23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI PADİŞAH KULLUĞUNDAN KURTULUP YURTTAŞ, HATTA CUMHURBAŞKANI OLABİLMEKTİR CUMHURİYET Cumhuriyetimiz 99. yaşında… “Türkleri Asya steplerine sürmek ya da Anadolu’da yok etmek” amacıyla yurdumuzu işgal eden emperyalistleri bozguna uğratıp, özgür insanların muasır medeniyet seviyesini aşmış müreffeh ülkesini yaratmak hedefiyle yola çıkan Mustafa Kemal Paşa ve Kemalist Devrimciler, kurdukları yeni devletin adını 29 Ekim 1923 günü ilan ettiler: Türkiye Cumhuriyeti! Bu yeni devlet, tesadüfen yahut şans ya da mucize eseri kurulmadı. 600 yıllık Din-Tarım İmparatorluğu enkazı üzerinde Laik Cumhuriyet, çok önceden tasarlanıp tüm ayrıntılarıyla düşünülerek adım adım hayata geçirilmiş, akıl ve bilime dayalı bir planın kararlılık ve cesaretle uygulanmasıyla yaratıldı. İlk gençlik yıllarından itibaren durmaksızın okuyan, yabancı dilini geliştiren, dış ve iç basını takip eden, Dünya, İslam ve Türk Tarihi, coğrafya, sosyoloji ve felsefe ile ilgilenen, bilim ve teknolojideki gelişmeleri izleyen, Tevfik Fikret’ten feyz alan, Fransız Devrimi hakkında derinlemesine bilgi edinip Avrupa ve Dünya’ya etkilerini inceleyen, düşüncelerini olgunlaştıran, usta bir heykeltıraş gibi Selanikli bir yetimden tarihin en büyük devrimcisini yaratan Atatürk, başaracağına öylesine inanıyordu ki; “Evet Paşam bir şey yapacağım!” kararlılığı ve Milleti ayağa kaldırarak vatanı kurtarma azmi ile Samsun’a çıkışından sadece 50 gün sonra, askerlikten istifa etmek zorunda kaldığı 8/9 Temmuz 1919 gecesi Mazhar Müfit Kansu’ya, “Şimdilik kutsal bir sır olarak aramızda kalacak” talimatıyla “Zaferden sonra hükümet biçimi cumhuriyet olacaktır.” hedefini ilk madde olarak not ettiriyordu. CUMHURİYET, KARŞITLARIYLA BİRLİKTE DOĞDU Büyük Millet Meclisinin 23 Nisan 1920 günü açılmasıyla birlikte geliştirilmeye başlanan cumhuriyet fikri, ilk andan itibaren karşıtlarını da doğurdu. Padişah ve yandaşları tarafından örgütlenen iç isyanlara ve Meclis’te Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarına karşı İkinci Gurup adıyla yürütülen sert muhalefete ek olarak, zaferden hemen sonra yakın çevresinden de yürünen kararlı yolu kesmek için yoğun engelleme çabaları görüldü. Cumhuriyetin ilanının ertesi gününden itibaren İstanbul’da başlatılan karşı hareket, Aydınlanma Devrimleri süresince bazen açık, bazen sinsi şekilde ilerlemiş, Atatürk’e suikast girişimlerine kadar varmış, Büyük Önder’in aramızdan ayrılışı ile güç kazanmış, 1950 seçimleri, ABD emperyalizmi güdümlü 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 faşist darbeleri ile sıçramalar yapmış, demokrasi kesintiye uğramış, geniş halk yığınlarının örgütlü mücadelesinin önü kesilmiş, Laik Cumhuriyet ağır yara almıştır. Bu ihanet süreci, sayıları giderek artan siyasi ve dinci yapıları Laik Cumhuriyeti Din Devletine Dönüştürme Ham Hayali’nin kölesi yapmıştır. Oysa Cumhuriyet; Padişah kulu olan milyonları yurttaş kimliği ile kucaklamış, özgür bireyler haline getirmiş, Hukuk Devleti güvencesine ve fırsat eşitliğine kavuşturmuştur. Böylelikle; Malatya Çırmıktılı banka memuru Mehmet Sadık’ın oğlu Turgut, İslamköylü Yahya Çavuş’un oğlu Süleyman, Afyonkarahisarlı öğretmen Ahmet Hamdi’nin oğlu Ahmet Necdet, Kayserili tornacı Ahmet Hamdi’nin oğlu Abdullah, Kasımpaşalı taka kaptanı Ahmet’in oğlu Recep Tayyip Cumhurbaşkanı olabilmişlerdir. 12 Eylül 1980 faşist darbesinin açtığı yolda, Batı Emperyalizmi’nin desteğiyle pervasızca ilerleyen Karşı Devrim, kutlanacak bir Laik Cumhuriyet bırakmama gayretini sürdürse de, Cumhuriyetimizin 99. şeref yılını ulusça ve gururla kutlayacağız. Ancak bugün önümüzdeki temel ödevin, Atatürk Cumhuriyeti’ni yeniden kazanmak olduğunun farkındayız. Bu ödevimizi yapacak, Atatürk Devrimlerini yaşatarak Laik Bilgi Toplumu olma ve muasır medeniyet seviyesini aşma hedefine yönelmiş Türkiye’yi mutlaka yaratacağız. Umutluyuz! 19 Mayıs 1919 günü Samsun’a ayak basan Mustafa Kemal Paşa’nın sahip olduğundan daha güçlü bir ülkemiz, daha bilgili ve bilinçli bir insan kaynağımız olduğunu biliyoruz. Tek eksiğimiz; 100 yıl önce sınanmış ve başarılı olmuş Kemalist Devrimci Önderlik’ten -şimdilik- yoksun oluşumuzdur. Atatürkçü Düşünce Derneği; 33 yıllık deneyimi ile, Yeniden Atatürk Cumhuriyeti’ne ulaşma mücadelesinin düşünsel önderliğini yürütmeye kararlıdır. Bu düşünsel önderliği, siyasal önderlik yapma iddiasındakilerle buluşturabildiğimizde amacımıza ulaşacağımıza inanıyoruz. CUMHURİYETİMİZİN 99. YILI KUTLU OLSUN. YAŞASIN TAM BAĞIMSIZ VE GERÇEKTEN DEMOKRATİK TÜRKİYE! ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ GENEL MERKEZİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle