23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 OCAK 2023 SALI 12 KÜLTÜR Besteci Kadınların Türkiye Cumhuriyeti Öncesi ve Sonrası Yaratım Koşulları Yoksa engel Saz’dan, Güran siz misiniz? Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği’nin yeni oyunu “Değirmen Emeği”, engellilerin ve Koptagel’e günlük hayatta yaşadıkları Sevgi Gemici sorunları konu alıyor. alışmanın tohumları, ürkiye Omurilik Felçlileri Müzikolog Dr. Melike Atalay, Herta und Kurt İstanbul’da Mimar Sinan TDerneği’nin (TOFD) yeni projesi bir Blaukopf Bilim ödülüne layık görülen ve Hollitzer Ç Üniversitesi’nde Müzikolo- tiyatro oyunu. Engelli birey- Verlag Wissenschaft yayınevi tarafından kitap olarak ji bölümü öğrencisiyken müzik lerin hayatına dair empa- yayımlanan, besteci kadınların yaratım koşullarına tarihçiliğinde kadınların “gö- ti kurmayı konu alan, Ayte- rünmezliği” üzerine düşündü- odaklandığı doktora çalışmasını Türkiye’de ilk kez kin Özen’in yönetmenliğini kollarımın ağrısından uyuyamadığım ğü bir dönemde atılıyor. Düşün- üstlendiği “Değirmen Eme- anlar oldu. Seyirciler beni oyunda ger- Orient-Institut Istanbul’da yapacağı sunumla paylaşacak. ÖZNUR celerinin başlan- ği” adlı tiyatro oyunu seyir- çek engelli zannetti. Ayağa kalkınca da OĞRAŞ ÇOLAK KONUK gıç noktası ise bir ci ile buluştu! büyük bir ‘Aa’ sesi yükseldi. Bu da be- cesi ve Cumhuriyet Dönemin- üç bestecinin üretim ve yaratım YAZAR antikacıda buldu- Günlük hayatımızda genellikle far- ni mutlu etti” diyor. de Kadın Bestecilerin Yaratıcı- koşullarını, içinde bulundukla- ğu nota kitabı: Na- kında olmadığımız trajikomik nokta- Oyun, toplumda bulunan engelli in- DR. NİHAN lık Koşulları-Üç Kadın Beste- rı sosyopolitik ve kültürel orta- TAHTAİŞLEYEN zife Güran’ın Mez- lara değinen ve bu konularda farkın- sanları, sosyal yaşamdaki acıma duy- ci Üzerine Bir Vaka Çalışması: mı; onların aile ve eğitim geç- zo Soprano için dalık kazandırmayı hedefleyen Değir- gusunun yanlışlığını anlatmayı hedef- Leyla [Saz] Hanımefendi, Nazife mişleri, yaşadıkları ve ürettik- ‘Lied’ler’i. Nota kitabının ar- men Emeği oyununun senaryosu der- liyor. “Değirmen Emeği”, engellilerin Aral-Güran ve Yüksel Koptagel leri sosyal alanların perspekti- ka kapağında onun Viyana’dan nek başkanı Semra Çetinkaya ve Fatih gündelik yaşamlarında karşılaştıkları başlıklı Viyana Müzik ve Sah- finden inceliyor. İstanbul, Berlin, Köln’e uza- Sınav tarafından kaleme alındı. yanlış davranışları konu alıyor. Gemi- ne Sanatları Üniversitesi’nde ta- Besteci Kadınların Türkiye nan ve Diyarbakır Filarmo- Oyunda, profesyonel oyuncuların ya- ci, oyunda empatiyi ön plana çıkardık- mamladığı, Viyana’nın en pres- Cumhuriyeti Öncesi ve Sonra- ni Derneği’ne uğrayan hayat nı sıra, engelli amatör oyuncularda rol larını söylüyor ve ekliyor; “Engellile- tijli bilim ödülü olan Herta und sı Yaratım Koşulları başlıklı bu hikâyesi... Genç ve alanına iş- alıyor. Gerçek yaşamöykülerine daya- rin yaşamlarına uygun olmayan kent- Kurt Blaukopf’a layık görülen ve çalışma uluslararası başarıları- tahla yaklaşan bir kadın müzi- nan oyunun profesyonel başrol oyun- teki çarpık yapılanmalar, ulaşım araç- Viyana’nın en prestijli yayınev- nın ardından uluslararası aka- kolog için ne müstesna bir an! cusu Sevgi Gemici, Semra Çetinkaya’yı ları ve bütün yaşam alanları engelliler lerinden Hollitzer tarafından ki- demik mecralarda sunuldu ve Bu anın ardından artık elbette canlandırıyor. düşünülmeden yapıldığı için, hayatla- tap olarak yayımlanan doktora tanıtıldı. Türkiye’de ilk kez her- önlenemez ve mutlaka cevapla- Gemici, “2002’den bu yana beni ti- rının ne kadar zor olduğunu vurgulu- çalışmasıyla tamamlanıyor. kese açık bir akademik mecra- rının bulunması elzem olan so- yatro sanatıyla buluşturan, özdeşleşti- yoruz. İnsanların engelli insanlara ya- da, Atalay’ın da 2021’den be- rular sıralanıyor. Osmanlı ve ren ve bütünleşmem için emeğini hiç şattığı en büyük sorun ise acıma duy- Üç besteci... ri araştırmacısı olduğu Müns- Cumhuriyet Türkiyesi’nde -Na- esirgemeyen, neredeyse yapmış oldu- gusu! Biz sahneden toplumun iç sesi- Çalışmada Tanzimat’tan ter Üniversitesi Corpus Musi- zife Güran gibi- kaç besteci çok- ğu tüm projelerde bana sanatla iç içe ni yansıtıyoruz. Engelli insanların ara- 1980’lere kadar uzanan süreç- cae Ottomanicae’nın proje ortağı sesli müzikle uğraşmıştır? Bu olmam için fırsat veren kıymetli ho- ba kullanması, hatta makyaj yapıp dı- te farklı dönemlerde yaşamış Orient-Institut Istanbul’un bün- kadınlar hiç tartışma konusu ol- cam Aytekin Özen’in çağrısıyla, Ayte- şarı çıkmasını bile bizim toplumumu- ve üretmiş olan bu üç İstanbul- yesinde 11 Ocak 2023, 19:00’da du mu? Olduysa bu kadınlardan kin Özen’in oyunlaştırdığı ‘Değirmen zun bazı kesimleri kabul edemiyor. lu besteciye dair ilk kez gün yü- çevrimiçi ve Türkçe olarak ger- nerede ve nasıl bahsedildi? Emeği’ oyununa dahil oldum... Biz tüm bunlara ‘hayır’ diyoruz. Unu- züne çıkan ve çalışmayı değer- çekleştirilecek. Sunuma katıl- Atalay’ın İstanbul’da bir an- Oyunda Semra Çetinkaya’yı canlan- tulmasın ki engellilerin içinde dünya li kılan çokça görsel-işitsel bel- mak için www.oiist.org veya tikacıda bu sorularla başla- dırdım. O tam bir yaşam meleği, kendi- şampiyonu olanda var, çok iyi bilinen ge var kuşkusuz. Atalay, ayrıca enstitünün facebook hesabın- yan yolculuğu Cumhuriyet Ön- siyle bu denli barışık. Engelli olana da müzisyenler de ve daha nice, nice mes- bir müzikolog hassasiyetiyle bu dan ilgili bilgilere ulaşılabilir. olmayana da ışık tutan bir yol göste- lek dallarında görev alanlarda” diyor. rici. Tekerlekli sandalyede ayaklarımı Semra Çetinkaya karakteri aslında kıpırdatmamak için bağlayarak çalış- oyunun örgüsünün tamamen anlatıcı- stanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) ta- tım günlerce, tekerlek çevirdiğim için İrafından her yıl, klasik müzik alanın- sı... Oyun üç bölümden oluşuyor. Aydın Gün da gelecek vaateden 30 yaşın altın- daki bir genç müzisyene destek sağ- layan Aydın Gün Teşvik Ödülü’nün teşvik ödülü 2022 yılı sahibi, 25 yaşındaki viyolon- Vedanın 33. Yılında ‘Mavi Sakallı Şair’ sel sanatçısı Umut Sağlam oldu. 30 bin TL değerindeki Aydın Gün Teşvik Umut Sağlam’ın e demişti; “canımla besliyorum şu hüzün kuş- Ödülü’nün kazananı, İKSV Genel Mü- Nlarını...” Her 9 Ocak’ta hüzün yakar, bir yara dürü Görgün Taner başkanlığında, şef daha da derinleşir gövdemde! Mavi Sakallı Şair o Rengim Gökmen, rejisör Yekta Kara, gün terk etmişti dünyamızı. keman sanatçısı Cihat Aşkın, Borusan KONUK Kim? Cemalettin Seber. Yahut Kocabıyık Vakfı Genel Koordinatö- YAZAR tanınan adıyla Cemal Süreya! rü Ahmet Erenli ile İKSV Genel Müdür TUĞRUL Cumhuriyet dönemi edebi- Yardımcısı Yeşim Gürer Oymak’tan KESKİN yatımızın en özgün şairlerin- oluşan seçici kurulun oybirliğiyle be- lirlendi. Umut Sağlam’a ödülü haziran den biri kuşkusuz... Doğduğu ayında, 51. İstanbul Müzik Festivali’nin Erzincan’dan yurdun neredeyse her köşesine ve açılış töreninde verilecek. Paris’e uzanan kısa yaşam serüveni içine ma- liye müfettişliği, darphane müdürlüğü gibi “şi- ir dışı” görevleri de sığdırmıştı. Fakat o her za- man “temel işi” olarak şiiri gördü. Gördüğü yer- lerin insanların ve olayların şiirini yazsa da kimi zaman bir imgenin peşinden koşarak da yazdı. Sözgelimi Kars adlı o müthiş şiiri: “Öyle güzel ki ölürüm artık/ Beyaz uykusuz Umut Sağlam uzakta/ Kars çocukların da Kars’ı/ Ölüleri yağan karda/ Donmuş gözlerimin arası...” İzmir’de bir gün, Kars’ı görmeden yazdığını öğrenmiştim bu şiiri ve çok şaşırmıştım... Fakat demişti, şaşkınlığımı görünce; Göçebe’yi yazar- Mersin Devlet Opera ve ken Kars’taydım... Yalnızca şiirleriyle değil, denemeleri, eleştirileri lar, ırmaklar vardır” diyordu. O her zaman derin- Balesi’nden ‘Don Kişot’ balesi ve dergiciliğiyle de çağdaş edebiyatımıza yapıtlar likli bir Türkçenin, güneşlerin, dünyaların, ırmak- kazandırmakla kalmadı, ona yön de verdi. Özel- ların peşinde dolaştı, peşinde geçirdi ömrünü. ersin Devlet Opera ve Bale- demir üstlenecek. likle, çocuğu olarak nitelediği Papirüs dergisiyle Kolaycılıktan hep kaçındı. “Alışılmış”la ilgilen- Msi (MDOB), 12 Ocak’ta Don Orkestra şefliğini Rustam edebiyatımıza yeni çizgiler, taze renkler kattı. Ye- medi. O zamanlar çok âşık olduğu Zuhal’e “Gü- Kişot balesini saat 20.00’de Rahmedov’un yapacağı eserin, ri gelmişken söyleyeyim, bu dergiyi Ülkü Tamer’le vercin kadınım” dermiş, herkesler gibi olmasın di- Mersin Kültür Merkezi Opera kostüm ve dekor tasarımı Hati- Yalıkavak’a birlikte çıkarmışlardı ve Ülkü Tamer, ölümünden ye “Üvercinka” diye çoğalttı bu seslenişi ve kita- Sahnesi’nde sanatseverle bu- ce Kaptı imzasını taşıyor. birkaç hafta önce Cemal Süreya’ya ithafen bir şiir bına ad yaptı sonradan... Nedense bu Üvercinka luşturacak. Eserin yönetmen- Etkinliğin ışık tasarımını Ta- yayımlamıştı Broy Dergisi’nde; “Atlas Okyanusun- adı bende her zaman Picasso’nun “Guernica”sını yeni halk liğini MDOB Sanat Yönetmeni rı Deniz, video ve projeksiyon da Fırat’ın Salı”. Bu şiir yayımlandıktan çok kısa çağrıştırır. Hani 2. Dünya Savaşı’ndan sonrası- bir süre sonra da onu kaybetmiştik. Cenazesinde ve Müdürü Serbülent Biçer ile tasarımını da Umut Özdemir nı anlattığı o ünlü tabloyu. Dünyanın renkleriy- kütüphanesi Muzaffer Buyrukçu demiş ki Ülkü Tamer’e “Onu MDOB Başkoreografı Ender Üç- yapacak. le, Türkçe bir söz söyleyerek buluşmak, az şey mi çok mutlu ettin biliyor musun, şiirin fotokopisini bu? Üstelik sözcüğü ekleminden kırılırken, neyin, odrum Belediyesi tarafın- hepimize dağıttı.” O inanılmayacak ölçüde utan- nereye, niçin yapıştırılacağını derin bir sezgiyle Bdan tahsis edilen metruk gaç ve naif bir insandı; bazı şiirlerini andıran... bilerek... Üvercinka! Guernica! bina, Yalıkavak Muhtarlığı, va- Hiç unutmam bir gün yine İzmir’de bir meyhane- Şaşırtıcı bir imge düzenini, dizginleri bırakılmış tandaşlar ve belediye ekiple- de yan masadan bir “ufak” göndermişlerdi masa- düş gücünün çağrışımlarını yadırganmayan bir rinin destekleriyle kütüpha- mıza “mavi sakallı şair için...” notuyla. O, saç teli- anlatım içinde verdi. İkinci Yeni’nin diğer şairleri neye dönüştürüldü. Yalıkavak ne kadar kızarmış ve “Bir şairin şahsen tanınması arasında kendi sesini hemen buldu, kişiliğini ko- Halk Kütüphanesi, 25 bin ki- iyi değil galiba...” demişti utanarak. ruyarak o sesi hep geliştirdi. Bunun için ki Sevda taplık kapasitesiyle vatandaş- Cemal Süreya, İkinci Yeni adının henüz konma- ların kullanımına açıldı. Sözleri firesiz şiirler toplamıdır. dığı zamanlarda (Biliyorsunuz “İkinci Yeni” adını Yalıkavak Mahalle Muhta- Şiirlerinde ilk göze çarpan, aşk ve cinsellik- Muzaffer (İlhan) Erdost, Ankara Postası’nda yaz- rı Ali Çınar yaptığı konuşmada ti: “Erotik bir şiirdir benimki. Sanırım en belirgin dığı bir yazıda ilk defa dillendirmiş, ardından Sivas özellikle öğrencilerden yo- özelliğim budur. Dipte tarih içinde uygarlık ve va- yitiğimiz, denemeci Asım Bezirci daha da derinleş- ğun ilgi gören kütüphanenin rolma sorunu tartışılır” dese de insanlarının dert- tirmişti...) şairlerin birbirlerine öykündükleri dö- okulların kapalı olduğu dö- lerinin ortağı oldu. 2000’e Doğru dergisinde yaz- nemde, başka şairleri de çok etkileyen bir edebi- nemde de çeşitli kurslara ev dığı yazılar, edebiyatımızın en özgün ve önem- “Tiyatromuzda Tarih Konuşmaları” serisi, yatçı olarak belirdi. 1953’de “Hamza Süiti”, “Şar- sahipliği yaptığını ifade etti. li yazıları ve portreleridir... Yazık ki kaba Mark- bugün saat 18.30’da Akbank Sanat‘ta baş- kısı Beyaz” gibi şiirlerle, alışılagelmiş ve belki biraz “Gelen bağışlarla biz kendi sistler ve toplumsalcılığı salt teori sanan kimi lıyor. “Afife Jale’nin Mezarı’nın Peşinde” ile da “Garip”çilerin” tekrara düşürdüğü modern şiiri- kütüphanemizi doldurduk, 25 şairler O’nun Kazak Abdal’dan, Kaygusuz’dan, başlayacak konuşmalarda bugün; Osman- mizde yeniden bir yenilenmenin olanaklarını sun- bin kitaba ulaştık. Fazla gelen lı Ermeni tiyatrosu tarihiyle ilgili araştırma- Dadal’dan alıp dönüştürdüklerini görmediler, du. Sonra 1954’te yayımladığı “Gül”, ‘Güzelleme’, kitapları da çevre illerden ye- larının yanı sıra Ermenice’den Türkçe’ye belki de anlamadılar. Bilmem ki bir vakitler oldu- ‘Aşk’ gibi şiirleri onun sarsıcı bir şair olduğunun ni açılan kütüphanelere gön- yaptığı tiyatro çevirileriyle de tanınan Bo- ğu gibi, onu hâlâ “teslimiyetçi” olarak düşünen- açık kanıtıydı. Kanımca şiirimizde Nâzım’la başla- derilerek destekte bulunuyo- ğos Çalgıcıoğlu, Özdemir Nutku’nun “Dar- ler var mıdır günümüzde? yan modernleşme hareketleri, Birinci Yeni ve ar- ruz. Aydın Çine’deki yeni açı- ül Bedai’den Şehir Tiyatrosuna” adlı kita- Cemal Süreya hem Batı şiirini hem de Türk şi- dından ikinci yeni ile bu süreci büyük oranda ta- lan bir kütüphanemize, Tur- bında gördüğü bir cenaze fotoğrafından yo- irini derinliğine özümsemişti. Ülkü Tamer’in de- gutreis’teki yeni açılan bir kü- mamladı. Büyük oranda diyorum çünkü şiirin iç la çıkarak, 2018 yılında Afife Jale’nin def- depremleri asla dinmez ve bir kuşağın nefesini bir diği gibi “Atlas Okyanusu’nda Fırat’ın Salı, Zap tüphanemize, Çanakkale’de, nedildiği yeri araştırmaya başlar. Bu doğ- Ordu Aybastı’da yeni açı- diğer kuşağa ulaştırmaya çabalarken şiir, daima Suyu’nda açan Alp çiçeği” idi bu yurdun. Dün- rultuda, sahneye çıkan ilk Müslüman ka- lan bir kütüphaneye destek- yenilenerek yoluna devam eder... ya şiirinin olanaklarından yararlanırken özünü dın oyuncu olarak bilinen Afife Jale’nin me- te bulunduk. Yalıkavak’a gü- Elbette şiirde yeni şeyler yapmak, “Yeni bir şey hep önde tutmuştu. Bunun için ki Yunus Emre’ye zarının peşinde 70 yıllık tarihi bir keşif bu zel bir kütüphane kazandır- yapacağım” demekle olmuyor, çoğu zaman önce- “Türkçenin süt dişi” dedi. tartışmanın konusu olacak. Türkiye Tiyatro dık. İyi ki açmışız burayı diyo- sini koruyarak bir yenileşmeyi sağlamak mümkün Her sözü ve davranışından çokça şeyler öğre- Vakfı’nın yürüttüğü, Noyan Ayturan’ın mo- ruz. Başkanımız Ahmet Aras’a olabiliyor. Sözgelimi o, Garip şiirinin yalınlığını ko- nilen güzel bir adamdı. Hep şiir düşünür, çok şi- deratörlüğünde ilerleyecek konuşma serisi çok teşekkür ediyoruz” diye ruyarak o yalınlığı zenginleştirdi ve şiirin dilini, ir konuşurdu. Mavi sakalları en çok da şiire ya- 14 Haziran 2023’e kadar devam edecek. konuştu. doğal olarak da Türkçenin olanaklarını genişletti. kışırdı. Bilmem ki mavi sakalından şiir akıyor “Türkçeden bir kıl kopar; içinde güneşler, dünya- mudur hâlâ? ‘AFİFE JALE’NİN MEZARININ PEŞİNDE’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle