20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] 14 ARALIK 2022 ÇARŞAMBA 2 olaylar ve görüşler Ve yine pedofili ERENDİZ ATASÜ Tek bir vaka değil bir salgın. Bu salgın özellikle, Türkiye Cumhuriyeti’nin yasadışı kabul ettiği ncelikle, “çocuk gelin”, tarikatlar ile bağlantılı cemaat ve vakıf ortamlarında, “cinsel istismar”, “taciz” onlara ait kurslarda, yurtlarda ve cemaatin kapalı Ögibi nazik sözleri bir ke- nara koyup, her olguyu adıyla kutusunda yaşayanlar arasında görülmekte! çağıralım. Yaşananın adı, “ço- cuğun cinsel tecavüze uğrama- sıdır”. Bu bir pedofili vakasıdır, tıbben hastalık, yasal olarak suçtur. Tıp biliminin görüşü ru- hen sağlıklı erkeğin, çocuk kar- şısında tahrik olmayacağı doğ- rultusundadır. Sağlıklı yetiş- kinlerin “çocuğa” yaklaşımla- rında şefkat ve koruma duygu- ları ağır basar. Peki, hastalıklı bir davranışı yasa niye suç sa- yar? Çünkü anılan fiil bir diğe- rine, üstelik savunmasız bir ço- Yargıç ve vicdanı cuğa büyük zarar vermekte- dir ve fert tahrik de olsa, irade- DR. ENVER KUMBASAR olarak vicdani kanaatlerine lamaları yanında, yargıçla- sine hâkim olup bu suçu işle- göre hüküm verirler. Hiç- rın (mahkemelerin) toplu- YARGIÇLAR SENDİKASI mekten kaçınabilir; eğer, yetiş- bir organ, makam, merci mun adalet duygusunu in- GENEL SEKRETERİ tiği ortam ona, rızası olmayan citen kararlarının önemli veya kişi yargı yetkisinin yetişkin kişiyi ve her ne olursa ağdaş demokratik dev- kullanılmasında mahke- bir etkisi vardır. Özellikle olsun bir çocuğu cinsel ilişkiye let, organların işlevle- meler ve hâkimlere emir siyasi nitelikteki davalar- zorlamanın ağır suç olduğunu Ç ri bakımından bakıldı- ve talimat veremez; genel- da yapılan uygulamalar, öğretebilmiş ise. ğında “güçler ayrılığı” ilke- verilen hükümlerin bu ge gönderemez; tavsiye ve sine dayanır. Bu ilke gere- olumsuz kanaatin oluş- telkinde bulunamaz”. ruz. Bu salgın özellikle, Türkiye raya ertelendiğini görüyorum! Salgın ği devlet yasama, yürütme, masına yol açtığı açıktır. Cumhuriyeti’nin yasadışı kabul Hangi gerekçeyle? Yoksa bu Herkesin malumudur ki ye- Adalet dağıtan kişi yargı organlarından oluşur. ettiği tarikatlar ile bağlantılı ce- salgını, ülkenin ortak bilincin- tişkinliğe ilk adımlar güdü Bağımsızlık ve Bu organlar modern devle- Anayasanın güçler ay- maat ve vakıf ortamlarında, on- de ve vicdanında, tek bir vaka- kontrolünü öğrenmekle baş- tin üç ayrı işlevini temsil rılığı ve yargı bağımsızlı- tarafsızlık lara ait kurslarda, yurtlarda ve ya indirip, vakayı da unuttur- lar. İşte onun için vakaların ederler. Her organ diğerin- ğı ilkelerine uygun bu dü- “Yargıçlık teminatı” ana- cemaatin kapalı kutusunda ya- maya yönelik bir “dostlar alış- patladığı ortam önemlidir ve den bağımsız bir şekilde iş- zenlemelere karşın, yar- yasada bir ilke olarak yer şayanlar arasında görülmekte! verişte görsün” telaşı ile mi ilk bakışta ferdi olan suç, suç- levini yerine getirir ve ay- gının yönetimine iliş- almakla birlikte, yargı- Olay, yaşama, kadınlara ve er- karşı karşıyayız? luyu üreten ortamı da sorunlu nı zamanda birbirlerini de- kin Hâkimler Savcılar nın yönetiminden sorum- keklere, cinselliğe dair, hasta- Çoğu yetişkinde doğuş kim- ve vicdanen sorumlu hale ge- netler. Bu organlar arasın- Kurulu’nun yapısını belir- lu Hâkimler ve Savcılar liği ile edinilmiş kimlik den- lıklı kimi zihinlerce çarpıtılmış tirir. “Çocuk”, yetişkin diraye- da yargı, demokratik hukuk leyen, onu yürütme organı- Kurulu’nun mevcut yapı- ge içindedir ama kimilerin- birtakım yorumların bir grup tine ulaşmamış olduğu için ki- devleti bakımından yaşam- nın (partili cumhurbaşka- sı itibarıyla bu güvencenin insana grubun başkanları tara- de bir özellik öne çıkabilir. milerince “çocuğun rızası” diye sal bir öneme sahiptir. Yar- nı) denetimine sokan ana- tam olarak sağlandığı söy- AKP’li siyasetçilerde ya da “6’lı fından zerk edilmesi, bazen da- nitelendirilen bilinçsizlik hali, gı organının, hukuk devle- yasanın 138. maddesinde- lenemez. Kamuoyunca bili- masa”daki kimi sayın beyefen- yatılması, anılan grupların al- failin fiilindeki vahameti azalt- tinin gerçekleşmesi ve ada- ki hükümler, yargı bağım- nen ve yakından izlenen ba- dıkları parasal, bürokratik ve dilerde, hatta muhalefetin kimi maz. Böyle uydurma bir maze- letin sağlanması için diğer sızlığını bütünüyle ortadan zı davalara bakan mahke- üyelerinde olduğu gibi. Kanım- en önemlisi siyasal destek sa- retin arkasına sığınarak suçlu- organlardan tam anlamıy- kaldıran ve hukuk devle- me yargıçlarının başka yere ca, ister iktidarda, ister mu- yu destekleme girişimi, sadece yesinde icraatlarını fütursuzca la bağımsız olması gerekir. ti ilkesini büyük ölçüde ze- atanması ve görevlendirme- sürdürebilmeleri, kendilerine halefette olsun, kimliğinin en bu suça eğilimli insanları cesa- “Yargı bağımsızlığı ve taraf- deleyen niteliktedir. ler, bu düşünceyi haklı gös- önemli kısmını bir dine men- retlendirir ve ortak vicdani so- dokunulmadığı için pervasızlık- sızlığı” olarak karşımıza çı- Yargıç, vicdanıyla hare- terecek nitelikte olmuştur. subiyetle ifade eden yurttaş- rumluluğu büyütür. larının salgına dönüşmesidir. kan bu ilke, bütün çağdaş ket eden, vicdanının sesi- Yine de bir yargıç, adalet Son olayın üstüne AKP’li ka- lara ve herkesten önce onlara, demokratik devletlerin ana- ni dinleyen kişidir. Yar- beklentisine yanıt verebil- İktidarın telaşı bu gidişatı durdurmak için laf yasalarında yer almaktadır. dınlar telaşa kapıldılar; yalnız gıç, adil olmak zorunda- melidir. Bir gücün etkisinde olayın dinle ve siyasetle ilgisiz AKP’deki tepkileri, ihtiyatla değil somut önlemler üretmek Anayasanın 2. madde- dır. Adalet dağıtan kişi- verildiği izlenimi yaratacak si demokratik hukuk dev- dir o. Adalet, devlet, top- olduğunu bildirmekten de ge- karşılıyor ve laf faslını geçip iş düşüyor! Yoksa bu öyle bir ka- kararlar, yargıcın vicdanın- leti ilkesini, 7. maddesi ya- lum ve birey için yüce bir ri duramadılar. Tek bir vakadan faslına gelince, apaçık bir dava- ra çamur ki üstlerine sıçrar ve da yer bulmamalıdır. sama yetkisini, 8. madde- değerdir. Ve adalet yar- Gücünü anayasadan değil bir salgından bahsediyo- nın duruşmasının altı ay son- ilelebet yapışıp kalır!... si yürütme yetki ve göre- gıcın vicdanında biçimle- alan, Türk milleti adına vini, 9. maddesi ise yargı nir, kararında kendini gös- ve anayasaya, kanuna ve yetkisini düzenlemektedir. terir. Kararlar adil değil- hukuka uygun olarak vic- “Yargı yetkisi, Türk mille- se, toplumun adalete, dola- dani kanaatlerine göre ka- ti adına bağımsız mahke- yısıyla yargıya olan güve- rar vermekle yetkilendiri- melerce kullanılır.” Mahke- ni azalır. Son yıllarda yar- len yargıçların “yargı ba- Türkiye İş Bankası, melerin bağımsızlığını dü- gıya olan güvenin azaldığı ğımsızlığı ve tarafsızlığı” zenleyen 138. maddeye gö- bir gerçektir. Bu kanaatin ilkesine uygun karar ver- re “Hâkimler görevlerinde oluşmasında yargı yöneti- meleri anayasal ve vicda- Paris 2024 Olimpiyatları Yolunda bağımsızdırlar, anayasaya, minin yargı bağımsızlığını ni görevleridir. Toplum kanuna ve hukuka uygun ortadan kaldıracak uygu- beklentisi de budur. Olimpiyat Takımımızın Cumhuriyet Devrimi’ne bakış PROF. DR. SEDA ÜNSAR Toynbee, Atatürk’ün 15 yıla dört yüzyılı sığdırdığını Yanında! söylerken, kendisine oryantalist kibrini dahi bir atı’da ortaçağda antik kenara bıraktıran bir hayranlıkla, ters makro BYunan felsefesinin üze- yapısal şartlara rağmen tarihin rastlamadığı bir rine giydirilen Hıristiyan- adanmışlıkla gerçekleşen bir dev ekonomi politik ve lık kozmolojisi bir skolastik düşünce otoritesi yaratmış- ideolojik-kültürel sıçrayışa işaret eder. tır. Bu otorite sadece erdem silen “çifte hakikat” teore- rerek ilerlemiştir. Kapitalist ve politikayı değil, aynı za- mini okuyan ve kendileri- dünya-ekonomiye çarpık manda doğaya ait bilginin ne İbni Rüştçüler diyen/ olarak eklemlenme ile fel- kaynağını da kapsıyordu. denilen ortaçağ keşişleri- sefe ve bilimsel düşüncenin 15. ve 16. yüzyıllar ise do- nin de rolü büyüktü. önünün kesilmesi Doğu’da ğaya ait bilginin kaynağı- Annales Okulu’nun ünlü iki duruma yol açmıştır: 1- nın gözlem ve deney oldu- Tam gelişmemiş sınıf yapı- tarihçisi Fernand Braudel, ğu fikrini doğuracak olan ları gibi makro yapısal du- kapitalizmi, kendi adıyla öz- Rönesans çağıydı. rumlar, 2- Modernitenin on- deşleşen “uzun vadeli” (lon- Leonardo da Vinci, And- tolojik ve epistemolojik te- gue durée) süreçte ve büyük reas Vesalius ve Galileo Ga- meli olan sekülerleşmenin sosyoekonomik faktörlerin lilei (ve başkaları) doğayı tarih yaratımındaki rolüyle göreli olarak yokluğu. gözlemledikçe onun kutsal Cumhuriyet Devrimi laikli- analiz eder. Sekülerleşme- metinlerde anlatıldığı gibi ği kurumsallaştırarak bilim- nin ekonomi politik ayağı- olmadığını, dolayısıyla kut- sel düşüncenin temelinde- na bakıldığında denilebilir sal metinlerin doğa üzerin- ki merak dürtüsünün sadece ki uzun vadede Batı’da eko- de bir otoritesi olamayaca- Batı’da doğan insana ait ol- nomik altyapıda feodal mo- ğını ispatladılar. Teoloji ile mayan, evrensel bir katego- deli yerinden eden kapita- bilimin birbirinden ayrıl- ri oluşunu temel almış; İbni lizm, eşzamanlı olarak üst- ması ve bilimin seküler on- Rüşt’ten sonra karanlığa gö- yapısında da feodal örüntü- tolojisi bu ispatla mümkün mülen Doğu’da bilimsel dü- leri yıkıyor, modernleşmey- oldu. Bu ayrılış bilimin te- şünce ve felsefenin önünü ilk le birlikte laik ulus devletin olojiden özerkliğini kurar- defa açmıştır. Ünlü tarihçi temelini atıyordu. ken, bilimsel alanı kaybe- Arnold Toynbee Atatürk’ün derek sarsılan kilise otori- İdeolojik sıçrayış 15 yıla dört yüzyılı sığdırdı- tesi erdem ve politik alan Doğu’da ise İbni Rüşt’ün ğını söylerken, kendisine or- üzerindeki etkisini de kay- (ve el Kindi, Farabi, İbni Si- yantalist kibrini dahi bir ke- betmeye başlayacaktı. na, Ömer Hayyam gibi akıl- nara bıraktıran bir hayran- Laik ulus devlet cıların) temsil ettiği felsefe lıkla, ters makro yapısal şart- ve bilimsel düşünce, iktidar lara rağmen tarihin rastla- 19. yüzyıla gelindiğindey- gücünü arkasına almış olan madığı bir adanmışlıkla ger- se, bilimsel düşünce devri- Gazali’ye yenilmiş, ardın- mi ve Aydınlanma, sosyal çekleşen bir dev ekonomi da ekolleşecek bir birikim ve politik alanın üzerinde politik ve ideolojik-kültürel bırakamadan yok olmuştu. yükseldiği sekülerleşmeyi sıçrayışa işaret eder. çoktan sağlam bir ontoloji- Bu durum, Doğu’da seküler- Nasıl ki hakikat bir bü- ye ve epistemolojiye oturt- leşmeyi birkaç filozofun dü- tünse, aslında dünya da muştu. Böylece moderni- şüncelerine hapsetmiştir. bir bütündür; fakat Batı’da te seküler bir temelde inşa Öte yandan 16. ve 17. yüz- sağlamlaşan kapitalist ediliyordu. İşin ilginç yanı, yıllarda Batı’da sağlamla- dünya-ekonomi dünya- şan kapitalist dünya-ekono- nın geri kalanını içine al- yüzlerce yıllık bu sürecin TMOK Resmi Destekçisi dıkça biz “dünyanın geri başlamasında İbni Rüşt’ün mi, dünyanın geri kalanını Gazali’nin kılıcıyla önü ke- da içine alarak ve çevreleşti- kalanı”na Doğu diyelim.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle