03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] 1 NİSAN 2022 CUMA 2 olaylar ve görüşler 1921 Anayasası, anayasa mıdır? SAlmAN yılmAZ mesinden ibarettir. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına bir yıl kalmışken, Teşkilat-ı Esasi’nin 11. yüz yıl önce sadece 40 aya yakın yürürlükte kalmış yemiNli mAli mÜşAviR, TARihçi maddesinde, “Vilâyet, bir yasa, bugün için referans kabul edilemez. mahallî umurda mânevi şah- eşkilat-ı Esasiye Ka- siyeti ve muhtariyeti haiz- tir. İzmir Mebusu Yunus Nadi meler de varlığını sürdürmek- nunu, Büyük Millet İktidarın cehalet dir.” Vilayet idaresinin, “Ev- başkanlığındaki Hukuk-ı Esa- tedir. Çok hukuklu sistem Lo- TMeclisi’nce (BMM), 20 kaf (vakıflar), Medaris, (med- zan Antlaşması’na dek süre- Ocak 1921’de 85 sayılı kanun siye Komisyonu’nca hazırla- reseler), Maarif, Sıhhiye, İkti- eğitimi başarısı cektir. olarak kabul edilmiş, 23 asıl, nan kanun tasarısı, 18 Ağus- sat, Ziraat, Nafıa (bayındırlık) Kanunun 2. maddesin- tos 1920’de Meclis’e sunulma- 1 geçici maddeden oluşan ve Muaveneti İçtimaiye (sos- u iktidarın en büyük başa- Ülkenin iyi eğitim vermeleriy- de, “İcra kudreti ve teşri sına karşın kabul edilmemiş- anayasa niteliğinde, geçici rısı, toplumun temellerini le ünlenmiş olan (eski isimleriy- yal yardım) işlerinin tanzim salâhiyeti, milletin yegâne bir belgedir. İlk 9 maddesi ge- tir. Meclis, Mustafa Kemal’in Boluşturan yargıyı ve eğiti- le) Kabataş, Cağaloğlu Kız, İstan- ve idaresi vilâyet şûralarının ve hakikî mümessili olan Bü- nel niteliktedir. 14 maddesi- Halkçılık Programı’nı esas mi kendisine ram etmiş görün- bul Erkek, Vefa, İzmir Atatürk li- salâhiyeti dâhilindedir” de- yük Millet Meclisi’nde tecelli mesindedir: seleri gibi bütün ünlü okullara da nin beşi vilayet, biri kaza, al- alan yeni bir tasarıyı 18 Ey- nilerek, vilayet meclisleri- Yargı yoluyla rejimi değiştirmiş, özel olarak “Proje Okullar” adıyla ve temerküz eder” denilmek- lül 1920’de görüşmeye başla- tısı nahiye yönetimlerini dü- eğitim yoluyla da geleceği belirle- el konuldu ve bunların hem ders- nin yetkili olduğu konular be- tedir. Kanunda, temel insan zenler. Kabul edildiği tarih- mıştır. 31 maddeden 24 mad- miş görünüyor. leri hem de yönetici ve öğretmen lirtilmiştir. Ancak, bu madde hak ve özgürlüklerine ilişkin te, Kurtuluş Savaşı örgütlen- deye indirilen komisyon ta- (Ama her iki konuda da siz kadroları dogmatik eğitime uygun yapıldığında, saltanat ve hila- hüküm yoktur. Bu konuda “Görünüşe aldanmayın” derim. biçimde düzenlendi. me aşamasındadır, ülkemiz sarısı, 27 Ekim 1920’de BMM fet yürürlüktedir. Saltanatın 1876 Anayasası’nın ilgili hü- Çünkü her iki başarı görüntüleri Elbette okulöncesinde, li- Başkanlığı’na sunulmuş, yak- işgal altındadır. İstanbul’da kaldırılması ve Cumhuriyetin de geçicidir.) se sona kadar bütün ortaöğre- kümleri geçerlidir. Kanunun, Sultan Vahdettin ve Sadra- laşık üç ay süren görüşme- Bu yazıda sadece eğitim üze- timde böyle düzenlemeler yapı- ilanıyla, bu madde, metinden 4 ila 9. maddeleri, BMM’nin zam Tevfik Paşa’nın yönetimi lerden sonra, kanun 20 Ocak rinde durmak istiyorum. lırken yükseköğretim de ihmal çıkarılmıştır. seçimi, çalışma usul ve esas- HHH edilemezdi. sürmektedir. Türkiye Cum- 1921’de yürürlüğe girmiştir. larına ilişkin hükümleri taşı- Dogmatik eğitim çok zor bir Ülkenin her yerinde pıtrak gibi, huriyeti kurulmamıştır. Ülke, Geçici belge işlevi maktadır. iştir. yeterli öğretim kadrosu olmayan Saltanat ve hilafet 1876 tarihli Kanun-i Esasi’ye Cumhuriyetimizin yüzün- Bakın bu nasıl yapılmaya çalı- üniversiteler açıldı. Cumhuriyetin ilanıyla, ka- Kanunun 1. maddesinde, göre yönetilmektedir. 1921 şıldı: Buralara kendi müttefikleri ve cü yılına bir yıl kalmışken nun metninde zorunlu de- egemenliğin kayıtsız koşul- Anayasası, 1876 tarihli Ka- Önce eğitimin amacı, hede- hatta üyeleri olan yöneticiler ve yüz yıl önce sadece 40 aya ya- ğişikliklere gidilmiştir. Ka- fi belirlendi: öğretim kadroları atandı. nuni Esasi’yi ortadan kaldır- suz millete ait olduğu vur- kın yürürlükte kalmış bir ya- nunun 1. maddesine, “Tür- Ezberci, kendisine empoze edi- Doktora, doçentlik ve profesör- gulansa da saltanat ve hila- mamıştır. 1921 Anayasası’yla sa, bugün için referans ka- kiye Devleti’nin şekli hükü- len her türlü düşünce ve bilgiyi lük unvanlarının verilme koşulla- fet devam etmektedir. Kanu- çelişmeyen maddeleri uygu- bul edilemez. Bu yasa, olağa- sorgusuz sualsiz kabul eden, dış rı da gayri ciddi denilebilecek dü- meti, Cumhuriyettir” ibare- nun 3. maddesinde, “Türkiye lanmaktadır. 1909’da, 1876 dünyaya kapalı, icat yapmaya ve zeylere indirildi, kolaylaştırıldı ve nüstü koşulların gereksinim- si eklenmiştir. 2. madde tü- teknolojiye yatkın olmayan, soru basitleştirildi. tarihli metinde önemli deği- Devleti, BMM tarafından ida- lerine yanıt verebilecek nite- müyle değiştirilmiş, “Tür- sormayan, araştırma yapmayan, Özetle ilk, orta ve yükseköğre- şiklikler yapılsa da 121 mad- re olunur ve hükümeti BMM liğinden ötürü, ülkemiz işgal- kiye Devleti’nin dini, dini çağ gerisi, dogmatik kafalı insan- timdeki bütün kadrolar yukarıda Hükümeti unvanını taşır” de- delik Kanuni Esasi belirleyi- den kurtulduktan, Cumhuri- İslam’dır. Resmi lisanı Türk- lar yetiştirmeye yönelindi. belirtilen hedefe uygun olarak, li- nilmektedir. Cumhurbaşkan- ci niteliktedir. Aynı anda, iki yet ilan edildikten sonra, 20 Kendi mensuplarına, “Bu ül- yakate göre değil, sadakate göre çedir” şeklinde ifade edilmiş- anayasa yürürlüktedir. lığı, Başbakanlık ve Bakanlar ke Müslüman bir ülke. Yüzde 99’u atandı ve bu hedefe inanmayanlar tir. Saltanat kaldırılmış, Cum- Nisan 1924’te yeni anayasa- Müslüman. Şimdi Türkiye’nin ko- bütün eğitim kurumlarından tasfi- Mustafa Kemal Paşa, Sad- Kurulu gibi makamlar yok- nın kabulüyle yürürlükten huriyet ilan edilmiş olsa da numu itibarıyla biz icat yapamıyo- ye edildi. tur. Kuvvetler ayrılığı ilkesi, razam Tevfik Paşa’ya, 1909 laiklik henüz gündemde de- kaldırılmıştır. Sonuçta, olağa- ruz, buluş yapamıyoruz. Tarım ül- Elbette hem üniversiteler- Anayasası’nın, Teşkilatı Esa- yargı bağımsızlığı ilkesi bu- ğildir. Kanunun 10 ila 21. nüstü koşulların ürünü olan kesiyiz biz. Ara teknik eleman ül- de hem liselerde, öğrenciler bu siye Kanunu’nun esas madde- lunmamaktadır. Yasama, yü- kesiyiz biz” dedirtildi. seviye düşüklüğüne ve yapılan maddeleri, Osmanlı dönemin- 1921 tarihli Teşkilat-ı Esasiye Yine bir mensuplarına, “Eğitim müdahalelere karşı direndiler. leriyle çatışmayan hükümleri- rütme ve yargı erki Meclis’te den kalma, yerel yönetimlere Kanunu’nun, anayasa niteli- düzeyi arttıkça, oylarımız düşüyor” Liselerde ve üniversitelerde öğ- nin yürürlükte olduğunu bil- toplanmıştır. Şer’i mahkeme- ilişkin, 1871 tarihli Vilayetler ğinde geçici bir belge olduğu- bile dedirtildi. renci olayları yaşandı. diren bir telgraf göndermiş- ler yanında, modern mahke- Nizamnamesi’nin güncellen- nu kabul etmek gerekir. “Okuma oranı arttıkça beni afa- Bütün bu protestolar, güvenlik kanlar basıyor. güçleri ve yöneticiler tarafından Ben her zaman cahil halkın fe- terör örgütü faaliyetleri olarak ni- rasetine güveniyorum” diyen rek- telendi ve aileler de tehdit edile- tör yardımcısı da YÖK üyesi yapı- rek gerek güvenlik güçleri gerek- larak terfi ettirildi. se yargı tarafından, en şiddetli bi- Küresel ekonomi ve yoksulluk İş bulma konusunda, liyakat çimde, (hatta kimi zaman da hak- yerine sadakat egemen kılınarak sız ve hukuksuz olan) uygulama makla bitmez. Köylü, işçi, esnaf, PRof. DR. NecDeT ADAbAğ Kapitalizmin bizi köreltmeye ne zaman başladığı- hangi konuda ve hangi düzeyde ve kararlarla bastırıldı. memur sınıf atlayacak ki toplum olursa olsun, diplomaların değe- HHH nı görmek önemli. Doların, Cumhuriyet’in ilk yıl- u insanlığın çektiği nedir bu da sınıf atlasın, özellikle ekono- ri sıfırlandı. Sevgili Yalçın Bayer, 2 Ekim larında paramız karşısında daha düşük olduğunu Bkapitalist düzenden? Pandemi- Bakın dogmatik eğitim nasıl mik olarak, gerisi arkadan gelir. 2015 tarihli yazısında şöyle di- gerçekleştirildi: yordu: yi de onlar yarattı. Bana değil, No- bizim insanlarımız biliyor mu acaba! Okulöncesinden başlayarak “14 Mayıs 1950 seçimleri ile 27 bel ödülü almış Japon profesöre Sınıf atlamanın önemi üniversite sonrasına kadar bütün yıllık kurucu tek parti iktidarı, ça- sorun. Her şey varsılların başının kenarından, kendilerine düşeni edin- larda okuturken yoksul okutamaz, Fransız Devrimi ile birlikte Avru- eğitim kademelerinde dogma- ğının çok ilerisinde bir demokratik altından çıkıyor. Fukaranın kavga meye çalışıyorlar. Ama yukarıdan çünkü parası yoktur. Devlet okulla- pa sınıf atlamıştır. Bu hem kişisel tik dinci eğitim modeli (din eğitimi olgunluk ile el değiştirirken, bugü- çıkarmak, savaş çıkarmak için ne gelen sesler haktan hukuktan söz rının da gücü bellidir. Bellidir çün- hem de toplumsal bağlamda böyle- değil, dogmatik dinci eğitim) ge- nün ‘rafine’ demokratları tara- malzemesi vardır, ne de kafasında etmekten vazgeçmiyorlar. Hak hu- kü öğretmenleri gerekli güncelleme dir. Fukaralığı, yoksulluğu ortadan nel eğitim yöntemi haline getirildi. fından ‘despotluk’la suçlanan İs- böyle karanlık düşünceleri. Dün- kuk bunun neresindeyse! olanaklarından yoksundur. kaldırmanın tek yolu budur. Sınıf Okulöncesinden lise sona ka- met İnönü, ‘yayan’ yürüyerek ay- yayı yönetmek gibi bir iddiası da dar eğitimde hem Diyanet İşle- rıldığı Çankaya Köşkü’nü iktidarın Ticarette, esnaflıkta eşitsizlik atlamak. Fukaralığı, yoksulluğu yok ri Başkanlığı’yla hem de tarikatla- yeni sahiplerine terk etmiş ve ik- olamaz zaten. Kendi yağında kav- Her aşamada eşitsizlik vardır. Varsılın fabrikasının yanın- sayarak ortadan kaldıramazsınız. rın kurdukları vakıflarla işbirlikleri tidarı sandıkta demokratik yol- rulmaya alışık bir kesimdir ve bul- Bir kere, yeme içme konusunda da, yoksulun tezgâhının sözü mü Bugünlerde Marshall yardı- gerçekleştirildi. lardan kaybetmesini ‘En bü- duğuyla yetinmesini bilendir. Ne mının bize nelere mal olduğu- hakça bir paylaşım yok. Bu da insa- olur. Bu kesimde de kuşaktan ku- Çocukların okul seçimlerinde yük yenilgim en büyük zaferim- ki günün birinde, yetti artık deyip şağa geçen bir haksızlık, eşitsiz- nu yazıyorlar durmadan gazete- nın cebine giren para ölçeğine daya- ve bir üst eğitime geçişlerinde, dir’ sözleri ile tarihe örnek bir de- yollara düşecek olursa, sözgelimi, lıdır. Bu yok! O zaman üretimde ve lik söz konusudur. Fukara bak- ler. Anımsatmak da yarar var. İyi imam hatip okullarının dayatıldığı mokrasi manifestosu ile değer- ya güzel bir dayak yer ya da kode- tüketimde eşitsizlik var. Yoksul ke- kalın çocuğu hangi okulda, han- yapıyorlar. Kapitalizmin bizi kö- bir yapı oluşturuldu. lendirmişti.” si boylar. gi üniversitede okuyacak ki büyük reltmeye ne zaman başladığını Okullara, (öğrencileri harem- simler ya da ülkeler gerektiği biçim- Ben de bu yazımı bitirirken, lik-selamlık olarak oturmaya zor- İsmet İnönü’nün bu sözüne Dünya zenginliğinin yüzde elli be- de üretemezler ve de tüketemezler adam olacak, hem kendisini hem görmek bağlamında çok önemli. layabilecek kadar gözü dönmüş tersten bir gönderme yaparak şini, yüzde on oranındaki varsıllar çünkü alım güçleri düşüktür. Kuşak- de ailesini kurtararak sınıf atla- Doların, Cumhuriyetin ilk yılların- olan da dahil) hem yönetici hem “İktidarın en büyük zafer gö- kendi aralarında paylaşırken geriye yacaktır. Memurun çocuğu da sı- da paramız karşısında daha dü- tan kuşağa yoksulluk sürer gider. öğretmen olarak bu yeni hedefi rüntüsü, en büyük yenilgisidir” kalan yüzde kırk beşini yüzde dok- Para olmayınca eğitimde eşitsizlik nıf atlayamıyor kolay kolay. Oysa şük olduğunu bizim insanlarımız benimsemiş kişiler atandı. diyorum. san oranındaki yoksullar ucunödan vardır. Varsıl, çocuklarını özel okul- sınıf atlamak çok önemlidir. Say- biliyor mu acaba! Sorumluluk ve suçluluk ilişkisi Sevgi ÖZKAN Seçim güvenliği için yapılabileceklere katkı sağlamayı SoSyolog, hedeflemek gibi, bilinçli yurttaş tavrını benimsemek en yÖReT vAKfı yK ÜyeSi önemli konumuz olmalıdır. Ne alakası var demeden, ki- min ne deyip ne yaptığına dikkat etmeyi hedeflemenin oplumsal olaylardaki birey- önemi kavranmalıdır. Tsel sorumluluğumuz, en az dikkat ettiğimiz bağlantılardan- birbiriyle girift sınırlardan olu- bayı göstermek, her bireyin top- dır. Toplumun tümünü etkileyen şan bağlantılarda, suçlu kim so- lumsal sorumluluğundadır. Top- olaylarda genellikle, gerçek suçlu rusu, hep ucu açık bir sorudur. lumun bu konuda geliştirdiği or- tek bir kişi veya kurumdan iba- O nedenle kimsenin bir suçtan tak ölçütler önemlidir. Bu açı- retmiş gibi algılanıp suçlu ara- tek başına tam sorumlu sayılma- dan bakınca “her toplum ken- mak yoluna gidilir. yacağı işleyiş geçerlidir. Zaten di layık olduğu kişiyi seçer” sözü Asıl suçluyu aramak, hesap kimse de kendini tam suçlu gör- önem kazanır. Seçme kıstasları sormak önemli bir sorumluluk mez. Birey olarak herkes kendi- için boy bos, bağırıp çağırma tipi olsa da çok yönlü etkileşimler- ni masum görür. göstermelik üstünlüklerden öte, le gelişen pek çok suçluluk duru- ne yapıp ettiği, bilgileri çarpıt- muna, bireysel olarak katkıları- Doğru kıstaslar mayan, bilmediğini bilen, tutarlı, mız yok sayılır. Özellikle kişisel Toplumda her şey kötüye gi- gerçeği çarpıtmama gibi düzgün sorumluluk idrakinin ve görev diyor ve günden güne çaresizlik kıstaslar olmayınca, daha doğru- tanımlarının net olarak paylaşıl- ve acılarla dolu bir ortak yaşa- su çoğunluk bu ölçüyle oy kul- madığı, ast- üst düzeniyle işle- ma mahkûm oluyorsak, bizim bi- lanmayınca, toplumun gelişmesi, nen suçlarda, tek kişinin sorum- lerek veya bilmeden gösterdiği- gerekli ve yeterli olana ulaşması luluğu üzerinden cezalandırma miz pek çok ihmalin katkısının hayaldir. tutumu, genellikle en suçsuzun olduğu bir gerçektir, ama yete- en ağır bedeli ödemesiyle sonuç- Önemi kavranmalı rince önemsenmez. Temeli belir- lanır. Bu da vicdanları tatmin et- leyen bozukluklar her şeyin aya- Seçim güvenliği için yapılabi- meyen bir adalet algısı yaratır. rını bozdukça, sadece üzülerek, leceklere katkı sağlamayı hedef- kahrolarak dövünmekle yetin- lemek gibi, bilinçli yurttaş tavrı- Ucu açık soru me çaresizliği, olan bitenin bede- nı benimsemek en önemli konu- Bireyi gelişmiş toplumlarda lini ödemek için yeterli görülme- muz olmalıdır. Ne alakası var de- “suç” durumunun birey sorum- ye dönüşür. meden, kimin ne deyip ne yaptı- luluğuyla bağlantısı daha net ve Hesap sorma yolları tıkanıp bi- ğına dikkat etmeyi hedeflemenin ehliyet üzerinden değerlendirilir. rey olarak gösterdiğimiz “Unutma- önemini kavranmalıdır. Birey- Ceza kavramı da o anlamda hak mak, unutturmamak” tepkileri sa- sel ve toplumsal sorumluluk duy- yerini bulan bir uygulama olarak dece söylem düzeyinde tekrarlan- gusu gelişmiş bir seçmen olmaz, önem kazanır. Yaygın sorumlu- dıkça, unutmakla unutturmamak oy kullanmama gibi bir meydan luk ve yaygın sorumsuzluk birle- arasındaki etki farkı azalır. Top- okuma tavrını benimsersek, başı- şiminden oluşan “birey”siz top- lumsal akıl, “boş üzüntüyü” bıra- mıza geleceklerde bizim de payı- lumlarda ise suçlu, genellikle tek kıp kendi sorumluluğunun katkı- mız olduğunu unutmamak gere- başına suçlu olmasa da, bütün iş sını araştırmadıkça, hesap sorma kir. Zira ortak sorumsuzluklara onu cezalandırmakla düzeltile- sözü anlam kazanamaz. ve suçlara dolaylı katkı sağlayan cek algısı geçerlidir. Genellikle Yönetimden sorumlu olanların bireysel sorumluluğumuz, ülke- yaygın sorumsuzlukların sonucu seçiminde gereken dikkat ve ça- mizin ortak kaderini de belirler. olarak suç ve ceza kavramlarının
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle