Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
“Direniş” 1940’lar
12 ARALIK 2022 PAZARTESİ
HABER/YORUM 9
Charles de Gaulle’den
için Fransa’yı yazıyorum? Ya-
kalkıp Macron’a iniş-2 Tercihlerin ve
şanmış ve taze örnekleriyle bi-
Nze kendi yapımıza, sorunlarına
dayatmaların bedeli
bir bakma şansı verir. Ve düşündürür.
nıflara “sermaye için emek reformla-
dedikten sonra dünya ekonomisi bir
NASA’da çalışanların, dünyaya ben- oğuk Savaş’ın bitişiyle birlikte ye-
rı” getirdi. VW Şirketi’nin yetkilisi Hartz
anaforlar dönemi geçirdi. Her yer-
ni dünya düzenine ilişkin çeşit-
zer sayıp yoğun incelemeye aldıkları
de “Abi, yarın dolar kaç, Alman Mar- hazırlamıştı! Ücretleri asgari düzeye ki-
Sli tezler üretilmişti. Bunlardan en
Mars’a baktıkları gibi.
litleyip, esnek çalışma getirerek işsizli-
kı (DM) kaç para olacak” soruları baş-
çok tartışma yaratanı 1990’larda Sa-
ladı. Avrupa’da ekonomide kudret Al- ği çözüyordu! Al sana sosyal yol.
muel P. Huntington’ın kaleme aldığı
PCF
manya’daydı. Doların bıraktığı boşluk- “Yeni Avrupa” tasarımında da yine
“Medeniyetler Çatışması” oldu.
Fransız Komünist Partisi (PCF)
ta öncelikle güçlü para DM’yi güven- Almanya son sözü söyledi. Monnet’nin
Bu yazıda tezin bütününü tartışmak
1920’de kuruldu. Siyasette ve eko-
ceye almak gerekiyordu. Fransa’nın ve Delors’un hayalleri olan bir Avru- yerine Türkiye’ye ilişkin öngörülerinden
nomide bir “alan” çizdi ve orada var-
hareketle, günümüzde yaşanan Cum-
o tarihlerde başındaki liberal Giscard pa federal yapısı için liberal Giscard’ın
lığını, sürekliliğini gösterdi. Üç kez ik-
huriyeti tahrip sürecinin iktidar değişik-
d’Estaing ile anlaşarak Avrupa için sı- başkanlığında, iri kıyım kişilerin ha-
tidar ortağı, yani siyaseti şekillendir-
liğiyle sonlanıp sonlamayacağını anla-
kı disiplinli bir “Döviz Kuru Mekaniz- zırladığı “Avrupa Anayasası” 2005’te
mede aktif oldu. Birincisi, 1936-37’de maya çalışacağız.
ması” (ERM) kurdular: 1979. Tüm Av-
Fransa’da ve Hollanda’da halk oyla-
üç partili Halk Cephesi Hükümeti’nde
rupa paraları birer dar ceket giydi. Es- rıyla reddedildi. Merkel’e gün doğ-
yer aldı. Başbakan, sosyalist Leon ‘Bölünük ülke’ kavramı
neme payı, yukarı aşağı yüzde 2.5. İk-
du. “Avrupa’da federalizm olmaz; hü-
Blum’du. Cesur bir “ortanın ileri so- Huntington, Türkiye’yi “bölünük ülke”
tisat politikası için şu demek oluyor:
kümetler arası görüşmeler rejimi
lu” lideriydi. Göreve başlayışının erte- olarak tanımlamaktadır. (Medeniyetler Ça-
Devletin elini bağlıyoruz. Her istedi- olur” dedi. Ve bunu 2007’deki Lizbon
tışması, Vadi Yayınları, 1997, s. 35.)
si günü “Matignon Anlaşması” ile ser-
ğin kamu harcamasını yapamazsın!
Antlaşması’na yazdırdı. Ne fark var?
“Bölünük ülke”den kasıt, yöneticilerinin
mayeye büyük bir emek hakları pake-
Yoksa sürekli açık verir, paranın dış Federalizm bir “sosyal yol”un kapısı-
Batı medeniyetine, halkının bir kısmının
tini kabul ettirdi. Fakat Halk Cephe-
değerini (“kur”u) tutamazsın, paran François
nı açabilir. Avrupa çapında gelir dağı-
buna karşıtlığı halidir. Bir anlamda Cum-
si, uzatmalar da içinde, 1938 baharı-
Mitterrand
zayıflar. Avrupa’da söz sahibi olacak-
lımı gibi tehlikeli konular baş göste-
huriyetin Aydınlanma değerlerine taraf ve
na kadar sürdü. Büyük sermaye daha
san, önce paran güçlü olacak!
rir. Alman vergi mükellefi niçin İspan-
karşıt olma durumu...
oldu. Almanlar iki vazgeçilmez koşul
fazla izin vermedi.
Fransa için her şeyin değişmeye
yol emekçisinin durumunu düzeltsin? Huntington, Türkiye için şu ifadelere
dayattılar: Bir, “Her devlet iktisat po-
PCF’nin ikinci iktidar ortaklığı
başladığı nokta budur. 1970’lerin istik- yer vermiş: “Bu tür bölünmenin en aşikâr
Zinhar!
litikasında bizim Bundesbank’ın zırhı-
1940’taki Alman işgali ile filizlenmeye
ve prototipik örneğini Türkiye teşkil edi-
rarsızlığından gelen Fransız ekonomi-
nı giyecek, çıkarmayacak”. Yani, bütçe
başlıyor. Komünistler halkın pek kü-
yor. Türkiye’nin yirminci asrın sonla-
sinde, 1981’in “Ortak Programı”ndan
açığınız GSYİH’nin yüzde 3’ünü, kamu
çük bir yüzdesinin katıldığı “Direniş”i
rındaki liderleri, Atatürk geleneğini ta-
sonra enflasyon yükselişe geçti. Sos-
borcunuz da yüzde 60’ını aşmayacak!
süreklilikle çalıştıran motordular. “Di-
kip etmekte ve Türkiye’yi modern, sekü-
yalist Parti’nin Maliye Bakanı Jacques
İki, “İstediğiniz Avrupa Merkez Bankası
ler, Batılı milli devlet olarak tanımlamak-
reniş” Fransa için bir “milli mücade-
Delors Fransız Frankı’nın (FF) değeri
(ECB) kamuya değil, bankalara (finans
tadırlar. NATO’da ve Körfez Savaşı’nda
le” idi. Sempati ve saygınlık kazan-
düşer ve tutulamazsa, yani ceketin di-
sermayesine) çalışacak”. Amerika des- Türkiye’yi Batı ile ittifaka soktular; AT’ye
dılar. İşgalin bitişiyle 1944 Eylül’ün-
kişleri atarsa Avrupa üzerinde söz sa-
üyelik için müracaat ettiler. Mamafih, Türk
tekledi. İstersen kabul etme!
de kurulan De Gaulle hükümetinin bü-
hibi olmaktan vazgeçileceğini düşünü-
toplumundaki (bazı) unsurlar, aynı za-
yük ortağı idiler. Seçimde en yüksek
yordu. Mitterrand’ı buna inandırdı. Bi-
manda İslami bir silkinişi desteklemiş ve
Evdeki hesap
oyu (yüzde 30 gibi) aldılar. 1944’te
lenler biliyor ki Mitterrand’ın eti ve ke-
Türkiye’nin esas itibarıyla Müslüman bir
“Direniş”in hazırladığı “Kurtuluş Söz-
çarşıya uydu mu?
miği siyasetti (İngilizlerin “political ani- Ortadoğu ülkesi olduğunu ileri sürmüşler-
leşmesi” hükümetin programıydı: Dev-
İktisatçıların ille düşündüklerini an- dir. Ayrıca Türkiye’nin seçkinleri Türkiye’yi
mal” dedikleri tip). Delors’un öngördü-
letçi bir ekonomi ve ayrıca Monnet’nin
latabilmek için, izleyeni zorladıkları bir Batılı bir toplum olarak tanımlarken
ğü “güçlü frank” (franc fort, ff) çizgi-
Beş Yıllık Planı. Soğuk Savaş hazırlık-
Batı’nın seçkinleri Türkiye’nin öyle oldu-
“düş” hali (varsayım) vardır: “Diğer her
sine geçiverdi. Bu, “Avrupa’da Alman-
larındaki ABD ise PCF’ye olumsuz ba-
ğunu kabule yanaşmıyorlar. (...) Mekke’yi
şey aynı kalmak koşuluyla!” Oysa ger-
ya ile aynı yatakta yatacağız; ‘ff’ için
kıyordu. Savaş yıllarını Alman hap- reddettikten sonra, nereye bakar Türkiye?
çek dünya tam tersidir: Hiçbir şey ay-
bedeli ne ise!” demekti. Bedeli “Ortak
Cevap, Taşkent olabilir.” (Age, s. 36.)
sinde geçiren
Program”dan nı kalmaz! Zamanın akışında hesap-
Huntington, her ne kadar yeni yönelimin
Blum’a, 1946
ta olmayan güçlü akıntılar çıkıverir.
vazgeçmek-
Taşkent olacağını ifade etse ve Mekke’nin
başındaki Was-
1990’larda birbirini tetikleyen, dalga-
ti. Vazgeçil-
reddini geçerli bir olgu olarak tanımlasa
hington ziyare-
lar yaratan güçlü akıntılar ve ciddi biri-
di. Bir yol ay-
da medeniyetleri din eksenli olarak tanım-
tinde, PCF’nin
kintileri oluşmaya başladı. Pek kısa sü-
rımına girildi.
lamasıyla, yaptığı örtük öneri, Türkiye’nin
Jacques
bulunduğu bir
Fransa için rede ve alt alta, üst üste. Fransa’nın
Mekke’ye yönelmesini içermektedir.
Delors
Fransız hükü-
1980’lerdeki “Avrupa hesabı”nı artık
ya ulusal/
metine yardım
toplumsal bunlar şekillendiriyordu.
Yeşil kuşak ve
yapılmayaca- Yaşa Delors! Babamız!
1970’lerle başlayıp 1980’lerde hızla-
program ya
ılımlı İslam
ğı söylendi. Te-
Delors, Avrupa Komisyonu Baş-
nan sermaye rüzgârında siyasetin ba-
Avrupa’nın
Evren’in önderliğinde devlet 1980’lerde
meli 1947’nin
kanı sıfatı ile 1988 Eylül’ünde İngiliz
yönetimine şını İngiliz Thatcher çekti. Önce Fran-
ABD’nin “Yeşil Kuşak Projesi”ne göre şe-
mart ayında
Sendikalar Topluluğu’na (Trade Uni-
sız “sağı“nı, Giscard’ı, Chirac’ı ken-
soyunmak.
killendirilmişti. Buradan Türk-İslam sente-
Truman’ca atı-
on Congress) bir konuşma yaptı. Birle-
İkisi birden dine meftun etti. “Anglofil”lik, önce
zi doğmuştu. Bu süreç, bugün kimilerinin
lan, iç içe ge-
şik Avrupa’nın bir yeni toplum modeli
Chirac’la büyüyen bir özelleştirme dal-
olmuyor, ka-
hayretle karşıladığı tarikat ve cemaatlerin
çerek Soğuk
olacağını söyledi. Şunu demeye getir-
rarı veril- gası yarattı. Mitterrand ses çıkarma-
yeniden hayat bulmasına yol açtı. Sovyet-
Savaş’ı inşa
di: “Avrupa’da sol yeni toplum modeli
di. “Blum dı. Birlikte yaşamaya rıza gösterip bu- ler Birliği’nin dağılması “Yeşil Kuşak”ı ka-
eden yapı taş-
yapamıyor. Madam Thatcher madenci
dük kılınca devreye “ılımlı İslam” sokuldu.
na “cohabitation” dedi. Devlet ekono-
noktası”ndan
larını biliyoruz.
grevinin üzerinden silindir gibi geçtik- Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) de
da “De Gaul- misinin birikimi sermayeye hazır kay-
1947 Mayıs’ında, yeni Başbakan Ra-
2000’lerde yürürlüğe sokuldu. AKP, bu
ten sonra sizler de ne haldesiniz? Top-
nak olarak aktarıldı. Kapitalizmin yeni
le noktası”ndan da uzaklaşıyoruz!
madier PCF’yi hükümet dışına itiverdi! koşullarda iktidar oldu. Huntington’ın yu-
lu pazarlık rejimini ancak Avrupa ça-
Yeni bir sahne kurulacak. Sahne- dünya senaryosunda yer alacak Fran-
karıda aktardığımız ifadesinde yer alanın
Ayrıntılara girmeyelim.
pında kökleştirebilir ve emeği ancak
yi Delors kuruyor. O da Monnet gibi, sız sermaye sınıfına büyük avans oldu,
aksine, Türkiye’nin yeni seçkinleri, başlan-
PCF’nin üçüncü iktidar ortaklı-
o çapta koruyabiliriz.” Usta bir konuş-
bir “Avrupa Birleşik Devletleri” düşü- iştahını kabarttı.
gıçta Türkiye’yi Batılı bir toplum gibi gör-
ğı 1981-84 yıllarında. Sosyalist Par-
maydı. Herhalde buna inanıyordu. Kül-
nüyor. Fransa’nın tek kalırsa zayıflaya- Thatcher’laşma ülke veya Avrupa
me sözü vererek yola çıktılar; denetim-
ti Başkanı Mitterrand 1981 Mayıs’ın-
yutmaz İngiliz sendikacılar da coştu-
çerçevesinde kalacak şey değildi. Ka-
cağını, Avrupa çapında mimarlığa so-
siz kaldıkça gerçek amaçlarına yöneldiler
da cumhurbaşkanlığı seçimini ka-
lar; kendi dillerinde (herhalde) “Baba-
yunursa potansiyeline erişeceğini dü- pitalizmin, toplumu arka plana alan,
ve ülkeyi tam bir Ortadoğu ülkesi yapmak
zandı. Partisi de hazirandaki seçim-
mız Delors!” diye bağırdılar. Fransız ve
şünüyor. İşi üstleniyor. 1985’te Avru- yok sayan dünya çapındaki yeni iddiası için tam yol ilerliyorlar! Hedef ülkeyi “bö-
lerde en yüksek oyu (yüzde 38) al-
İngiliz işçi sınıfları sonraki yıllara ora-
pa Komisyonu Başkanı oluyor. On yıl idi. Sermayenin büyük “iklim değişik- lünük” olmaktan kurtarmaktır. Nasıl? Hal-
dı. Yüzde 16’da kalan PCF ile bir “Or-
dan geldiler. kın seviyesinde herkesi eşitlemeyi amaç-
sürecek. Fransız tasarımlı “Avrupa”ya, liği” idi. Avrupa’yı ve her yeri fethe çı-
tak Program”da anlaşıp birlikte hükü-
2000’e doğru finans serma- lamayan süreci hızlandırarak... Ancak bu-
“bir para yolu”ndan ve demir tarama- kan bir kapitalizmde otorite ve güç ye-
met kurdular. Emeğin haklarını geniş-
nun sürtünmesiz olması mümkün değildi.
yesi öncülüğünde “piyasacılık”
dan, DM çıpası bırakılmadan gidilerek niden şekilleniyordu. Sermayenin dün-
leten, ekonomide ciddi devlet yapılan-
yaya kendi “para yolları”nı yeniden dö- “serbest”leşerek toplumların siyasal
bir Avrupa Parası yaratılacağını tasar-
ması ile “cesur bir ortanın solu” prog-
Direncin kırılması
enerjisini boşaltmaya başladı. “Sol”un
lamıştır. Yüksek kalite sahibidir ve üs- şeyen katmanı finans sermayesi ve pi-
ramı idi. Mitterrand bir danışmanına
Direncin kırılması için özellikle TSK’nin,
dokusu değişiyordu. Güç finans piya-
tün müzakerecidir. Jakobence bakar: yasalarıydı. Elbette siyasette de yolla-
“Kapitalizmin beline büyük darbe vu-
yargının, Diyanet’in dönüştürülmesi ge-
salarında yerleşmeye başlarken piya-
Avrupa çapında kurumlar kurup on- rı döşeyecekti.
racağım!” demiş. Fakat 1983’te önce rekiyordu. Bunlar adım adım gerçekleşti-
sacı ve rekabetçi söylem, ilişki ve çı-
ları çalıştırmak lazım! Önce, 1980’le- Avrupa’da ekonomik kudret Al-
ekonomide iklim değişti. Bir yıl son- rildi. Kumpaslar ortalığı dümdüz etti. Gü-
rin sonlarında Avrupa Tek Pazarı’nı manya’nındı, dedik. İki Almanya tek karlar bütünlük kazanıyordu. “Sol” bu-
ya “askeri vesayet” bitirilecek ve “ileri de-
ra PCF ayrıldı. Gidiş o gidiş oldu. Fran-
na yeni bir toplumcu/ulusal düşünce
kurdurdu. Sonra, iki eksen tasarla- ve büyük olduktan sonra kudret da-
mokrasi” inşa edilecekti! 3Y yani yolsuz-
sız siyasetinin o farklı “alan”ı eridi.
gücü (“fikriyat”) ile karşı koyamıyordu.
dı: Avrupa Para Birliği (EMU) ve Av- ha da arttı. Maastricht’ten (1992) son-
luk, yoksulluk ve yasaklar sona erecek-
“Sol”un sorumluluğu artık Sosyalist
rupa Toplumsal Sözleşmesi (Charter) ra, “Para işi tamam, Sosyal Avrupa is- Sermayenin gücü büyürken Fransa’da
ti. Oysa Diyanet öncülüğünde yeni vesa-
Parti’de kaldı.
önce PCF, sonra da Sosyalist Parti ar-
(Türkiye’de “Emeğin Avrupası” denil- temem!” dedi. 1999’a, “Avro”ya varıl-
yet odağı inşa edildi. Tarikat ve cemaat-
di!). EMU 1992’de, Maastricht’te bulu- dığında sermaye sınıfı “finans-sanayi tık eriyordu. Kendi özünden başka “bir
ler ekonomik, sosyal, siyasi güç merkezi
Dönülmez akşamın
şup anlaşarak “Avro”nun dünyaya ge- kompleksi”ni oluşturmuştu. 21. yüzyıla şey” olan Thatcher’laşmaya öykün- oldular. Tam tersine 3Y ülke gündeminin
ayrılmaz parçası haline geldi.
ufkundayız leceği (1999) “müjde”sini vererek ku- me başlamıştı. Zaten Blum’dan da De
girerken Avrupa’da para yolu açılmış-
Bütün bunlara rağmen halkın bütünüyle
Biliyoruz, 1971’de Nixon, “Doları al- ruldu. “Büyük Fransız-Alman pazarlığı” tı, “sosyal yol” açılmadı. 2003-2005’te Gaulle’den de iyice uzaklaşmıştı. Artık
dönüştürülmesi mümkün değildi.
tından ayırıyoruz. Sayım suyum yok!” diyeceğimiz sıkı muhabbetin ilk ürünü “sosyal demokrat” Schröder çalışan sı- donanımsızdı.
Bu yüzden Erdoğan, ülke sınırlarını Or-
tadoğululara açarak sosyal dokuyu ye-
niden yapılandırmaya girişti. Hatay, Ki-
AğAr yeniden yol- iş BAşk Anı
AKP tartışmalı bütçe görüşmeleri sırasında torba yasa teklifini TBMM’ye sundu
lis, Gaziantep, Urfa artık Türk kimliği ve
kültürünü yansıtan şehirler olmaktan çık-
tı! MHP de milliyetçi kimliğine rağmen bu
‘Vergi dilimindeki
durumu seyretmekle yetindi. Muhalefe-
tin de uzun süre duyarsız kalması, Zafer
adaletsizlik giderilsin’
Zeytinlikler madene kurban
Partisi’nin kısa sürede dikkate değer alan
kazanmasına yol açtı.
ÜRK-İŞ’e bağlı Yol-İş Sendikası Genel
İşin ekonomik boyutu da bu süreçten
GAMZE KOLCU
TBaşkanı Ramazan Ağar, 12. Olağan Ge-
bağımsız değildir.
nel Kurul’da yeniden başkan seçildi. Ağar,
önetmelikle zeytinlikleri ma-
“Açıklanan ‘Ekonomi Programları’ çalışanlar
Vizyonların açmazı
Ydenlere açan AKP, yasasını
için umut vermemektedir. Vergi diliminden
AKP’nin “Türkiye Yüzyılı” vizyonu, Cum-
da önceki gece İçişleri, Sağlık, Ai-
kaynaklanan adaletsizlik ilk dilim baz alına-
huriyet Aydınlanması karşıtlığı ortak pay-
rak güncelleme yapılmalıdır” dedi. le ve Sosyal Politikalar bakanlık-
dasında ülkeyi “bölünük” olmaktan kur-
Ağar, genel kuruldaki konuşmasında ta-
larının bütçe görüşmelerinin tar-
tarmayı ve gerçek bir Ortadoğu ülke-
şeron işçilerinin kadroya geçirilmesin-
tışmaları arasında Meclis’e getir- si yapmayı amaçlamaktdır. Altı yaşındaki
de Yol-İş’in rolüne dik-
çocuğun gelin edilmesinin şaşılacak hiç-
di. AKP’li milletvekillerinin imza-
Özel: AYM’nin dilinde tüy bitti
kat çekti. Gelir dağılımı-
bir yanı yoktur! Onlar için mesele, her ne
sıyla sunulan teklife göre, zeytin-
nın bozulduğunu, vergi
pahasına olursa olsun iktidarı sürdürmek,
lik alanlarda madencilik faaliyet- HP Grup Başkanvekili Özgür Özel, ge- Zeytinin, ormanların özel bir yeri var.”
bunun için sıcak para bulmak ve sistemin
sistemindeki adaletsizli-
Cce yarısı Meclis’e sunulan teklifte kri-
lerine izin verilecek.
kesintiye uğramasına engel olmaktır!
ğin sürdüğünü ifade eden
‘Amaç bizi dağıtmak’
tik maddeler olduğuna dikkat çekerek
Torba yasa teklifi, zeytinlik
CHP’nin “İkinci Yüzyıla Çağrı
Ağar, yüksek enflasyo-
Büro-İş Sendikası Genel Başkanı
“Birincisi limanlar ihaleye çıkmış, kira-
alanlarda madencilik faaliyetle- Beyannamesi”nin de ülkeyi bağımsız, hal-
nun alım gücünü düşür-
Alay Hamzaçebi ise, teklifin 11. ve 12.
ya verilmiş. Geçtiğimiz yıl bununla ilgili
kı egemen ve bireyi özgür kılmayı amaç
rine izin verilmesini de kapsı-
düğünü söyledi. Cumhu-
maddelerine tepki gösterdi. Maddede,
bir kanuni düzenleme yapıldı. İtiraz ettik.
edinen Cumhuriyet programını yürürlüğe
riyetin ikinci yüzyılında yor. Buna göre elektrik üretimi
memur sendikalarının yüzde 2’sinden
Kiracının sözleşmesi bitiyor, bir kanunla
koyarak herkesi seçkin kılacak ve “bölü-
sendikal anlamda iyi bek- için madencilik yapılan sahaların
daha fazla üye kaydetmiş sendika üye-
içindeki kiracıya ihalesiz kırk dokuz yıla nük” hale bu şekilde son verecek zengin-
Ramazan Ağar
lentiler içinde oldukları-
zeytinliklere denk gelmesi duru-
lerine toplusözleşme ikramiyesi öden-
liği içermekten yoksun görünüyor.
tamamlama olmaz dedik” dedi.
nı ve ortak iradeyi oluşturmak gerektiğini
munda bakanlık izni ile maden-
mesi hükmünü eleştiren Hamzaçebi,
Özel, Anayasa Mahkemesi’nin iptal etti-
söyleyen Ağar, “İş kazalarını önlemek müm-
Danıştay’ın geçmişte yürütmesini dur-
cilik yapılabilecek. Mevcut dü- Sonuç
ğini anımsatarak, “Dün gece yarısı -geçen
künken ekmeğini kazanmak için çalışan,
durduğu yüzde 1’lik barajın, yasa tekli-
zenleme, zeytinlik tapusu olan ya de getirilmişti, tartıştık ‘yeniden inceleye- Yeniden Cumhuriyetin temel tercih-
evine dönemeyen emekçi ölümlerini ka-
fi ile yüzde 2’ye çıkarılmak istendiğini
lerini merkeze koymadan ödenen be-
ceğiz’ diye geri çekildi- tekrar koymuşlar”
da fiilen zeytinlik olan alanlarda
bul edilemez buluyoruz. Bir işçinin bile ölü-
kaydetti. Hamzaçebi, barajı artırarak deli hafifletmek, aydınlık bir yol tuttur-
tepkisini gösterdi. Özel, ikinci kritik mad-
madenciliği yasaklıyordu. Teklif-
münü kabul etmiyoruz. Bir an önce bu dü-
mak, böylece demokrasiyi işler kılmak
muhalif sendikaların, konfederasyon-
denin ise zeytinliklerle ilgili olduğuna işa-
le, Türkiye Denizcilik İşletmele-
zen değişmelidir. Ücretlilere uygulanan ge-
ve dış dayatmalara direnmek mümkün
ların “dağıtılmak” istendiğini dile geti-
ret ederek, şunları söyledi: “Elektrik ih-
ri ve Devlet Demiryollarına ait li-
lir vergisinin yüksek olması satın alma gü-
değildir. Seçimlerde iktidarın değişmesi
rerek “Memur-Sen ve Kamu-Sen, ola-
tiyacının aciliyetine binaen bir yönetme-
manların işletme sürelerinde de
cünü düşürüyor. İşçi hak ve özgürlüklerinin mümkün gibi görünse de bunun büyük
sı iktidar değişikliğinde kendilerinden
lik diyor ki: ‘Elektrik lazım. Zeytinlikler ke-
dönüşüme yeteceğini ileri sürmek aşırı
korunması için mücadelemizi sürdüreceğiz. düzenlemeye gidiliyor. Bu liman-
kopuşları engellemek için de böyle bir
silir, mümkünse taşınır; altı, maden ara-
iyimserlik olur. Dayanaksız iyimserlik ise
Kongremiz de buna hizmet edecektir” diye
ların işletme süreleri 49 yıla ka-
kanun teklifi getiriyor” diye konuştu.
masına açılır.’ Bunu da Danıştay iptal etti.
ahmaklığa kapı aralar...
konuştu. l ANKARA/Cumhuriyet
dar uzatılabilecek.
l ANKARA
Anayasa Mahkemesi’nin dilinde tüy bitti.