Hollanda’dan gelse arar, hatrını yanı açık çanta gibi bir şey. Sağdan pek çok şey yok artık. Demokrasi, dediğimiz bir plak yaptı. Çok dedi. Geldi, stüdyoya girdi, şarkısını sorar. O da Elif’i çok sever. soldan ellerini içine sokarsın, eldiven adalet, ucuzluk, insan hakları, işçi tutuldu şarkıları. Kendi yazıp kendi okudu. Jenerikte oynadı. Savaş Besteleri, yetiştirdikleri, yorumu hiç gibi ellerini ısıtır. Siyah storlu perde. O sınıfı, tarım, saygı, sevgi... Zaman besteliyordu. Arkadaş olduk. Yarım o dizi için bir şarkı sözü yazmıştı. ıskalanacak gibi değildir. Ben vefa da çok şükür yok. Çünkü İkinci Dünya asıra varan bu süre içinde o benden içinde bunlar da yitti gitti. Demode “Savaşçığım, şarkının sözlerini de duygusu gelişmiş bir insanım. Sezen Savaşı zamanı her evde mecburi idi. pek bir şey gördü sayılmaz. Ama ben olan gereçler yerine gelmeyecek, ben yazmak istiyorum” dedi ve Aksu’nun bana olan iyi davranışlarını ondan güzel davranışlar yaşadım İsmi de pasif korunma perdesiydi. gelmemeli ama diğerlerinin eksikliği “Yürüyorum Düş Bahçelerinde”yi unutamam. Unutursam kendime ve bunu hiçbir zaman unutamam. Sirenler öttüğünde o perdeler bir an önce giderilmezse vay yazıp söyledi. Sonradan benim kızım saygımı yitiririm. çekilirdi. Işık sızdırmazdı. Banyo halimize. uyurlardı. Biz sabaha kadar küçük Çok yetenekliydi. Anadan gelme Müjde-Mehtap Öğretmen Sokrates’e: “Oğlum, sana Sokrates ön salonda günü gün ederdik. Aysel genler onu parlattı. Bir de Aysel’in güzel bir öykü anlatacağım: İki kuş Savaş’ı çok severdi. Gencecik yaşta bütün iyi, güzel yanlarını aldı. Mehtap 962-63 tiyatro sezonu. Oyundan varmış. Biri erken kalkıp böcek yiyor uzenim Mehmet Tunçelli, 1çıkardık. Aysel Gürel, Savaş, ben, onun mertliğini analtır dururdu. sahnede bambaşka olurdu. Sesi ve yavrularını besliyor, diğer kuş geç KSokrates’le ilgili harika bir Savaş gerçekten mert adamdı. Hiç güzeldi, kantolar söylerdi. (Ondan di’li Semra... Biraz meze, biraz içki alır, kalktığı için aç kalıyormuş. Şimdi dedikodu, çekiştirme bilmezdi. Aysel geçmişle söz etmek istemiyorum.) doooğru Aysel’in Çarşamba’daki anekdot anlattı. Sizinle paylaşmak söyle bakalım sen bu öyküden ne tek salon, tek odalı evine giderdik. de öyle. O nedenle iyi anlaşırlardı. Eski günlere gittim. Müjde’nin güzel istedim: anladın Sokrates?” Sokrates cevap O iki küçük kız sonradan çok ünlü bir yuvası var. Mehtap bu konuda Siyah önlüklü iki küçük kızı vardı. Sokrates küçükken sabahları çok vermiş: “Erken kalkan böcekleri, Müjde ile Mehtap. Ertesi gün okul oldular. Müjde Türk sinemasında ve talihsizlikler yaşadı ve aramızdan geç kalkarmış. Annesi: “Öğretmenin kuşlar yer.” HER GÖZLÜK AYNI ŞEYİ televizyonlarda yıldız gibi parladı. ayrıldı. Ben ikisini de çok sevdim. olduğundan onlar arka odaya geçip de geç kalkmandan şikâyetçi” demiş. GÖRMEZ. (4) Bu iktisat bize nerelerden geldi? bir tatsız “şaka”ya dönüştüren o reklam filmi ile başladı. Kolay inandırdı. Hep o reklam filmi yeniden oynayacakmış, oraya dönülecekmiş havası ile devam etti. Ve “dava” özellikle 2010’lu yıllardan itibaren gitgide zorlaşan tablosunu yarattı. Dünya kapitalizmine tabi oldukça zayıflıkları keskinleşen ve bundan kurtulamayan ktisadı inceliklerine kadar yapısı artık ortaya çıkıyordu. Kendine özgü özümsemiş bir sevgili dostum ilk üç ekonomi ve siyaset krizlerini yaratarak. İyazıyı “yapay zekâ”ya vermiş! O da Bunları niçin yeniden vurguluyorum? okuyup (nasıl okuyorsa!) “Tamam” Çünkü “19 Mart” iktisatçıya göstermiş demiş ve sormuş “Peki, çare ne?” olmalı ki “dava”nın bu “ittifak ekonomisi” Şöyle düşündüm: Yapay zekâya ek daha fazla ilerlemekte çok zorlandığı bir sorularla yardımcı olalım. Ek malzeme noktaya geldi. Nedir o? Sermayenin toplum verelim ve ilerleyelim. Bakalım ne rezervlerinden büyük hacimde “dolar” talep diyecek? ederek “şok” yarattığı nokta. Siyasetçiyi bilemem, bu iktisatçı için görmezlikten Şok ve sonra gelinecek, hafife alınacak, “olur böyle İktisatçılar ekonomi dışından gelip şeyler” denilebilecek bir nokta değil. ekonomide etki yaratan şeylere Rampa birden dikleşti. Araç çekmiyor. “dışsal şok” diyorlar. Martın 19’unda İktisatçı düşünmeye buradan başlasın. bu oldu. Şok siyasetten geldi. Toplumun zekâsını nadir çizgilere dönüştüren usta Behiç Ak’a teşekkürlerle. Ekonominin büyük kesimini oluşturan Tahminler, ihaleler emek gelirlerinden kaynaklanan İktisatçılığın kategorileri var. En yalın (toplumun çoğunluğunda) bir ek Uzlaşmalı döviz işlemleri (döviz kaynaklanmamalı. Emek gelirleri “ücret kategoriyi Kapalıçarşı’da görebiliriz: talep yaratmadı. Ama sermayenin Alet edevat vermeden, “vadeli vereceğim!”) malları”na harcandığına göre, bu mal ve “Abi, yarın dolar kaç olur?” Bu iktisatçı birdenbire dolar talebi doğdu. Sermayenin ani ve yüksek dolar sözleşmelerine başvurdu vs. Hedef, hizmetlerin fiyatlarını yükselten “ayarlar” için vade bir gündür. Vade uzadıkça Unutmayalım, dünya hasılasının en talebi, Merkez Bankası’nı bu kaçışı durdurmak, sermayeyi yapmalı ki emek gelirleri kontrolde istatistikçi kategorisi ağır basar: “Bence, çok yüzde 1’ine demir atmış, yeterli ekonominin tek maddelik politikası yatıştırmaktı. Yetti mi? Biraz daha tutulabilsin. Böylece, talep sadece yılsonu dolar ... olacak!” Bunlar ekonomiyi, dolar “üretemeyen” bir “dolarizasyon ile aniden karşı karşıya, zor durumda sermayeye ait bir alanda ortaya çıkar. bakalım. “dolar”dan ayrılmaksızın tahminlerle ekonomisi”ndeyiz. Burada bıraktı. Nedir o tek maddelik Sermayeden öncelikle ulusal geliri artıracak konuşan meslektaşlarımızdır. İkisi arasında, sermayenin güçlü refleksi ekonomide politika? Sermaye dolarlarını alıp bir yatırım hacmi için ciddi ve kalıcı talep Enflasyon-deflasyon “enflasyon-deflasyon” döneminde yatırım yapmak değil, dövize kaçmasın! değil, sadece “durum”dan memnun, çoğalan meslektaşlarımız var. Esas olarak Daha önce yazdım ama yönelmektir. Öğrenmiş olmalıyız, TCMB elindeki tüm “alet edevatı” mutlu olmasını bekliyoruz. Bunu daima Merkez Bankası politika faizi önerileri yaşadıklarımızı unutmamak için, döviz sermaye için “prime” varlıktır. seferber etti. O pencereden bakınca, sağlayabiliriz ve yeterlidir. “Deflasyon ekibi” üzerine kurgulanan “parasal iktisat” diline yinelemek gerekir: Bu dolarizasyon Ne oldu? Özetle, yabancı (ve yerli) “sermaye kaçmasın”ın kilidi döviz sermayenin bu mutluluğunu “ekonomide hâkimdirler. Tahminlerden hareketle kısa ekonomisinde enflasyon ile deflasyon sermaye Hazine iç borç senetlerini kuru idi. Daha önce yazdım, döviz istikrar” olarak tanımlayacaktır. Üzerinde vadeli (Merkez Bankası kısa vade ile çalışır) aynı politika bütününün iki yüzüdür. ve BIST hisselerini ellerinden çıkarıp kuru bu dolarizasyon ekonomisinde yürünen ip, maazallah şoklarla filan politika önerileri yaparlar. Önerilerin sayısı Enflasyon ile deflasyon, bir tıp terimi dövize (dolara) döndü. Yaklaşık 30 sermayeye ait temel fiyattır. Hiçbir dalgalanmayacaktır. Ve ancak bu sayede arttıkça okuyanda bir “ihale” izlenimi ile söyleyelim, “iltisaklı”dır. Yani, milyar dolar alıp gitti. Ekonomide “sermaye dolar alıp kaçmasın”dan “dünya politika, ekonomide ve siyasette yaratır. Ekleyelim, üç kategori de “ana birbirine yapışıktır. Aynı ipte yürümeyi “şok”! Nereden aldılar bu “dolar”ları? sermayesi dolarları ile gelsin”e geçerek akım” meslektaşlarımızdır. Onlardan bu bu temel fiyat hesaba katılmadan zorunlu kılar. Bu “bütünlüklü” Merkez Bankası rezervlerinden. İngilizlerin “bliss” dedikleri mutluluğun çerçeve içinde değişik şeyler öğreniriz. tasarlanamıyor. Kırmızı alarm politikada dolar ipi üzerinde şöyle Cumhuriyet Merkez Bankası’na doruğuna erişebileceğiz. Politika ufku Şimdi, rampanın dikleştiği, aracın durumunda (sermayenin kaçış ya da böyle yürüyeceksin. İki yıldır (TCMB) ekonominin “para işi”ni ve çerçevesi kabaca böyle çizilmiş çekmediği noktaya gelinince farklı bir halinde) ise bedel düşünülmeksizin “deflasyon ekibi” bu ipte yürüyor. düzenleme yetkisi toplum (millet) oluyor. “Peki, mal ve hizmet fiyatlarının şey göründü. Belki bana yle göründü. eldeki alet edevatın tümü seferber Dengesini (tek maddelik politikasını) adına TBMM’ce verilmiş olduğuna artışı ne olacak?” diye sorarsanız, şunu Yurtdışında tahsil, terbiye görmüş, ödül edilir. Böyle yapıldı. Merkez elinde tuttuğu “döviz (dolar) kuru” göre, sonuç şu demektir: Toplum söyleyebilirim: Bununla meşgul olan almış, ün kazanmış bir meslektaşımız Bankası’nın elinde, başta TL “politika sopasıyla sağlamaya çalışıyor. Bu varlığı olan Merkez Bankası meslektaşlarımız var. var. Herkes tanıyor. O da “ana akım”ın faizi” olmak üzere birkaç “yerli silah” rezervlerinden 30 milyar dolar, olmazsa yürüyemez. “Sermaye bir iktisatçısı. Ancak, “parasal muhabbet” vardı. Kullandı. Haftalık politika kaçmasın”ın ayarını bu sopayı sermaye varlıklarına geçti. Ekonomi Dava ile ilgilenmiyor. Ekonominin, Amerikan faizinin hedefi tutturamayacağını dışına çıktı. Ekonomik bir nedenle mi? (“kur”u) olabildiğince kımıldatmadan İngilizcesinden alınma moda terimle Siyasete girmeyelim. Fakat zihnimizi görerek ondan vazgeçti, bunun yerine Hayır! Sermayeye özgü bir davranışla. yapmaya çalışıyor. Kımıldatmamak ve düşünce yolumuzu açacak küçük söylersek, “günün sonunda” ne demek Kaçışla. “Şok”ta ilk göze çarpan gecelik faizi, yani “ilkyardım faizi”ni için “ekip” önce emek gelirlerine olduğu ile yani “reel” boyutla meşgul. 29 yardımlardan da yoksun kalmayalım. Ben nokta bu. kullandı ve yükseltti. İş aceleydi. kilit vurdu. Oradan ciddi talep diyeyim altmış, siz deyin seksen yıldır Mart tarihli bir yazısını okudum. Sermaye- siyaset ittifakı ekonomisinin (elbette böyle sağ siyasette duyulan bir sözcük vardır: “Dava”. Bunun ne demek olduğu uzun, pek demiyor!) belki de en zayıf ama can alıcı KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr noktasını yakalamış. Modelin tıkandığını uzun süre şekillenmedi. Rivayet düzeyinde kaldı. Nihayet, son yirmi küsur yıla çünkü yapısında ciddi zafiyet olduğunu vurguluyor. gelince somutlaştı. Ete kemiğe büründü. Yaşayarak anlaşıldı ki “dava” sermaye- Şöyle diyor: “Cılız verimlilik artışı ve bunun sonucunda oluşan yaygın siyaset ittifakıdır. En somut şekliyle, sermaye-siyaset ittifakının zenginleşerek yoksulluğa rağmen reel ücretlerdeki yavaş artış yüzünden ülke ekonomisi zorluk yerleşmesidir. “İttifak”ın ekonomisini iyi öğrenmiş olmalıyız. Yinelemeyelim. içinde.” Soralım, “İttifak” ekonomisine karakterini veren “Cılız verimlilik artışı”nın Siyaset tarafında ise ülkede son 20 küsur yıl siyaset topluluğunun bütünü ile sahibi kim? Belli değil mi? Yatırım, bir kapitalist ekonomide kimin işi ise verimlilik düşünce dokusu ile diyebiliriz ki ada parsel numarası ile sağa kaydığı zaman dilimidir. de artışı da onun ürünüdür. Belki üstü kapalı bırakarak ama “arif olanın ve Yadsınacak ve yadırganacak tarafı yok. “Dava”nın ekonomisi ile siyaseti pek özel olmayanın” anlayacağını belli ederek meslektaşımız işaret etmiş. Söylemenin bir karışımla vücut bulmuş oldu. Özel karışım, biliyoruz, dünya sakıncası var mı? Son 20 küsur yıldır ülkenin dönüm noktası olabilecek bir sermayesinin prodüksiyonu olan bir reklâm filmi ile başlamıştı: 2003-07 yılları. tarihi yatırım hamlesinin sahibi olmaktan (“kaptanlık”tan) uzak durarak, gitgide “cılız Filme başlık olarak “Müjde! Artık Sermaye Geliyor” ve alt başlık olarak “Dolarizasyon verimlilik artışı” ile yetinen, böylece “ittifak” içinde zenginleşerek övünen sermaye sınıfı Güzeldir” uygun olabilir. Şaka değil. Bu özel karışım toplum yaşamını gitgide değil mi? Bu kadar basit. Birkaç soru ile bitirelim. Merkezine yüksek verimlilik, yüksek ücret, yüksek gelir artışı ve bunun için yüksek yatırım 1827 - İngiliz kimyager John harcamasını öncelikle yerleştirebilecek Walker’ın buluşu olan kibrit, bir ekonomi çizgisini tasarlamak ve İngiltere’de piyasaya sürüldü. Cumhuriyetçi bir siyasette bunun sahibini, ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com 1906 - Vezüv Yanardağı lav eski terimle “tasavvur etmek” bugün püskürttü ve Napoli şehri harabeye döndü. kolay, kestirme bir iş mi? Yoksa sermaye- 1948 - Dünya Sağlık Örgütü (WHO), siyaset ittifakı bu can alıcı noktada, Birleşmiş Milletler’e bağlı olarak kuruldu. yani iktisatçının da “ittifak”ın ötesinde 1969 - İnternetin sembolik doğum günü. düşünce sahipliği yapabileceği noktada 2019 - Atatürk Havalimanı yolculu onun önünü mü tıkıyor? Yoksa “ana seferlerine kapatıldı. akım” iktisatçılığı da yeni düşüncelere yönelme zorunluluğu ile artık karşı karşıya NAMAZ VAKİTLERİ mı geliyor? Öyle ise bu yeni düşünce İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı boyutunda “ihale”ye girmelidirler. İstanbul 06:48 08:17 13:20 15:50 18:13 19:37 Şimdi ben de bunları “yapay zekâ”ya Ankara 06:31 07:59 13:05 15:37 18:00 19:22 sorayım. Yanıtını alalım. Devam ederiz. İzmir 06:53 08:18 13:27 16:04 18:27 19:47
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle